Thursday, April 30, 2009

Nisanın Son Günü

Şaka bir yana bize ilk verilen takvime göre erken çıkmışız. Tabi yine ilk düşüncemize göre eve dönüş hazırlığı yapıyor olacaktık. Olsun, geç olsun güç olmasın.

Özlemcim hemen yazmış dün gece. Tamiflu işe yarıyor ama erken davranılırsa ve eklemiş, kan değerleriniz "tutunsa" da genel olarak bağışıklık sistemi "düşük", dikkat edin demiş.

Baba "tweet tweet", yani cik cik öterken, haberleri aldınız. Ama tabi dün gece baba uyurken, Nehir'in saat dört buçukta, "peyniir" diye uyanmasıyla, malum yesin de yesin bir durumda olduğumuz için, anne kalktı peynir getirdi, derken emzik, derken su, derken yine bir peynir...saat beş buçuktu sanıyorum uyudu hatun. Ben de altıbuçuktu yattım yine.

Sabah baba kalkıp, kahvaltı hazırlamış, beni 10'da uyandırdıklarında sersem gibiydim.

Hava bana artık sıcak geliyor. AC tam etkili değil. Evde "karantina" hali ise, sıkıcı. Sabah baba-kız salıncaklara gittiler, ama erken bir yağmur, döndüler. Gerçi bence isabet oldu, hem gitmiş oldu, hem de çok karışmamış oldu kalabalığa. Sonrası, biraz uyku, biraz kitap, biraz play dough, annenin kendini Whole Foods'a atıp birkaç günlük yemek alışverişi, sitenin parkına gidişimiz...

Akşam oldu erken.

Fort Worth'de, benim için Mark Dungan'ın memleketi, olası ch14.18 yerimiz, okullar 11 Mayısa kadar tatil edildi.

Ayda'cım henüz hiçbir yerden bir haber yok, bekliyoruz. Salı günü Russell'ı göreceğiz, bir aydan sonra, belki o gün birşeyler öğreniriz. En azından zaanlamayı bilecektir. Bir de aklıma takıldı Nehir'in ilk kontrolü ne zaman.

Ve beklenen (ya da artık beklenmeyen) kitap bitti.

Erkeklere biyolojik olarak ihtiyacımız yok, ama gelin görün ki, Dowd'in başarısız bulduğu feminizm ve kırılamayan erkek hükümranlığı sonucu kocaları ile birlikte varolan (Clinton'lar), yükselen kadınlara bakılırsa acaba gerekliler mi...miymiş. Yine sosyal bir meseleye kendimizi kaptırırız kaygısyla şu bilgiyle bitireyim, kadınların eskiden üçlü yaş ayrımı, pre-babe, babe, post-babe...şimdiki estetik rüzgarla, pre-babe, babe, botox babe, Cher (Bizde Ajda pekkan'a denk geliyor sanırım)'e dönüşmüş...Ve, Barbie bir çizgi roman fahişesi baz alınarak yapılmış bir Alman bebekten doğmuş!...

Küçük küçük ilginç olabilecek anekdotlar olsa da Amerikan basını ve politika dünyası örnekleri bana yakın gelmedi, gazetede okumak daha zevkli, kitap olmamış.

İşçi Bayramımız Kutlu Olsun! Umarım bu yıl dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi "kutlama" ile geçer. Ya da bir gün diyelim.

9 comments:

  1. Zeynep'cim,
    Nehir'in yiyecek istekleri, sabaha karsi bile olsa, iyiye isaret, gece yenenler hemen kiloya donusur ya. Turkiye saati ile brunch yapmak istemis cani, ne yapsin.

    Tatil sizi birkac gun oyalayacak belki ama, genelde bu gecikmeler hep hayirli oldu, bu da olsun insallah. Anneler gununun ardindan belki tam istedigin gibi haberler ulasir sana.

    Kitabin sonunda daha carpici ve delil olarak kullanilabilecek sonuclar bekliyordum :(

    Yagmur, virusleri Nehir'in parklarindan yikamis temizlemis olsun!

    Opuyorum,

    ReplyDelete
  2. Tamiflu bizde var galiba, Oguz kus gribi zamaninda almisti. Sanirim suresi gecmemistir. O zaman da ayni seyi soylemislerdi, ama, zamaninda teshis edilirse...

    Nasil olacak, en ufak bir, aksirik tiksirikta doktora mi kosacagiz yani? Cok zor. Ya da ne kadar surede, iyilesmezsek doktora gittigimizde cok gec olmayacak? Umarim herkes kazasiz belasiz atlatir su vartayi da.

    Cunku Nehircigimden sonra anladim ki, bana olmaz diye bir sey yokmus hayatta!

    Sapancadayiz. Baharin gelisini anlamamak mumkun degil, doga, agaclar, kuslar, otlar cosmus durumda. Yolu gecen herkesi bekleriz...Gulnurcugum cumartesi bir tanidiklariniza gideceginizi soylemistiniz, firsatiniz olursa ugrayin, bir kahve iceriz. Istanbul’ da bulusamadik, bari koskoca moderatorumu burada agirlayayim. Havam olsun:))

    Shine onnn,
    It was all goneee.
    ....
    I don't want no trouble..

    Bruce Springteen soyluyor. Tam da ruh halime denk dustu. Icim icime sigmiyor. Su muzik ne harika bir dost, insana yalniz degilsin mesajini veriyor. Hayatimizdan hic eksik olmaz insallah.

    O kadar cok isterim ki cocuklarim, yetenekli olsunlar ve insanlari mutlu edecek, huzur verecek, kaliteli muzikler bestelesinler, yada en azindan, icra etsinler. Hadi daha da ileri gideyim, hobileri meslekleri olsun diyeyim.

    Hic bir zaman "Hard Core Business" icinde birbirini yiyen insanlarla, para pul pesinde degil, sadece keyif aldiklari, insanca zevkler aldiklari, ve verdikleri, islerde calisabilsinler ve emekleri karsiligini bulsun... Tabi saglikla, artik bu sayfada "default" olan bu lafi yazmiyorum bile.

    Bunlar da "2009 bahar dileklerim" olarak blog sayfalarina yazilsin. Nehir' cigim ilerde donup okudugunda, umarim, tam da beni tarif etmissin "Nurgun" diyebilirsin.

    Nehircigim sana bol peynirli, ve yuksek kan degerli gunler olsun baharin mujdesi. Cok operim, mutlulukla ve saglikla kal...

    Kitap icin de soylenebilecek tek sey "dag fare dogurdu" olurdu her halde.

    ReplyDelete
  3. Bilgecim, bana da sabah toparlamış yüzü gibi geldi!

    Nurgüncüm kitap için yorum doğru, size sözüm olmasa bitirmezdim :) Ama bitirmiş olmak iyi oldu!!

    Tamiflu: lütfen son kullanma tarihine bakın.

    Ve evet çabuk gitmek lazım...üç günü geçirmeden, ilaç o zaman etkili oluyor Meksika'da durumun vahim olmasının ardında doktora geç gitmek de yatıyormuş!!!! Better hurry than to worry!!!

    Ama şimdi Sapanca'da olmak vardı sizinle! Gelecek yıl.

    ReplyDelete
  4. Dalga gectigini hissedince, ne yazmisim diye baktim; neden "hemen" yazmisim bilmiyorum ... gece yeyip uyumayin derler ya, onu demek istedimdi :))

    Bu gece uyanmasin ama uyanirsa tahin-pekmezlı ekmek ustu kofte verin "hemen" kilo olsun :)

    ReplyDelete
  5. Evet cok iyi anliyorum, evde kapali olmak iyi bir his degil ama gunler geciyor. Ustelik yagmur da yagiyor. Iyi taraftan bakalim, ya harika bir bahar havasi olsaydi ve Nehir (ve siz) acik havada olamadigiiz icin cok uzuluyor olsaydiniz. Simdi hic olmazsa soguk olmasa bile islak bir hava var. Be positive :)

    Bak tedaviler bitti de simdi ilk kontrolu dusunuyorsun. Bugunlerin hayalini kurdugumuzu cok iyi hatirliyorum. Zaman, icindeyken, zor geciyor gibi geliyor ama donup baktiginda ucup gitmis. Cok kisa zaman sonra biz karsilikli oturmus sohbet ediyor olacagiz, kucukler oyuncak kavgasi yapacaklar, buyukler de bahcede top oynayacaklar....

    Guzel, keyifli, huzurlu gunler cok yakin...

    Birbirinize cok iyi bakin!!!

    ReplyDelete
  6. Hello,

    Bu gunku yazilar yagmurlu gunde kedi gibi gerinip uykulu uykulu bakma ve relax olma yazisi gibi olmus. Arada Zeynep'in esendigini duyar gibiyim:)

    Sapanca'ya yagmur da yagsa gitme karari aldik Nurgun'cum. Arayacagim yani seni de yarin aksam uzeri.

    Hande'nin de yazisini okuyunca en son sooyle kocaman kocaman gruplar buyukler, cocuklar toplansak diye dusundum Zeynep ve Mahmut gelince... Ne guzel olur di mi? Coccuklugumda cok severdim buyuk aile toplantilarini... Gerci simdi anliyorum onca kisiye yemek yapmak ve sonrasinda agirlamak zor bir seymis ve annemi daha cok takdir ediyorum. Simdi bir fark var artik kimse ikrama aldirmayacak sanirim cunku onemli olan bir arada olmanin keyfi olacak.. Coluklu cocuklu saglikli, mutlu ve huzurlu insallah! I cross my fingers! Sevgiyle kalin...

    Gulnur

    ReplyDelete
  7. Hocam diyerek başlamalı dimi bu yazıya:) Neyse umuyorum ki sonunda ismim tanıdık gelecektir çok sevdiğim Zeynep Hoca'm:)

    Sizin derslerinizden bi örnek verişinizi hatırlıyorum, anne baba ve genç nesil arasındaki kültür çatışmalarından, çocukların dövme yaptırmak isteyip annenin babanın karşı gelişlerinden vs bahsediyordunuz. tabi kendi canınızdan can haline getirdiklerinize nasıl davrandığınızı da modern güçlü bir hocamız olarak örneklerle o esprili tarzınızla anlatıyordunuz, hoş gerçi siz konuyu mu anlatıyordunuz yoksa sizin anlattıklarınızla yaa ne kadar da güçlü mantıklı bir kadın dedirten iç sesimiz bize sizi mi anlatıyordu şu an tam ayrımına varamıyorum:) tabi bu iç ses çok sevgili can'larınızın ne kadar şanslı olduğunu da fısıldıyordu bize, hala en içten bu satırları yazarken fısıldadığı gibi:)

    Sevgili hocam, blogunuzu yeni takip etmeye başlayan birisi olarak o süper akıcı esprili üslubunuza, o ordan oraya akan gücünüze bir kere daha hayranlığımı belirtmek isterim, ancak burda asıl fan üyesi olmak istediğim kişi; hayatında daha güçlü olmasını sağlayacak 'kaka' parantezlerden önemli bir tanesini bu yaşta bu güçlü duruşuyla kapatmak üzere olan Nehir'imizdir.

    eğer evinize görücü almaya başladıysanız rekabeti eşit şartlarla yaşamaları adına (bkz: kimin öğrencisiyim canım:) janjanlı bir şekilde paketlenmiş türk usulü lokumunu alıp Nehir Hanım'ın izdivacına talip olacaklara duyuralım:) Nitekim adaylar anne babamızın 360 derece performans değerlendirmesinden geçecekleri için hazırlansınlar şimdiden:)

    İTÜ İşletme Mühendisi adayı olmak için sona bir kalmış öğrenciniz
    Harun Ünlüsoy:)
    En derin sevgilerimle:)
    Allah yardımcınız olsun hocam diyelim ve MAŞALLAH!la bitirelim:)

    ReplyDelete
  8. Sevgili Harun,

    Tesadüf ben de geçenlerde e-fikir yarışması ile ilgili birşeylere denk gelmiştim...

    Teşekkürler iyi dileklerin için!

    ReplyDelete
  9. Bilgecim! Dalga geçmemiştim, hatta ekleyecektim yazıya, diyetisyenlerden önce senden öğrendiğim kalori hesapları da çok işime yarıyor!!!

    ReplyDelete