Wednesday, April 8, 2009

Yarını Beklerken, Yine

Yarın ilikleri verecekler. Saat 10.00 gibi. Vermesi kısa sürecekmiş, zaten kan vermek gibi. Sonrasında ama dört saat kadar monitöre bağlı kalacakmış, vitalları takip için. Bazı ilaçlar da verecekler, yine de. Ama basit ilaçlar, biri aklımda kaldı, benadril. Alerji ilacı.

Hayırlısı.

Benim kafam, yarım günlük gecikmeye, ve fakat transplantın ileri gitmemesine takıldı. Bunu gördüğüm her doktora sordum, hepsi de önemli değil dedi. İyi de öyleyse neden üç günlük bir ara schedule edilmiş?

İkinci soru ise, madem day 0, bizim seviye bugün 1000'in yukarısındaydı, actually sıfır olmasını beklemeyecek miydik?? Bunu da sordum, yine önemli değil dediler. Esasen sevgili tıpçılarımız da değişik cut off pointlar koyuyorlar, ama hiçbir şey de anlattıkları gibi "exact" değil. Pozitivist olmak da öyle düşünüldüğü kadar kolay değil. Relativist olayım en iyisi.

Neyse sabaha dönelim.

Ben de sabah şaşkın uyandım, bir an Nehir'i yatağında göremedim, ses yok...sonra hatırladım. Sabaha bomba gibi başlamadım. O kadar da değil. Hatta tüm kemiklerim ağrıyordu. Ama deliksiz bir uykuydu. Babaya teşekkür ediyor ve selam ediyorum buradan!!! Saat 9 gibi çıktım, babaya ve Nehir'e kahvaltı için bagel, kahve götürdüm...kahve babanın tabi. Herhalde bir 15 dakika parkla cebelleştikten sonra, gittim. Nehir'e güzel bir Elmo balonu da elimde, baba kızı playroom'da buldum. Nehir babasına tabak hazırlamıştı, yemekle dolu.

Allahım, benim küçük kızım da büyüyor. Beni görünce hiç ağlamadı, oyuna dahil etti hemen.

Beni gören, fellow, ve hemşireler de gece Nehir'in gayet iyi "behave" ettiğini, benim dinlenip dinlenmediğimi sordular. Çok iyi dinlendiğimi ve bu gece de evde yatmayı planladığımı söyledim.

Nitekim, evdeyim!

Saat 21.00 itibariyle, Nehir'i yıkayıp (silip), kremleyip, popo bakımını yapıp, kitaplarıyla beraber babasına teslim ettim. Yine baba kzı, gece hemşiresine ve bu geceki iri kıyım African American, erkek, PCA'e teslim ettim! Adam bu gece kattaki tek PCA imiş, "Ben eve gitmeyi düşünüyordum ama baba tek başına yapabilir mi" dedim ona, gelinim sen anla gibisinden, cevabı, "Say you can, maaan" oldu!

Bugün Ilgın, Nursen Teyze'yi aratmayacak şekilde, elinde yemekler ve Nehir için sevebileceğini düşündüğü, organik, whole wheat cookie, kraker, elma suyu getirdi. Noel Baba Restoranı gibi oldu. Ilgıncım, terbiyeli köftenin ilk kutusunu "almost" bitirdik!!! Ellerine sağlık. Bezelye, havuçları değil, "köfte, köfte" diyerek, köfteleri bitirdi. Hem cookie yedi, hem de kraker. Bugünkü doktorlar da, "clinically" gayet iyi gidiyor dediler. Hala olabilir ama yine de şimdiye kadar yaralar başlamadığı için, (inşallah) bundan sonraki tablo da çok kötü olmayabilir dediler. Ben "Kemoterapi etkisiz oldu anlamına gelmiyor değil mi?" deyince, yan etki görülen hastalarla görülmeyen hastalar arasında outcome olarak bir fark olmadığını söylediler.

Yani, M A Ş A L L A H.

Bu çok iyi. Bir kere daha kolay toparlanmasını umabiliriz, ve kilo kaybının da belki daha az olmasını bekleyebiliriz.

İnşallah.

Şimdilik tek sorun, Nehir'in her gün yeni bir yere gitmek istemesi. Restoran, park, market, dışarı...bugün Ilgın ve kayınvalidesi, Münire Teyze odaya geldiler. Gitmelerini hiç istemedi. Ben her seferinde, "Tamam, buradaki işimiz bitsin, gidelim" diyorum. Bu akşam, yemeği yine famiy room'daki masada yedik. "Şuraya da Leyla otursun mu" diyordu.

Evet, oraya da Leyla otursun, baba da gelsin, ailecek yemek yiyelim. Sera Amca'nın kulakları çınlasın, akşam yemeklerinde sofraya beraber oturmaya çok önem verirdi, bizse, "teenager", kendi programımıza göre yemek isterdik. Ben anne olduktan sonra anladım, önemini. Ailenin birlikte yemek yemesi, gün içinde olan biteni anlatması, paylaşması çok güzel.

Handecim, sözün ettiğin resme, bunu da ekleyelim. Ben de terbiyeli köfte yapmayı öğrenmiş olurum bu arada!!!

Teşekkürler Mahmutçum! Tatlı Rüyalar. Eğer Nehir dün geceki gibi, 3'te uyanıp, "Ben uyandım" deyip kitap okumak isterse, "Daha sabah olmadı, uyku saati" deyip uyumasını isteyebilirsin. Ben öyle yapıyorum.

Not: Sevgili arkadaşlarım kim ne yazıyor diye şecere tutmuyorum! Aydacım. Ama bak iyi fikir, word count da yapayım en iyisi. Sonra da ayın en iyi commentator'ı diye de yana fotoğraf koyar, sizi motive ederim. Valla belli olmaz ne de olsa hepimiz ÖYS çocuklarıyız, yarışmayı severiz.

5 comments:

  1. Bilirsin erken sevinmek, cok iyi degildir derler. Ben de o hesap cok kontrollu tutmaya calisiyorum kendimi... ama oyle cok, ama oyle cok kastim ki su transplant isinde, ben geldigimiz noktaya bile inanamiyorum. Saniyordum ki, Nehir aygin baygin, halsiz, kendinde olmadan yatacak. Huysuz bir sey olacak...

    Nehircigim sen super, harika, sahane bir yaratiksin. Kofteler sana top top et olsun!

    Her sey cok iyi gidiyor, bende diyecek bir sey bulamiyorum. Mahmutcugum tek kelime ile harikasin. Zeynep bu bile yeterli degil mi "men are necessary" demek icin...Gerci her zaman ici beni, disi seni yakar durumlari vardir tabiki ama, olsun, gece deliksiz bir uyku uyuyor olman bile cok onemli su anda.

    Hepinizi cok cok operim...Amman kendinize iyi bakin.

    ReplyDelete
  2. Zeynep'ciğim,

    Dinlenebilmene çok sevindim, senin için de endişe etmeye başlamıştık. Kendini ihmal etme, iyi dinlen sonra dinlenmede sıra Mahmut'a gelecek...

    Bu arada Nurgün'ün dediği gibi benim de bu işlemde Nehir halsiz, iştahsız yatar gibi endişelerim vardı ama "köfte, köfte" hikayeleri okudukça mutlu oluyorum. Nurgün'ün dediği gibi "o köfteler Nehir'ciğe top top et olsun".....

    Bu arada şu "ayın commentçisi" fikri motivasyonu kesin arttırır da; Nurgün, Bilge ve Hande'nin kapasitesine yetişmek zor, hem hergün ilk commentleri yapıyorlar hem de içerikleri çok iyi oluyor, sana da yazacak birşey kalmıyor. Gördüğün gibi ben de artık onlardan alıntı yaparak yazmaya başladım, hem de artık gece çok geç saatler yerine daha erken yazabilirsem en azından ilk on için mücadele edeceğim! Kanyonda buluştuğumuzda yazma kapasitelerini ne kadar takdir ettiğimi ve kıskandığımı söylemiştim:)

    Yarın ve sonra ki günler sanki daha kolay günler geçtiğimiz işleme göre, bana öyle geliyor öyle olmasını istediğimden belki. Nehir hepsini yenecek, köfteleri ve börekleri (yazarın özel isteği) afiyetle yiyecek... Maşallah Nehir'e ve Maşallah Nehir'in annesine ve babasına da...

    Başta sizler olmak üzere haklarında utanmadan konuştuğum "turkish team"e de sevgiler, öpücükler

    Ayda

    ReplyDelete
  3. Al bende de o kadar Nurgun. Tetikteyim dua ede ede, gunleri saya saya. MASALLAH demek sart, ama yeterli mi bilemiyorum. Annem boyle durumlarda kicini kasi nazar demesin derdi. sanirim hepsini yapmak lazim...

    Bu arada Babam da Sarp'ı dogurdugumda bana 'Bundan sonra kendine cok dikkat etmen lazim' demisti...Bu su anda size en cok uyan nasihat... Aman dinlenmeyi (biliyorum zor ama please take turns) ve iyi beslenmeyi (tabiki muffinlerden bahsetmiyorum saglikli diyorum) ihmal etmeyin...

    Size bundan sonraki recovery doneminde ihtiyaciniz olan herseyi diliyorum...

    Hepinizi cok opuyorum...Hersey yolunda gidecek inaniyorum.

    ReplyDelete
  4. Zeynep'cim once birsey soyleyecegim; sizin cerrah "12 saat surer" dedigi ameliyattan erken cikinca kendi kendine "neden cikti bu simdi, acaba bitirmeden mi cikmistir ameliyattan" diye dusunmek ne kadar yersizse transplant'in zamanlamasini dusunmek de o kadar yersiz. Sen sorularinin hepsini teker teker sor doktorlara ama endise etme, the guys know what they are doing!!! And they are good at it!!!!!! The best you can get!!!!!! Rahatla, hersey istendigi gibi gidiyor. Ben sana soyledim, hasta olmayan bir vucuda herhangi bir tedavi uygulamak hasta olan bir vucuda uygulamaktan cok daha kolay. Direnc fazla olunca recovery cok daha kolay oluyor. Bak Nehir'cigim de o kadar guclu ve saglikli ki MASALLAH en az yan etkiile atlatiyor bu zor gunleri...

    Simdi sira sen ve Mahmut'ta... Kendinize kahve yerine portakal suyu alsaniz mesela sabahlari. Ya da ne bileyim, bol bol kiwi yeseniz. C vitamini olsa size.... Ise yarar belki biraz.

    Hersey istediginiz gibi olacak... Nehir hep mutlu ve saglikli olacak!!!!
    Leyla, sen ve Mahmut da!!!!!!!!

    Birbirinize iyi bakin...

    ReplyDelete
  5. Aydacigim, buradan sana cevap yaziyorum neden dersen "Gulnur duymasin", ben yahoo ID ve sifremi bulamiyorum! Bu nedenlede gruba bir turlu mail atamiyorum, bir daha join olacagim:)

    Ben bu senin ilk ona girmeye calisacagim lafina bayildim. Benim bilmedigim sanal yazilar mi okuyorsun bilmem ama, seni duyan sanir ki -okuyan demiyorum- bir suru "comentci" var. Yeni bir kelimemiz oldu, kementci gibi de algilanabilir!

    Bir elin parmaklarini gecmeyen yazarlar grubumuzda, sen kafadan ilk bestesin inan. Sabah gec yattigim yada cocuklar icin erken kalktigimdan, ilk is Nehir ne yapmis diye okuyorum, eh hal boyle olunca da ilk siralari benden zor alirsin sekerim.

    Ama, sen bana su yahoo group isini ogret, soz bir hafta senden sonra yazicam:)Hemde seni referans vererek:!!!

    Gordugun gibi Nehircigim sen iyi olunca, biz de turkish team olarak kendi aramizda geyik yapmaya basliyoruz. En kotu gunumuz de boyle olsun insallah, sana da kocaman -halani dinleyelim- M A S A L L A H.

    Seni cok seviyoruz...

    ReplyDelete