Sunday, April 26, 2009

Bu Swine Virüs'ü de Nereden Çıktı Şimdi

Meksika sınırında, her yerde İspanyolca yazılar olan, iki dilli bu Hispanik yoğun bölgede, Swine Virüsü, nam'ı diğer Domuz virüsü, kulağımıza hiç hoş gelmedi. Şöyle alıştığımız gibi Çin'de başlayan bir tür olsaydı da, biraz zaman alsaydı buraya gelmesi.

Ve evde kaldık yine.

Sabah Nehir'cim, "köftee" diye uyandı! Saat 6.57 AM. Pazar gününe denkgelince, bize her gün pazar olmasına rağmen geçmişten kalan bir alışkanlık, pazar sabahı "kalk" , "kalk" diye uyanmak istemiyor insan. Amma, gelin görün ki, göbeğinden yine sarkan TPN boruları, bağlı olduğu, portable pompa varken, "Kızım, hadi sen kalk" da diyemeyince, kalktık. Anne kalktı!!

Kalkınca,işi ilerletmiş, "Anne hol fuudz'dan al köfte" demez mi! Whole Foods'dan aldım zaten kıymayı, ama sabah köfte olmaz, kahvaltı edelim, öğlen yaparım sana demek zorunda hissettim. Bizim haftada bir köfte programı nasıl ve ne zaman başlayacak bilmiyorum. Ama önce doktorlara TPN'e gerek yok dedirttirecek kadar yemek yemesini sağlamamız lazım. Ve su içmesini.

Sabah kızım ekmek ve zeytin yedi...peynire doydu sanırım. En komiği, "simiiit" diye tutturmasıydı, zor ikna ettim, "bagel"ın da simit olduğuna. Kinda.

Bir ara sabah sadece salıncaklara götürsem mi dedim, salıncakları da silerim fikriyle, ama yarını geçirelim, görelim değerleri. Cuma günkü hızla düştülerse, oldukça düşük olabileceklerinden çekindim. Hem de parka gidince, "sadece" salıncakla yetinmesini sağlamak da zor olur gibi geldi. Doğrusu durum şu, eğer sollama yaparken kararsız kalırsanız, sollama yapmayın gibi (TR ile ilgili trafik meselesine dokundum, çaresiz) ,hiç gerek yok, virüslerden virüs beğen ortamlara girmeye.

Ama artık evde sıkılıyor. Hafiften mızırtılar arttı bugün. Öğleden sonra baba-kız bahçeye çıktılar. Çıkmak iyi geldi. Ben de hiç toplanmayan evimizi toplamaya çalıştım. Toplanmıyor. The Container Store'un tamamını alırsam belki. Nasıl oluyor da hiç alışveriş yapmadan eşyamız artıyor, anlamıyorum. Birikiyoruz.

Yarınki blood countları merak ediyorum. Hastaneye gitme fikri, ise, bu virütik durumda iç hoşuma gitmiyor. Derken, hani koca bir sepet eşya gelmişti ya, hastaneye ilk yattığımızda, içinden şirin bir maske çıktı bugün. Belki takmaya ikna ederiz. Ben bugün, fikri satmaya çalıştım, "doktor olacak kızım, dressing change yapacak" diye...ama göreceğiz.

Arada Nehir kendi kendine oynarken, biz NY'a nasıl gideriz, ne zaman gitmemiz gerekirle uğraştık biraz. Ben sonunda babayı arabayla gitmeye ikna ettim. Sanıyorum, swine virüsü etkili oldu. En hoşu şuydu, Özlem'i aradım, doktor ya, "Özlem, Mahmut NY'a arabayla gitmeye çekiniyor" dedim, Özlem, "Araba çok mu eski?" diyerek...aslında yanıtı da vermiş oldu. 4 gece, 5 günde, kala kala gidebiliyoruz, günde altı saat yol yaparak. Daha da uzatırız, ama üç günde bir doktor gördüğümüze göre, en iyisi arada bir yerde bir check up yaptırıp, arayı açmadan varmak.

Neyse bunları planlamak, ve karar vermek için, üç belki dört haftamız var.

Ben şimdi bir türlü yazamadığım mailleri yazayım, Sloan ve Almanya'ya.

6 comments:

  1. Evde tutmak gercekten zor bu yasta. Bahceniz olmasi iyi, bubbles falan yapin Nehir`le bahcede. Hani su Target`ta Gazillion Bubbles diye koca sisede var ya, uflemeye bile gerek yok, wand`i cikar kendi etrafinda iki tur at, koca koca bubbles`lar olsun...
    NY yolculugunuzda kolayliklar.

    ReplyDelete
  2. Siz içinizi ferah tutun hocam. Virüsle ilgili pek bir bilgim yok ama siz zaten uygulayabileceğiniz maksimum güvenliği uyguluyorsunuz o korkar sizden, uğrayamaz.
    Kilo almayla ilgili aklıma bir de polen/arı sütü geldi. Kuvvetlendirir de o hem tadı çok güzel :)
    Bir de benim kardeşim küçükken uyutma amacıyla, biraz da eğlensin avunsun diye annemle battaniyeyi/çarşafı uçlarından tutup kendisini içine yatırmak suretiyle hafifçe sallardık. biraz kollar yoruluyor ama en azından salıncak konusuna alternatif olabilir belki?
    Şimdi ben 4 günlüğüne interneti kullanamayacağım bir yere gidiyorum 4 gün sonra gelip Nehir e baktığımda bıraktığımdan çok çok ço...k daha iyi bulacağıma eminim.
    Okuyamayacağım 4 gün ama gönlüm, dualarım sizinle.

    ReplyDelete
  3. Sevgili Zeynep ve Mahmut,
    Nehircigin vucudunu icte ve dista yikmak isteyen dusmanlari olacaktir, her kosulda birinci vazifeniz onu ilelebet korumak ve temiz tutmaktir,-su anda- mevcudiyetinizin yegane temeli budur!

    Ne laflar degil mi her duruma ve kosula uyuyarlanabiliyor. Iste bence zeka da burada yatiyor, ozel bir duruma gore dusunmek degil. Aklin varsa, gereken dersi cikartabilirsin, mesaji dogru algila yeter diye dusunmus soyleyen...

    Sizinki de bu hesap, ucakla da gitsen, arabayla da gitsen, mutlaka riskler, tehlikeler olacaktir. Hangisi daha keyifli, rahat olacaksa, aile tarihinizde keyifli bir hatira birakacaksa onu secin derim.

    Her kosulda, bundan sonrasi, sizin icin artik bir keyif olsun, her aniniz, birbirinize baktiginiz her dakika, dunyaya ortak getirdiginiz sevgili meleginizi nasil kurtardiginizin, nasil birlikte basardiginizin gururuyla, sevgisiyle dolu dolu olsun. Sakin unutmayin, birlikte olursaniz, alt edemeyeceginiz dusman yok, ama yalniz her sey cok cok zor...

    Cok yorgun ve yipranmis olabilirsiniz hakli olarak, ama ne olur, bundan sonra keyif cikarma zamani sakin aklinizdan cikartmayin ne olur! Ortak olarak verdiginiz tum kararlar hep dogru cikti, bundan sonrasi icin de aksini dusunmeye hic gerek yok. Birbirinize cok iyi bakin, dinlenin, birikin, cogalin, sonra atarsiniz, ne gerekiyorsa yapin. Burada da yapacak cok isiniz/miz olacak. Devlet hizmet bekler, unutmayin.

    Sizin icin ettigim tum dualari, buradaki cocuklar icin de- ah keske seklinde- ettim. Siz gelince, birlikte onlar icin de calisacagiz. Degil mi sevgili Miray?

    Birbirinize cok cok iyi bakin. Dunyanin tum keyifleri, saglikla sizi bulsun!

    ReplyDelete
  4. Swine virüsü mü? NB ile savaşında zaferden zafere koşan( maaşallah)küçük dev meleğimize kolaysa yaklaşsın, bence tüm mikroplar, virüsler vb.,doktor kızı olmama rağmen tıbbi kelime dağarcığım kısıtlı,her neyse hepsi de Nehirciğimizden korksun. Nehir sağlıklı ve mutlu.Hep de böyle sağlıklı ,mutlu kalacak.Bunu hiçbir şey değiştiremez.NY.'a en rahat, en keyifli şekilde ulaşmanız dileğiyle, üçünüzü de çok öpüyorum, nergis

    ReplyDelete
  5. merhaba;

    blogunuza bugün öğleden sonra rastladım, en baştan başladım ve az önce sonu güzel biten bir öykü gibi tamamladım. Minik Nehir'i çok sevdim, okurken bazen sizin yerinize gectim, ağladım, bazen minik Nehir oldum isyan ettim, bazen gecmişe çooook eskilere döndüm, sonra düşündüm o çook eskiler sanki dün gibiymiş gibi geldi sizi okudukça...

    33 yaşındayım, 15 yaşında lösemiye yakalandım.Üniversite Hastanelerinde gecti ilk gençlik yıllarım.... İlik Nakli oldum, 1992 yılında, ablamdan alınıp bana verildi. sonrası bir mucize gibiydi, hızlı bir iyileşme süreci, kısa sürede her şeyin normale dönüşü... çok sevdiğim okuluma dönüş,, üniversite yıllarım, aşklarım, acılarım, iş hayatım...

    yaşıyorum, bazen hiç yaşanmamış gibi geliyor o yıllar...ama kimse bilmiyor, en sıradan günü bile bir hediye gibi karşıladığımı, şükrettiğimi...

    sizde, yıllar sonra dönüp de bugünleri andığınızda yalnızca güzel hastane dostlukları kalacak aklınızda, eminim...

    kendinize ve minik Nehir'e çok iyi bakın...

    sevgiler

    ayşen

    ReplyDelete
  6. Sevgili Ayşen,

    Hani ne yazsam dedim, sonra en iyisi, ve en güzeli, "Allah uzun ömürler versin" gibi geldi. Ve çok da geçmiş olduğuna çok sevindim. "Geçmiş olsun" da anlamlı bir laf yani.

    Bende tersine bir durum var gündelik kaygılar, kariyer sancıları... derken, hepsi önemsizleşti. Bundan sonra, Nehir'in büyüme sancılarını görmek istiyorum. Onunla, kızlarımla, geçirdiğim her gün için şükrediyorum.

    Sen de annen ve babanı üzme e mi : )))

    Sevgiler,

    Zeynep

    Not: Ha bir de, arada iyileştiğin yerlere gidip, şimdi orada olan geç kızlara, "ben de buradaydım, hepsi geçecek" dersin belki... İnan doktorlardan daha etkili olacaktır. Ah bu bana yapışmış "hoca"lık nasihat sendromu yok mu, tutamadım!

    ReplyDelete