Monday, April 27, 2009

Nehir'imin Şarkıları



Önce iyi haber: Nehir'in kan değerleri yerli y erinde çıktı! Bu çok iyi, "she is holding on" ve iğne, veya kan almasına gerek kalmadan, yani canı hiç yanmadan döndük. Ve kuzucum, maskesini de taktı, güzel güzel. "Dressing change" yapan doktor oldu, (aslı hemşire ama biz promote ettirdik kızımı).

Sabah, "peyniiir" diye uynadı ama yemek için değil, beni kaldırmak içinmiş. Bugün de borularla idi, çok bozuluyor uyandığında. Neyse bu gece son...yani yemek yemesi devam eder, ve su da içmeye devam ederse. Bugün az içti.

Hastaneden çıktığımızda, öğleni bulmuştuk, arabada uyuyuverdi, eve geldiğimizde uyandı ama.

Biz yine evdeydik, derken ben Nehir uyur mu diye uzandım ama ben uyudum, Nehir dolaşıp durmuş. Uyandığımda, başucumda bir çanta, terliklerim giyilmiş...gibi ipuçları buldum. En sonunda dinlenmiş uyanınca, bugün Nehir'le ben çıktım. Bir de ne göreyim, yağmur yağmış. Biz çıktığımızda durmuştu. Bisikletle gezdik biraz, tam sitenin ağaçlı büyük bahçesine gidiyorduk ki, yağmur yine başladı. Neyseki Nehir'cim çıkarken kafasına taktığı koca, pembe kovboy şapkasıyla pek korunaklıydı.

Evet, bugün gökgürültülü ve sağnak yağmur yağdı Houston-bul'da. Gözlerim dolu dolu oluyor, bilinmez niyeee...mutluluktan, ben billiyorum, hüzünden değil.

Update on Swine Flu: uçaktan kaçının diyorlar, biz maskelerimizi aldık, kapalı yerlere kesin gitmeyin dediler, "İstanbul" hayalimiz de yattı, zira aşçıları da Meksikalı. Bu ara biz kendimizi karantinaya aldık.

Öğlen yine köfte, akşam ise bence harika, ama alaturka kocam ve kızıma göre pek de harika olmayan bir makarna yaptım. Brokoli, shitaeke (doğru yazdım mı), ve süzme yoğurtlu soslu...Mahmut çok tatlı, dün ve bugün buldu ya bunayıverdi. "Zeynep'çim, her akşam bir çeşit yapıyorsun, side dishler main dish oluyor"... Dowd okuyan kadına bunlar denir mi, cevap net: "ikinci yemeği de sen yapıver tatlım".

Ha ha ha, don't mess with the ladies on St. John's Wort!

Gerçi ben normal doz olan üç yerine bir alıyorum, anxiety"m kalmadı. Ama buna neden, Nehir'in iyi devam etmesi mi, o mu bu mu, bilinmez.

Şimdi başlık:

Nehir'in şarkı dağarcığı o kadar genişledi ki...hani "tinkıl tinkıl litıl sta" ile başlamıştı ya. Dün evde dolaşırken bir yanda da, "let it bii"yi söylüyordu. Bu sabah da "vi ol liv in di yelo samarin, yelo samarin, yelo samarin" i söylüyordu. Bu konuda çok mutlu olduğumu, şarkı sözlerinin anlamlı olduğu, güzel mesajlar içeren şarkıları, bilmeden bilmeden ama severek söylemesine baylıyorum. Beatles söyleyince iki gündür, bugün baba Beatles çaldı...ve yeni bir şarkı eklendi, obladi oblada life goes on, "layf goz on"...bölümünü söylemeye başladı. Yine de ben en çok, "birinng bek, birinng bek...ve sonrasını hızlı söylüyor...biringbekmaybilenkittumii, tu mi"... seviyorum. Hızlı söyleyişi çok komik, Leyla biraz şaşkın bakıyor o haline, hoşuna gidiyor kardeşi güzel güzel söylerken, ama tabi bizimki bir yandan da "Leyla'ya sörkıl" demicem diyor, ben isteyince!!

Evet, artık yazabilirim. İşitme kaybı yaşamıyor (acaba hala ihtimal var mı, atlattık di mi Özlem? Soramadım bir türlü) oluşuna çok sevindim. Hiç kıyamıyordum, hele bu kadar iyi bir kulağı varken. Bugünlerde benden duyduğu, "eksküze mua"yı da söylemeyi çok seviyor, kıkırdayarak.

Ah, ne diyeyim, ben hep Nehir'i anlatmak istiyorum, kaydetmek istiyorum, unutmamak istiyorum, sadece kalbimde değil aklımda da kalsın istiyorum. Nehir de büyüyünce okusun istiyorum. Leyla'm da.

İyi sabahlar Kisstanbul! Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum anlamında.

Foto: Ayağında ikinci bir ayakkabı yok, onlar çorap, çok şirin di mi, Oğuz Amcası almıştı!

15 comments:

  1. Oguz amcasi yesin onu. Onun namina soyluyorum cunku, Blogu katiyyen okuyamiyor benim sulugoz kocam, Sadece yaramaz bir sey var mi diyor, bende yok deyince derin bir oh cekiyor, gune basliyor. Halbuki okusa anlayacak, insanin 23 nisan olmadan da nese doluverdigini sayenizde. Ben sahsen, gozumu acar acmaz bir cirpida okuyup, kizlari gonderdikten sonra birde sindire sindire okuyorum.

    Bu domuz viruslerini falan bosver Zeynebim, bence Hisss-paniklerle kisss-panik bir iliski icinde olmadigin surece, panik olmaya gerek yok!

    Olan Nehircigimin Istanbul lokantasina oldu, kizcagiz bari main dish yiyordu, side dishlerden sonra:!)) Aslinda Oguz'un okumamasi bu anlamda iyi oluyor, cik cik cik diyecekti, bir yemek bile yapamiyor mu, bu cocuklar neyle doyacak?? Az sovenist degildir benim kocam!:) Koftesiz olmaz, sadece brokolili, li li li li li, makarna ile de karin doymaz.!

    Saka bir yana kulaklari cinlasin, iki gundur yok, Bodrum'da, bu gece geliyor. Gelince Nehir'in coraplarini gostereyim. Gene aglamasa bari Allah vere de! Oguz'cum diyeyim, senin Mahmut'cum hesabi, biz o bolumu bitirdik. Simdi finaldeyiz, mutlu son, mutlu son. Biliyorsun iyiler hep kazanir. Sen en iyisi, tekmili kisim 9 fasikulu birden oku ben sana anlatamayacam simdi.

    Bak Oguz amca'dan nerelere geldik. Ben de az dertli degilmisim:) Demistim, disi seni, ici beni yakar hesabi. Su kitabin sonunu ogrensek artik Allah askina. Koca NB hakkinda bir ansiklopedi bilgi ogrendin, bir basucu kitabi bitirilemedi! Hem evin de daginikmis, sahi sen ne yapiyorsun yahu, yemek de yok:))) Utanmasan birde Hande gelsin diyeceksin. Hande, huuu huuuu, nerdesin? Bir ara diyorumi ayarlayiversen, bak cocuk da ozlemis.

    Evet evet, cok mutluyum, keyfiniz yerinde, Nehir de pembe sapkasi ile resimde, bundan iyisi benim dilimde...

    ReplyDelete
  2. MASALLAH!! Ne guzel haberler, ne guzel resimler bunlar! Coraplari ben de cok begendim, hemen farkediliyorlar. Ayağında paralansın! Anneannem oyle derdi... Ben de kotu bir sey soyluyor sanırdım kucukken, niye paralansin ki? Keyifle eskit bütün yenilerini Nehir'cik.

    Nehir'cik guzel gulusun eksik olmasin yuzunden; aferin sana maskeni de takip doktor olmussun; diplomalarini kutlayacagiz senin...

    NEHIR SAGLIKLI VE MUTLU! Anlasildigi uzere basta Annesi ve Babasi ile birlikte tüm sevenleri de...

    Sevgilerimle
    Yesim

    ReplyDelete
  3. Çok güzel haberler bunlar, Maşallah Nehirimize:)

    ReplyDelete
  4. Sevgili Zeynep,

    Ben hala oltanın uzunda bekliyorum. (maili yeni okludum da...)

    Eger blogun tercumesi konusuna olumlu bakiyorsaniz heme organize etmeye baslayalim. Bu isi kotarmak icin ingilizcesine guvenen 31 gonullu lazim sadece. Herkes ayin 1 gunu tercume eder, olur biter..

    Haydi "FOLLOWER"lar!... Kosusturup duruyoruz biliyorum ama Nehir icin biraz daha fazla zaman ayirabiliriz, ne dersiniz? Ben ayin 1ini aliyorum...
    Diger gonulluleri yesimyagci@gmail.com adresine bekliyorum. Yapariz bir bu isi...

    Sevgilerimle
    (Hande'nin ablası) Yesim

    ReplyDelete
  5. Maşallah Nehir kızımıza. Gülümseyerek okudum. Ne güzel let it be ler duymuş kadar olduk. Biz buradan İstanbul'dan kocaman kissler uçurduk oraya. Bulutlara bağladık. İyi olacak, daha da iyi olacak.
    Don't carry the world on your shoulder.
    Şapkasına da bayıldıkkk.

    ReplyDelete
  6. Siz guzel kizima doktorlugu yakistirin ama bence o hepinizi sasirtip sarkici olacak..sanatla ugrasip keyfine bakacak...buradaki fanlerine fan katacak...
    "I had enough hard times" deyip tip okurken paralanmaktan vazgececek...
    saka bir yana boyle gelismeleri okudukca keyifleniyorum yani cocuksal gelisiminin de normal gelistigini okudukca...

    Bu arada coraplara bittim...oguz dayi bizde isteriz...(Oguz Nehir'in amcasi Minanin da dayisi oluyorda...)

    Nurguncugum buarada Oguz a soylemek lazim artik aglayacak bir sey yok cok sukur...okusun da karisinin super yazilarini kacirmasin. Acikcasi Zeynep senin yazilarini merakla bekledigim kadar Nurgun'un kileri de bekliyorum.

    İkinizin de elinize saglik.

    Opuyorum hepinizi ve ozellikle Nehirim'in o gulen suratini...Biliyorum opmek hala yasak olabilir sanal olarak idare ediyorum iste:))

    ReplyDelete
  7. Ben biraz internetten arastirdim, bu swine virus ya dogrudan domuzlardan ya da virusu almis kisilerden geciyormus. Yani Nurgun hakli, korkacak birsey yok. Siz her zaman gosterdiginiz ozeni gosterdikten sonra ne Nehir'ime ne de size hicbir sey olmaz. Ama bu Istanbul'un hayatinizda eksilmesi iyi olmadi tabi, ne Nehir icin ne de sizin icin... Neyse belki take away yaparsiniz. Ya da olmadi bir mercimek corbasi tarifi yazayim sana :) Esasinda sana gelirken tarhana getirseydim ya, hic aklima gelmedi.

    Nurgun de dolduruyor zaten, en iyisi atlayip geleyim ben, kosedeki otelde kalirim. Ama Leyla'siz o kadar uzun yol nasil cekilir bilmem :)

    Sizin bundan sonraki destination belli olsun da zaten ben bir organizasyon dusunecegim. Mahmut'cum gordugun gibi kurtulus yok. Ama bu sefer sana bir de 'male' getiriyorum, ustelik basketboldan da birazcik da olsa anliyor. Biraz ukalalik yapabilir ama sen onu dize getirirsin!!

    Opuyorum hepinizi... Birbirinize cok iyi bakin!!

    ReplyDelete
  8. Pelin'den Nehire Sevgiler.

    (Bu mesaji Pelin yazdi. Sizleri cok ozledik).

    ReplyDelete
  9. Sevgili Pelin,

    Nehircim sana "sevgili Pelin" diyecekmiş!

    Yani, elçiye zeval olmaz,

    Sevgili Pelin

    Dikte ettiren: Nehir, Yazan: Zeynep

    ReplyDelete
  10. Arkadaslar simdi, kac gundur yazacagim unutuyorum. Sizin isimleriniz nasil mavi oldu (yani link veriyor e-mailinize)?

    Bende bugune bugun resmi, kayitli izleyicisiyim bu blogun. Neden yani neden??? Bilen varsa yazsin bakayim bir zahmet.

    Cok optum.

    ReplyDelete
  11. sevgili yesim (handenin ablasi)
    2.gunu ben severek almaya gonulluyum ama o ictenligi ve duygulari ingilizcede nasil veririz bilmiyorum. sagolsun Zeynep'in yazilari benim eskileri hatirlamami sagladi. sanki bir kapi kapaliydi ve yazilar o kapiyi araladi. (mesela eurovisiondaki Loromani 12 points i hatirladim birden okuyunca ama hala 10 points Turkey kismini hatirlayamadim benim hatirladigim bizim hep sifir aldigimizdi.)
    Hatta dun gece universiteden sonra hic gorusemedigim gamzeyi acar olani ruyamda gordum hem de ben ruyadan ruyaya gecerken Gamze de bir dizinin farkli bolumlerinde gibi tum ruyalarda bas kahramandi. Gamzecim Istanbula ilk gelisimde seni arayacagim.Goresim gelmis.
    Ingilizce cevrimde o keyifli duygulu dili yakalayamayiz gibi geliyor. Ama yine de denemeye deger derseniz ikinci gun benim.
    sevgiler
    ozlem

    ReplyDelete
  12. Zeynep kisa ve teknik yazmaya soz veririse her ayin 3'u de benim!!! :)

    ReplyDelete
  13. Bakın şimdi. Utanarak yazmam lazım. Bu işe başlarken zaten İngilizce yazsam dedim, ama sonra anadil ağır bastı. Derken, malum, mütercim tercümanlık mezunu olunca, başkasından istemek ayıp olur, bir yandan da iş güç de sınırlı, işi gücü olanlara ayıp olur kaygısı...

    E bir de, zaten akşamları, Nehir'i yatırıp, yazıp yatmam, imla hatalarına rağmen, zaman alıyor. Üstelik sınırlı işim arasında bir araştırma yapmak da var, ağır ağır ilerliyor...ağır...

    Uzun lafın kısası: Bir özet halinde çeviri olsun bence. Amaç, sonuçta sağlık takibi, zaten bazı konular "kültürel" (Örovizyon!), hatta bazen mikro kültürel (sub-culture)...çevirmek zor, "aktarmak" lazım... ben mesleğimi yapmamış olsam da çeviriye saygım sonsuz....

    Uzun lafın belki de en kısası: Siz özet, geçiniz, ben "edit" edeyim...Ah yine bir kontrol freak durum yani!

    ReplyDelete
  14. Bir de şu aklıma gelmişti. İngilizce bir "twitter" section olsa, en sonda...kısacık...nasıl olur?? O zaman ben de yapabilirim. Çünkü bir de sorun eş zamanlı olmayacak oluşu, saat farkı???

    Hadi bakalım, opinions, opinions, opinions....sonuca bağlarız.

    ReplyDelete
  15. sonda ingilizce ozet fena fikir degil aslinda. tabii ne kadar zamanini alacak senin ve o keyifli ve eglenceli uslup ozet yazma durumunda ne kadar kesintiye ugrar o onemli. Tabii kardesim ne keyfi ne eglencesi biz Nehiri merak edenlere bilgi vermek icin yapiyoruz bu Ingilizce ozeti de diyebilirsiniz.
    bence saat farkinin onemi yok.
    Eger baska oneri gelmezse bu gece Ingilizce ozeti yazmayi dene istersen yarin oylamaya sunariz. Eger onaylanirsa bugune kadarki donemi de genisce ozetleyebiliriz ya da yesimin onerisine uygun ceviririz.
    sevgiler
    ozlem

    ReplyDelete