Sunday, July 5, 2009

Gün 16


Yine sıradan ve dolayısıyla çok güzel bir gün geçirdik. Sıcakları anlatmaya gerek yok. Sabit. Biz de dışarı çıkmayarak, veya akşamları geç çıkarak hava almaya, diğer zamanlarda kapalı yerlere giderek zaman geçiriyoruz.

Evde bugün Wii ile oyalandık. Baba ile ben de ilk kez bir oyunda karşıkarşıya geldik. Geçenlerde de beyzbolda Mahmut atmış ben vurmuştum. Hiç yapmamış olduğumuz bir paylaşım. İlginç oldu.

Nehir bu Wii işine bozuluyor, biz de o uyurken oynamaya çalışıyoruz. Babişko Leyla'ya bisiklet aldı. İstanbul'dakinden bir boy büyük gibi. Akşam evin yanındaki ağaçlık yerde bindi. Hatta ben de bindim. Neyseki kırılmadı.

Bugünle ilgili asıl yazmak istediğim ise Özcan İnci Bey'den almış olduğumuz e-mail. Nehir'i duymuş ve takip eden bir çiftin nikah davetiyesini göndermiş Özcan Bey. Davetiyelerinde, çiçek göndermek yerine Nehir'e bağış yapmalarını istemiş, Sonay ve Tarık! Ne kadar güzel düşünmüşler, hiç aklıma gelmezdi. Nehir ne kadar şanslı bir çocuk, onu böyle düşünenler var.

Sonay ve Tarık ayın sonuna doğru evleniyorlar, İzmir'de. Karşıyaka'da. Babaannemin son yıllarını geçirdiği yerde. Onlara şimdiden mutluluklar diliyorum, ve çok teşekkür ediyoruz bu hassasiyetlerine.

Nehir sağlıklı ve mutlu.

FotoNot: Sabahki oyun saatinden. Ablanın buluşu, buluşu demeyelim sanıyorum iki yaşından beri bayılıyor kutuların içinde oynamaya.

UzunuZamandırYazılmayıBekleyenNot: Nazo idi bubble ile oynama fikrini veren, biz de ne zamandır yapıyoruz, şimdi sabahları balkonda da bir fasıl balon patlatmaca oynuyor kızlar. Aklımıza getirdiğiniz için teşekkürler.

4 comments:

  1. Günaydın hepinize...

    Zeynep'cigim,

    Keyfinizin yerinde olmasina, siradan guzel gunler gecirmenize cok ama cok seviniyorum. Zorluklari bir bir asiyorsunuz hep birlikte...

    Boyle guzel surprizler de size destek olmaya devam ediyor... Sonay ve Tarik çifitini tebrik ediyroum. Onlari uyumlu, mutlu, huzurlu bir birlikteligin bekledigine suphe yok. Saglik da eksik olmasin yuvalarindan...

    Bora'ya senin "cezerye"lerinden yaptim. Kuru kayisi, kuru uzum, cig badem, ceviz, findik ve dolmalik çam fıstıgı, aklima gelip sonradan ekledigim icin tam ufalanamayip karisimin icinde hafif kitir kitir kalan havuc. Hepsi robotta macun oldu sonra top. Bademden kulaklar, kabak cekirdeginden gozluk, çam fıstıgından da burun ve agiz takilip tabaga dizildiler. Bayildi iki kuzen. :) İlaclari icine koymak icin bir alternatif oabilir mi diye dusundum...

    Nehir ve tüm ailesi sağlıklı ve mutlu!
    Kendinize iyi bakın...

    Sevgilerimle,
    Yesim

    ReplyDelete
  2. Hocam aklınızdadır ama yinede söylemek isterim bütün bu yaşadıklarınızı kitaplaştırın bence ve bunada şimdiden başlayın hem kafanızı rahatlatıcak hemde zamanın hızlı geçmesi istediğiniz anlarda size fazlasıyla iyi gelicektir.

    Ayrıca yaşadıklarınız kızınıza sevginiz o kadar büyük ki bu kızınız için verdiğiniz çaba, muazzam hayat tecrübesi sizden sonrakilere yol gösterici nitelikte olacaktır.

    Son olarak ta şunu söylemek isterim kızımız , kardeşimiz Nehir' imize ben gerçekten bu illetten kurtuldu gözüyle bakıyorum.Sizde gönlünüzü ferah tutun ve sonu, sıkıntıların bittiğini düşünün, dualarımız ve maddi yöndeki çabalarımız sizinle.

    Sizi çok iyi anlayan bir öğrenciniz.

    ReplyDelete
  3. Merhabalar,

    Ne yazik ki herhangi bir konuda fikir veremeyecek durumda hissediyorum kendimi, hatta caresiz hissettigim bile oldu zaman zaman. Ama simdi bakiyorum da, uzulmem cok yersizmis.

    Siradan olmayan, bir ailenin, siradan olmaya calisan gunleri ancak bu kadar olabilir. Bu isi de cok guzel kotariyorsunuz sevgili Bayazitlar her zaman oldugu gibi. Her kosul ve durum icin bir cozum buluyorsunuz ve bu halleriniz ile bana o kadar cok konuda fikir veriyorsunuz ki cok tesekkurler. Bir kere daha anladim ki, hayatta ders cikartilmayacak hic bir durum yok. Su son gunlerde yasadiklariniz da bana kendimce cikartacagim bir suru dersler verdi -ama bazilarini kendime sakliyacagim-.

    Bir kere daha gordum ki, gercek bir aileysen, bir arada olmak tek onemli sey. Sonrasinda her sey bir sekilde halloluyor. Birisi yoruldugunda gorevi digeri devraliyor ve her sey saat gibi isliyor. Bu anlamda da senin tik tak, tik tak gecen gunlerin aslinda sizin tikir tikir isleyen duzeninizi cok iyi anlatiyor.

    Mimar Ludwig Mies van der Rohe'nin cok sevdigim bir sozu var, "Less is more" diye. Sizin su anki hayatiniza o kadar iyi uyuyor ki. Nerede hangi kosulda olursa olsun, siz birbirinize yetersiniz Zeynepcim. Bu uyum ve birliktelik hep surecek eminim.

    Nehir ve ailesi saglikli ve cok cok mutlu! Ne mutlu bana ki buna taniklik ediyorum...

    Nurgun

    ReplyDelete
  4. maşallah nehero'umuza, Leyla'mıza:)
    super anne ve hero baba mıza:)
    incredible family'imize;)

    allah hep güldürsün inşallah;) bu arada kitap yazma fikrini bir kere daha belirtmiştiniz, hazır yeri gelmişken ben de bir kere daha vurgulamış olayım. çok beğenilen, geyik bir o kadar da gücü içine sindirmiş bi kitap olacaktır:)

    merakla bekliyoruz incredible family ve macuralarını;)

    ReplyDelete