Saturday, July 18, 2009

Gün 29

Dünden sonra hafif bir gün.

Sabah IHOP'a giderek başladık. Kahvaltılık malzememiz kalmamıştı. Ben yakınlarda var mı diye bakarken, burnumuzun dibinde, ve de güzel bir IHoP çıktı. Hatta yanı başında bir alışveriş alanı...hiiç görmemişiz.

Neyse ısmarladığımız kahvaltı tabakları gelene kadar mızz mızzz geçti zaman ama gelince, herkes yemeğine daldı. Kahvaltıdan sonra bu kez hedef biraz uzaktaki Whole Foods'a gitmeyi anlamlı kılmak üzere, oraya yakıncana Barnes and Nobles oldu. Biraz kitaplar okuyup, bakınıp, çocuklar zaman geçirdikten sonra, bir de ne göreyim, meğer Barnes and Nobles'ın iki girişi var imiş, ikinci girişi Mall'a açılıyormuş. O sırada şıngır diye bir ses duyuldu, tüm Barnes and Nobles kafasını çevirdi, ne oluyoruz diye. Yanı başındaki Cheesecake Factory zaten hep mall'larda olur, iyi de biz bunu geçen sefer geldiğimizde anlamamışız.

Ben bir keşif yaptım, çocukları içeride babayla bırakıp, gizlice. Bir de baktım hem bir oyun alanı var, hem de atlı karınca, tabi bir de buz pisti. Bunun üzerine içeriden çocukları toplayıp, atlı karıncaya yönelmeye karar verdik,neşeyle. Yolda oyun alanını da gördük, ama pek bir kalabalıktı, tam Nehir arabasından iniyordu ki, aaa atlıkarınca diye ana hedefe yöneldik.

Güzel bir dönüşten sonra, arabaya gidecekken, yan kapı çat kapı Cheesecake Factory'e de gidelim bari (!) dedik. Bakmayın, yeme içme tarihimde ilk kez, ben bir şey ısmarlayamadım, sabahki koca omletten sonra. Neyse çocuklar ve baba yedikten sonra, garsonun şaşkın bakışları altında tatlı yemeden kalktık.

Ve uzun bir arayıştan sonra Whole Foods'a vardık. Central Market güzel güzel olmasına ama organik meyve bulamamıştık, ve Nehir hastaneden beri çilek istiyordu. Çilek, kayısı, bluberry aldık, ve baba artık RMH'de makarna, hamburger yemeyelim, balık yapalım deyince, artık tazesi de olan Omega 3 kaynağımız somonu da aldık. Ve kahvaltılık.

Akşam yemek servisi yapacak olanlara ayıp olur mu olmaz mı derken, "et yedirmek istemiyoruz" diye açıklama yapıp, babanın pişirdiği balıktan yedik, afiyetle.

İşte bugün güzel olan, Nehir'in uzun süreden sonra iştahı yerinde, sağlıklı yemekleri severek yemesi oldu. Leyla'nın da "cacao bliss"ine ve organik "raw" balına kavuştuğu için sevinmesi, yemekten sonra kızların çilek ve kayısı yemeleri günümüzün güzel geçmesine yetti.

Nehir sağlıklı ve mutlu, Nurgün'ün çok doğru söylediği gibi "kolay" ablası, annesi ve babasıyla birlikte keyifli.

Yarın Gonca'lara gideceğiz, akşam ise kürkçü dükkanı hastanemize. Nehir'e doktorların isterseniz iki gün RMH'de kalabilirsiniz dediklerini, sonra birkaç gün daha hastanede kalıp, ilaçlarımızı bitireceğimizi söyledim. Bittiğinde Houston'a döneceğimizi ve Seattle'a Seda'lara gideceğimizi," tatile" dediğimde, çok hoşuna gitti.

Hadi bakalım. Bu kez havuç çok güzel. Yapacağız.

DipNot: Nurgüncüm kitapları okuma zamanlaması konusunda çok haklısın. Ve şimdiki algılayışımın farklı oluşu veya belki de genel olarak daha iyi anlıyor, daha kolay anlıyor oluşum konusunda da. Güzel olan da bu ama. Şimdi zaman olarak doğru olup, karşıma çıkıp, benim iyi bir noktaya, yere gelişimde yardımcı olmaları. Zaten bu tür kitaplar hep böyledir, değişik zamanlarda değişik okumaları olur.Şİmdi ise bambaşka bir kitaba başladım. Adını yazmayacağım şimdilik, çünkü kitaba bir şans verdim. Ya tamamen beyaz dizinin 90'lı yıllardaki hali şeklinde devam ediyor olacak, ya da belki bir yerde anlam kazanacak. Derinden su üstüne çıktım, plajda güneşliyorum kıvamında! Türkbükü sahilinde dalga değil de fotoğraf makinaları sesleri eşliğinde hiiiç kafamı yormadan, lise günlerindeki gizli gizli okuma günlerini yad ediyorum, "adeta" (bunu da bir öğretmenimiz derdi, neydi bu Sandra? Gülerdik bol bol).

2 comments:

  1. Aaaaaa, bak darilirim kitabin adini soylemezsen!! Bizim Aysen usenmemis favori beyaz dizileri bugunlerde nereden bulabiliriz diye 'google' etmisti. Ve de bulmustu, bir yayinevi hala satiyormus, yeni mi kullanilmis mi bilmem ama var!! Anilarim canlandi. Kitap arasinda az okumadim ben onlari :)

    Zeynep'cim, bugunun bir tekrarini seneye insallah sizinle yapacagiz. Sabah cocuklarla evde mukellef bir kahvaltidan sonra havuza indik ve butun bir gun cocuklarla havuzda oynadik. Benim ust kattaki komsumun cocuklari ile benimkiler ayni yaslarda ve cok iyi anlasiyorlar. Onlar ve biz sabahtan aksama derler ya iste oyle havuzun icinde yasadik. Oglen disaridan ismarlanan ve havuz basinda yenen junk food, aksamuzeri dun yapilmis nesquick'li kek... (Soz sizinle daha saglikli bir menu yapacagim) Ama cocuklarla havuzda bir oyunlar, bir oyunlar!!! Seneye yazin ben toplayacagim herkesi bir gun, hep beraber havuzda oyun keyfi yapacagiz. Ama oyle 'sezlongda kitap okuyorum', 'aman aksam disari cikicam sacimi islatamam' falan dinlemem. Hepimiz havuzun icinde binbir su oyunu oynayacagiz. Cok eglendik bugun, seneye hep beraber yapacagiz!!!!

    Hadi bakalim, insallah bu haftaniz da cok cabuk ve kolay gececek. Ilaclar yormayacak Nehir'imi!!!!

    Hepinizi opuyorum, birbirinize iyi bakin....

    ReplyDelete