Ve ilaçların etkisi azalınca daha çok kıpırdar ve gözlerini açmaya çalışır oldu. Dinledi sanıyorum. Bir ara eliyle gözünü silmek istedi, ben de steril suyla sildim. Silerken gözünü kapa, dedim, kapattı, sonra tamam aç dedim, açtı. Ben de bu durumundan yararlanıp, ona kitap okudum. Sanki tutmak istedi gibi geldi, bir eliyle bir kenarından da tutturdum, belki görmek de istiyordur diye.
Bugün bir değişiklik yapmadılar. Ama doktorumuz değişti. Dr. Pon. Artık round lar sırasında aralarında yaptıkları tüm konuşmaları anlar oldum. Arada yanlış söylerlerse düzeltiyorum. Bugün resident, creatinin 1.7, yukarı çıkma eğiliminde deyince, "Hayır, 1.9 olmuştu, bu değerlerde kaldı" deyiverdim. Çünkü resident da yeni idi. Çok önemli değil aslında ama bana kontrol hissi veriyor, karşımdakiler de daha çok anlatıyorlar, bilgi veriyorlar. "Gözüm üstünüzde"!
Ah.
Sanıyorum, yarın, makinanın ayarıyla oynayacaklar ve geçen hafta deneyip, Nehir'in çok mücadele ettiği ayara dönmeye çalışacaklar. Bakalım.
Akşam, gökte ararken, yerde Dr. Souweidane'i buldum. Yan tarafa gelen meğer onun hastası imiş. Ziyarete geldi. Ben de kendimi önüne attım. "Var mıydı bir kitle MRI'da" dedim.
Şöyle, dedi: "Bunu konuşmalıyız. Arada bir durum. Bir 'enhancement' görünüyor ama 'scar tissue' da olabilir" dedi. "Yani ameliyat 'exploratory'-bakmak, anlamak için- olacak" dedi. Ben de "Biz buradan çıkmadan, Nehir daha iyi olsun, burada bir MRI çektirip, sizinle görüşmek isteriz" dedim. "Tamam, ben buralardayım" dedi.
Bakalım. Arada ameliyat için trombosit, derken kök hücre, e hadi ek kemo ve bakın şimdi bu haldeyiz, diye de serzenişte bulundum. Tutamıyorum kendimi. Geçen haftayı zor geçirmişsiniz, duydum dedi.
Aslında, Dr. Souweidane'den "scar tissue" lafını duymak biraz da olsa su serpti. Çünkü bu şekilde tedavisiz beklemek çok ama çok zor bizim için. Bir ihtimal de olsa, canlı hücreler varken, böylece durmak çok korkunç. Ama bekleyeceğiz.
Nehir'im çok hırpalandı ama canımın içi, iyiye gidiyor, yavaş yavaş.
Dr. Pon, yeni doktorumuz. Onu da önceki iki gecelik kalışımızdan biliyoruz. İyi bir doktor, tecrübeli. Teksas'takilerle görüşme fikrine pek sıcak bakmadı. Yoğun bakımcıları tanıyor imiş. Bir avuç insanız, dedi. Baktım, çok sıcak değil, Nehir'in klinik durumu zaten önemli, biliyorum, ne olduğunu da anlamazsanız, iyileşmesi önemli olan, biliyorum dedim. Yani, Russell'dan kalan bir fikir, yapacağınız tedaviyi değiştirmiyorsa her şeyi bilmenin çok da önemi yok. Ama sonra ikinci kez, günün başka saatinde, neden ilik nakli ekibine sorduğumu, ve bizim ilk kez yoğun bakımda olduğumuzu, Teksas'ın yoğun bakımcılarını tanımadığımızı da anlattım. Doktorlararası bir politika işine bulaşmayalım yine. Hem de sanmasın ki buraya güvenmiyoruz.
İşte sakin bir gündü. Nehir yarı, belki de dörtte bir kendindeyken, the hala geliverdi. Nehir halasının sesini duyunca, yüzünü buruşturdu, nefes alışı hızlandı, sanki, başıma ne geldi bir bilsen, bu borulardan beni bir kurtarsan der gibiydi. Canımın içi benim. O kadar haklı ki serzenişte bulunmaya, şikayet etmeye. Hala da bir an şaşırdı ama toparladı sonra kendini. Çok ama çok istiyorum, Nehir'in halasını görebilmesini. Ona çok iyi gelecek.
Akşam Leyla ile konuştuk. "Nehir hala uyuyor mu" diye sordu yine. Biz RMH'de olsak hemen gelecek. Ben de anlattım, boruları, neden uyur halde tuttuklarını. Her zamanki gibi ciddiyetle dinledi. "Konuşabiliyor mu?" "Boru nereye kadar iniyor?" gibi detay sordu, ben de tarif ettim. "Uyanık olsa hiç sevmez" dedi. "Evet, o nedenle, ve canı da yanmasın diye ilaç veriyorlar" dedim. Leyla öğrenince ve bilince olan biteni, aklıyla kavrayınca daha rahatlıyor. Bunu bir kez daha anladım.
Hadi bakalım, yarını merak ediyorum.
güzel nehir..minik nehir..Rabbim gücüne güç katsın,atlatıver şu günleri..hepinize güç versin zeynep hanım..okuyoruz ve dua ediyoruz.
ReplyDeleteYarin Insallah cok daha guzel bir gun ve arkasini takip eden guzel gunler sizin olur. insallah bu Mubarek ayda dilediginiz hersey olur.
ReplyDeleteHala hoşgeldin. Umarım Nehir sana bol bol şikayette bulunur. Bizim için bir şans getirmiş olabilirsin -i n ş a l l a h-
ReplyDeleteHadi Nehircim, hadi yavru...
canım nehirciğim halan gelmiş çok sevindim sen de iyi haberler gönder de bizlerde burada sevinelim...sana başkentten kucaklar sevgiler gönderiyorum seni sarıp sarmalasın korusun şifa olsun bebeğim :)))
ReplyDeleteGüven o kadar önemli bir duygu ki aslında....
ReplyDeleteUmarım doktorlar güzel şeyler yapar ve en kısa sürede güveninizi kazanırlar. Sanırım ancak ondan sonra tam olarak rahatlayıp, sorgulamalarla vakit harcamayacak ve Nehir' i acabalar olmadan onlara teslim edebileceksiniz.
Sanki anneci küçük bıcırığın herşeyden çok tüm zihniniz ve bedeninizle yanında olduğunuzu hissetmeye ihtiyacı var.
En kısa zamanda Nehircigi kucaginiza almaniz ve guzel haberleri almak dilegiyle, kocaman sevgiler opucukler yolluyoruz minnosa :)
ReplyDeleteCanım hepsi geçecek, Nehir'ciğimiz o güzel gözlerini açacak, kitabını yine anneciğiyle keyifle okuyacak. Çok öpüyorum. nergis
ReplyDelete