Sunday, August 29, 2010

Annemi ve Sevgilimi Yolcu Ettim

Bugün önce annemi yolcu ettim. Baktım hafiften pasifloraya başvurmuş ama çok iyi idare etti. Bu kez Nehir anneanneyi görüp, yemeklerini yiyemedi ama odamız pırıl pırıl, ve bir aydır dokunamadığım her şey kendilerine bir yer bulmuş, Leyla'nın eşyası toplu. Bu kadar yoğunken yapamayacağım bir işti bu. Annecim, giderken, yine gelirim dedi. Teşekkür ederim anneciğim. En çok da Ithaca hikayeleri için.

Nehir bugünü de aynı geçirdi. Karaciğer değerleri biraz daha iyi. Geldiğimizden beri ilk kez sıvısında 600 gr eksiye geçti (dün, 24 saat). Bu çok iyi. Düşünülen: doğru yoldayız ama zaman alacak. Sabredeceğiz. Bekleyeceğiz.

Bugün biraz biraz yine gözlerini açtı. Ativan'i karaciğerine zarar vermesin diye azalttıkları için olsa gerek. Biz ise belki bizi görür, yanında olduğumuz anlar diye heyecanlandık. Hemen de kalkmak için hamlede bulunuyor. Canım benim. Ben de onu kucağıma alacağım günü iple çekiyorum. Sonradan yine "uyur" hale geçti.

Nehir biraz rahatlamış olunca, sıra babayı yolcu etmeye geldi. Hemen bir blok yandan kalkan otobüse kadar yolcu edeyim dedim. Otobüsün önüne geldiğimizde, şöför, trafik nedeniyle yarım saat geç kalkacağını söyledi, ve istersek eşyayı otobüse bırakabileceğimizi. Ama bunları söylerken bir yandan da, "Hanginiz gidiyor?" diye sordu. Sonra da "Biraz daha birlikte oyalanabilirsiniz" dedi. 70 yaşlarındaki amca. Gülümsedim. Bizim "sevgili" halimizi kollaması çok hoşuma gitti. Bilmiyorum en son ne zaman elele tutuşup yürümüştük (bir yorumcu önermişti, hatırlıyorum). Yürüdük, bir blok, belki de yarım. Birşeyler içtik. Sonra otobüse geri geldik. Biraz da otobüste oturduk ve babayı Ithaca'ya göndermiş oldum. Yarım saat sevgili olabilmek çok güzeldi. Hele işin içine şehirlerarası otobüs girince, üniversiteye geri döndüm. Ve şöförün tatlılığı, ne kadar da şehirden, şehirlililerden uzaklaşmaya ihityacım olduğunu hatırlattı. Yine.

Hastaneye döndüm. Yarın hala geliyor. Nehir halası buradayken makinadan ayrılabilse çok ama çok iyi olur. Onu görmeyi ne çok ister. Bakalım.

Sabredeceğiz. Bugün asansör çıkışı bir küvöz gördüm. Malum yanımızda yanidoğan yoğun bakımı da var. Benzer bir durum. Küvözde değil ve dokunabiliyorum, öpebiliyorum ama kucağıma almamak, hele onun her zaman beni yanında isteğini bilirken çok zoruma gidiyor.

Dün, geçen sefer aldığımız iki geceden bizi bilen hemşire, diğer hemşireye anlatıyordu. "Sen bir de onu uyanıkken gör, çok dediğim dedik, kimseyi yanına yaklaştırmıyor. Uyanıp da annesini yanında görmezse, bağırıyor annesi yatağa yanına gidinceye kadar". Gülümsedim. Yine yapacak. Ve ben yine söyleneceğim, bir yandan da sevineceğim, savaşmaya devam ettiği için.

Derken Feride'cim, sözünü ettiğin linke baktım. Çok sevdim. O kadar doğru ki, hele benim gitme arzum. Kendi kendime, sabırlı olmalısın, fikse olmadan gitmeye, zamanı geldiğinde beklemelisin diyordum zaten. Derken Ithaca'nın anlamını ve şiiri okudum. Ayelette (kadın)'in söylediklerini. Babanın anlattığı bahçede gezen sincapları, o mis gibi kokan ağaçları düşündüm.

Sabredeceğiz. Ve Nehir'i buradan alıp, hastaneden, şehirden, doğaya götüreceğiz. Zaman.

Şebnem Kavafis'is şiirinin Türkçe çevirisini göndermiş.

İthaka

İthaka’ya doğru yelken açtığında,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu olsun, bilgelik dolu olsun.
Korkma Laistrygonlardan, Kikloplardan
ve hiddetli Poseidon’dan,
çünkü yüce tutarsan düşüncelerini,
soylu bir duygu kuşatırsa ruhunu ve bedenini
karşılaşmazsın onlarla asla.
Ruhunda barındırmazsan onları,
ruhun onları gözlerinin önüne dikmezse
rastlamazsın Laistrygonlara, Kikloplara
ve hiddetli Poseidon’a.

Dile ki uzasın yolun,
gani gani olsun yaz günleri
büyük bir neşeyle ve memnuniyetle
gir daha önce hiç görmediğin limanlara;
değerli eşyalar almak için
Finike pazarlarına git,
inciler ve mercanlar, kehribar ve abanoz,
türlü türlü kösnül koku da al,
alabileceğin kadar al ayartıcı kokulardan,
bir sürü Mısır kentine de uğra
öğrenmek ve tekrar öğrenmek için bilgelerden.

Gönlünden çıkmasın İthaka asla.
Belirlenmiş amacındır oraya ulaşman.
Gene de hızlandırma yolculuğunu.
Bırak sürsün uzun yıllar,yaşlandığında dön adana
yol boyunca edindiklerinle varsıllaşmış olarak.
İthaka’nın sana varsıllık vermesini ummadan asla.

İthaka sana bu güzel yolculuğu verdi.
İthaka olmasa yola hiç koyulmayacaktın.
Şimdi sana vereceği başkaca şeyi yok İthaka’nın.

İthaka’yı yoksul bulsan da, kandırıldığını hissetme.
Şimdi, öyle bilgeleştin ki, öyle deneyimlisin ki,
biliyorsun artık anlamını İthaka’ların.
(1911)

Konstantin Kavafis (1863-1933, Yunanistan)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy


FinansNot: Biz de sağlık sigortasını merakla bekliyoruz. Ekim ortası gibi devreye girecek (işe başlangıçtan 57 gün sonra). Gerçi o zaman tedavide ne durumda olacağız, ve önceden başlamş bir şey diye nasıl davranacaklar bilmiyorum. Ve şu andaki veya önceki masrafı karşılamayacak. Ama hiç değilse kontrolleri karşılar mı diyoruz, yani neyi karşılarsa o kadarı bizim için bir artı olacak. Göreceğiz. Biz de ne olacak dedik zaten, ister istemez. Hele yoğun bakımın faturasını hayal bile edemezken. Günlük yapılan testler, bazen dört kez yapılırken. O doktor, şu doktor sürekli görürken. Aldığı ilaçlar...liste çok uzun. Ama bence iyi haber, faturanın Sloan'a gideceği. Yani artık orada eksiyiz ama "Biz diğer hastanelerden farklıyız, indirim yapmayız" diyen Teyzeye, "Ama bakın bizim gelirimiz ortada, elimizdekinin tümünü size verdik, ve bu bizim paramız değil, başkalarına karşı da sorumluyuz, ve önümüzde uzun bir süreç var gibi görünüyor" demişken...şimdi top onlarda olacak biraz. Biz artık "sorun" hasta olduk. Tahminin üzerine çıktığımız için. İş ki bize şantaj yapmasınlar. En azından ameliyat konusunda yapamazlar, çünkü o da Presbyterian'da olacak. İşte ama böyle durumlarda denir ya, "Battı balık yan gider", bende öyle bir hal var. Şu anda Nehir burada ve bakım altında. Sonrası, bilmiyorum. Önce Nehir iyileşecek, sonra para işlerine geri döneceğiz.

6 comments:

  1. Nehir iyilesecek, hersey guzel olacak. Dualarimiz sizlerle... sevgiler.

    ReplyDelete
  2. Zeynep Hanim,

    Sizi hiç tanımıyorum. Sadece 1-2 sene önce üniversite e-posta hesabıma gelen bir yardım mesajını ve bir miktar yardım yaptığımı hatırlıyorum. Arada benzer bir mücadelenin içinde kendimi buldum, takip edemedim. Bir hafa önce blogunuzdan haberdar oldum. O günden beri günde belki 9-10 kez blogunuzu kontrol ediyorum. Acaba yeni bir bilgi var mı? Nehirciğimiz daha iyi oldu mu? Sizler daha iyi hissediyor musunuz?
    Bazen geceyarısı uykudan uyanıp baktığım oluyor.

    Farkettim ki sizin eşsiz mücadeleniz, benim daha önce verdiğim benzer bir savaşın, şu an veriyor olduğum daha küçük savaşların bir aynası olmuş. Herşeyi tekrar değerlendiriyorum. Hayata sarılmanın, ailenin ve sevginin önemini, sizin müthiş sevginiz, gücünüz, aklınız ve emeğiniz sayesinde yeniden, çok daha iyi kavradım.

    Aileniz için yaptıklarınız o kadar güzel ve değerli ki, hangi kelimelerle tarif ve takdir edilir bilemiyorum. Ve görülüyor ki bunu bir süre daha yapmanız gerekecek. Ama şunu bilin ki, bu yolda hiç yanlız değilsiniz. Aileniz,
    arkadaşlarınız ve bu blogu okuyan benim gibi belki de yüzlerce, binlerce kişi sizinle beraber. Nehirin iyileşmesini çok ama çok istiyoruz. Nehir dualarımızın bir parçası oldu. Ve daha önemlisi, Nehir'in iyileşeceğine inanıyoruz.

    Sevgilerimle

    ReplyDelete
  3. Zeynep Hanim,
    Bu blogu okudukca aglayasim geliyor. Ama yasadiginiz zorluklardan degil de, bu zorluklarla birlikte hayati yasama sekliniz, tarziniz, mucadeleniz. Cok cok dua ediyoruz hepimiz. Faturalari da dusunmeyin, bence de. Onlar en onemsiz kismi. Biz kocaman bir aileyiz artik ve bu kadar buyuk bir aile en yuksek hastane faturalarinin altindan kalkar.
    Sizi cok seviyoruz. Aylin

    ReplyDelete
  4. Allah kavuştursun, hem annenize hem sevgilinize keyifle tez zamanda kavuşun...

    ReplyDelete
  5. ben de başkentten dualarımı sevgilerimi kucaklarımı yolcu ettim amerikaya:))) nehirciğim e enerjilerimiz şifa olsun onu koruyup kollasın bize anneciğine ve hayata
    sımsıkı bağlasın diye hadi nehir ciğim daha yapacak çok işimşz varrrrrrrrrrrrseninle:))))

    ReplyDelete
  6. Allah kavustursun Zeynep Hanim!
    Hafta sonu haberlerinizi yuzumde buyuk bir gulumseme ile okudum. Annelik hisleriniz eminim sizi en iyi yere goturecek. Ben anne degilim o yuzden Leylacik uzaktayken siz ne hissedersiniz bilemem ama onun hislerini az cok tahmin edebiliyorum. En azindan yaninizda kalabilmesi icin gereken her seyi denemek gercekten ona da iyi gelecek diye dusunuyorum. Sonra donmesi gerekir mi Turkiyeye? Gerekebilir ama bilecek ki bu gercekten gerekiyor. Tipki gecen yil oldugu gibi. Iste o zaman uzakta olmak bence onun icin mucadele etmesi daha kolay bir durum olacak. Eminim ki Turkiyede anneannesi ile onun etrafinda donup duran onlarca teyzesi ile mutludur ama denemek, sonucu ne olursa olsun onun da icinden geliyordur diye dusunuyorum. Tabi en iyisini yine anneler-babalar bilir :)

    Ve Nehircim, gucunu topluyorsun degil mi? O yuzden uyanmaya baslar baslamaz hemen kalkmak istemen. Sabret minik yurek iyice guclen, bir an once ayaga kalkacaksin. Tum sevdiklerin de yaninda sana destek veriyor olacak tipki simdi oldugu gibi.

    Iyi haberlerin ardi arkasi kesilmesin.

    Sevgiler

    ReplyDelete