Geceyi rahat geçirdik ama "blow out" oksijen koydum, oksijen seviyesi biraz düşüyordu. Yine de vukuatsız bir gün iyi geldi. Gece ateşi çıktı, kendiliğinden düştü ama hem mantara karşı bir antibiyotik ve hem de zatüreye karşı antibiyotiğe başlattılar.
Sabah yeni uyanıyorduk ki, baba girdi kapıdan. Nehir biraz boynunu büktü, babayı görünce, anlasın halinden diye sanırım. Biraz sonra da üzerine kustu, hoşgeldin demek için.
Ben babaya tişört almaya RMH'ye gittim, dönüşte de, Işıl ile ortada buluştuk, Leyla'yı aldı. Leyla'nın keyfi pek yerindeydi. Dört yaşındaki Maya'dan oldukça ilgi görmüş. Cem'den buradakilerin bölme işaretini ters yaptıklarını öğrenmiş. Ve üzerinde dün gittikleri "transit" müzesinden alınma, üzerinde metro haritası olan bir tişört. Her gören bir yorumda bulundu, gün boyu: "artık hiç kaybolmazsın", "burası neresi biliyor musun", "güzel tişört"...Leyla da çok eğlendi tabi. Teşekkürler, Maya, Işıl, ve Cem!! Hızır gibi, yetiştiniz ve Leyla çok iyi zaman geçirmiş!
Öğrendik ki, üç gündür sorup durduğum üzere, meğer anti-seizure ilacı böbrekler az çalışıyor diye yarıya düşürülmüşken, yoğun bakımda eski doza çıkmış, ama sonraki böbrek bozukluğunda geri düşürülmemiş. Ve iritasyon yapabilirmiş. Elektrolitlerin de düşmesi yapabilirmiş, illa kritik değerde olmaları gerekmezmiş...
Nitekim, bu sabahki daha iyi değerler ve kepra ayarlamasıyla Nehir biraz daha iyiydi.
Sabah yeni bir röntgen çekildi. Bir gün öncesiyle aynı. Kilosu da aynı çıktı zaten. Bakalım tamamının gitmesi zaman alacak. Böbrek ve sıvı dengesi işi kolay da değil sanırım.
Röntgenden geldik ki, kapıda Bilge (Hanım) geldi, elinde paketle. Nehir'in keyifsizliği sürüyordu, ama o gittiğinde, getirdiği oyuncak köpeğe sarıldı ve sevdi, bebekle oynadı biraz. Sonra hala ile skypede konuşurken, gülümsedi!! Basbayağı gülümsedi hem de. Canımın içinin farklı insanlara ve sevdiği, ona iyi gelen tanıdık yüzlere, yemeklere ihtiyacı var.
Biraz iyiye gidiş var bence ama zaman alacak sanırım. Ah ama bir şu hastaneden çıkarabilsek. Bugün dışarı çıktığımda o kadar güzel bir hava vardı ki, tam park havası!! Böyle zamanlarda dışarıda olmadığımızda üzülüyorum.
Derken iğne değişikliği yapıldı. Baba aneztezi isteyecek kadar kıyamıyordu...tabi olamazdı ve bence olmamalıydı da zaten. Ve cildi kurumuş, ledlerin çıktığı yer, ve yoğun bakımda kullandıkları şeffaf "dressing"in kenarları kanamış.
Yine de iyi bir gündü.
Ve ben RMH'ye geldim, dinlenmek ve Leyla'nın da gönlünü almak için. Hatta pikniğe gittik. İyiki de gitmişim, Leyla'nın arkadaşı olan başka bir çocuğun annesiyle sohbet ettim. Dört yıldan sonra nüksetmişler. Eskilerden. O kadar ortak duygu ve düşünce vardı ki, çok iyi geldi konuşmak. Ve bir sürü şey öğrendim ve (baba buna inanamayacak) bizim Dr. Kramer nöroblastom takımından ayrılmış! Beyin tümörü, nörolojiye geçmiş!!! Tevekkeli değil ortada yok. Ama insan bir söylemez mi yaw!! Şaka gibi!!!!!!!!!!!!!
Hadi artık uyuyayım. Bugün ikili odada tek hasta olma saadetimiz bitti. Bütün kata baktım. Tüm tek kişilik odalar, izolasyon odaları. Hiç yer yok. Ve yanımıza 10 aylık bir bebek geldi, lösemi hastası. Düşündüm erkeklerin ağlayan bebekler yanında uyuyabilme kapasiteleri, becerileri bizimkinden yüksek...adil yani.
Ha sahi, çıkışta Anıl'a da rastladık, ayaküstü, ona da buhuuu anlattım, bıdır bıdır...Bayağı bir çevremiz var yani, NYda artık. Sokakta karşılaşıyoruz!
e-mailinizi bekliyorum. sevgiler. anil
ReplyDeletegüzel bir yazı olmuş :)
ReplyDeleteZeynep'cim, sen ayni diyorsun ama bence ayni degil. Nehir'in enerjisi sanki biraz yerine gelir gibi, baksana oyuncaklarla oynamis, sonra halasina bilgisayar ekranindan gulumsemek falan, harika haberler bunlar. Yavas oluyor ama oluyor iste!!! Olacak, Nehir'im halasini, kendisini ziyarete gelecek olan tum sevdiklerini kocaman gulumsemelerle karsilayacak. Elbiselerinin birini cikartip digerini giyecek!!!! Defileler yapacak, bizde bayila bayila seyredecegiz. Yakin arkadasim, yakin hic merak etme.
ReplyDeleteLeyla'cigimi da cok ozledim. Saril benim icin ona, kocaman hem de!!!
Hepinizi cok opuyorum, birbirinize cok iyi bakin...
Canım Nehir'cim
ReplyDeleteSakın unutma bütün bunlar seni çok sarsıyor ama biryandan içindeki düşmanı yokediyor, kökünden kurutuyor. Güzel Nehir, tatlı Nehir, bir tane Nehir, sık dişini...dualarımız seninle...parklarda koşarak oynamana, pembiş elbiseler giymene ne kadar az kaldı bilsen...annesinin,ailesinin ,teyzelerinin ve sanal teyzelerinin kıymetlisi
MAŞALLAH sana...
Yasemin