Dün gece de zor oldu. Hem ishal ki her yer batacak şekilde oluyor, gecenin bir yarısı banyoya sokuyoruz Nehir’i. Yarım saat sonra ise bu kez kustu.
Böylece uykusuz bir geceden sonra sabah 7’de gittik radyoterapi için. Baba RMH’de kaldı geceden kalan çamaşır temizliği için…Saat 8’e doğru radyoterapi için aldılar Nehir’i. 25 dakika sürecek dediler, ama bir saati buldu. Telaşlandım once, sonra dediler ki o kadar hassas ki yapma şekilleri, “alignment” bazen böyle uzun sürebiliyor. Biz ilktik. Sonraki çocukların da aileleri gecikmiş oldu. Bir anne ile konuştuk. İlk günü olabilir dedi.
Sonra yukarı çıktık, sahi yazmış mıydım, 9. Kat bizim yerimiz. Çocuk katı. Tam hemşiremizi öğrenmiştim ki, muhtemelen “charge nurse”, bize gelecek olan hemşireden başka bir iş yapmasını istedi. Ve yaklaşık yarım saat sonra ben ilk uyarıyı verdim, sonra bir onbeş dakika sonra, biraz daha sert konuşunca, en sonunda “charge nurse” geldi, kemoyu bekliyordum dedi…”İnandım”.
Nehir keyifsiz, iştahsız, hareketsiz…Bu beni çok ama çok üzüyor. Hele yarınki MIBG öncesi, bugün mideme vurdu.
Bugün kemo sırasında üç, dört doktor gördük. Dr. Kramer “team”le konuştuklarını, Nehir için once 18lik düşük doz radyoterapiyi verip, sonra tümöre, “boost” diyorlar, 36lık doz verip, inşallah, 11 Haziran’da radyoterapi bittikten sonra, MRI’a bakıp, ameliyat kararı vereceklerini anlattı. Ameliyat olursa, sonra yine tümor bölgesine radyoterapi yapacaklar-imiş.
Böyle uzun bir günken, bombayı baba patlattı. Nehir’in ameliyat bölgesinin şiştiğini, kafa biçiminin bozulduğunu söyledi.
Doğrusu hiçbir doktor görmemişti. Ben de Mahmut söyleyince farkettim.
Bugün bir kez daha anladım ki, Mahmut Nehir’in fiziksel verilerini, değişimlerini benden çok daha iyi gözlemliyor. Ben daha çok psikolojisine bakıyorum. Aslında sanıyorum birbirimizi tamamlıyoruz.
Evet ama, acaba bir baskı nedeniyle beyin sıvısı mı yukarı çıktı diye bir telaş alınca herkesi, nasıl yapalım, derken, Dr. Khakoo yine devreye girdi, kafa CTsi istedi. Şu ana kadar en çok nörolog Dr. Yasmin Khakoo’yu sevdim. Herkes iyi ama Khakoo’nun en çok işi bitene kadar çıkmayışını, zaman kaybetmeden herkesi hemen programlamasını beğeniyorum.
Benim pilim bitmeye yüz tutmuştu ki, saat dört gibi Cengiz Amca yetişti. Elinde tam da Nehir’in seveceği elbiseli, topuklu ayakkabılı, kıvırcık saçlı, süslü püslü bez bir bebek! Nehir beni biraz bıraktı, babası ve Cengiz Amca’sıyla oynadı.
Sonra da ikinci kez (!) anestezi almadan CT scan’e girdi. Benimle birlikte. Gözlerini kapalı tutu. Ben elini tuttum, koruyucu örtüsünün altından, şarkı söyledim ona.
CT sonuçları bizi rahatlattı. Bir sıvı oluşmuş ama şu anda endişe verecek bir durum yok. Artar veya sızarsa tatsız, enfeksiyon riski olabilir. Gözleyeceğiz.
Akşam yediydi, çıktık. Ben "Öok yorgunum" derken, baba, "Yorulalım, ister 12 saat olsun, ister 18 saat" dedi. Bir anda "dank" dedi. "Çok doğru", Söylenmeye hacet yok. Çok şükür bu halimize. Nehir uyudu, ben de uyumak üzereyim.
Bugünlerde ne telefonlara bakabiliyorum, ne doğru düzgün e-posta yazabiliyorum. Hatta Leyla ile de konuşamıyorum. Nasıl olup, “neşeli” konuşacağım bilemiyorum, onu da üzmek istemiyorum. Bugün Hande dedi ki, fundraising ile ilgili soru olursa bana yönlendir.
Aslında bunu çoktan yapmalıydık.
Yönlendiriyorum: hyagcidumrul@yahoo.com Hande’ye her türlü finans sorusunu sorabilirsiniz. Aslında Türkiye’de bu işler farklı yürümese, hesapları onun adına yapıp, “denetimci”miz olmasını dilerdim. Ama zaten bizi sıkı takipte! Teşekkürler Hande’cim.
Ve iki yoruma yorum: Dr. Scholler’I biliyorum. Aklımda. Zaten aklımda Dr. Scholler ve CHOP’taki bir iki başka çalışma var.
Ve Yeşim’cim, gelinciğin benim en sevdiğim çiçek olduğunu biliyor musun, sabah bir fasıl, Nehir kucağımda kendine rahat bir pozisyon bulmaya çalışırken, Mahmut neden ağlıyorsun şimdi diye şaşkın, gözyaşlarım dökülüverdi.
Ve Ayşegül Hanım!! Sizi dün anmıştım, kokteylde, yanımdaki Amerikalı (avukat imiş, İstanbul'a gidip gelen bir avukat) ile sohbet ederken. Bana Türkiye'deki sağlık işlerini sormuştu. Ben de size sohbet sırasında "Çocuk Hastanesi nasıl olmaz Türkiye'de" dediğimde, sizin "Önce kanser merkezi olmalı" dediğinizi anlatmıştım.
Yarın sabah sekizde radyoterapi, sonrasında, 9.30 gibi, MIBG, ve sonrasında ilikten örnek alma işi var. MIBG’ye sanıyorum hemen bakacaklar, ilik bir hafta sürermiş. Sloan çoğu yerden farklı, önden iki, arkadan iki yerden örnek alıyor.
Lütfen, bu kadarla yetinelim. Yetelim. Biliyorum Sadece Nehir için dua etmeye hakkım yok, tüm çocukların yaşam hakları aynı. Ama bu iş hak meselesi değil. Ben benim çocuğum için dua ediyorum ve tüm çocukların da şifa bulmasını diliyorum.
Umarim hersey yolunda gider bugun.Aklim hep Nehir'de olacak. Bol sans kucuk melege.
ReplyDeleteZeynepcim, bugun MIBG'nin guzel sonuclarını alınca eminim tum yorgunlugun bir anda ucacak gidecek ve yeniden enerji depolamıs bir hale geleceksin.
ReplyDeleteEmpati, sempati, telepati haric kurabildigimiz tek iliskinin sanal yolla olması, bazen cok yoruldugunda gelip Nehir'i kucaklayamiyor, sana destek olamıyor oyle canımı sıkıyor ki. Ne yazacagimi, ne diyecegimi bilemiyorum. Senin yazılarınla ben bu hale geliyorsam, senin bunları yasarken cektiklerini dusunemiyorum bile.
Lutfen ihtiyacın olan her turlu destegi almaktan cekinme. Sen ayakta isen, Nehir kosar, sen kosarsan O ucar, sakın unutma. Siz harika bir ailesiniz, her sey yoluna girdiginde, bu gunleri geride biraktiginda donup arkanıza hic bakmayacaksiniz, hatırlayacak, ama aldırmayacaksınız...
O gunler gelecek cok degil, 5-6 ay sonra gelecek. Blogun baslagıcına baksana 2008. Neler gecti neler atlatıldı, neler icin hele bir gecsin su... da dendi. Bugunun de bir farkı yok, tedavi boyunca yapılacakların hicbirinin de. Surecler atlatılmak icindir, sonuca ulasmak icin degisik sureclerden gecebilirsin, degisik takımlarla calısabilirsin, ama odaklanmadıgın surece sonuca ulasamazsin. Sizin icin durum gayet net. Bu is bitecek, Nehir iyilesecek vede bir daha bu illetle hic ugrasmayacak ne seilde olursa olsun. Sakın merak etme!
Nehircim, bu son round. Teknik desteğin harika, seyirci desen tumden arkanda, nakavt edmedin belki ama olsun, sen sakın kendini birakma, galibiyetin her turlusu galibiyettir...
Seni coookkk ama cccoookkkk seviyoruz tatlı melegim.
Canım günaydın,nehircim küçük meleğimiz, bak senin burda bir sürü ablan,teyzen var.Aklımız yüreğimiz hep sende.Dualarımızdasın, dün gece oğlum küçük bir rahatsızlık geçirdi sabaha kadar bölük pörçük uyuduk o sürekli ağlayarak uyandı ..Ve biliyormusun ben hep seni ve anneni düşündüm..Ben uykusuz bir geceden sonra şimdi iyi olmaya çalışırken seni anneni babanı yorgunluğunuzu düşünemiyorum.Allah sonsuz güç ve sabır versin size..Öyle güzel bir ailesiniz ki bu mutluluk sevgi,bağ hep sürsün.Sen iyi ol bizde iyi olalım..seni kocamann kocamannn öpüyorummmm uzaklardan..Ve çok inanıyorum sana iyileşeceksin biliyorum..
ReplyDeleteBütün sonuçlarınız iyi çıkar inşallah.
ReplyDeleteBugün İsanbul güneşli, aydınlık ve ferah. Ben de İsanbul'un bu neşeli ve mülayim ruhundan yararlanmaya karar verdim.Old City'e geçip Ayasofya'da dua etmenin tam zamanıdır. Asırların fısıltılarının, dualarının ve yakarışlarının yükseldiği ve yükselltiği Ayasofya'da Nehir için ve tüm hasta çocuklar için dua edeceğim. Ondan sonra sırada Aya Yorgi var.
ReplyDeleteBir de geçen gün tezim için İbn-i Masawayh ile ilgili bişeyler okuyordum. 9.yüzyılda Abbasi döneminde yaşamış zamanına göre dahi bir doktor. Okuduğum birşey çok hoşuma gitti, paylaşayım dedim. Bir parça ancient wisdom: “The soul follows the temperament of the body, if an illness occurs, especially in the main organs, do not forgo to treat the soul through sense, sight and pleasant sound; this constitutes an important part of the treatment”. Bunu siz yapıyorsunuz zaten, her açıdan en doğru yoldasınız. Az kaldı, Nehir'in tamamen iyileşmesine ÇOK AZ KALDI...
Sevgiler,
Yasemin
Yorulmaya hakkımız yok ve müthiş bir ailesiniz daha önce de dediğim gibi, hayranlık duyuyorum gücünüze. Nehircim çok hırpalanıyor bu tedavi süresinde ama aslında ne kadar güçlü bir insan yetişiyor bir düşünsenize! Bundan sonra Nehir için hayatta "zor" diye birşey olmayacak ve bizle Nehir'in her büyüdüğü yıl başarılarını konuşuyor olacağız.
ReplyDeleteO kadar zor ki, sadece sizi günlük olarak takip edip fazlasını yapamamak. Bazen buraya yorum yazmanın ötesini herkesin düşündüğünü hissediyorum. Her gece dualarımdasınız bu da gerekli aslında diye kendimi rahatlatmaya çalışıyorum.
Hislerimizin haklılığını MIBG sonuçlarında görmeyi diliyorum bugün. Sabırsızlıkla bekliyorum.
Kocaman kocaman enerji yolluyorum hepinize.
Sevgili Nurgun, eline, diline saglik, ruhumuzdan gecenleri daha guzel aktaramazdin Zeynep'e ...
ReplyDeleteNehir'cim hersey senin iyilesmen icin, guclu ol, herkesi saskina cevir ! Kosa kosa kollarimiza geri gel ! Mutlu, saglikli ve kahkahalar icinde ol ... seni cok seviyoruz !
Zeynep'cim, Mahmut'cum; inanilmazsiniz, ucunuzu de sarilip opuyorum, Allah aile birlikteliginizi bozmasin ! Iyi haberlerinizi bekliyoruz ...
Bugün güzel sonuçlar alacağız inşallah. Umutla, inançla bekliyoruz.
ReplyDeletebu gün mubarek gün cuma nehir bebişimize ve tüm hastalarımıza dua edelim yapabileceğimiz en güzel şeylerden biri de bu ...
ReplyDeletenehirin yaşadığı bir çok şeyi yaşadım ve bana bu tümör bebeklerde görülür sizin yastaki hastalarda görülme oranı çok düşük dediler bende tedaviyi alırken dedim ki bu tedaviyi çocuklar alamaz bu kadar ağrılı süreci geçiremezler demiştim........
ReplyDeleteben de medulloblostamayla mücadele ediyorum.....
rabbim yardımcımız olsun
nehir güçlü ol yavrum
herduamda aklımdasın
emine
Zeynep hanim, kemoterapi yan etkileri her hastada farkli, fakat kendi tecrubem, Emend isimli anti bulanti/kusma ilaci mide ve bagirsak sistemi yan etkilerini Zofran'dan cok daha iyi onluyor. Tumor agrasif oldugu icin cok potent kemoterapi tedavisi gordum. Emend sayesinde ne ishal oldum ne de asiri bir bulantim vardi. Biraz pahali bir ilac, her sigorta sirketi odemiyor, ama doktorunuza bir sorun. Nehir'e faydali gelebilir. Nehir'e kemodan once verilen premedlerinin icinde eminim Dexamethasone ilaci da vardir. Hem bulantiyi onluyor hem de istahi artiriyor.
ReplyDeleteSu an gecirdiginiz en zor gunler. Tunelin icindesin, ama umidinizi kaybetmeyin cunku tunelin sonunda her zaman bir isik vardir. Siz o isiga hizla yaklasiyorsunuz. Kiziniza ve size guc, kuvvet ve sabir diliyorum.
Evet Turkish Team bugun bulustu. Birbirimize, bu isin altindan hep beraber kalkacagimiza dair soz verdik. Nehir'cigim isin en zorunu yaparken, biz de onun hayatini kolaylastirabilmek ve Zeynep'cim, senin ve Mahmut'un ayakta durabilmeniz, yorulmamaniz icin var gucumuzle calisacagiz. Ne lazimsa yapacagiz. Bu isin pesini birakmiyoruz. Savasiyoruz ve kazaniyoruz.
ReplyDeleteBugun bir tenis macina gozum takildi Eurosport'da. Madrid Open'da bir Alman ve bir Fransiz kiz mac yapiyor, ceyrek final. O son setteki tie braek sirasinda yasanan cekisme ve kazananin sevinci gorulmeye degerdi. Iste ayni o tenis macinda oldugu gibi birakmayacagiz, sonuna kadar, maci alana kadar ugrasacagiz. Arada bir puan kaybetsek bile, macin son sayisi bizim sayimiz olacak. Game, Set & Match Nehir!!!!
Kaybedilen puanlara degil, bundan sonra nasil sayi alacagimiza bakacagiz. Kaybedilenlerle yasamayacagiz, kazanacaklarimiza odaklanacagiz. Ve basaracagiz.
Nehir'im zor gunler geciriyor. Siz zor gunler geciriyorsunuz. Ama en zor gunler bunlar, bundan sonra tedavinin olumlu etkileri gorulmeye baslanacak ve her gecen gun biraz daha iyi olacak. Toparlanacak biraz biraz Nehir'im.
Goreceksin, Leyla'sina kavustugunda Nehir yine gurul gurul akmaya baslamis olacak. Central Park onlari bekliyor olacak. Sandviclerinizi alip parkta piknige gideceksiniz.
Uzak degil Zeynep'cim. Yeter ki ayakta ol. Yeter ki Nehir'im senden o gucu alabilsin.
Hepinizi opuyorum, birbirinize cok iyi bakin...