Saturday, May 2, 2009

Park: Bir Ayın Sonunda



Bay "tweet tweet" baba: dört hafta oldu, okuru yanlış bilgilendirmeyelim. Biraz daha titizlik lütfen!

Sabah düşündüğüm kadar erken olmasa da, 10.00'da Memorial Park'a gittik. Nehir mi daha çok özlemiş ben mi tartışılır. Yağan yağmurlardan sonra daha bir yeşil, yeşil, cumartesi sabahı tatlı bir kalabalık.

Ve koşanlar tabi. Düşündüm de ilk koşan kişi kim olmuş acaba? Rockie filmi mi etkili olmuş? Kaliforniya'da mı başlamış? Jane Fonda desem, o değil, o aerobic işini başımıza sarmıştı. Yani "Küçük Ev" izledik onca yıl, gayet güzel at arabasına binerlerdi. Kim koşmuş, merak ettim. Yani gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum, sen al bebek arabasını, içinde iki çocuk, bir elinle arabayı it, diğer el yanda eşlik ederken koş da koş.

Neyse koşanların, koşmuşların, koşacakların arasından geçip, parkımıza geldik. Tahminimden kalabalıktı. Bugün anladım, koşanlar, erken erken koşup sonra da parka geliyorlar, haftasonu babalar da katılmış, bayağı bir insan vardı, çoluk çocuk. Ama iner inmez ki koku, çimenler, çok özlemişim.

Nehir sevdiği, "aydede" yerinde (bir kaydırağın altındaki boşluk) oturdu, beni de yanına çağırdı, "sohbet edelim mi" ye başladık.Derken ben kalktım, haliyle sığmadım çünkü. Kalktım. Biraz sonra bir kız çocuğu belirdi, boyu Nehir kadar, kilosu, diyelim üç katı...Nehir onu görünce ayağa kalktı, ne yapsa bir şaşırdı...kız Nehir'i itmesin mi! Bizimki, "bah bah" black sheep kıvamında, çocuğun annesi yetişti, özür diletti, topunu paylaşmasını istedi...ama Nehir "Anne arabaya" diyordu, başka bir şey demiyordu.

Ben kucakta olay mahallinden uzaklaştırıdım, kaydırağa gittik, birlikte kaydık, ve Nehir aldı başını, biraz ötedeki toprak patikaya gitti. "Koşucam" diye! İşte böyle başlıyorlar tabi! E, ben de "Hadi koşalım" dedim, ama nerde o sportif anneler nerde güneş gözlüklü ben. Neyseki toprak yolun taşları daha cazip geldi, bir dakikalık koşumuzdan sonra taş toplamaya başladık.

...

Parkta bir buçuk saat takıldıktan sonra, eve geldik. Öğlen hafif bir uyku, sonrasında artık iyice alıştığımız ev hali, üzerine annenin "order online", "pick up from location" pizza menülü akşam yemeği...Ve Boston-Chicago basket maçı.

Güzel maç. "Di-fens, di-fens"...Bİzdeki duruma uygun bir tezahürat! Nehir! di-fens, di-fens!

Foto: Birinci foto, Olay Mahalli, ikinci foto, bizim patikanın sonundaki yerdeki plaket, Nehir okuyor. Bu "plaket" işini mercek altına almalı...her banka, herbir köşe "In memory of" plaket dolu, yani parklar da yardımlarla yapılıyor, kişilerin adları veriliyor...küçük küçük...Buna yakın bir şeyi Boğaziçi Üniversitesi "Manzara"daki banklarda yapmıştı sanırım. İyi fikir: İz bırakmak, hem de insanların huzur, neşe buldukları yerlerde.

4 comments:

  1. Merhaba, guzel haberlerinizi almak harika! Neseniz hic eksilmesin, katlanarak artsin :) Bugun guzeldi hava, belki bir gun o parkta bulusabiliriz siz gitmeden, biz gitmeden... Icten sevgilerimi gonderiyorum. Nese

    ReplyDelete
  2. Zeynep'cim,

    Nehir'cigi iten o kizi gidip ben de kumlara bir guzel oturtmak istedim ama biliyorum ki Nehir o an kizmis olmasa o boyundan, kilosundan buyuk olgunluguyla alir karsisina "sohbet edelim" diyerek yaptigi seyin ne kadar yanlis oldugunu anlatirdi o kucuk yaramaza.

    Bu Mahmut babanin Twitter olayi guzelmis, onun da eline saglik ! Dun sana comment etmek icin bloga girdigimde dakika once parka gittiginizi okudum. Bu kadar updated bilgi hos olmus; "to the point" olmus.

    Zeynep'cim bizlere bu kadar duzenli bilgileri hem de boylesine beklenti yaratan bir uslupla iletiyor olusun harika birsey; ne kadar ayricalikli hissediyor insan kendini. Hele bugunku yazin, cok sevdigim Bekir Coskun tadinda olmus. Sesindeki huzuru hic kaybetme insallah artik. Cimlere hosgeldiniz !!

    Dun annenle konustuk ve Turkish Team olarak Leyla'cigin dogumgununu elbirligiyle organize etmeye talibiz dedim. Senin yoklugunu kapatmak kesinlikle mumkun degil tabii ama kucuk buyuk elele verip Leyla'cigin guzel bir gun gecirmesi icin herseyi yapacagiz. En azindan o konuda aklin buralarda kalmasin.

    Harika bir pazara uyanmanizi ve her gununuzun bir oncekinden daha keyifli olmasini diliyorum.

    Gunesli bir Istanbul sabahindan sevgiler,

    Not: Asi ve aci olayi beni de uzdu, dun yazdiklarim siber dunyada yokoldu ama bugune eklemek istedim. Ne olacaksa Nehir'e en az olumsuz yan etkileri versin, ve bunlar son olsun, ona uzun uzun upuzun, saglik dolu bir hayat versin.

    ReplyDelete
  3. Vallahi Memorial park deyince benim de canim kosmak istedi. Biz, Istanbul'da oyle bir ortam bulmaya calissak, ancak Belgrad Ormani'na gitmemiz gerekir. Yani suclusu biz degiliz Zeynep'cim, bizim boyle bir hayat tarzi icin bir dolu ugras vermemiz gerek ama Amerikalinin isi kolay, evinin 100metre otesinde park var illaki. Manhattan'in orta yerinde bile kos kos bitmeyecek park(lar) var!!!! Artik kosar misin, bisiklete mi binersin, kosmaktan nefesim kesildi egzersiz yapacagim mi dersin, keyif senin istedigini yap ey gelismis ulke insani!!!!! Biz de halimize sukredip, hic olmazsa bogaz kenarimiz var, egzosla karisik da olsa deniz havasi aliyoruz demeliyiz herhalde. Khaled Hosseini'nin "A Thousand Splendid Suns"ini okuyorum su sira, kotunun kotusu var!!!! Kendi evinde, kendi ulkende nefes almanin bile imkansiz olabilecegini anlatiyor. Hele bir kadin olarak... Once sukredip sonra da ileriye bakmamiz lazim sanirim. Daha iyisi icin ugrasarak..... Nehir'imiz, tum cocuklarimiz, kendimiz, sevdiklerimiz icin....

    Son round icin enerjinizi toplayin, parka gidin, salincakta sallanin, Nehir'ime kilo aldirin, kaydiraktan kayin, ucurtma ucurun, bisiklete binin, sohbet edin, caniniz ne istiyorsa onu yapin!!!!! Her anin keyfini cikartin ve gulen yuzlerle gecirin her gununuzu!! YOU ALL DESERVE THIS!!!! You all deserve to have smiling faces all your lives.

    Birbirinize cok iyi bakin.

    ReplyDelete
  4. Nehircigim, ''nihayet.......ayin sonunda, Leventteki yatagimda yatiyorum'', diyen bir baslik okuyacagimi hayal ettim bugun. Gun boyu hissettigim harika bir duyguydu...

    Yavas yavas her sey yoluna giriyor. Onundeki engeller parkta ustune tirmandigin taslar gibi, birer birer kuculuyor. Az kaldi tatlim, her anin keyfini cikar, yakinda arkanda seni kollayanlar olmadan kosacaksin, memorial parkta degil, ablanla bahcendeki salincakta sallanacaksin...Biraz daha gayret.

    Kendinize iyi bakin. Sevgiler.

    ReplyDelete