Sabah anneanne daha iyiydi ama henüz kalkacak gibi değildi. Ben ise Nehir'le hastaneye gitmeliydim, saat dokuzbuçukta, Leyla'yı ise RMH'nin bir gezisine gönderme peşindeydim. Gezi a ise saat onda idi. Koordinasyon sırasında gerilmişim ki, Leyla "Anne neden sinirlisin" diyordu. Evet, hiçbir zaman aynı anda beş işi beceren kadınlardan olamadım. Geriliyorum. Mesele kahvaltı idi çünkü. Leyla RMHde etmeli idi. Neyse oldu. Biz biraz geç gittik, Leyla ise odaya koş, aşağıya in, yetişti. Leyla için geziye katılan başka bir ebeveyn imzası ise Leyla'nın arkadaş olduğu Lauren'in annesi tarafından sağlandı.
Ve Leyla Madison Square Garden'da "Meet the Dinosours" a gitti. 5 yaş üzeri, biz ise hastaneye vardık. Nehir 15 günde bir aldığı, damardan bir saatlik antibiyotiğe başlayacakken, Dr. Souweidane ile görüşmeniz önce diye gelip bizi aldılar. Ben şaşırdım, bu kadar erken, beklemeden, allah allah diye içeri gittim. Tabi Dr. Souweidane değil, Nurse Pracititoner tarafından karşılandık. Muayene işlerini yapıp işleri hızlandırmakmış amaç. Laf arasında, "Nehir bizim tümör kurlunun yıldız" deyiverince, gülmemi beklerken, benim canım sıkılınca, "Çok mu karmaşık ki yıldız" diye..."Herkes takip ediyor" gibilerinden toparladı. Ne bileyim. Nehir balede yıldız olsun bence!
Çıktık, artık antibiyotik de bitmişti ki, NP geldi, elinde pazartesi günkü MR raporu. Dr. Souweidane'in, tabi ki ameliyatı uzamış...Bizi haftaya olacak kemo sonrası, değerler toparlanmaya başlayınca görecekmiş. Bu arada Dr. Kramer ile görüşeceklermiş.
Eh, yapacak bir şey yok. Kös kös çıktık. Ama ben rapora baktım, iki kez okudum, zaten bir sayfa. Sonra Özlem'i aradım, ona da okudum, emin olmak için. Çünkü görünürde kitle falan yok!!!
Ama neden "küçük", ama "derinde" demişti, Dr. Souweidane ilk MR sonrası, anlamadım.
O nedenle temkinliyim. Dr. Souweidane'le konuşmadan, veya en azından gelecek hafta Dr. Kramer ile bir kez daha görüşmeden, sevinmeyeyim. Ama her şekilde, iyi haber, çünkü belirgin bir kitleden çok ne olduğunu anlamadıkları için, içinde kanser hücresi yoktur diyemedikleri bir ameliyat sonrası hemoraj var, ve bir damarı, sadece, kapatıyor. Benim anladığım. Umduğum, ilk MRa göre bunun daha iyi bir şey göstermiş olduğu.
Bekleyeceğiz.
Sonrasında, Nehir'le RMH'ye geldik ki, anneanne mutfakta, bu kez ızgara köfteleri yapmış. Nehir çok yemedi, ama ben dört tane yedim, nasıl özlemişim, ev yapımı, annem de güzel yapmış!
Yemekten sonra, odaya çıkınca, beni bir uyku hali aldı, anlatması zor. Sanıyorum, bende de stres var imiş, ameliyat işinin bitmeyen belirsizliği nedeniyle...kendimi uyumaktan alamadım. Nehir yanımda DVD izlerken, bölük pörçük te olsa, uyumuşum. Arada Nehir beni öpüyordu, DVD değiştirdiyordu. Ben de baştan akıl edemedim, tek ve uzun bir DVD seçmeyi, kısa kısa, bitiveriyorlardı!
Akşamüzeri, 5'te Leyla gezi sonrası RMH'nin "ev"deki kampından döndü. Her türlü günlük anne babasız etkinlik kamp! Yarın da gitmek istiyor. Valla, gidip, hastanenin oyun odasındaki ablalara söyleyeceğim, "Sizi satıverdi" diye. İkisiyle aynı anda oyun oynuyordu bazen.
Saat altıya geliyordu, Nehir'le yiyecek alışverişine gittik. Nehir'cim bana yine hangi dükkanlara girmem gerektiğini anlatıyordu. Bir tanesi de manikür, pedikürdü bu arada! Citarella'dan ise sevdiği, camambert peynirini aldık. Ben de severim ama hele brie, ağır peynirler. Nehir'in sevmesi ise hoşuma gidiyor, kalorileri açısından!
Akşam yemeği terastaydı. Ve biz iki gecedir Leyla sayesinde Lauren'larla oturuyoruz. Anne ve babası da tatlı insanlar. Lauren'ın kardeşi Cole da nöroblastom. 5 yaşında. Kemiğinde var. Temizlemekte zorluk çekiyorlarmış. Nehir de çocukların arasına katarak kendini, güzel vakit geçirdiler. En son, Leyla Nehir'i kucağında ağlayarak getirdi. Nehir'i asansöre giderken yakalamış
ve Nehir tek başına gitmemiş olduğuna kızgın, avaz avaz ağlıyordu. Yani yorgunluk işareti gelince, odaya geldik. Ama gelmeden, dün akşam yaptıkları tişörtleri aldık, ve Nehir'in boyadığı boyadığı saksının içinde bir çiçek var artık. Leyla ise boyadığı saksıyı dün Nehir'e vermiş. Nehir önce Leyla'nın yapmış olduğu kalbi, boyayla "değiştirmiş", "kapatmış", sonra da zaten kırmıştı!
Nehir boyamış olduğu tişörtle yattı. Annem geldiğinden daha iyi yürüdüğünü söylüyor...Bence kilosunu almaya başladığı için, gücü de yerine geliyor. M a ş a l l a h.
Anlaşılan, haftaya kemo kesinleşmiş zaten. Yarın kan değerlerine bakacağız. Ben de merak ediyorum. Hadi kızım topla kendini!
Dipnot: Bugün Nehir pat diye, "daktır südeyn" demeye başlamaz mı...İlk öğrendiği doktor ismi, adı en zor olan ama belki de Nehir'in şu andaki durumunda en önemli katkıyı sağlamış doktor!
RMHNot: Baba gittiğinden beri insanlarla daha ahbap oldum. Mahmut da ben hastanede kalırken daha çok sohbet ediyordu. Bu akşam mutfaktayken bir baba gelip ketçapınız var mı diye sordu. Ben de maalesef yok dedim ama çocuğu olup da ketçapı olmayan aile olmasına inanmaz belki diye, "Biz Türkiye'deniz, domates yemeyi tercih ediyoruz" diye de açıklama yaptım. Meğer o da hemşire imiş (ya da benzeri, tam anlayamadım, güney aksanı vardı), Atlanta'nın güneyindenlermiş, ve bir Türk doktorla çalışıyormuş. Sahi, biz hastanede iken, karısı Amerika'lı kendi Türk bir ailenin RMH'de akşam yemeği verdiğini söylemiş miydim...o değer dertleri arasında atladım sanırım. Mahmut tanıştı. Doğrusu çok mutlu oldum, Türk bir soyadı görünce Tahtada!
Canım sizlere sevgi ve dua dolu kocaman öpücükler gönderiyoruz...Nehirciğim ,güzel Nehirimiz Allahın izniyle sağlığına kavuşacak,ve bu sevgilerle dahda güçlenecek...
ReplyDeleteAllaha emanet olun
canım nehirciğimin kilo almasına çok sevindim inşallah sizleri sevenlerin desteği ve duaları sayesinde hayata sonuna kadar peri masalları kadar güzel bir şekilde tutunacak minik kızımız...sevgiler kucaklar ankaradan amerikaya...esra gürbüz..:)))
ReplyDeleteGercekten sağlık olsun...
ReplyDeleteGec olsun guc olmasın...
Hersey sonucta gonlunuzce/gonlumuzce olsun...
Hergun Mahmut'u ne zaman yanınıza gonderecegimizin hesaplarını yapıp biletlerini ayarlıyoruz ama hala gozumuz UPS te bekliyoruz.
Bak iste bu da gec olsun guc olmasin dedigimiz baska bir sey...
Hepinizi cok opuyorum...
Zeynepcigim kendine, Leylama ve Nehirime iyi bak....bir de anneanneye tabiki...
optum...