Sabah acelesiz acelesiz, kahvaltı etmeye gittik. Anneanneyi "diner"a götürelim dedik. Gerçi kendisi doğru düzgün, yani peynir, domates, zeytin, yok dediyse de sabahları yumurta yenir ama diyerek kahvaltımızı ettik.
Derken, kahvaltımız bitmiş, sulu köfte alışverişi yapalım diye kalktık ki, yine sağanak yağmur. Nehir, arabasında korunaklı, Leyla crocslarla ıslanırken, "Ne güzel temizleniyorlar" diyerek, a-acaipsin pozitifliğinde her zamanki gibi, ben şemsiyemle mesut, annemin İtalyan terliği açıldı. Ha ha. Yolda bir ara gülmekten yürüyemedik. Yara bandıyla tutturup, RMH'ye kadar idare ettik.
Ama en önemlisi, yani sulu köfte malzemesi alınmıştı.
Anneanne bir güzel yaptı, Nehir öğlen ve akşam yedi.
Akşam, pizza ve dondurma akşamı sonrası, Bingo gecesiydi yine. Bir türlü tutturamadık tutturamadık, ama başından da kalkmadık, (aklıma kumar tutkunları geldi, ne zor imiş)...sonunda Leyla tutturdu. Leyla'ya sweatshirt mü, 5 dolar mı deyince, bizimki 5 doları aldı! Bu da ikinci komik sahneydi. Ben merak ettim, ne yapacak diye. Açıklaması: sweatshirt dizime kadar geliyordu dedi. Şimdiki soru, 5 doları neye yönelik biriktireceği...
Akşamhastaneden aradılar, kök hücre için bir imza daha gerekiyormuş. Yani, gerekecek mi diye sordum ama Stephanie, idari asistan, tabi bu soruyu yarın nurse pracititoner a sormamın doğru olacağını söyleyip, ser vermedi.
Bakalım, yarına kan değerleri, ve doktorlar ne diyecekler.
Oje meselesinde son nokta: Burada o değişik tonları görüp, ilkinde, "vah vah genç kızımız, renk konusunda talihsiz karar vermiş" dediysem de, sonraları, sıklaşınca moda olduğunu anlamıştım. Vay ben vay. Ama Yeşimcim, bir o kadar da kırmızı var. En azından ben o renklere gelene kadar önce kendimi bir aşayım, sonra da modayı aşarım gerekirse. Ama Hande "kum" rengi, görmedim. Belki West Side da idir. Ya da en iyisi Upper East Side oyun parklarında annelere bakmak ama sorun bir türlü gidemedik!! Ve tabi acaba nannyler modayı takip ediyorlar mı...İşte NY'tan sokakta ayak moda haberleri.
Ne bileyim...stem cell, kök hücre işi, olmasaydı, yani kalsaydı iyiydi. Neden iyiydinin cevabı yok ama yok denilince kıymete bindi biraz. Neyse esas önemlisi, tedaviye devam etmeliyiz, ve NB başıboş bırakılmaz. Bunu biliyoruz.
Not: Ne güzel herkes düştü yine ağaçtan!! Özlemişim. Sanki biraraya gelmişiz, biraz sohbet etmişiz gibi oldu.
canım nehir ciğim yağmurlu new york a bir sözle merhebe demek istiyorum
ReplyDeletedünya herkesi kırar geçirir ama bazıları kırık parçalar olarak da güçlüdür demiş ernest heminway...sen de minik ama çok güçlü bir kızsın...fedakar ve sevgi, dolu bir anneye sahip olduğun içinde çoook şanslısın canım en kısa zamanda tanışmak dileğiyle...esra gürbüz derin in annesii
Gözünüz aydın kan değerleri iyi. Maşallah Nehir'imize. Bizim de Nehirimiz oldu. Dua ediyoruz ona. Zeynep Hanım, gurbette yemek yapmayı bilmeyen biri olarak Annenizden sulu köftenin tarifini rica edeceğim.
ReplyDelete