Sunday, July 4, 2010

4 Temmuz: 8. GCSF

Evet, bugünün de akşamına vardık.

Sabah bu kez uzağa gittim, tur için. Derken Starbucks'a girdim, ne zamandır ilk kez. Bir anda, aklıma Cook's geldi. Her gün, nasıl da gidip, hastanenin içindeki Starbucks'tan kahve alırdım. O kahve olmazsa da günüm başlamazdı, tadı olmazdı. Yıllarca hiç kahve içmeyen ben, tüm bir yılı kahve ile geçirmiştim. Şimdi ise. Nehir'deki nüksten beri, İstanbul'dan beri kahve içimiyorum. İlk bir ay, hiç içmedim, şimdi ise nadiren. İçtiğimde de kafeinsiz. Tuhaf insan hali. Ama bugün, dükkanın kokusu ile birlikte çarpıldım, ve aklıma Hande geldi, sabahları kahvemi getirdiği günler, sonra gözlerim doldu.

Ve baktım, enerjim bitmiş.

Baba ile nöbet değiştik. Bu gece, RMH'de uyuyacağım. Artık C vitamini ve advil alarak uyuma zamanım gelmiş.

Hatta kendime bir iyilik yapıp, bilgisayarımı da burada bırakacağım. Ve kitap okuyarak, bakalım son bir umut, yeni bir kitaba başlıyorum..."Eat, Love and Pray"in devamı. Uarım aynı hafiflikte olur. Ve akıcı.

Nehir'in bugün sabah ateşi çıktı yine ama sonra çıkmadı. ANC, 0.1...doktor önemsememiş, lökositler hala 0.4 diye, ama hem baba hem de ben, bir kıpırtıdır diye sevindik. Ne bileyim sevinelim ne var yani doktor beyciğim.

Leyla'nın keyfi yerinde. Aslında hesapta haftasonu görüşecektik yar!

İşte kopuk kopuk bir güncelleme, yarınki kan değerlerini merak ediyorum.

Nehir prensese "brace"ini taktı, "Bak, anne" diyor. Şekerim benim iyi idare ediyor!!! Pamuk Prenses, Mary Poppins oldu, saçlarını biraz yukarıda toplayınca!

Hadi bakalım, bu gece baba kız!

4 comments:

  1. Sevgili Zeynepcim.. Yazilarindaki ses yorgun ve kirik geliyor son gunlerde.. Hic kolay degil her seyi birarada gotururken gonul yorgunlugu hissetmemek. Yanlis veya anlamsiz bir sey yazar miyim diye dusunup vazgeciyorum yazmaktan cogu zaman. Belki yetersiz veya zayif.. ama ben bildigim klasigi icten gelerek tekrarlayacagim yine. Ailece cok iyisiniz ve bu isi cok cok iyi goturuyorsunuz (ayri ayri hepinize masallah). Iyi gunlerin yaninda kotu gunler de oluyor, bazen daha morali bozuluyor, daha yorgun hissediyor insan kendini suphesiz. Daha once gecirdiginiz zor gunler gibi bunlar da gececek ve birlikte oldugumuz zamanlarda, o zor gunleri neler gecirdik diye hatirlayacagiz. Wiggles'in yerini bu sefer belki Mary Poppins alacak ama o da gecmiste kalan bir ani olacak. Ve burada daha ne cok mutlu gunler, hos anilar biriktirecegiz. Benzer gunlerden Nehir daha once de gecti, sonra onun kocaman bir omleti yedigini gozlerimle gordum :) Daha neler neler yiyecek.. de kim bilir belki ergen yasina gelince sen de benim 5 yasina kadar aciktim hic dememis olan Defne kizima dedigim gibi "kizim su gobege biraz dikkat etsek mi.." diyeceksin korka korka. Su gunler zor gunlerden ama gecmiste kalacak. Sevgimiz, destegimiz ve dualarimiz hep sizinle. Bilge Y.

    ReplyDelete
  2. Sevinin Zeynep'cim, her kıpırtıya sevinin. Hep birlikte sevinelim ki sevinçler daha büyüklerini birlikte getirsin.

    Biz de parmaklarımızı şıklatıp dualarımızı gönderiyoruz. Mary Poppins'e azıcık destek hiç fena olmaz, değil mi?

    Sevgilerimle :)

    ReplyDelete
  3. Canım arkadaşım, gözlerini sil. Ben gözlerimi kapatıp seni/sizi düşündüğümde hepinizi ve özellikle de seni yüzünde gülümsemen ile görmek istiyorum gözlerimin önünde. Kahve bu zor dönemde biraz yardımcı olacaksa ben TR'den bile taşırım :)

    Kıpırtı bence de çok güzel. Sonunda 0.5 olmasını beklediğimiz değer 0.1 olursa, bence yolun beştebiri bitmiş demektir. Yine hesap kitap yapıyorum ama hesap ortada değil mi doktor beyciğim?? :) Şaka bir yana küçük de olsa bir ilerleme bence kesinlikle iyiye işaret; iyi düşüneceğiz, iyi olacak!!!!!!

    Bu arada ben Londra'ya gitmeden önce çocuklar ve annem ile birlikte vakit geçirelim diye Silivri'ye geldim. Annemin bilgisayarını kullanıyorum ve daha da güzeli türkçe karakterler ile yazıyorum. Hem hoşuma gidiyor hem de alışkanlıklardan vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha anlıyorum. Diyeceğim şu koca bir seneyi kahve ile geçirdikten sonra helal olsun sana bu kadar uzak kalabildiğin için Zeynep'ciğim!!

    Leyla'cığım ile birazcık uzaksınız ama hepimizin çocuklarımız için yapmak istediğimiz kamp organizasyonu çok kolay bir şekilde halloldu. Eminim Leyla'nın keyfine diyecek yoktur.

    Birbirinize çok iyi bakın...

    ReplyDelete
  4. Zeynepcim, benim icin, kendim icin dusundugumden daha azını dusundugune eminim.

    Ama, inan yazamıyorum. Bilmiyorum neden. Her gun okuyorum, her an her saniye aklımdasınız, ama yazamiyorum.

    Aslında nedenini de buldum: Artik, benim gececek, buda gececeklerimin daha ötesine ulastın. Artık, daha kabullenmiş, daha metanet kazanmış durumdasın. Artık, öyle bambaşka bir durusun,konuya bakışın, olayları bize aktarısın var ki, benim diyeceklerimin anlamı kalmadı gibime geliyor...

    Tek bir sey dusundugumu bilmeni istiyorum: Nehir, Sen ve Mahmut (ve Leyla) hic ayrılmayacaksınız. Sizin bu dunyadaki varlığınız, bir suru kisiye ısık olacak, umut olacak, yol gosterecek...Sen/siz hep en dogru yolu buldun/uz, devamında da gereken her seyi yapacaksınız...ve kazanacaksınız. Gerisi Nehir'e kalmış ki, o konuda hiç süphem yok. Annesi Mary Poppins'den de harika, yumuşacık ama aynı zamanda çok iyi bir savaşçı olan bir kızın nasıl olması beklenebilir ki?

    seyredemediği tüm havai fisekleri, Nehir'in dönüşünde ona hazır edeceğim, sakın içinde kalmasın. Söz.

    ReplyDelete