Friday, July 16, 2010

Cumadan Cumartesiye

Uyumuşum, Nehir'le. Aslında Nehir'le derken, Nehir en sonunda uyuduğunda demek lazım. Saat sabaha karşı iki iken uyandım, kulağımda bir su sesi, dışarıdan akan bir su hayal ettim, zihnimde, ne bu acaba, yakında su da yok gibi rüyayla karışık düşünceler...Kalktım ki, meğer sifon su akıtıyormuş!!! Ama bana güzel hayaller kurdurttu ne diyeyim.


Verdiğimiz iştah ilacı uykusuna etki ediyor gibi. Kortizon içerdiği için mi, diye dün sorduğumda, eser miktarda demişlerdi ama bugün ikinci dozu, öğlen değil de, akşamüzeri verince uyku öncesi yataktaki oyun bitmedi. Tabi ki, bir yandan da Nehir'i neşelenmiş görmek, canlanmış, çok iyi geldi. Wii'deki Super Mario Bros etkisiyle, "pull pull, here I go again" ki Mario tonlamasıyla, Leyla'nın nevresimini çekiştirip, "welcome to the çekiştirme" deyişi karşısında önce Leyla katıldı gülmektan. Günlerdir, veya haftasonlarıdır, Emre, Ella ve Leyla'yı Wii oynarken izleme, az da olsa katılma meğer kelime dağarcığına da etki etmiş.


Bugünkü menümüzde börek vardı. Anneanne İstanbul'dan getirdiği yufkalarla börek yaptı. Aslında bir bakıma utandım, çünkü ortak mutfakta nefis kokular yayılınca, gelen giden, "Bu ne kokusu deyince", sanki herkes için pişirmeliymişiz gibi geldi. Tabi ki, böyle bir şey yok ama umarım şu işi toparlar herkese yemek verecek duruma geliriz. Yani buradan ayrıldıktan sonra, Amerika'da yaşayan Türklerle, Türk Yemekleri Gecesi yapmak bence süper olur! Teşekkür etmiş oluruz RMH'ye. Hatta Nehir'in sevdiği yemeklerle...pilav, köfte, sulu köfte (!), börek...salata.


Börek sonunda piştiğinde, hem de cottage cheeseli, kavun ve yoğurt eşliğinde yedik. Ve Işıl'ın son üç köftesi de Nehir'in mideye gitti...m a ş a l l a h.


Evet, bekliyoruz, kaybettiğimiz gramları geri. Gerisin geri ve çoğalarak.


Düşünüyorum da ne kadar çok kişi Nehir'in yemeğine katkıda bulundu, annenin mutfak eksikliğini hissettirmemek için!!!! Bugün börek gelir gelmez, Nehir'cim, "Letisya'yı da alıp Nursen Teyze'ye gidelim mi" dedi. Nursenciğim, kulakların çınlasın, az yemedik sende börek. Nehir'in yerle ilgili sevdiği insanlar ve biraraya gelme arzusu beni çok duygulandırıyor. İlk geldiğimizde bir kaçış olarak, "Altay'a gidelim mi" diyordu, sonraları azalmıştı. Şimdi "Letisya'ya gidelim" yani, İstanbul veya "İda'ya gidelim", yani Bodrum'la devam ediyor. Bugün yine "Uçağa binelim mi" diye sordu..."Bineceğiz" dedim. Geçen günlerde ise, "İstanbul'daki yatağım nasıldı" diye sordu. Ben, bir an hala kendine ait bir odası olmadığını hatırladım. Erteleyip durduğum bir iş olmuştu.


Şimdi, "teyze"ler söylemeden, biliyorum...birincisi çok şükür. İkincisi, Nehir "esnek" büyüyecek, kolay uyum sağlayan biri olacak. Gerçi bilmiyoruz, belki de tersi etki eder, yerinden kıpırdamayan, illa evim diye birisi de olabilir.


Bilmem.


Bugün önce Dr. Souweidane'in ofisinden aradılar. Pazartesi MR çekilecekmiş. Sabah diye, sonradan hastaneden de aradılar. Ve perşemne günü Dr Souweidane ile görüşecekmişiz, değerlendirecekmiş MR'ı ve ameliyatı. Perşemne günü ameliyatı olabilirmiş, zaten cerrahları hep beklemek gerekirmiş, oyuncak falan alalalımmış.


Baba dönmemiş olabilir diye, önce ertelesem mi diye düşündüm ama Dr. Souweidane'i yakalamışken, görüşmek ve işleri yürütmeye devam etmek daha iyi fikir gibi geldi. Babayla değerlendirmemiz, ikimiz de bu doktara güveniyoruz. MR sonucuna göre, riskleri değerlendirip, yapabileceği bir şey varsa ancak ameliyat edecektir. Ve açıkçası gönlüm yapmasından yana. Temizlenmesi önemli.


Şimdi bize düşen, ve anneannenin (ya da babanın) süper zamanlamasıyla Nehir'i toparlamak, Dr. Souweidane'in demesiyle, "healthy", yani sağlıklı hale getirmek. Tabi gramlar sana söylüyorum, kan değerleri sen anla!


Haftasonunu değerlendireceğiz yani.

YemekNot: Sevgili Ümit Hanım, anneme de haksızlık etmeyeyim ama sulu köfte, kendi söylediği için yazıyorum, "kolay". Kıymaya sadece pirinç ve soğan (ince kıyılmış) katıyorsunuz...Yoğurup, şekil yaptıktan sonra, su ile kaplayıp, üzerini, patates, havuç doğrayıp, pişiriyorsunuz. Hatta biz mutfağı soğan kokutmayalım diye, hazır aldığımız, doğranmış ama yeterince ince olmayan soğanları, suya attık. Annemin pratikliği! Terbiye yapmak ise size kalmış. Açıkçası, bu blogu takip eden, hem portakalagaci, hem de Tijen gibi yemek ustaları ve kendilerini yazıya dökmemiş diğer onca yemek yapan varken, burada yemek tarifi yayınlamak olsun olsun "olmaz" gibi geldi. Internet yemek tarifleri konusunda derya!!!

4 comments:

  1. Merhaba,
    Tüm zorlu etapları birer birer geçmekteyken bir küçük katkı, moral, destek te Mersin'den gelsin sizlere. Aynı teşhisle Nehir'den 1 ay sonra tedavi olmaya başlayan, tedavileri eş zamanlı sona eren kızım Ayşe BİNLERCE KERE ŞÜKÜR Kİ sağlıklı. Biz artık kontrollere gidiyoruz, sizinki ise küçük bir erteleme bence. Pek yakında Nehir-im'i de sağlıklı, mutlu bir şekilde memleketinde görmek isteriz. Son kontrolde konuştuğum, sizden bahsettiğim ve konuya ilgi gösteren doktorumuz A.B.D.'de bahsi geçen uzmanların bir kısmını tanıdığını, güvenilmesi gerektiğini ve kendilerinin de NB sonrası NED durumdayken beyin nüksüne maruz kalan ama tamamen iyileşen hastaları olduğunu ifade etti. En önemlisi Nehir-im'in bünyesinde sonra da sizlerdeki bu direnme gücü, pozitif düşünce ve takipçilerinizden almakta olduğunuz manevi destekler, dualar, iyi olacağına dair inanç yoğunluğu kızımızı (sahiden aileden hissediyorum) toparlayacak ve hastalığı BİR KEZ DAHA yenmesini sağlayacaktır. Yalnız değilsiniz...

    ReplyDelete
  2. Pardon oje durumuna devam.. Gecen gun kum rengi buldum, pek hoşuma gitti hemen aldım eve geldim transparan.. Meğer üstünde base coat yazıyormuş. Galiba oje sevdasını bırakıp gözlük almam gerekecek :)
    Sulu köfteye çok özendim, yarın İda'ya yapacağım. Annemden 5 defa tarifini aldım 6.kez istemeye utanıyordum sen yazdın iyi oldu. Nehir'in isim mekan kayıtlarına İda-İsveç'i sokacağımız günleri iple çekiyorum. Ev önümüzdeki yaza hazır olacak gibi ve hep beraber bir meşhur 'Swedish Summer' yaşayacağız inşallah. Dünyanın başka yerinde pek meşhur olmasa da İsveç yazı İsveç'te pek meşhur! 3 yılda bir ancak yaz geldiğinden olsa gerek :)) Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum... Frd

    ReplyDelete
  3. Zeynep'cim,

    Bugun anlatacak cok seyim var. Biraz sohbet edelim istedim, ozledim sanirim.

    Londra'da beni sevgili arkadasimiz Nurhan buldu. Bugun bulustuk ve yemegimiz sonra da kahvelerimiz esliginde harika bir aksamuzeri gecirdik. Eski gunlerden bahsettik. Gulduk. Dertlestik. Cok iyi geldi. Istanbul'a dondugumde Nurhan'da orada olacak. Bir keyifli kahve ve sohbet bulusmasi da orada yapacagiz insallah.

    Sonra bugun kizimla alisveris yaptik. O da pek guzel geldi. Yasemin kendisine kumas ve kot pantolon begendi. Uzun kollu t-shirt'ler begendi. Aldik. Kizlarla alisveris de bir baska oluyor. Nehir'imle elbise alisverislerinin keyfini simdi daha iyi anliyorum. Insallah kisa tum kizlar hepbirlikte cikacagiz yilbasi hediyesi alisverisine.

    Mehmet'cigim ile de telefonda konustuk. Keyfi cok yerinde imis. Bugun tenis oynarken ayagini incittigi icin (kendisine kalsa "ayagi donmus" :) 11 yas abartmasi) ogleden sonrasini bana bilezik yaparak :) gecirmis. Odasinda kalan 2 cocuk "kil" imis :) Bakalim ne hikayelerle donecek 2 hafta sonra...

    Ve son olarak, Feride'cim bir tek gozluk ihtiyacinda olan sen degilsin merak etme!!

    Hepinizi opuyorum... Birbirinize cok iyi bakin.

    ReplyDelete
  4. Hiç bir internet tarifi anne yemeğinin yerine geçemez. :) Annenize çok teşekkür ediyorum. Nehir'in bu haftasının da güzel geçmesi ümidiyle.

    ReplyDelete