Dün gece Nehir'in yine ateşi çıktı. Verdikleri antibiyotik sayısını arttırdılar. Mantar (fungus)ı da kapsayan bir ilaç veriyorlar. Ve sabaha karşı, hemoglobin 7.9 'a düşmüş olunca, kan da aldı. Bölük pörçük, sıradan hastane gecesinin sabahında, saat 10'a geliyordu uyandık.
Doktor der ki (adını öğrenemedim), salıya toparlamasını bekliyorum, olmazsa kök hücreyi düşünürüz. Aldığı antibiyotiklerle, dört beş günden sonra yine ateş oluyorsa, yeni bir şeyler oluyordur vücutta, antibiyotikleri değiştirmek gerekir-miş. İştahının kapalı olmasını da antibiyotiklere bağladı. 12.8 kg'a düştük yine.
Bugün birkaç ısırık birşeyler yedi hiç değilse. Ama toplam yediği, bir ara öğün ancak eder. Belki de etmez.
Yine de keyfi yerinde gibiydi. Hemoglobin ve trombosit takviyesi iyi geldi sanki.
Doktor der ki klinik görüntüsü iyi.
Bu arada öğrendik ki GCSFler 24 saat işe yarıyomuş, yani yaptığımız ama tetiklemeyenler işe yaramamış oluyormuş. Yani vermiş olduğumuz dört bin dolar deri altına yayıldığıyla kaldı. Diyorum ya NY beni fena yaptı, her baktığım nesne karşılığı dolar görüyorum. Konforlu odamızın bize gelecek maliyetini göreceğiz. Bir yandan da acaba verdiğimiz para bir an önce bitse de "no discount offered" diyen kadına, şöyle güzel bir "no money left" mi desek.
Şaka bir yana neyseki ve neyseki GCSF'leri her gün iğne ile değil, şu "butterfly" denilen araçla yapıyoruz. Yanma hissi olsa bile, diğeri gibi, öncesinde emla, sonrasında iğnelerle "darbe"li değil.
İşte bir günü daha devirdik.
Yine ateşi var. Gece hemşiremiz, ve ben, biraz bekliyoruz, 38de kaldı gibi çünkü. Belki kendi kendine düşer diye...Bakalım.
Bu arada gece hemşiresiyle sohbet etim. Ve gözlemlediklerimin arka planı ortaya çıktı. Gün boyunca hemşireler bize çok az geliyor. Tahmin ettiğim gibi daha çok hastaya bakıyorlarmış. TCH'de hemşire başına dört oda vardı. Burada 8'e (az ihtmial) çıkabilirmiş. Üstelik, ün normal, üç ilik nakli gibi bile olabilirmiş. Biz, göreceli olarak kolay, kemo yok, ilik nakli değil, sadece ara sıra kontrolle olabildiğimiz için anlaşılan bize bakan hemşireler diğer hastalarıyla meşgul oluyorlar. Ve birkaç gecedir acaba 18 yaşında mı desem, 20 mi dediğim hemşireyi de bu geceki hemşire açıkladı. Çok çalıştırıyorlar, iki yıl sonra gidiyor hemşireler, genç hemşire görürsünüz burada dedi. Gerçekten de dün çok şaşırmıştım.Bu hemşire ise "traveler" imiş, yani kontratla, boşlukları dolduruyor, ilk kez rastladım, ya da öğrendim. Daha önce Los Angeles'ta imiş...Children's Hospital of Los Angeles ki iyi bir hastane.
Bu hemşire, adını da öğreneyim, bana nedense Teksas'takileri hatırlatıyor. Sevdim.
Ateşi 38.2. Akşam sekizden, şimdi saat on, 38-38.2 kaldı.
Bakalım.
Yarın akşamki 4 Temmuz havai fişek gösterisini kaçırıyoruz. Sandra der ki, "Amerikalı mı oldun, bizim sokakta çocuklar hep yapıyor"...Ha ha ha...Cengiz Amca (bakalım blogu okuma testi yapıyorum) sendeki havai fişekleri Debra'ya söylemeden kumsalda fırlatsak ne dersin? Debra'nın kulağına gider mi?? Yazdım da ben genelde kadın tarafıyımdır, Debra'dan gizli yapamayacağıma karar verdim. Tüh.
Ateş...38.8...olmadı. Çıktı yine. Saat 11 (23.00)
Insallah duser ve cok daha iyi olur..Allah yardimciniz olsun,dualarim sizlerle ve en cokda Nehir icin...
ReplyDeleteAllahım biz iki gece ateş gördük diye mahvolduk, kuzular hiç hasta olmasın, hastalar hemen iyileşsin. Dualarım sizinle...
ReplyDeleteSevgili Zeynep Hanim,
ReplyDeleteHersey iyi olacak. Bu durum da tedavinin beklenen bir parcasi. Dualarimiz hep sizlerle. Nehir neleri basardi, bunun da ustesinden gelecek. Size kocaman KUVVET gonderiyoruz.
Aylin