Monday, June 7, 2010

Yeni Hafta, Yeni Gün


Sabah Nehir'cim "boru takmayacağım değil mi" deyiverdiğinde ben de uyuşturma kremini sürmediğimi hatırladım, ama tabi kremi görünce Nehir kendini koyverdi.

Yine de gittiğimizde daha sakindi, ve sonuçta çok kısa bir işlemdi.

Sonrasında rahat bir radyoterapi.

Nehir "Senin kucağında mı yapıyorum fotoğraf çektirmeyi" diyordu bugün. Anlaşıldı ki, esasen kucağımda kalıyor olmayı seviyor, çünkü uyutulurken kucağımda kalıyor, ve sonra masaya bırakıyoruz.

Canım kızım.

Sonrasında "brace" ini göstermeye Regine'e gittik. Biraz içe doğru atıyor ayağını, yine görecekler, "brace"i yapan Fiona ile birlikte.

Çıktıktan sonra ise Nehir'in makarna talebini yerine getirdik. Bu kez çocuk menüsündeki "mac and cheese" yerine düzgün bir peynirli makarna bulduk, İtalyan restoranında. Ardından Central Park'a gittik, tam vardığımızda, Nehir uyumuştu arabasında. Biz de bir banka oturduk. O sırada yanımıza 60 yaşlarında bir hanım oturdu. Derken bana, kızınız kaç yaşında dedi, ve sonrasında orada olduğumuz bir buçuk saat boyunca benimle sohbet etti. Yani o anlattı, ben dinledim. Aslında parka gittiğimizde başım ağrımaya başlamıştı ama kesemedim, o da tatlı tatlı anlattı.

Musevi imiş. Litvanya göçmeni, Meksika lı. Kocası Amerikalı, yine Litvanya göçmeni. Bir kızı İsrail'de. İki kez TR'ye gitmiş, İstanbul'u çok sevmiş. 33 yaşındaki kızı depresyondaymış, iki aneroksik kızla oda paylaşıyormuş. Küçük kızında pap smear sonucu şu adını unuttuğum virus çıkmış, kocasını 20 yıl önce kanserden kaybetmiş, ortodoks musevilerin NYtaki kökenleri, meşhur gemi meselesi...Macy's deki indirim...müzeler...İsrail'deki ev fiyatları...

Vallahi anneannem aklıma geldi. Vapura binerdik birlikte ve yanımıza artık kim oturmuşsa, torunların fotoğrafları çıkar ve anlatılırdı herkes.

Şaka bir yana bir sürü şey öğrendim. Gülümsedim. Rosa Fligstein'a sevgiler. Umarım kızlarının ikisinin de şansları daha iyiye döner, ve anneleri rahat eder.

Kermes için emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Fikir analarına, babalarına, düzenleyenlere, eşya hediye edenlere, alanlara, katılanlara, duyuranlara, küçüklere, büyüklere, hepinize!

Oylum, burada bir laf var, "coming out of the woodwork" !!! Yani kayıpların ortaya çıkması! Selvi boylum, sana da teşekkür ederim. (Sevgili Blogseverler, kişisel sataşmalara hacet yok ise de, eski dostlara taş atma hakkımı kullandım).

Nehir'e destek olan herkesi çok seviyorum.

ŞebnemNot: Şebnem, güzel gözlü, güzel sözlü arkadaşım, blogun faydası yazılı tarih oluşturması. Yani bana verdiğin, kızlarımın resmini yapma sözünü unutmadım! Yok öyle, ben destek olamıyorum demek. Ve şiirin de bende saklı!!! Ve gülüşün!!! Hatta yürüyüşün!!!!!!!! Seni seviyorum.

5 comments:

  1. İyi düşünelim ve herşey iyi olsun, sizden gelen haberler çok güzel, maşallah Nehirimize, daha çok yürüsün ve pata pata koşsun işallah:)
    Sevgiler...

    ReplyDelete
  2. Zeynepcim,

    Ben esas senin bir güzel yönünü yazmaya çalıştım: sen iyileşmenin her yönünü yönetebilen bir insansın ve bu sebeple bu iyileşme gayretinde sözün, niyetin, paranın, ilacın, doktorun, eşin dostun vs. sırasını ve yapısnı en harika oranda bir araya getirebilen bir şifa merkezisin adeta.

    Yani para bu sefer önemli, bu iyileşmede önemli ama esas şifayı sağlayan bambaşka bir bütün. Sen de bunların çok iyi farkındasın ve başkaları da senin sayende öğreniyor.

    Bir ben yazıyorum ama emin ol hem ben, hem diğer arkadaşların oraya maddi katkı yapacak insanlar yönlendirdik, biletle ve başka türlü. Bunu taa başka kıtalarda yaşayan arkadaşların da yaptı ve daha da yapacaklar. Sonraki fırsatta daha da fazla çaba göstermeye niyetliler buna emin olabilirsin.

    Ayrıca ben bu seferki kermese destek olamadım ama bir sonrakine gerekli ve yapabildiğim katkıyı yapacağıma emin olabilirsin.

    Fakat tekrar ediyim esas herkes şunu farketmeli: siz bize şifanın nasıl da kapsamlı, ortak olumlu bir niyet olduğunu örnekliyor ve öğretiyorsunuz. Ama hadi artık öğrenmiş say bizi ve tez zamanda iyileş ve gelin artık gari.

    bir not da yürümeye. 5 yaşında tekrar öğrendim yürümeyi, yıllar sonra farkettim ki adım atmayı öğrenenler (balerinler bile) bu şekilde adım atarlarmış. o sebeple sana dedim sen hiççç dert etme, hatta ona hadi yürüyelim bile deme. dersen algılar değiştirir doğal olanı. bilinçli hareket yürümeyi farklı öğretir ona. ama bilinçsizce, doğal olarak, kendiliğinden yürümeye başlayınca yürümesi, adımları arasında fark olmayacaktır. "yürü" demeden yürümesine destek olmaya çalış bence.

    su gibi, nehir gibi akıp coşsun Nehir'imizin adımları, daha küçük yaşta başladığğı Dünya gezileri bir ömür boyu ama bu sefer şifa ile sağlıkla mutlulukla ve serbest seçimlerle gerçekleşsin. sevgiler

    ReplyDelete
  3. Zeynepcigim bugun yazdigim mesajı düne yazmısım, ama olsun sen bakıyorsundur eminim...

    Hepimiz, hepinizin yollarını dört gözle bekliyoruz. Döndüğünde, çok daha farklı arkdaşlıklarımız, dosluklarımız olacak eminim...

    Artık paylaşımlarımız daha değişik belki, ama herkes de kendinden bir şeyler buluyor.Bu kez çok farklı şeylerden bahsediyoruz farkında mısın blog yazılarında. Bizi, ne kadar değişik mecralara sürüklüyorsun, kimse kanserin ne feci bir hastalık olduğunu unutmuyor, yaşadığın durumun zorluğunu da, ama gene de sana içimizi döküyoruz.

    Şebnemin dediği gibi, bu senin yüce gönüllülüğün, Mahmut'la birlikte yarattığınız aura, hepimizi saran sarmalayan, Nehiri de iyi edecek olan.

    Hadi en kısa zamanda görüşelim artık.

    Kendinize çok iyi bakın.

    ReplyDelete
  4. Zeynepcigim,
    Nehirin resmi ne kadar guzel, resmen konusuyor:

    "Ben iyilesikim, ben gucluyum, bakin ne kadar mutluyum , bakin biz ailemle ne guzel mucadele veriyoruz, bakin yakinda Leyla da geliyor daha da guclu olucagiz."

    Biz oncelikle senin olgunluguna, esinle birlikte gosterdiginiz dayanikliliga-uyuma, kizlarini yetistirme tarzindaki bilincli anneligine, Leylanin kucuk yasinda buyuk gelisim gostermis kisiligine ve de Nehirin yasama bagliligina sait oluyoruz.

    Bu sure zarfinda eger sana ve ailene bir parca gulumseme, uzaktan da olsak sevgiyle sarmalama hissettirebiliyorsak ne mutlu bize...

    Hep iyi gunlere dogru yol alin....
    Her sabah guzel gunlere uyanin...
    Enerjiniz bol olsun....
    sevgiyle,
    natali

    ReplyDelete
  5. Sayın,Nehir'in anne ve babasına,
    gazetede haberlerinizi okuyunca çok üzüldüm,size yazmam gerektiğini düşündüm.
    Önce biricik yavrunuz için göstermiş olduğunuz azim ve çaba için sizi kutlarım.Bu hastalık ile mücadele de en önemli yaplması gereken,hayata sımsıkı sarılıp,en kötü durumlarda bile moralinizi en yüksekte tutup asla yılmadan ben bu işte sonuna kadar varım diyebilmektir.
    Şimdi ben size işin manevi yönünü bir tarafa bırakıp,seneler önce aynı hastalıktan biricik ve tek evladı için Amerikada bu konuda uzman meşhur hastahanelerin birin de mücadele etmiş bir baba olarak yazmak isterdim ama sizlerin ve size yazan o güzel insanların üzülmemesi açısından bunu yapmak istemiyorum.sadece bir örnek vererek bitirmek istiyorum.
    Bir tarihte evladıma ilk teşhisin konulduğu hastahanede yağmurlu ve akşam üstüydü,ben yaşadığım bu şoku kabul etmez bir durumda koridorda çömelmiş hiçkıra hıçkıra ağlarken,titremekten kendimi alamadığım için kollarımı duvara yaslamıştım,hemşireler gelip geçerken başımı okşuyorlardı,birşeyler söylüyorlardı ama ben onları duyamıyordum.derken bir el yine başımı okşarken kafamı kaldırdım gözlerim kançanağı gibi olduğundan zor görebiliyordum,bir baktım bizim çocuğumuzun (en başından beri olan)aile doktoru,şaşırdım önce okadar mesafeden nasıl geldi,nasıl haberini aldı diye,hemen ayağa kalktım ve birbirimize sarıldık ve ben ağlayarak hiç unutmuyorum dedimki;doktorbey ben çocuğumu tekrar koşarken,gülerken,o cıvıl cıvıl sesiyle etrafına neşe saçarken görmek istiyorum,Allah bana bunu çok görürmü? ve benim yüzüme üzgün,sessiz bir ifadeyle baktı bir an ve aynen şunu söyledi;çok uzun bir zaman diliminin başındasın,bu o kadar kolay olmayacak.Evet,ve ondan sonra gelen günler,aylar,seneler,kesinlikle romanlara,filmlere konu olacak cinsden.
    Herşey gönlünüzce olsun sevgili Nehire en sağlıklı ve mutlu günler diliyorum,Allah yardımcınız olsun.

    ReplyDelete