Thursday, June 17, 2010

Kemoterapide Dördüncü Gün Kutlaması

Sabah hafta başından beri yaptığımız gibi, 9'da 9. kattaydık.

Kemo öncesi, kahvaltı, ve zofran, ve karın kramplarına karşı ilaçlarını verdikten sonra bir saatlik kemo, sonrasında 15 günde bir aldığı (her gün baktrim yerine), bir saatlik serum antibiyotik... oyun odasındaydık.

Leyla kendine arkadaş edindi bugün, yaşıtı. Ve başka bir odada, "Amaan anne, işte bir şeyler" dediği etkinlikte bulundu!

Öğlen ise karı koca MSKCC'de araştırmacı olarak çalışan Zeynep ve eşi Anıl geldiler. İkisi de çok şirindi (şirin??? sıfat kullanımım gerçekten iyice zayıfladı). Ellerinde ise turkuaz rengi, kabarık bir parti elbisesi...biz rengini görünce, "Aaa, pamuk prenses elbisesi" dedik, ve böylece Nehir kaç zamandır istediği pamuk prenses elbisesine de kavuşmuş oldu. İkisi de genetikte araştırmacı olduklarını söyleyince, ve Anıl kemoterapi ilaçları kombinastonları üzerine çalıştığını belirtince, "Ee, hani bizim kombinasyon" dedik haliyle. Bekliyoruz.

Şaka bir yana, karşımıza yine tatlı insanlar çıktı. Nehir adı Zeynep diye pek komik buldu durumu, ve utangaç haller sergiledi!

Saat ikiye geliyordu, ilaç işleri bitti. Temadarı alışı yine zor oldu, ama aldı. Saat üçte Regine ile fizik tedaviye de gittikten sonra...yeni rutin, ben dışarıda, Leyla, Mahmut ve Nehir içeride egsersiz yapıyorlar. Ve Nehir'in neşe dolu sesleri düşüyor bana. Bense (burayı babaya nispet diye yazıyorum), kendime güzel bir mocha almış, dergi okuyorum!

RMH'ye geldiğimizde, önce meyve yedik, derken baba, "Dur ben bir posta kutumuza" bakayım dedi, ilk kez. Meğer dolmuş, haberimiz yok. Aydın ATM kartlarımızı göndermiş, Meltem Hanım ise "silly band"!!!

Nehir ve Leyla bugün silly band değiş tokuşu yaptılar.

Veee günün en eğlenceli bölümü. Nehir yemek yemeğe, üzerini değişip, yeni elbisesiyle indi. Bu arada Arzu bana 3 Temmuzdaki Central Park Türk konserini yazmış, burnumuzun dibinde, "Duman" olunca listede, haliyle gideriz diye konuştuk babayla, Nehir "Konser ne zaman" diye sorup duruyordu. Ben de, "Bugün değil, Nehircim" diye izah etmeye çalışıyordum ki, bu akşam yemek sırasında gitarıyla şarkı söyleyen bir adam geldi. Hareketli idi. Derken bir gönüllü, gelip, Nehir'e "Do you want to dance" deyince, Nehir bizi masada bırakıp, gitti...ve sanıyorum bir saat, belki de bir buçuk saat dansetti. Etraftakiler de, "Ne güzel dansediyorsun" dedikçe, ayağıda "brace", zıplamaya başladı. Şarkı bitimlerinde, önce alkışladı, sonra da kendi eğilerek selam verdi!!!

Görülmeye değerdi. Elbisesinin kabarık eteklerini sallayışı, dönüşü, eğilmesi...

Ve böylece, maşallah, kemoterapinin dördüncü gününü şenliklerle devirdik.

Bugün duyulmaya değer cümleleri de oldu. Ester'a Leyla'nın doğumgünü hediyesi I-Touch'ı gösterip, "Dis iz hör Ay Tac" demesi. Akşam yemeğe giderken de, "Mam, ay em going to dinır" deyince, benim "Ay am tu" dememe, "Ay em tiri -three-" demesi güldürdü beni.

Ve akşam odaya geldiğimizde, "Anne evimize, yani odamıza bir orman koyalım mı" deyip, bahçe arayışı. Tek kusurumuz bu anlaşılan. Terası gösterdim, "Bak çiçekler de var, yakında açılacak" diye.

Çok şükür, çok şükür, çok şükür.

Nehir'im sağlıklı ve mutlu. Bunu yazmayı özlemişim.

13 comments:

  1. Nehir'in keyfinin bu kadar iyi olmasi tumorun aldigi tedavilere son derece guzel cevap verdigini gosteriyor. Masallah kiziniza, bu illet hastaligi yenmeye basladi bile!

    ReplyDelete
  2. Ne kadar guzel haberler, cok sevindim sizlerin adina. Nehir'e Leyla dopingi iyi geldi anlasilan. Neseniz hep yerinde olsun. Leyla'nin da yeni yasi daha buyuk guzellikler getirsin ona.

    ReplyDelete
  3. kocaman bir ŞÜKÜR...
    haydi gerisini bekliyoruz...

    herşey çok güzel olacak...

    ReplyDelete
  4. Zeynepcim, dün bende oldukca yogun ve hareketli bir gun yasadim. Mercan'ın -aslında reel olarak var olmayan-ilkokul mezuniyet yemeği vardı akşam. Tabi bütün gün de onun hareketliliği.

    Okula gidilmedi, evde hazırlık yapıldı ve anne beklendi. Bense hayatımın en yoğun "iş dönemi'ni" yaşadığım için, sabah istanbulda bulunan köprülerin iki ucuna yerleştirilmiş iki toplantıya katılıp, okula gidip, lab. ölçüm yapıp, saat 14.00 de kızları alıp kuaföre götürüp,eve dönüp hazırlanıp, 16.30 da evden çıktığımızda, bir saatin aslında ne kadar çok şey sığdırılabilecek bir zaman parçası olduğunu yeni idrak etmiştim.

    Hani hep yazarım ya, buda geçer, yirmidört saat dünyanın heryerinde aynı diye, yalanmış! Bazen çok kısa, bazen ise çok uzunmuş...

    Böyle yoğun yaşayan kadınlar var ya iş hayatlarını, onlara da bir kere daha hayran oldum valla. Bana göre değil, sadece kısa bir süre yapabilirim bu tarz koşuşturmayı.

    Neyse, işin özü, küçük Mercan'ım artık ortaokullu oldu, Pelin hn. da bugün karne alarak ikinci sınıfa geçiyor. Ben çok duygulandım, tüm sınıf arkadaşlarını güzel güzel giyinmiş, hazırlanmış genç kızlar ve delikanlılar olarak görünce, bir şeylerin bayağı değişmeye başladığını fark ettim.

    Senin de böyle güzel nice duyguları, fazlasını Nehirciğinle ve Leylacığınla yaşaman dileklerimle...

    ReplyDelete
  5. Siz böyle güzel şeyler yazdıkça içim nasıl mutlulukla doluyor benim de. Hele nehirin bir saat boyunca dans ettigini ve yine guzel bir prenses elbisesiyle sevindigini okumak... Ben de sizin gibi çok şükür diyorum.

    Hürücan

    ReplyDelete
  6. Masallah Nehir'imize..İnanın her gün aklımda ve dualarımdasınız. Sıcacık, harika bir ailesiniz. Mutlulugunuz daim olsun..

    Banu.

    ReplyDelete
  7. Bu post'un en güzel cümlesi "Nehir 1 saat boyunca dans etti..."
    Evet Nehir'in azmi ve gücü ile sizin aile desteğinizde birleşince anlaşılıyor ki "bitti bu iş"
    Aile olmak bu değilse nedir ki?!
    M A A Ş A L L A H!

    ReplyDelete
  8. Maşallah Nehire ve tüm aileye.

    ReplyDelete
  9. Güzel haberlerinizi duydukça çok seviniyorum. Maaşallah Nehir'e. Hep güzel heberler alalım sizden.

    ReplyDelete
  10. hadi annesi az kaldı bu süreç... yolun sonu aydınlık ve kocaman bir ışık var...
    bizim çocuklarımız çok şanslıi, arkalarında kapı gibi anneleri var( hoş bu kapılar ara ara delik deşik oluyor duruma göre...) ama nehir de diğer ablaları ve abileri gibi nöroblastomayı yenecek... buna inanıyorum hem de gönülden...
    nehiri ve leylayı yanaklarından öpüyoruz
    hoşça bakınıza zatınıza
    selamlar & sevgiler
    nazan yılmaz

    ReplyDelete
  11. cok sukur. Allahdan boyle gunlerin ve daha daha guzel gunlerinizin devamini getirmesini diliyorum..Dualarim Nehir ve Butun Cocuklara .

    ReplyDelete
  12. maşallahhh gözlerim dolarak mutlulukla okudum :)

    ReplyDelete
  13. Nehircik'in 3.kemo gununun getirecegi keyifsizlikten korkarken, kemonun dorduncu gununu 1 saat dans ederek devirmis olmasi harika :)
    hersey cook daha guzel olacak . her adim cok guzel sonuclaniyor .
    Keyifli ve saglikli gunler
    Sevgiler
    Hasene

    ReplyDelete