Friday, June 11, 2010

Ithaca


Günün hikayesi:

Bomboş bir yolda, soruyoruz gördüğümüz tek kişiye, "Miller Sokağı bu mu?"
Yanıt: "Emin değilim".

Birkaç saniye sonra, Mahmut'a

"Bu arada siz doktoranızı burada mı yaptınız, bizim dersin asistanıydınız". "Ben de şimdi doktora yapıyorum".

Biz: Nassı yani???...7 yıl sonra.

...

Günün ikinci hikayesi:

İkinci el çocuk giysisi dükkanındayız. Ben hava soğuk olacak diye elbise getirmemişim. Nehir'in iki tane pembe elbisesi oluyor, Ayelet hediye ediyor.

Ve Nehir geldiğimizden beri ilk kez gerçekten bahçede oynuyor, gülüyor, dolaşıyor.

Bütün yaz elbise giyeceğiz, çaresi yok.

...

Gece yatmadan önce, Nehir bana neden geceleri uyuduğumuz soruyor, ben de "Gece dinleniyoruz, gündüzleri, biraz oynuyoruz, biraz çalışıyoruz" diye lafa başlamışken, Nehir tamamlıyor, "Biraz süsleniyoruz"...

...

Durum bundan ibaret. Tatlı bir "reunion" halinde, güzel iki gün geçirdikten sonra, "my sister coming tomorrow" neşesi içinde yarın "şehre" dönüyoruz.

Bakalım, Leyla'cım neler anlatacak?

FotoNot: Nehir "süslü" kumda oynarken, kollarını iyi çalıştırdı, "kepçe"ile kum taşırken.

3 comments:

  1. Dilek Çelebi Ve AilesiJune 12, 2010 at 1:33 AM

    E Maillerinizi Hergün Takip Ediyoruz Dualarımız Hep Sizinde İnşallah Nehir En Kısa Zamanda Sağlığına Kavuşup Türkiyeye Geri Döner

    ReplyDelete
  2. "Biraz susleniyoruz" !!!! Bayildim ... gidip susleneyim bari :):):) Ama pembe elbise ve pembe ayakkabilar super seker ;)

    Leyla ile kavusmaniza az kaldi degil mi? Nehir'cigimizin gozu aydin.

    ReplyDelete
  3. Blogun bu renkleri ne kadar güzel, yeşil hem de iyileşmenin rengi çok yakışmış:)

    ReplyDelete