Tuesday, October 20, 2009

Gün 125: GMCSF and CH14.18, Fifth Round, 1st day

Çok bir şey yok.

Sonunda başladık. Bitişe yaklaşmanın ilk günü.

Sabah 7.30'tan itibaren "ne zaman ne zaman" diye hemşiremizin tepesine çöktüm. Dün benim şüphelerim nedeniyle, sabah doktor bizi görmeden başlatmayacaklarını anlayınca da kapı açık, Dr. Howrey'in yolunu, kovboy çizmelerinin sesini bekledim. Kapıdan, "vınn" diye, ya da "tak tak" diye geçiriyordu ki, "Hiiiii, you're gonna see us????" diye atladım atlamasına ama, beni "I will quickly see one patient and will be back" hamlesiyle zarifçe savuşturdu!

Bir patient, bir buçuk saat sürdü. Gerçi sanırım acil, ve kritik bir durumdu, umarım iyiye gidiyordur durumu.

Doktordan yüz bulamayınca hemşre baskımı sürdürdüm, ama sonuçta, 9.30 derken, 10.00'da başladık. Fena değil. Derdim, Nehir'in sabaha kendine gelebilecek bir zaman dilimi olması, ve gece biraz daha toparlayabilip, nöbetçi doktor işleri yaşamamamız.

Ama sabah neşeli olan Nehir'in önce iğne, derken monitör "led"leri bağlama, yapıştırma, borularına el atma, ve yeni VRE (popoya pamuk çubuk darbesi) testi, Tylenol, derken, tüm neşesi kaçtı.

Dr. Howrey geldiğinde, iyi haber, dünkü verilen kanla hemoglobini 12.1'e çıkmışken, kalbinde hiç "üfürme" duymadığıydı. Her çocuğun kalbinden bir dönem "üfürme" gelebileceğini, anlaşılan, hemoglobinle ilişkili olabileceğini söyledi. Bu arada Seda, doktorun, konuşkan, ve neşeli tavrı karşısında, "Bizimkiler böyle değil" dedi ve bizim Texas, Güneyli" farkı teorimize katkıda bulundu.

Sonrasında Nehir verdikleri benadril, ve başlayan morfinle saat 10.00 ile 13.00 arasını TV ve emzikle geçirdi. Sonrasında bu kez önce karın ağrısı, sonra yükselen kalp atışları ile ağrısı kendini belli etti. Ben artık öğrenmiş olduğum için, hemen ek doz morfin istedim, iki doz vermek gerekti. Bu arada yine doktorun Ativan unuttuğu anlaşıldı, o da eklendi. Nehir hafif hafif uyuyarak, ama her gözünü açtığında "Annee yanıma" diyerek, televizyonu da görmek isteyerek bir gün geçirdik.

Akşam 7 buçuk gibi, kalp atışları yine iyice hızlandı, ve ateşi 38.8, 40'a çıktı. Ben ağrısının da arttığını düşünüp, morfin istedim yine. Bir de Tylenol verdiler.

Şimdi yine uyukluyor. Sabahki kilosu 12.3 iken (yani aldığı 700 gr'ı resmen kaybetmiş bulunuyor), akşam 13 kg çıktı. Yani tablonun "su tutma" bölümü de gerçekleşti.

Bu, şimdilik, bildiğimiz tablo.

Kültür aldılar yine de.

Bakalım sıra yarında. "Buraya gelmek istemiyorum" diyordu, akşam Seda RMH'ye giderken, "Ben gitmek istiyorum" diyordu. İnşallah, bu son olacak kızım. Bu hayatının en zor dönemi olsun, ve öyle kalsın. Bir dahaki hastane ziyaretimiz, kontroller ve senin anneliğin olsun.

3 comments:

  1. Kuvvet ve sabir diliyorum, dayan Nehir' cigim az kaldi, Nehir mutlu ve saglikliya cok az kaldi. Tum iyi niyetlerim sizinle. Sevgiler

    ReplyDelete
  2. Aynen annenin dediği gibi Nehir'ciğim rutin kontroller ve ileride kendi bebişlerini doğurmak dışında hastanelerle, hastalıklarla hiç ama hiç işin olmasın.Dayanın az kaldı.Sağlıkla sevdiklerinize kavuşmanıza,onların da size sıkı sıkı sarılmasına.Gelişinizi heyecanla, keyifle bekliyoruz, çok çok az kaldı bu zorlu süreci başarıyla tamamlamanıza.Öpüyorum, sevgiler nergis

    ReplyDelete