Sunday, October 11, 2009

Gün 114: Bug Bugs

Dün akşam sekiz gibi uyumaya başlayıp, uzuun bir uykudan sora sabaha karşı beşte uyanıp, blog yazdım, malum.Her zaman olamayan bir şey oldu, ve sonrasında yeniden uyudum, altı gibi, sabah dokuz buçuktu Nehir ile gözümüzü açtık.

Dinlenmiş uyandım, uzun süreden sonra.

Hande, artık odanın "beofre-after" durumundan mı, RMH ile burası arasındaki ilk gün mekiğinden mi, bilinmez, sabaha tıkalı bir burun ile kalkınca, günü bizden ayrı RMH'de geçirdi. Valla, Hande'ye de mi nazar değdi bilmem. Normal şartlarda "klinik" olarak durumu kötü değil ama bizim şartlar için aynı odada olmak çok anlamlı gelmedi. Ama tabi sabah, biz uyurken, kapıdan kahve bırakmıştı bana arkadaşım!

Nehir de ben de keyifli uyandık. Antibiyotik Nehir'i oldukça toparladı. Plan basit: 72 saat temiz kültür olana kadar, en erken salı, bence çarşamba, buradayız. Hatta yeni enfeksiyon önlemleri nedeniyle de sanırım, odadayız. Sonrası belli değil henüz. Gidişat belirleyecek. Protokol aynı anda antibiyotik ve antibodiye izin verecek mi, doktorlar bakacak. Ama bugün, Özlem'le konuşurken - ki bilmiyorum kaç kez aradı arkadaşım iyi miyiz diye- iyice idrak ettim ki, bir an önce İstanbul'a dönelim diye, doktorlara baskı yapmayacağım. Genel tutumumuz, hep, Nehir'i öncelikli düşünmek oldu. Ne zaman onun için "güvenli" olacaksa o zaman başlarız. Ama zaten bir hafta ile kurtarırsak, hala yapabiliriz. Yalnızca biraz daha sıkışık bir toparlanma olur.

We will continue to "flow".

Böylece sanıyorum ilk kez ana-kız kaldık hastanede. Doğrusu Nehir de keyifli olunca çok rahat geçti. Sabah biraz DVD, derken benim oyun odasından getirdiğim oyuncaklar...

Nehir bugün ayağa kalktı, odada gezdik. Arada Hande öğlen bana sandviçle kapıya geldiğinde, Nehir'e görünmemek için dışarıda kaldı, ben aralıktan konuşurken bir baktım, Nehir almış koca "pole"u yatağın öteki tarafına, dar da bir yer, geçmiş gitmiş. Hem bir iç geçirdim, hem de onun en sonunda kendinden büyük çocuklarda görüp yapmayı istediği, "tek başına pole'u itme"yi başarmış olmasına sevindim. Gücüne hayran oldum.

Hande, Nehir görmeden gittiğini düşünürken, Nehir arkasından, "Hande nerde?" diye soruverdi tabi.

Ama keyfi yerinde olan kızım, bugün ateşi düşse de, tam iyileşinceye kadar odada kalmayı, Hande'nin de hasta olduğu için yanımıza gelmediğini kolaylıkla kabullendi. Dün akşam, Hande'den zor ayrılmıştı oysaki.

Şaşırttı beni yine. bazen iki buçuk yaşının o kadar üzerine çıkabiliyor ki, sonra gelen "tantrum"u anlamakta zorlanıyorum. Tabi tantruma bir kişilik ispatı, güç kazanma savaşı diye bakacak olursak, Nehir'in krizleri iyice anlamlanıyor.

Bugün bana, "Ben parka gidicem, yalnız" diyordu bir ara.

Büyüme sancıları.

Sabah SKYPEde hem Leyla ile hem de babayla konuştuk. Hatta baba ben oyuncak taşırken, ekrandan baby sitting bile yaptı. Akşamüzeri ise Hande'nin arabadan getirdiği CDlerle başalayan müzik dinleme, gelişti, dansa dönüştü. Hokey pokey yapmaya çalıştık. Gerçi en çok sevdiği, "dönmek" kısmı, borusu nedeniyle biraz zor oldu, olabildiğince oldu.

En hoşu, Nehir'in benim müzik listemden çaldığım, 2046 filminin ana teması, "In the Mood for Love" daki dansı oldu. Biraz hüzünlü ama çok sevdiğim bu müziği Nehir sevince çok hoşuma gitti. Onunla müzik paylaşmaya başlamak beni çok mutlu etti. Dinleyin lütfen, hiç aklınıza gelmez iki buçuk yaşında bi çocuğun bu müzikten zevk alacağı. Çocukları "küçük" görme alışkanlığımız bizimle hep.

Nehir açısından en hoşu ise tahminim bir türlü kan almayı başaramadıkları "mavi" borusundan kan almak için, Nehir'e "Hadi bağır" deyip, hemşirelerle birilikte Nehir'in çığlık atması oldu. Sanıyorum Nehir de arkadaşlarına, "Biliyor musunuz, kocaman çığlık atmamı istedi bugün büyükler" diye anlatırdı.

Evet, yapıştırılmış bir diş, iyi bir uyku ve Nehir'i antibiyotiklere hızlı bir cevapla, yine kendinde görmek bana çok iyi geldi bugün.

Akşam ise tam yatmıştım ki, hemşirelerin kapıya yazdıkları tarihi gördüm. 11 Ekim.

Yani 10 Ekimde hepimizden gizli saklı bir arkadaşımız daha 40 olmuştu ve ben bunu kızılca kıyamet ilan etmeyi unutmuştum. Bilge'cim, Amerikan polisi yakalar (!), Yeni döneme güzel bir başlangıç yapmış olduğunu umuyorum ve doğumgününü kutluyorum... dur bakim becerebilecek miyim... Fröhliche Geburtstag....ya da bunun gibi bir şeydi.

3 comments:

  1. Canim Zeynep'cim,

    Herseyden once klinik durumun daha iyiye gitmis olmasi beni inanilmaz rahatlatti, su tunelin sonuna kosarken artik ne Nehir aci ceksin, ne siz strese girin istemiyorum; yeterince zor gunler geride biraktiniz zaten ... herseyin en guzeli sizi bekliyor insallah bundan sonrasinda ...

    Geri donus tarihiniz ile ilgili sakin beni sorun edilecekler listesine koyma, ne zaman gerekirse o zaman gelecegim, size faydam dokunmasi disinda bir oncelik yok bu seyahatte ve ne zaman bana ihtiyacin varsa o zaman ev halkini organize eder cikarim yola. Nehir saglikli, guclu ve de mutlu olsun yeter !

    Hande'cim, ellerin dert gormesin ! Ben cok fazla zaman gecirmedim bulusmalarimiz disinda seninle ama o sure bile sunu anlamama yetti ki insana inanilmaz guven veriyorsun; ne dedigini cok iyi biliyor, ne yapacagin konusunda tereddut etmiyorsun. Ne mutlu sevdiklerine, senin gibi bir es, dost ve anneye sahipler ... verdigin mutluluktan fazlasi sana geri donsun insallah ! Cok gecmis olsun !

    Dogumgunume gelinceeee ... :) shoot! kacamadim !! Aslinda kactim sayilir cunku cok sevgili kocam dogumgunumun ertesi gunune kendi lise arkadaslarini, coluk cocuk toplam kafa sayisi 35 civari, cagirinca ben iptal oldum. Ne bir mum ufledim, ne bir cicek aldim; 12 kg patates hasladim, soydum, kestim Oktoberfest temali partiye patates salatasi yetistirmek icin ... tabii bir dolu ekstra hazirlik da cabasi ... sen bir gel de dunya aleme ilan edelim 69 dogumlu dostlarla 40 yas kadinlari olarak hala eglenmeyi, dansetmeyi becerdigimizi ... (gerci yas da kendini belli ediyor, bugun agrimayan kasim yok, dayak yemis gibiyim - Eray'a cok kizmis olsam da ben bu catering durumlarini seviyorum, herkes cok mutluydu, aman duymasin ...) Next hazirlik Bayazit'lara welcome partisi olsun lutfen !!

    Bugun de dunku kadar dinlenmis oldugunuzu okuyalim hadi; Hande'si de katilsin size insallah, dunden guzel bir gune baslayin ...

    Sizi cok seviyorum kizlar, iyi ki varsiniz !!

    ReplyDelete
  2. Bilgecigim dogum gunun kutlu olsun. Bil ki kutlasan da kutlamasan da mavi gozlerinden sen sorumlusun!!! Onlarin ici guluyor, pozitif enerji yayiyorlar etrafa. Boyle ufak detaylara takilma, keyfini de bozma...

    Hayat kırkında baslar,
    Yerine oturunca taslar.

    Simdi Handesi'nden sonra Bilgesini gorunce Nehircigim nasil mutlu olacak kimbilir?

    Zeynepcigim islerin hep yolunda gidiyor ne guzel -bkz. dis problemi-, simdi sira Handesi'yi iyi etmeye geldi. Aman nazar mazar demeyin, gozu olanin gozu ciksin deyin yeter.

    Handesi simdi de Mary Poppins gibi oldu, bir gorunuyor oyunlar oynuyor, odayı topluyor, bir saklaniyor, kahveler, CDler eglencelerle cika geliyor...Valla yakisti Handecim.

    Ne diyeyim ikinizde harika isler yapiyorsunuz. Hadi kolay gelsin, eglenmenize bakin, coookkk az kaldi. Guzel bir hafta olsun. Hepinizi cok cok operim....

    ReplyDelete
  3. Nurgun'cum cok cok tesekkurler; detaylari unuttum gitti ve de cok optum seni :) ... biraz gunesten enerji almali bugun, 29 dereceyi bir daha zor goruruz ...

    ReplyDelete