Friday, October 2, 2009

Gün 105: Yine, Yeni, Yeniden

the "Hala" uyuyor. Nehir uyuyor. Karar verdim, benim bir eksiğim yok.

Nehir tantrum kıyısında tüm gün. Accutane'e bağlıyorum, dozajı arttı, ve ikinci hafta. Yine de.. Sonuç: Tüm gün "Aman ya tantruma girerse, ne yaparız" korkusu ile dolaşıyoruz.

Cik cik cik, bu da "twitter"ın Türkçesi olsun.

Anne de uyusun, büyümese de dinlenir en azından.

2 comments:

  1. Uzun zamandir yazdiklarinizi okuyorum. Hatta Houston'da hala yasiyor olsaydik tanisma firsatimiz da olurdu. Mete'den ogrendigimiz zamanlarda tesaduf eseri bloga erismistim. Gecen gun katildigim bir seminerde konusan kisi neuroblastoma'dan bahsetti. Cunku kullandigi model - tumorun agresif olarak yayilip sonra paradoksal olarak bir anda extinct olmasini modelliyor - neuroblastoma'ya uygundu. Aslinda matematiksek biyoloji sonucta bir 'cure' amaci yok ama klinik calismalarda tumorun boyutu ile ilgili modelleme yapmaya amacli bir bakis acisi. Aklima Nehir geldi bu konusmadan sonra. Eminim yakin zamanda kucuk Nehir (benim yegenimin adi da Nehir o hic bir zaman kucuk sifatini sevmez bu arada) de tumoru extinct hale getirip saglikli ve mutlu olacak.

    Arizona'nin col sicagindan sonra Houston'un yagmurunu da ozleyebilenler var bu arada :)

    ReplyDelete
  2. Dunden beri yazamiyorum, bir sorun var bilgisayarimda. O nedenle gecikmis yıldonumu tebrigimi sunayim oncelikle. Bir daha, hic ama hic bir zaman birlikteliginizin gucunu boyle sinavlarla sınamak zorunda kalmazsiniz insallah. Bu ilk ve son olsun!

    Nehir'in tantrumlarina gelince, ne istedigini bilmek mi, kapris mi, ilac mi, Hala'ya simariklik mi, artik iki uc kisi ile yasamaktan dolayi normal olamamakdan midir, ne desem bilemiyorum valla. Ama cok zor olsa gerek, bugun Pelin beni -ve Mercan'ı- arabada deli etti. Eve gelir gelmez, ki Oguz Ankara'dan yeni gelmisti, ve guya yemege gidecektik beraber, sen Pelin'le ne istersen yap, biz gidiyoruz disari dedim ve Mercan'i alip sinemaya goturdum. Tabi onun olmamasi biraz canimi sıktı ama, bazi seyleri anlamasi lazim. Evde kalsaydim, banyoya falan kilitleyebilirdim, canice ama yapabilirdim. Bu ise onu korkuturdu, ama uzmezdi. Simdi daha etkili oldum sanirim, gelince bir suru ozur dinledim. Sakin durumdan mutlu oldugum falan sanilmasin, ama bazen cildiracak gibi oluyorum. Yarin Oguz'a Pelin'i de o filme goturmesini soyledim, umarim yapar, cunku cok guzeldi. Aklim onda kaldi...

    Evet omurleri uzun ve saglikli olsun, ama biraz da akilli basli olsunlar lutfen. Bizim de bir sabrimiz var. Hey Nehir bu laflarim sana ve Pelin'e...No more tantrum please! Think about your mommy, she is tired and exhausted.

    ReplyDelete