Saturday, September 12, 2009

Gün 85: Kısa Bir Ara



Dün gecemiz biraz bipler arasında geçti, Nehir sabah dörtte uyandı, altıya kadar ne kadar uyuduğu meçhul. Benim tepemdeydi, ben uyumaya çalışırken, altıda yine uyuduk. Bu durumda sabah dokuzda uyandık. Baba gelince şaşırdı bizi hala uyur görünce.

Sabah dokuzu çeyrek geçe gibi IL-2 bitti. Doğrusu ilk seferinde bir acaiplik olmuştu ve geç bitmişti, o yüzden ben bu kadar zamanında bitmesini beklemiyordum. Bu iyi durumu kabullenmekte güzlük çekmeden, etrafı, eşyamızı toparlayıp, üç dakikalık araba yolculuğumuzdan sonra, yarın akşam hastaneye dönmek üzere, Nehir'in deyişiyle "old mekdanıld hed e dog", yani RonaldMcDonald House, RMH'ye geldik.

Akşam yemeğini bekliyoruz. Bekliyoruz çünkü bu akşama yemeği yapanlar nedenini anlamadığımız şekilde, yemekler hazır bir halde servis için bekliyorlar. Hmmm, Ramazan buralara gelmiş demiştim. Daha ziyade rijid bir hazırlık süreci olsa gerek, çatladım.

...

Yemek yedik. Bu arada hava 71 derece! Yağmurlu bir hava. Eylül. Kötü haber meğer bu memleketin "hurricane" sezonuna bu ay girmişiz, ne hoş. Şimdilik güzel, ılık, yağmurlu.

Ve günün güzel haberi. Bugün tabi hastaneden çıkınca nereye gidilir, kitapçıya gittik. Nehir çocuk köşesindeki trenle oynadı, dört yaşlarındaki oğlan çocuklar gelip gelip elinden trenleri alınca, sakin anne, "Bak kızım verme elindekileri, "my turn"" de" dediyse de, kızım bakıyordu arkalarından.

Güzel haber bu değil, tam kitapçıdan çıkıyorduk ki, Mahmut elinde bir kitap gülerek bana uzattı, tam sana göre diye. Mucize: kitabın başlığı, "Have a New Husband by Friday", yani beş günde tutumları, davranışları değişmiş bir koca! Nassı yani, haftaya cumaya kadar zamanım var. Maureen Dowd'ın erkekler gerekli misinden sonra eğleneceğe benziyorum. Valla döndüğümde anlatırım artık. Bu arada şu bizim Turkish Team bir harika, Nehir bahane, kahveler şahane bir durum var. Zeynep the Hala bile gelmiş, alooo iş günü!!! Alman işveren uyuyor mu?? (Bak kıyamadım, açıkça yazmadım).

Şaka bir yana, ben de sabırsızlıkla bekliyorum gelecekleri! Şeytan diyor biri de Leyla'yı kapıp gelse. Üçüncü sınıftaki akademik çalışma etkilenir mi acaba...

Canlarım, kızlarım. Bu arada Nehir'le İstanbul hayallerimiz sürüyor. İstanbul'a gidince kuki yiyeceğiz, kardan adam yapacağız, okula gideceğiz, kuma gidip oynayacağız, bahçeye çıkacağız...

4 comments:

  1. 39..... Thirty something'lere geldik!!!! :)

    Bugun insallah hersey yolunda gitsin de siz de yola koyulun!!!!

    Yanliz ben biraz mahsun kaldim burada, Istanbul hayallerinin icinde Turkish Team'den hic bahis yok :( Kurtulus o kadar kolay degil haberiniz olsun, cat kapi gelen bir suru 'follower' olabilir!!!! Sonra soylemedi demeyin.

    Opuyorum hepinizi... Birbirinize cok iyi bakin.

    ReplyDelete
  2. yazim hatasini fark ettim;
    mahsun=mahzun

    Fark edemediklerim affola!!

    ReplyDelete
  3. Handecim sen yeter ki yaz, gerekirse Turkce'nin kurallarini bile degistiririz:)))

    Nassi Turkish team Zeynep??? Iste bu seviyelere geldik, baska turlu bu enerjiler, sinerjiler birlesir miydi saniyorsun. Hele sen bi gel, bak neler olacak. Inanilmaz bir sekilde, Oguz'un olmayan saclarının kalanlari diyeyim dokuldu, saskinliktan, sacima bir toka bile almadim Amerikadan. Amaaaa, Thomaslarimin eksiklerini bir bir tamamladim Nehirimi dusunerek. Bugun eve gelen arkadasim agaci biraz erken kurmadin mi dedi, kaldirmadim ki dedim cok sasirdi. Simdi tum team ve cocuklari icin hazirliyorum trenimi.

    4. de bitti, hadi bakalim. Yakinda Mahmut'a hosgeldin diyecegiz, sonra da Zeynep ve Nehir'e...

    Hepinizi cok cok opuyorum...

    ReplyDelete
  4. Ufak bir hatırlatma yapmak şstedim followerlara...
    4. henuz bitmedi ikinci haftasi var...hatirlarsaniz ikinci phase gibi bu da 2 hafta suruyor...
    insallah bu sefer bakterisiz planlandigi gibi surer ve biter hayirlisi ile...
    Nehirim saglikli ve mutlu...
    kendinize ve birbirinize iyi bakin....

    ReplyDelete