Saturday, September 5, 2009

Gün 78: Downtown Aquarium

Gece ikiyi bulunca uykuyla buluşmamız, sabah zor oldu kalkmak. İlk iş İstanbul'u aradım, Leyla sağsalim gitmiş, projesi ve diğer eşyaları da birlikte, tastamam. Annem, "Leyla hadi SKYPE"yi aç deyince, bir de baktık ki, üç aydır bir türlü kestiremediğim saçları anneanne ilk iş kestirmiş, ne de güzel olmuş.

Leyla yine 3 A olunca, "Ben hep kalıyorum diğerleri gidiyor" dedi, ama en önemlisi öğretmeninden "umut"lu, çekindiği başka bir öğretmen olmadı diye keyifli. Onun adına çok sevindim, pazartesi günü güzel başlayacak.

Nurgüncüm hoşgitmiş, hoşgötürmüş. Tuvalet meselesini okuyunca gülümsedim. Aslında ben Hande'nin de içeri girdiğini öğrenince Leyla'dan, Leyla'ya tembihlemiştim, orası çok küçük, dışarıda beklenmesi daha iyi, sen becerirsin diye! Ne de olsa üç aydır burada "public" tuvalet pratiği yapmıştı. Zor bir uçuş olmuş, göklerin hakimi! Bu durumda karaya varmak hoşuna gitti herhalde, hele evdeki özgür tuvalet ortamını özlemişsindir.

Biz evde geçirdiğimiz sabahtan sonra, ben Nehir'le güzel bir öğle uykusuna dalıp, uyanınca, Nehir'in Seattle'dan döndüğümüzden beri diline doladığı, "balıklara gidelim mi" sinin sonucu Houston Akvaryumuna da gittik. Bu akvaryuma hiç yüz vermemiştik ve gitmeye de çalışmamıştık. Aylar önce, kasım veya aralıkta, Kirk'ün evinde iken, ve çok yakınken, kapalı yerlerden kaçındığımız için gitmemiş, sonra da açıkçası aklımıza gelmemişti.

Gidince ise "Hay Allah, neden Leyla ile gelmedik" tepkim, yarım saat sürdü, aklıma kullanmadığımız Houston-İstanbul bileti gelince, yine geliriz diye rahatladım. Küçük ama etrafındaki atlı karınca, dönme dolap, içindeki Akvaryum temalı restoran ve içerdiği balıklarla ilginçti yine de. Ve neden hayvanat bahçesinde değil de orada olduklarını anlamadığım beyaz kaplanlar vardı. Koca bir piton yılanı gibi birkaç sürüngen de eklemişler. Sonucunda rahat rahat üç saat geçirilecek sevimli bir yer yapmışlar, otoyolun tam altında, ağaçlarla çevrili bir yerde!

Ben dünden beri evdeki ıvır zıvırı toparlıyorum, Nehir'in oyuncakları, ve kitapları, derken bizimkiler...bu noktaya gelmiş olmak gerçekten güzel. Şu 15 günlük Fort Worth'ten sonrası daha kolay geçecek diye umuyorum.

Hayırlısı. Nehir'im sağlıklı ve mutlu.

1 comment:

  1. Valla tuvalet konusunu cok uzatmak istemiyorum ama hani sikayet ettigim dusunulmesin istedim. Toplam sayinin 3/2 si zaten olacakti. Ama gene de birbirlerini de tetiklediklerini dusunuyorum benim de var derken.

    Ne kadar buyuk sansak da aslinda cok kucuk ve bir cok seyden endiseliler, iki lafin biri sende geliyorsun degil mi oluyor. Dolayisiyla da ben sen yaparsinlari daha cok okul gezilerine birakmayi, bu tur gezileri de pratik yapma olarak kullanmayi tercih ediyorum...

    Neyse Leyla'yi gene geziler bekliyor herhalde, zira dedenin ilk isi pasaport ve dosyayi istemek oldu. Hani leylegi havada gormus derler ya o misal Leylanin bu senesi de, bol bol seyahat ile gececek galiba siz gelene kadar. Gezsin gorsun, bu bilgiler ona cok yakisir. Cok tatli anlatiyor bildiklerini etrafindakilere, yasarcasina.

    Kitap tasima isi cok zor olacak eminim, tasimak icin agir, birakmak icin ise cok onemliler. Bavullari iyice tartin bizi bir guzel tarttilar, tek tek. Neyseki problem cikmadi. Aksi takdirde cok zorlanacaktik eminim. Bir tek Leyla'nin bak packini iki kere x-raydan gecirip, bosalttirdilar ve parmak izini aldilar, tabi Leyla panik, birsey soylicem simdi...diye basliyan cumlelerle sorular sorup, sonra da ay cok rahatladim diye bitiriyordu laflarini...

    Bu arada sizin de toplanma telasinda oldugunuzu bilmek icimi acayip rahat ettiriyor. Her seyi biraksan ne gam, Nehir saglikli ve mutlu. Onu getir yeter!

    Herkese cok cok sevgiler.

    ReplyDelete