Monday, September 28, 2009

Gün 101: 101 Dalmaçyalı

Yatmak üzereyim, Nehir'le. Olur da, olacak gibi, uyuya kalırsam diye yazayım dedim.

Bugünün aksiyonu "dressing change"idi. Sabah CVS'e gidip banyo için su geçirmez "kapak" aldık, eve geldik. Ben sabah çarşafları yıkamıştım, onları koyarken, Ilgın aradı, gelmişlerdi bile. Ilgın'cım bugün yardıma geldi.

Ve. Çığlık çığlığa bir nefis bir dressing change ile Ilgın'ı, neyseki evli ve çocuklu, bunalttık. O bunalmadıysa da salonda bu çığlıkları dinleyen Ilgın'ın annesi Nadide Teyze ve Ilgın'ın kuzeni vardı. Nadide Teyze adı gibi hassastır. Gözlerini açarak soru sormasını çok seviyorum. Anılarımdaki Nadide Teyze, ilkokulda evlerine gittiğim, evleri sıcacık ev yapımı ekmekler kokan, duvarlarda resimler...Ilgın'cım hatırlattı, arkadaşlığımızın başlangıcı 1976. "Yaş"landık. Ama çok güzel, yıllar sonra biraraya gelmek, yardımlaşmak, sohbet etmek. Ve tabi dressing change yapmak! Çığlıklar hiç bitmeyecek gibi duran bir tantruma dönüşmüştü ki en sonunda Ilgın bozuk para kutusunu aldı, sallayarak ses yaptı ve Nehir sustu. Müzisyen arkadaşım.

Sonrasında llgın'lar kendilerini Galleria'ya, tahminim attılar, biz ise yemek yiyip, uyuduğumuzda saat üç olmuştu. Kalkınca grileşmiş bir gökyüzü bizi karşıladı camın ötesinde. Biz de evde kaldık. Zaten ben yorulmuştum. Ev ise, sabah filtresine ve freyonuna kavuşmuş, serinlemiş, halaya hazırlık toplanmış, "misafirperver" olmuştu.

Hala uçakta, iyi yolculuklar! ilk gelişi, çok daha başka bir "hal"di bizim için, bakalım Nehir'i nasıl bulacak, saçlarını Nehir için kasım ayında kısa kestirmiş hala!

Nehir'im oynuyor:

"Şimdi, Leyla bugün okula gitti, o şey yapıyor, Leyla, şey, parktan sonra, eem, parlak parlak şeylere gideceğiz, birazcık şey ya, oynasan, yorulsan, dedene gitsen, uyusan, kalksan, "aslo", "oyndan", "oyuncan", vermiyor musun, orda şey var mı, ne ne ne ne, "kamilo", öyle bişey vardı, hah, bay bay, iyi geceler. Babayla oynuyormuş, baba işteymiş, o da onun işini yapıyormuş, o da onu seyrediyormuş, baba baba demiş, n apim demiş, şimdi ondan şey yapacaz dedi. Alo Ilgın, Ilgın Teyze, kitapları ne yapıcan, yemek yapar mısınız bana, bay bay. Orda bir amca varmış, o onlardan yemek isteyecek, bakalım diyecek, ne yapim diyecek, istiyorsan yapabilirsin deriz....

Babası, şey, konuşma, eeeh, ne sorim, eee bir yemek alır mısınız, bay bay, iyi geceler. Em, şey, gel babası, anneyle kitap okuyoruz da ben kalktım yanına geldim annenin, bay bay. Eeee, şeeey, nerde babası telefon, orda orda rafların üzerinde, Leyla'nın işlerinin üzerinde, bay bay iyi geceler, kapatıyorum, "düt". Hala da geldi, hala seni öpüyor, "muck muck". Baba bay bay ben işe gidiyoruum, gidiyorum ben işe. Kızım gidiyoruz."

Valla sürüyor "rant"ing, benden bu kadar kayıt.

LeylaNot: Leylacım bugün Sinan Amca'ya diş dolgusu için gitmiş. "Annee, biliyor musun, iğne yapmadılar" diye anlattı da anlattı. Ben "belki farketmemişsindir, yapmıştır " dedim, o heyecanla "Hayıır, her şeyi yaparken anlatıyordu" dedi. İlk uzun dişçi koltuğu deneyimi çok güzel geçmiş. Sinan'cım eline sağlık! Bir ara ben de boşuna gelmiyordum sana, karşımda çizgi film, duvarlar rengarenk, uyuşturma iğnesi, çocuklar için, sızım sızım, az az, uyuşturuyor. Leyla dediki, "Hediye almadan çıkmama izin vermiyor" dedi, Zıp zıp bir top almış bizimki.

4 comments:

  1. Bigün karşılaşsak blog ta yazanlarla hiç konu sıkıntısı çekmiyecek kadar uzun süredir takip ediyorum sizleri..Aranıza girmek istemedim .Baktım bugün ortalık boş bi comment yazıyım dedim..Zeynep;eminim biliyorsun ama çok hoş bi kadınsın..Mükemmel bi anne olmanın yanısıra zeki,esprili kuvvetli..Böyle annenin güzel kızıda herşeyi atlatacak eminim..Size sevdiklerinizle beraber keyifli günler diliyorum..

    ReplyDelete
  2. Demet Hanim'in sizin icin soylediklerine ben de katiliyorum.Kisa zamanda sevdiklerinize kavusmaniz dilegiyle...

    ReplyDelete
  3. Zeynep butun gun okuldaki ve evdeki islerle ugrasirken aklim sendeydi. Ancak vakit buldum yazayim derken, gelen mesajları okuyunca senin adina keyiflendim valla ne diyeyim. Comment yazan arkadaslar, gercekten de dogru yazmislar.

    Her bakimdan "hos" kizdir Zeynep, hem de "pek hos". Bu "nahos" gunleri böyle atlatacak beceri her babayigitte bulunmaz. Bayagi bir nev-i sahsina munhasir olmak gerekir ki, iste tam Zeynep.

    Bu farkli kisilerden gelen mesajlari okuyunca iyice anliyorum, her bakimdan, bir cok konuda ana-kiz, baba-kiz, ana-baba, bacı-kardes, dar gunde pek cok kisiye umut olacak bir hikaye yazdığınızı.

    Ama, esas konu hic degismedi; "dressing change". No change! Aslan Nehir, bagir bagirabildigin kadar, cok az kaldi, özgür kiz olmana. Hala'n da geliyor, biraz da ona naz yap, sakin ihmal etme. Hepimiz, senin gelmeni dort gozle bekliyoruz, sen kendi kendine komik seker konusmalarina devam et. Bayiliyorum onlari okumaya, ilerde sen de bayilacaksin eminim okuyunca.

    Hadi Zeynepcim, gelin gayri, gercekten de cok ozledik!

    ReplyDelete
  4. 23

    Bugun is guc kovalamaya calistim, ama 'kovalanan kaciyor' diyorlar ya dogru :( Neyse simdi Zeynep'cigimin harika yorumlarina limon suyu sikmayayim.

    Hala'cik vardi sanirim, su anda havaalani yolundadir Nehir'cigim harika annesi ile birlikte. Hosgittin 'the Hala'!!! Kizima bir kocaman saril, kokla benim icin, sonra da arkadasima saril kocaman.

    Cok eglenin hep beraber, cok iyi vakit gecirin parklarda, bahcelerde!!! Fotosuz birakmayin bizi sakin!!!

    Opuyorum, birbirinize cok iyi bakin...

    ReplyDelete