Tuesday, June 9, 2009

Bilgisayardaki İnsancıklar: Biz

Leyla'm yolda, Hande bana en kıymetli paketimi getiriyor İstanbul'dan. Cız diye.
Kavuşmak hayal olmadı, gerçek oluyor.

Bu sabah biz uyandık, aman canlı yayını kaçırmayalım diye, hızlıca kahvaltımızı ettik. Aydo, "Aloo" deyince, yerleştik bilgisayar karşısına. Karşımızda bizim evin bahçesi, insanlar geçit halinde, Leyla, arkadaşları, çocuklar, büyükler, büyüklerin büyükleri, sürpriz büyükler...

Nehir'in doğumgününden sonra bu ikinci buluşmamız. Ben her ne kadar duygulanmayacağım dediysem de, tutamadım kendimi. Karmaşık duygular içine girdim. Orada olmak arzusu, ama daha çok bizi sevenlerin bizim için, Leyla eğlensin, bari o "normal" olsun diye gösterdileri çaba beni duygulandırıyor. Hani ne olacak ki, demeden, hiç demeden, Leyla'yı da kırmayıp, ya da ısrarına dayanamayıp, Leyla'nın evinde herkesin biraraya gelmesi. Gerçekten de işini gücünü bırakıp herkes gelmiş ya. Ben ağlamayayım da ne yapayım.

Dostlar kara günde belli olurmuş ya, ne kadar doğru ve biz ne kadar şanslıymışız ki size, dostlarımıza sahibiz. Baştan beri herkes bir ucumuzdan tuttu. Kim ne yapabiliyorsa, burada, orada, bazen başka bir ülkede yaptı. Olağanüstü bir durumda olağanüstü bir "durum" yaratıldı. Biz bu sayede sadece Nehir'e odaklanabildik, hiçbir zaman karanlığa düşmedik. Diyorum ya, kelimeler yetmiyor bazen, gözyaşlarım ondan.

İşte böyle duygular silsilesi içinde bir yandan kendimi tuhaf hissettim. Aydo, bizi, yani bilgisayarı, evin bahçe kapısının hemen önüne, biraz yere yakın yerleştirmiş. Merhaba demek isteyenler, bizim yakınımıza gelip, yere eğiliyorlardı. Bazen bizi bırakıyorlardı biz izliyorduk, sessizce. Arada sesleniyorduk, açık hava sesimizi duyuramıyorduk.

Bu "sahne" beni aldı, taa Leyla'ya hamileyken gördüğüm bir video art a götürdü. İçinde bulunduğumuz durumun sıradışılığı komik geldi. Londra'nın Tate Modern'inde görmüş olduğum, yerde bir televizyon kutusu içerisinde yaşayan bir kadın gibi bir video arttı. Ziyaretçilerin geçtikleri bir koridora yerleştirilmiş, arada seslenen, konuşan, anlatan, cama yapışan bir görüntüydü. Çok beğenmiştim. Uzun süre izlemiştim.

İşte bugün biz de bir bilgisayarın 15inch ekranında hapsolmuştuk. Karşı taraf yemek yiyor, çay, kahve içiiyor, çocuklar oynuyor, önümüzden gelip geçiyorlardı, biz ise o kareye sıkışmış insancıklardık. Nehir içeri girmek istiyor, bahçeye gitmek ve top oynamak isterken, en doğalımızdı. Hatta kendine gidip bir de elbise getirdi ve karşı tarafa uygun, süslendi.

Öğlen, canı yayından sonra, Ilgın'la buluşup, yemek yedik. Garson kız, sürpriz, Nehir'in önüne dondurma koyunca yüzündeki şaşkınlığı görmeliydiniz, ve bizim tabi. Biz daha çok "oldu bir kere yapacak bir şey yok" havasındaydık, Nehir ise silip süpürdü. Sonra da "karnım ağrıdı".

Öğleden sonra, ya da uykudan sonra diyelim, hummalı bir reorganization yaptık evde, Leyla'ya yer açtık. Nehir'in yatağını Leyla'nınkine bitiştirdik, birlikte uyuyacaklar umudu ile. Bakalım, kızlar ne yapacak, kızlar yazmayı çok sevdim, kızlar, kızlar, kızlar, kızlarım.

Canlarım.

Bugünün yapımında emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyoruz, yarın ise heyecanla ellerinize sağlık demeyi bekliyoruz!

6 comments:

  1. Gözlerim dolu dolu, tüylerim diken diken okudum yazdıklarınızı. Hep mutlu olun, birlikte olun. Dualarımız sizinle...

    ReplyDelete
  2. Zeynepcigim, dun yazdiklarim oyle uzundu ki, Blog yayinlayamadi, silmek zorunda kaldim! Ama son paragrafina sigdirmaya calistiklarimi oyle guzel anlatmisssin ki. Ben de oyle duygulandim iste, 7 den 77 ye, olabilecek herkes oradaydi. Hani sen burada bir dogum gunu yapsan ayirirdin ya, sunlar aile, bunlar okul, bunlar arkadas vs. diye, artik gerek yok! Senin partilerin bundan sonra cok kocaman kocaman olacak. Biz hepimiz tanistik ve cok da kaynastik! Ailen vede dostlarin kocaman kocamanmis, senin yuregin gibi.

    Ne diyeyim, hayat her yasta insanlara birseyler ogretiyor, bu 40 yas da sana cok guzel seyler katti bence. Keyfini cikar, simar, kapris yap. Bilesin k, Nehir'in, Leyla'nin nezdinde bunlarin hepsi senin icin...

    Onumuzdeki haftam cok yogun atlayabilirim, tarihleri aklimda pek tutamam, tutmam da. Onun icin yakinlardaki dogum gunun simdiden kutlu olsun. Kizinla mutlu kavusmalar, ailenle nice kaynasmalar olsun seni bekleyenler bundan sonra...

    Hey hayat, "she deserved it!"

    ReplyDelete
  3. Zeynep'cim,
    Seni, sizi, Leyla'yi mutlu edebildik ya, galiba herkesin tek hedefi oydu, ne mutlu bize ...

    Susleri takarken merdivenlerden dusmeden, transportasyon kazasina ugrayan guzelim pastayi feda etmeden, teknolojinin celmesine takilmadan, hicbir cocugun cani yanmadan, gunun nesesini yasamayan tek bir kisi gormeden ve en onemlisi evinizde herhangi bir hasar olmadan dunu atlattik ya, kocaman bir oh cekebiliriz ... Hande'nin ucaktaki mutlu yorgunlugunu gorur gibiyim :) Cok cok keyifli isbirligi icin Turkish Team'e tekrar coook tesekkurler, bu gruba ait olmak ne mutlu ... tatsiz baslayan bir sebeple, cok tatli insanlar tanidik, bal tadinda organizasyonlara kollari sivadik; hadi bize yeni bahaneler yaratin, kutlayalim !!

    Cok sekerdiniz dun, bir yandan izler ve arada bir sohbet eder haliniz bana da utopik geldi; vay su teknoloji ne ucuk birsey demeden edemedim valla ... ellerine saglik Sevgili Aydo !

    Partiden iki not:
    1) Kucuk cocuklar buyuklerin ayaklarina dolanir mi derken, bir baktim Leyla Ege'nin elinden tutmus animator abinin hazirladigi ipin uzerinden atlamasina yardim ediyor ... iste o zaman benim de gozlerim doldu.

    2) Ebru ve Arzu da cok olmak istediler partide ama is engel oldu, sizler icin de Leyla'yi optuk, daha bir dolu organizasyonu birlikte yapacagiz insallah.

    Canim arkadasim gozyaslarin hep mutluluktan olsun; seni ve guzel aileni (masallah!!) hepimiz cok ama cok seviyoruz !!

    Yarin sabahi dort gozle bekliyor, iple cekiyorum, neseli sesleriniz simdiden kulagima gelmeye basladi bile. Kizlarin hep kollarinda olsun !!

    Sukurler olsun bugunleri gordugumuz icin ve de tekrar ve tekrar Masallah !!

    Herkese sevgiler,

    ReplyDelete
  4. Aksam oturup koment degil de e-posta yazayım, Zeynep ve Mehmut'a evlerine misafir oldugum icin tesekkur edeyim uzun uzun yazayim dedim, basladim bitiremedim, yarin gonderirirm diye kapadim. Sonra hem Zeynep'in yazisini hem de komentleri okuyunca herkesin ayni duygulari paylastigini gordum yeniden...

    Sevgili Zeynep ve Mahmut,

    Dün size misafir olduk. Leyla cok keyifli ve mutluydu. Yaşgününü istediği gibi kendi evinde kutlaması, sizlerin de "orada" olmanız-size hediyelerini gosterisi oyle tatlıydı ki, siz kameradan ne kadarını yakalayabildiniz biz onunuzde dolasirken bilemiyorum-bu sabah size kavuşmak üzere yola cikacak olusu, onu, sizi ictenlikle seven bir kalabalikla cevrelenmis olmak sanırım sizlerden uzak olusunun etkisini yeterince hafifletebilmis. Çok eğlendi... Bizleri de mutlu etti onun mutlulugu...

    Zaten herkes kendini evinde hessedip, herkesi de evinde hissettirdi dun...
    Bu blogu ilk okudugum geceden beri ayni fikirdeyim, cok ender raslanacak bir dostluk sizlerinki... Ne mutlu...

    Leyla'nin pastasi kesilirken siz tam karsimdaydiniz, 15 inch, Nehir'cigin, yuzundeki gulumseme, el cirpisi mutlulugu gorulmege degerdi. Nasil istemesin ekrandan gecip gelivermek bahcede oynamak... Hakli elbet, ve aferin ona yine bir yol bulmus, suslenip paylasmis bir nebze daha gerceklemis sanal gercekligi. Onun icin epeyce kafa karistirici olmali bu skpe isi ama belki de bizden daha rahat kavriyordur, bu cocuklar pek akilli artik....

    Sevgi dolu bir yer eviniz, her yeri sevgi ile isil isil, sicacik bir yer. Sadece dün orada olanlarin sevgisi degildi. Nasıl desem, sanki o ev ve bahçenin omru hep boyle sevgi dolu ailelere kucak acarak gecmis... Eve, bahceye sinmis, yıllandıkca buyumus bir sevgi... Bugun de gecmiste de boyle gunleri cok gormus, mutlu bir yer... Eviniz de sizi bekliyor ve o da mutlu oldu Leyla'nın yasgunune ev sahipligi yaptigi icin...Artik sizi kizlarinizla orada daha gercekci ve daha guclu bir sekilde hayal edebilecegim... Ve biliyorum ki o bahçede daha çoooook mutlu, sevgi dolu bulusmalar olacak.

    Sabah saat 09:15 sularinda Hande'yle Leyla'yi yakalayabilir miyim diye bir deneme yaptim. Frankfurt'a yeni inmisler kahvalti yapacak yer ariyorlardi... Leyla 2 saat uyumus ucakta, keyfi iyi dedi Hande; bilginize...

    NEHIR SAGLIKLI VE MUTLU, LEYLA YOLDA, SAGLIKLI VE MUTLU, ZEYNEP VE MAHMUT'UN GOZLERİ YOLDA SAGLIKLI VE MUTLULAR... BİZ DE BUNA DUACIYIZ ZATEN...

    Sevgilerimle
    Yesim

    ReplyDelete
  5. Siz bu güzelliklere layıksınız eminolun. Bizler belki pek bişey yapamıyoruz buralarda ama emin olun hep yanınızdayız birbirimizi hiç tanımasakta bu yollarda biyerlerde hep beraberiz.

    ReplyDelete
  6. Oncelikle Leyla'nin dogumgunu kutlu olsun. Ve simdiden gozunuz aydin. Ne mutlu diger kiziniza da kavusuyorsunuz. Birkac kez "kizlar" diye yazmissiniz ya, onu okudugum andan beri gozyaslarimi tutamiyorum. Anneligin nasil bir sevgi, kuvvet, ask, sabir, aci, hasret, cesaret, savas, ozveri olduguna olabilecegine bu blog ile tekrar (ve ustelik gozumuze gozumuze sokulmadan, esprili bir dille yazdiginiz "hafif ama agir" updatelerden) sahit oluyorum. Ve sizi cok tebrik ediyorum. Bu kadar guclu ve serinkanli oldugunuz icin. En guzel sonlar sizinle olsun diye hep dua ediyorum ve buna tm kalbimle inaniyorum. Aylin

    ReplyDelete