Friday, February 20, 2009

Sular Duruldu

Mahmut biraz rahatlattı...yedi gün değil, beş gün diye.

Sonra Özlem de rahatlattı.

Ben de belki Nehir kilo alacak zamana sahip olur diye düşündüm. Çünkü bu kemodan daha güçsüz çıktı. Hala az oynuyor, çabuk yoruluyor ve çok irritable. Bazen ağlıyor, ağlıyor, sonra susunca, "sustum" deyip başını koyuveriyor.

Bugün güzel geçti. Baba ilk kez bir akademik seminere gitti. Ben de bir tane gözüme kestirdim, bakalım, benimkinin tarihinde uygun olursak, tanıdığım bir akademisyen, ilginç olabilir.

Sabah Target'a süpürgeyi geri vermeye gittik. Ivır zıvır alıp, geldik...Hala evde eksik vardı, mutfak bıçağı gibi.

Öğleden sonra ise Memorial Park'a gittik. Ve ilk kez Türkçe konuşan bir anne ve üç yaşında oğluna rastladık. Nehir'in çok hoşuna gidiyor, Türkçe konuşan birilerini görmek. Parkta buluşabiliriz diye umut ediyorum.

Akşam ise Mahmut'un yakın bir arkadaşı ve kardeşi geldiler, haftasonu için. Akşam "İstanbul"dan farklı, ikinci bir Türk restoranına gittik, Turkuaz...Daha bir restoran havasında, menüsü daha zengin. Nehir pilav, ve ekmek yedi. Restoranda, 21 aylık başka bir Türk kızı da vardı, Nehir utandı. Doğru düzgün, çocuklarla birlikte olmuyor aylardır. Yani isolated geçen yaşantımız, onu birebir ilişki kurmakta biraz çekimser yapıyor. Akşam boyunca, Nehir Serdar ve Sarper'e, ilk kez görüyor olmasına rağmen çok yakın davrandı, hatta gecenin sonunda, Sarper uyuttu Nehir'i!!! Bu da bir ilk.

Aslında Serdar ve Sarper sayesinde biz de çok farklı, hastalıktan uzak bir akşam geçirdik. "kafamız dağıldı", "normal"leştik.

Teşekkürler.

Dünkü boşalma da bana iyi geldi, zaten belli aralıklarla olduğunun ayırdına vardım.

Peki, uyuyorum ben.

Nehir sağlıklı ve mutlu.

3 comments:

  1. Nehir cok ozel, her seyiyle...Hastaligi kadar annesiyle, babasiyla da cok ozel...Onu lutfen baskalarinin hikayelerine benzetme, baskalari kendilerini O'na benzetmeye calisacak cunku sonu geldiginde...Bu kucuk Amazonumun misyonu...

    Hep saglikli, mutlu ve sevgiyle kalacak sen hic merak etme...Iyi dinlenmeler, bol bol kilo almalar....

    ReplyDelete
  2. Zeynep'cim, inan ben gitmis kadar oldum parka, yesilliklere ve buradaki korkunc hava kosullarindan birkac dakikaligina da kopmak erken bahar yasamak harikaydi ... fotograflariniz da cok hos; hele Nehir'in yarim fotografi cok hosuma gitti, bilerek cekmeye cesaret edemezdim ama cekilmis gorunce bayildim. Bana yeni bir kadraj fikri verdin ...

    Benden duymanin sana bir faydasi var mi bilmiyorum, ben uzmani degilim konunun ama aglamak, duygularini aciga vurmak, paylasmak, kizmak senin icin bu ara dinlenmek kadar onemli. Sakin ve lutfen kendini zorlama kotu hissettiginde. Panik atak benzeri problemler bu tip stresli donemlerin sonunda yasaniyor ve insanin hayatini ciddi olcude engelliyor; hic isine gelmez senin bu ara ... zaten yakinda seni bu kadar geren hersey hayatinizdan yokolup gidecek insallah ...

    Tibbi konulardaki gelismeleri dikkatle okuyorum ama yorum yapmak istemiyorum, her iste bir hayir vardir diye inanmak istiyorum. Erkene ya da gece alinan bazi tarihler Nehir'cigin bugune kadarki mutlu ve saglikli haline de katkida bulundu, oyle degil mi? Hersey eninde sonunda onun iyi olmasini saglayacak ... kilo da alacak, gucune de kavusacak, kosacak, oynayacak, dunyanin en mutlu, en deger bilen yetiskini olacak ...

    Herkese gunesli ya da yagmurlu mekanlarinda harika bir pazar diliyorum !
    Bilge

    ReplyDelete
  3. Bilge'cim fotoğrafları upload ederken kaç zamandır yazmak istiyorum, hem basit bir kamera, hem de hızlı sadece anı görünteleyebilmek için çekilmiş, "turist" fotosu benimkiler...

    Doğru söylüyorsun Nurgün. Yine de bazen "off guard" yakalanıyorum. Bir de bu işte can sıkıcı olan, çalışmakla, çabalamakla değil, sadece biyolojik yapının nasıl cevap vereceğiyle sınırlı sonuç, bu bazen insanı dehşete düşürüyor, sınırlılık hissi, yardım edememe. Çünkü büyürken yaşadığımız çoğu zorlukta, yeterince çaba sarfedersek yapabileceğimizi öğrendik. Ama şimdi çok başka, gücümüzün yetmediği bir durumdayız.

    ReplyDelete