Wednesday, February 11, 2009

Sürpriz: "Ballı"yız




Geçen yıl Leyla, okulda öğrenmişti, "ballı" olmak diye söyleyip duruyordu. Neyseki öğretmenleri sınıfta yasakladı da, kayboldu repertuardan sonra.

Ama şimdiki duruma çok uydu: bir şekilde şifresiz internetimiz var, "very good" hem de. Sanıyorum, sitenin ofisinin, biz yakınız.

Biz ayrılamayız!

Bugünü çok güzel geçirdik. Hava harikaydı. Sabah dokuzdu, telefona uyandık. Nehir saat, 6.00'da uyanıp, sonra yine uyumuştu. Hani o özlediğim uykuydu bu. Hepimize iyi geldi. Arayan abimdi, birlikte IHOP'a kahvaltıya gittik Tabi nereden nereye, "tereyağ koymasanız olmaz mı, pancake mi, hayır, patates mi, hayır, sadece omlet"...yanımızdaki colossumu da koyduk içine, Nehir bir güzel yedi. Hafif hafif mızmızlık sürüyor.

Sonra Memorial Park'a gittik. Bir kez kaydı kaydıraktan, merdivenleri çıkartmadım, zorlanmasın diye, yürüdü...alfabenin önünde ey bi si di i ef ci, el em en o pi...sini söyledi...salıncakta sallandı, derken çime uzanmak istedi, çim ıslaktı, battaniyeye yattık, kuru erik, peynir yedi...sonra yoruldu.

Eve geldik. Yolda uyumuştu, evde uyumaya devam eder mi diyordum ki, tabi etmedi. Ama yatakta dinlendik. Kendi kendine konuşup durdu, keyifli. Leyla'yı hatırladım, uyumadan önce konuşur da konuşurdu.

Artık, dörde geliyordu, bu kez Hermann Park'a gittik. Önce yürümek istemedi, sonra biraz yürüdü, sevgili suyunu görünce, ellerini ıslattı, sonra dayıyla babaya soğuk elleriyle dokundu! Tam dönüyorduk ki, "kaydırak" istedi, biz de taa göl kenarından geri döndük, bu arada badem yemeye başladı, biraz kaydıraktan sonra...yoruldu.

Dönüşte de vejeteryan yemek yedik. Nehir'e yine veggie wrap ısmarladık, döndürüp pidesini yemeye çalışması çok komikti. Yemek bitince ise "sütlaç" istemez mi..."soralım" diye beni içeriye götürdü, ben de kıyamadım, "carrot cake" yedik. Ben o sadece keklerini yesin, ve az yesin diye alelacele yedim. Kendimi feda ettim! Artık, yıldızlar çıkmıştı, eve döndük. Dayı bizim aylık restoran hakkımızı doldurttu valla!

Raw food falan hak getire, henüz yerleşmemiz bitmedi. Nehir uyurken, baba Target'tan bazı eksikleri giderdi. Annemler buradayken çoğu ihtiyacımızı alıp, bırakmışlardı. O yüzden kolay oldu yerleşmek yine de. Giysileri yerleştirmeyi bitirdim. Üç aydan sonra artık bavulda yaşamayacak olmak çok güzel. Mutfak tamam gibi (Kirk'ün evinde koca bir tezhaha yayılmıştık, burada artık dolaplar içine girdi ıvır zıvır. Supplementler, baharatlar, raw food malzeme, nutlar bayağı malzememiz varmış meğer. Oyuncaklara yer bulamadım. Bir oda var, boş ama camı dışarıya değil, kapının önüne bakıyor, karanlık. Bir türlü kendimi ikna edemedim, oyun yeri olarak o odaya. salona da birşeyler koyacağım. Aydınlıkta oynasın istiyorum. Bu nedenle evin içi karışıklıktan tam kurtulmadı. Hemşire deyimiyle, "almost done".

İyi olan: Nehir bu evde çok keyifli. Ben de. Çok huzur verdi. Çok sessiz. Nehir düşecek mi diye endişelenmiyorum. O da daha özgür, merdiven yok, ayakları tahtada kayıyordu, halıda rahat etti. Biraz güçsüz, ama sağlıklı olduğunu bilmek çok güzel. Bugün akşam eve dönerken, kapıya kadar yürümek istedi. O yürürken, "Allahım çok şükür iyi bir ameliyattı" diye düşündüm, aksi halde bu güçsüz hali beni çok üzerdi.

Yarın sabah erkenden klinik randevumuz var, tahminen klasik bir bekleme, blood countlar...aksilik olmazsa, admit ve kemo. Dayıyı da yarın yolcu ediyoruz. Onunla sadece bir gün geçirebildik dışarıda, ama tam zamaında geldi, evi taşımamıza da çok yardım etti.

Fotograflar sondan başa, ilki ameliyattan önce, anestezi için beklerken, ortadaki salıncak, üstteki dayı ile Hermann Park'ta yürürken. 5.5 yıl Houston'da yaşamış dayımız, Hermann Park'a ik kez geldi. Eeee, çocuklu, bekar farkı.

Not: bu akşam yemekte masayı boyamaya çalışıyordu (bkz, dünkü entry), boyuyordu diyelim! Yaw, incelikli kurallar yapmak zor bu yaşta, masayı boyayabilirsin ama sadece bu masa, veya "bak kızım burası play room, yani oyun odası masası, burası restoran, bu da yemek masası"...iyi de boya getiriyorlar..."o başka burada sadece kağıt boyuyoruz"...bilmem anlatabildim mi, tezyem teyzem.

2 comments:

  1. Sen oda bekleme proseduru deyince ben de "gunler"den bahsediyoruz sanmistim. Bir de araya haftasonu girer diyordum. Eh iste 3-4 gun etti bile. Neyse bankacidan bu kadar hesap olur :)

    Su boyama isini bak nasil cozeceksin;
    Kural 1. Hastanenin play room'unda her turlu boyama mubah
    Kural 2. Hastane disinda sadece annenin izin verdigi kagitlar boyanabilir.
    Kural 3. (Eve donunce uygulanacak) Sadece annenin izin verdigi duvar istenildigi gibi boyanabilir.

    Yani simdilik topu topu 2 kural. Nehir havada karada bu kurallari kapar.

    Oyuncaklari o karanlik odada store etsen de oynamak icin salona getirseniz zor mu olur? Yani oyun odasi yerine oyuncak odasi olsa orasi. Yavas yavas hersey yerini bulur zaten sen merak etme. Oyun odasi bile olsa cocuklar evin heryerinde yasiyorlar. Bizim yemek masasinin altindan bebekler cikiyor. Ev yapmis Yasemin orayi kendine...

    Kolay gececek bu hastane fasli da. Nehir, siz yanindayken her turlu gucluge gogus gerecek. Cok guclu bir cocuk o, cok guclu bir insan olacak ilerde de!!

    Kendinize iyi bakin,

    PS. Tankut'a da cok selam ve safe journey back home!!

    ReplyDelete
  2. Canim Zeynep'cim, kemo oncesi bir cikabildiginiz ve park turu yapabildiginiz, yeni evin kisa da olsa keyfine varabildiginiz super olmus bak... biraz bavul toplama eziyeti var dedigin gibi ama Nehir'in bu evde huzurlu oldugunu gorebilmis olmak sana da iyi gelmistir mutlaka ... hele IHOP falan duyunca, gozumun onune geldi o nefis pancake'ler, ne iyi etmis de sagliksiz birseylere tesvik etmis Tankut sizi ...

    Masa boyama isinde zorlanirsan ya da Nehir icin ilginc olacagini dusunursen Aqua Doodle diye birsey var bizde, iki tane gelmis zamaninda. Kocaman bir ortu dusun masaya yayiyorsun, icine su doldurulan bir kalemi var; buyuk formatta onunla resimler yapabiliyor. Kalem biryerlere degse problem olmuyor ici su cunku ... bir gelenle seve seve gonderebilirim bizdekilerin birini. Bana email at ilginc gelirse ...

    Dunku yazilarinda arka arkaya yaptigin espriler superdi; senin de ameliyat sonrasi daha huzurlu oldugunu hissettim ... diger NB bloglarinin cogunu okumak ciddi efor istiyor, arka arkaya yazilmis birbirini takip eden cumleler zorluyor; senin yazma duzenin, kafan ve duygularin karisikken bile "net"lik hissi veriyor ...

    Yarin icin iyi sanslar; evle ilgili herseyin bu kadar balli ve denk olmasina cok sevindim; hastanede de aynen oyle olacak; Nehir'cik tertemiz, saglikli ve mutlu atlatacak bu asamalari da ... cok opuyorum hepinizi ...
    Bilge

    PS: Nehir'in fotograftaki secimine bayildim; bir dolu standart araba kenarda; Nehir'cik en fiyakali pembe klasigin tepesinde :)) nasil da yakismis fistiga ...

    ReplyDelete