Wednesday, February 18, 2009

Ordinary is Beautiful




Nehir gece önce yanımıza geldi, sonra "yatağa" dedi, yatağına gitti, derken sabah yine yanımıza gelmişti.

Delikli bir geceydi yani.

Sabah toparlanamadık. Aslında, koşturmadan, Nehir serbestçe dolaşabilirken, kendi işlerimizi yapabilmek de harika. "Cordless". Kahvaltıda omlet yaptı baba. En çok Nehir yedi. Sonra, ben çamaşır yıkadım. Hastane, hastalık öyle sıradışı ki, tüm sıradanlıklar bir keyif. Çamaşır yıkama, bulaşıkları yerleştirme, giysileri yerleştirme, evi toparlama...çok güzeldi. Baba kız oynadılar. Nehir bizi istediği zaman buldu, evde dolaşıp durdu. Saat 11.00'e geliyordu, çıksak mı derken, o saatte, çıkıp gelmek zaman alacak, uykusu, öğle yemeği karışacak diye, evde kaldık.

Ve ilk kez yeni evimizin site halinden yararlandık, Mahmut Nehir'le site ofisine gitti, bahçede dolaştılar. Çok sürmedi, eve geldiler. Nehir'in sabah enerjisi yoktu. Öğlen, köfte ve makarna (wholewheat) yaptım, makarnayı daha çok yedi. Üzerine peynir rendelemiştim.

Yemekten sonra, anne kız uyuduk. Nehir ağlayarak kalktı, hadi parka diyerek, sonunda çıktık. Parkta biraz dolaştı, enerjisi yine yoktu. Arabasıyla biraz dolaştırırken, demez mi, "Arabaya binelim, gidelim", "Restorana". Saat beş buçuğa geliyordu. Bari açık havada oluruz ve Nehir'i memnun etmek için, "İstanbul"a gittik. Hande'cim kulakların çınlamıştır belki. Yolda "sütlaç ister misin" diye sorunca sevincini görmeliydiniz. "İstanbul" daki şarkılarda oturduğumuz yerde dansettik. Kızı çekiyor valla, ne zaman biraz ritm, olsa, kıpır kıpır oluyor.

Gittik. Dışarıda oturduk. Dörtte bir mercimek çorbası, yarım pide, içi humuslu, ve yarım kase sütlaç yedi. Yemek bittiğinde, "Nereye" diye sorunca, ev alışverişini yapalım bari diye Whole Foods a gittik. Kapısında dört kişilik bir grup, rock çalıyordu. Bu whole foods gerçekten de tam bana göre bir yer, her şeyiyle. Nehir içeri girdiğimizde, önce arabadaydı, sonra indi, evde giymesi için yumuşak terliklerden aldık, kendi seçti, ve elinde ayakkabı çantasıyla, markette dolaştı. Alışverişi birlikte yaptık. Arada elime birşeyler veriyordu. Enerjisi az ama akşamüzeri neşesi yerindeydi. Arabada, özellikle.

Eve geldiğimizde, birkaç makarna daha istedi.

İstemeyerek de olsa uyudu.

Bakalım yarın iştahı açılır mı, almond butter, mozzeralla aldım. Sevecek mi, deneyeceğiz.

Yarın sabah hem klinik, hem de radyoterapi consulting randevusu var. Bakalım kan değerleri ne alemde. Düşmeye başlamıştı çıkarken.

Not: Üçüncü fotoğraftaki kelebek bana baharın müjdesini verdi bugün, fotoğraf olarak bir özelliği yok, uçmadan yakalamak peşindeydim.
Dipnot: Gölge adam formatından çıkıp harika "image"lara dönüşenlere çok teşekkürler.

4 comments:

  1. Zeynep'ciğim,

    Karbonhidrat neşe, enerji ve kilo demek bilirsin, zaten karbonhidratlı rejimde yoktur maalesef. Nehir için de artı kilolar olacaktır bu humuslu pideler ( bunları okudukça pideler benim de gözümde uçuşuyor, rüyalarıma giriyor) Sütlaç konusunu her okuduğumda Kıbrısta hamileyken yediğin sütlaçlar aklıma geliyor, eh bu yenen sütlaçların Nehir'ciği doğuştan sütlaç sever yapması normal :) Annesine bak kızını al sözünü hatırlatırım.

    Baharın müjdeleri (senin kelebeğin ve düşen cemreler var; 1. Cemre, 20 Şubat’ta havaya, 2. Cemre 27 Şubat'ta suya, 3. Cemre, 6 Mart'ta toprağa) ile Nehir'ciğin müjdeleri birlikte geliyor, gelecek ve baharla birlikte İnşallah tahminlerimizden çok önce senin bahçende çay keyifleri yapacağız hep beraber. Pastalar benden :)

    Istanbuldaki normal sıkıcı hayatlarımızı paylaşmayı ben de dört gözle bekliyorum sevgili arkadaşım.

    Öpücükler
    Ayda

    ReplyDelete
  2. Bugun o kadar yogun bir gundu ki, ancak yazmaya vakit bulabiliyorum. Ama sabah ilk is derse gitmeden okudum, hatta Murat Fis'in fish'ini bile hemen gordum:)Gecen gun bize mail atmis, senin blogunu neden ona haber vermedigimizi soruyordu. Ben bir seyi biliyorsam, onu herkesin zaten bildigine dair kesin inanislarim oldugu icin aklima bile gelememisti, haberinin olmadigi. Ama sonunda resmi de benden once koyuverdi, valla pes!

    Bende senin blog yazmaya karar verdim, dedigin zaman, ne demek istedigini anlamak iki gun sormustu, takdir edersin ki resim koymak da bir kac ay alacaktir. Ama Oguz'a siparis verdim, yakinda bizden de bir resim gorebilirsin. Thx to the Fis, beni harekete gecirdigi icin...

    Nehircigimin enerjisi olmasa da nesesi yerinde olmasi benim icin yeterli.Cunku enerjisini yerine getirmek nisbeten kolaymis gibi geliyor bana. Ama nesesi yerinde olmasa, acaba neden morali bozuk diye kafama takardim kesin. Ayda cemrelerle, dunde Zeynep, dogum gunu ile sizi ve Nehircigimi bekleyen sahane ilkbaharin habercisi oldular. Gercekten de yeni evinizde, sahane bir ilkbahar ve Leyla da gelince cok guzel bir yaz gecireceksiniz.

    Belki yazin bizde geliriz, Zeyneplerle beraber Nehircigime kalabalik aile neymis gosteririz, Cengizlerde katilirsa hele tam olur. Ama hemen hatirlatayim Houston'un yazi cekilmez derecede nemli olabiliyor. Gerci Mahmut Adana ikliminden aliskin olabilir ama, su andaki guzel havalari cok arayacagina eminim. Ama zaten o zamanda Nehircigim daha iyilesmis olacagindan, enfeksiyon riski de azalmis olacak ve gonul rahatligiyla kapali yerlerde dolasabileceksiniz.

    Burada havalar bir sicak bir soguk hasta olmak icin birebir ama henuz tam olarak yagan bir kar yok. Cocuklar dort gozle onu bekliyorlar ama ben sokakta kalanlari, isten cikarilanlari dusundukce oyle uzuluyorum ki, sogukta naparlar coluk cocuk diye, hic isteyemiyorum. Bugun Oguz diyordu 3 milyon issiz varmis diye. Herhalde toplasan 15-20 milyon calisan ya vardir ya yoktur ulkede. Durum cok kotu, bakalim ne olacak? Hic kimse mutlu degil, herkesin yuzu cok ciddi ve endiseli, Nisantasi gibi yerde bile hayat cok durgun...
    Iste, sizi dondugunuzde karsilayacak Istanbul'dan manzaralar boyle...Ama, bahcede verilecek bir partinin benim nesemi nasil da yerine getirecegini hatirlatmama gerek yoktur herhalde.

    Bahar umarim, tum dunyaya Nehircigime getirecegi kadar cok iyilik getirsin, isler duzelmeye baslasin...Nehirimin nesesi de kan degerleri de yerine gelsin...Sana da Nehircigimin bitirdigi yemeklerin bulasiklarini yikamaktan bunalmak nasip olsun...

    Yarin ki randevularinizda bol sans...cok cok cok sevgiler...

    ReplyDelete
  3. Ohhhhhhhh, afiyet olsun, yarasin kizima!! Tamam sen evde yapma, kimseye faydasi yok sekerin, Nehir'ime hic yok ama arada bir "Istanbul"a gitmisken 3-5 kasik sutlac inan bana yarar. Bu 10 gun harika gececek bak gor, bol karbonhidrat, yag, parklar, guzel hava, istah acilacak.... Gelsin kilolar, gelsin yemekler!!!!! Eve alismak icin de iyi bir donem olacak, parka gitmeye vakitin yetmedigi gunlerde bahcede temiz hava alma imkani cok guzel.

    Simdi bak ne soyleyecegim. Nehir'cigimin ABLALARI (Teyze degil, lutfen!!) senden bu 10 gun icinde dogumgunu istek listesi bekliyoruz. Nehir'e hergun soracaksin ne istermis bakalim dogumgunu icin. Sonra da blogda bize yazacaksin. Bu gorev cok onemli sakin atlama!!!!!!!!!! 10 gun evdeyken mutlaka yapilmali, sonra karambole gelmesinden korkuyorum. Hadi gorev basina!!!!!!!

    Hepinizi opuyorum, KENDINIZE IYI BAKIN!!

    Not: Dun Mahmut ve sana e-mail gonderdim ama senin mail'inde bir sorun var galiba geri geliyor.

    ReplyDelete
  4. sevgili zeynep
    bu blogu sureklı okumama ragmen bır turlu beceremedım bloga uye olmayı. maıl accountuyla ilgili surekli bir sorun cikip durdu. neyse simdi gecti ishte.. sana arada mailboxuna gonderiyorum notlar, onlari aliyor musun emin olamadim..
    hergun notlarini okuyup seninle inis cikislar yasiyorum ben de burada sanirim..
    gecen hafta sonu nehiri alayim dedim, duru birkac kiz sinemaya goturup onlara sinema partisi yaptirmak amaciyla. Leyla'nin programi varmis, bu haftaya erteledik son dakkada.
    bu hafta sonuna.. aklinda olan istedigin birsey var mi yapalim istedigin? ben birseyler planliyorum ama?
    seni seviyorum..
    kendinize iyi bakin..
    kalbim sizlerle..

    ReplyDelete