Monday, February 23, 2009

Batteries Charged

Hastaneden çıktığımızdan beri, bir iki gece dışında, delikli uyumaktan, sabah toparlanmamız da uzun zamanımızı alıyor. Sabah Leyla ile de SKYPE'de konuştuk. Hande ile geleceksin deyince, "Anneannemle gelmek istiyorum, Hande'nin omzuna yatamam, utanırım" dedi. Bu sabah unuttuğu, bir yaz önce Seattle 'a uçarken, NY-Seattle arasında hiç tanımadığı adamın omzundan onu söküp alamadığımdı. Adamın da çocukları olduğunu öğrenmiş, bol bol özür dilemiştim. SKYPEyi kapatırken, Leyla üçe kadar saymamı ve kendisinin kapatmasını istiyor...Bu kez ben başlayınca bir, iki diye, Nehir devam etti, "dört, beş, altı, yedi, sekiz dokuz" ama üçü atladığı için kapatamadık. Neyse sonra, "bir, iki, üç" deyiverdi.

Hazırlandığımızda saat 11'i geçmişti. Öğle yemeğini evde yemek için ve Nehir rahat uyusun diye, uzun süredir isteyip de yapamadığımız ayakkabı alışverişini yaptık. Nehir kendine bir çift ayakkabı seçti. Baba saçını kestirdi, biraz dolaşıp, eve geldik. Bu evin Alışveriş yerlerine yakın olması güzel.

Nehir sabah yediği omletten sonra, öğlen de tavuk suyuna yapmış olduğum brown rice ile yoğurt yedi.

Yemekten sonra uyuruz derken, Nehir çok uyumadı.

Sonrası. Anne yataktan kalkamadı. Yatak odasının kapısı aralıktı, babayla oyun oynadıklarını duyuyordum, içimden "hadi geç olmadan parka gitsek" diyordum ama kalkamadım. Sanıyorum bir noktada da uyudum, çünkü rüya gördüm.

Uyandığımda, saat beş buçuktu.

Nehir'le baba yı evde bırakıp, Whole Foods'a gittik. Nehir kendine soy nuggets gibi birşey seçti. Eve döndüğümüzde yedik. Nehir biraz karabiberli olmasına rağmen, hepsini yedi. Şaşırdım. Umarım iştahı geri geliyordur.

Biraz suçluluk duysam da, yorgundum. Önümüzdeki günlerin tetkikleri de gayet düzensiz, her biri farklı gün, ve anesteziyle. Bu haftasonu kafamız dağılması oldu, bugün de dinlenmiş olduk. Nehir bile "parka gidelim "demedi. Aslında evde çok az oynuyor. Değişiklik oldu. Akşam kitap okuyup yattık.

Sabah saat 8'de böbrek testi için gideceğiz. 13.15'de Nuchtern'ü göreceğiz. Sonra da blood countlara bakacaklar.

Sahi, Nehir'in dikişleri de düşüyor.

Ben de yatayım. Belki bu gece uyanmaz Nehir. Nehir'cim, bak sağlıklı ve mutlusun, "beni dıdıkıla" diyorsun, gıdıklıyorum, uyu bakim.

Not: Follower foto çağrıma harika fotoğraf ve image ler ile yanıt verenlere teşekkür ediyorum. Hepsi çok şirin, Nehir'le bakıyoruz.

1 comment:

  1. Heyyyyyy, yemek isi yoluna giriyor!!!!!!!! Super

    Yogun bir haftasonu arkasindan evde gecirilen gun cok guzel gelir insana, en iyisini yapmissin biraz kestirmekle.. Hem kendin de soylemissin Nehir icin de iyi birsey evde oyun oynamasi, insan biraz da evinin tadini cikarmak ister. Oyuncaklarini bile ozlemistir simdi Nehir'cigim.

    Sen Leyla'ya soyle benim omuzlar cok rahattir. Gerci ben de soylicem ama senden duyarsa belki daha etkili olur. Hem belki bos bir ucak olur ben onu sooollleeeee 3-4 koltuga birden yatiririm, basini da kucagima koyar... Ama en kotu durum benim omuz olacaksa hic kendini uzmesin o da rahattir. Ben, utangacligi ucusumuzun ilk saatlerinde Avrupa'da inecegimiz sehire gelmeden geride birakacagimiza eminim.

    Ben resimli pasta kitabimi yanimda getiriyorum, Nehir hangisini begenirse onu yapicam!!

    Kendinize iyi bakin!!!!!

    ReplyDelete