Wednesday, December 31, 2008

Sıradan Bir Gün, Sıradışı Bir Yıl Sonu

İlk kez terapiste gittiğimde, terapist (im, zira çok sever-d-im) demişti ki, insanın zihni sürekli düşüncelerle doludur, önemli olan buraya geldiğinizde ortaya çıkan düşüncelerdir...İşte blog yazarken de öyle oluyor. Bazen günü yaşarken, şunu yazmalıyım diyorum, sonra başka şeyler yazıyorum.

Hatta bunu acaba neden yazdım.

Şebnem'in Nehir için yazdıkları beni çok etkiledi.

nehir 

bir yerlerde bir can canına akar, aşkından doğana bakıp teninde hayatı kollar, kabuslarını savurur, umudu sarar. 

sarı çöl kaçma içime, sakın değme canımın tenine. bak biz mavi sulardan geldik, çınlayan kadehlerimizde yürekli, aleni ve tutkun ve bir gün ihanet etmedik ne cana ne hayata ne aşka. şimdi kollarımda bu minik kirpiksiz balığım, ben sana mecbursam faturası benim bunca yıllık vefa hakkım. 

bir yerlerde bir can canını arar, sen de kızımsın bebeğim sen de canımsın bir tanem, bak biz iyileşip gelicez yanına, sen bizi kalbinde tut, okuluna git, akşamları bizi ara, biz seni ararız ve biz babişkon kardeşin ve ben biz tez zamanda sana varırız.

sarı çöl git gözümden, al pusunu al çölünü savrul git bebeğimden. bak çünkü ayağımızın altında beyaz gümüş çakıllı duru su, bi geride karadut altı ferah serin yaprak hışırtısı, biz güneşten geldik, güneşin teni sıcak sıcak okşadığı o engin ufuklu boncuk koylardan geçtik. şimdi ortanda ben, sırtımda bi o el gel bunu iç, bi bu el gel şunu seç, bir o yandan bir bu yandan, herkes emrini buyurur, anneciğim, babacığım bebeğim hastaymış ama neden.

bir yerlerde bir can anasına sarılır, tinkıl tinkıl litıl sta, susss bak dinle, melekleri ona şarkısını çağırır.

31-12-2008

canım arkadaşım minik kızın nasıl ki bu istisna hastalığı çekmekte bil ki o kadar da istisna sağlık, mutluluk ve başarı ömür boyu onu beklemekte.
sen, eşin ve iki kızın herşeyin en güzelini çoktan hakettiniz. evrenin bütün güzellikleri üzerinize olsun.


Bugünü anlatacaktım halbuki...nasıl Target'a gidip, food processor ve blender aldığımızı, sonra parlak bir güneş altında parka gidişimizi, eve gelip, temizlik yapıp, üçüncü iğneyi oluşumuzu, akşam yemekten sonra anne ve babaya öpücük verişini, Leyla'ya telefonda "Biliyor musun siz orada 2009'a girdiğinizde, biz hala 2008'de olacağız" dediğimde Leyla'nın tatlı gülüşünü, Mahmut'un bugün bulaşıkları yıkayarak benim temizliğime destek oluşunu...anlatacaktım. Derken Şebnem'in facebook notunu okudum. Yutkundum. Ne güzel, ne kadar yürekten yazmış dedim. Güzel gülüşlü arkadaşım.

Tüm iyi dileklerin birleşip, Nehir'in gücüne güç katması da benim yeni yıl dileğim!

Coğrafyasız, hepinizi çok seviyorum!








1 comment:

  1. Zeynepciğim, elimde olmadan kaptırdım kendimi ve o şiiri yazdım. Seni üzmek istemedim. Bir an ben yaşadığın durumlara kaptırdım. Hepimizin kalbi seninle biliyorsun.
    Sonunun iyi biteceğini bildiğimden şiiri seninle ve başkalarıyla paylaştım.
    Yeni yılın zafer kazanıp, aileni huzurlu evinizde birleştireceğin geleceği kendin ve ailen için tertemiz ve güçlü inşa edeceğin, sevgili kızının güçlenip sağlığına kavuşacağı yıl olacağını biliyorum.
    Sürçü lisan varsa affet, duyguyu dışa vuramayanlar, abartmaktan, abartıp başkalarını rahatsız etmekten korkanlar genelde daha fazla kansere yakalanıyorlar kanımca, o sebeple bazen çığlık, kısıtlı kısa süreli isyan sağlığa iyi geliyor. İnsan içindeki stresi atıp olumlu huzurlu düşüncelere geçebiliyor.
    Bu zor günler hepinizin yaşamını sıradışı güzelliklere ve başarılara götürüyor. Biliyorsun astroloji destekli konuşuyorum. Dediğim gibi evrenin bütün güzellikleri ve şifası üzerinize olsun. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.

    ReplyDelete