Monday, December 29, 2008

Erken Discharge

Dün gece NB bloglarına baktım, derken içim kapandı...artık okumamaya çalışacağım. Çalışacağım çünkü bir çocuk aklıma takıldı. Bizim almayı düşündüğümüz 3F8 tedavisi görüyordu NYte...ses yok. İnşallah iyidir.

Sabah sanıyorum on günden sonra güneş açtı. Bunu iyi bir işaret olarak algıladım, geceki karanlık düşüncelerimden kurtuldum. Mahmut'un yapacağı görüşmenin de iyi geçeceğine kanaat getirdim. Nitekim, çok zarif bir davet yazısı olmuş. Nurgüncüm, Nehir'in durumuyla ilgili kendime bir pay çıkarma fikri bana iyi gelmiyor, ama ucundan tutacağım, Mahmut'la yapacağımız bir çalışma fikri, ve burada uzun süre kalışımızı meşru hale getirme fikri iyi geliyor.  Aslında yine ironik olan, Mahmut'la birlikte çalışmayı ikimiz de istiyorduk, ama olmamıştı, şimdi kızımızın onuruna bir çalışma olacak.

Neyse, öğlene doğru gelen  Doktor istersek akşam dokuzdaki antibiyotikten sonra çıkabileceğimizi söyledi, biz de kabul ettik. Benim aklımda, Nehir'i birkaç gündür sayıkladığı parka götürmek vardı. Ama öğleden sonra gelen hemşire, yarın klinikte, sabah onda ilk aşı dozu için randevumuz olduğunu söyledi. Uzun sürebilirmiş...Sahi, Bilgecim kitapları tembihledik, gelip alacağız diye!

Hayırlısı. Bu, aşı için.

Bugün white  blood celleri artırmaya yönelik GCSF iğnesi olduk. Üç kişi zor zaptettik Nehir'i. Böyle durumlarda, zorlansak da, Nehir'i güçlü görmek hoşuma gidiyor bir yandan. TPN'den sonra şimdi de, evde iğne yapacağız...Yarın hemşire gelip anlatacak...Hastane dışında Nehir'i kurcalamayı hiç sevmiyorum.  Gece hemşiresi (dün geceki), biz çıkmadan önce geldi, ve mumya pozisyonunun (battaniyeyle sararak, hareketsiz kalmasını sağlıyorsunuz) işe yarayabileceğini söyledi. Bakalım.

Bu gece çok yorgunum...artık yatıyorum.
 
Deniz Nazar boncuğu için çok teşekkür ediyorum.

Bugünün peak noktası, Özlem TRye gidiyor diye telefonda ağlamam...literally. Leyla döndüğünde bu kadar ağlamamıştım...gerçi ona söz verdiğim içindi. Şimdi ise bir telefonun ucunda, Amerika saatinde, her türlü medikal sohbeti yaptığım, "Zeynepçim" diyerek yaptığı commentlerine alışmış olduğum arkadaşım gelene kadar ne yapacağım diye, PMSin de etkisiyle boşalıverdim.

Nehir'cim ise güne cranky başladı...beni sallanan sandalyeden "let's go" diyerek inmesiyle, "asansör"e gitmek istemesiyle şaşırttı. Akşam Seda Teyze'sinin yaptığı ekşili köfteleri bir güze yedi. Bakalım eti nasıl azaltacağız.

Hastaneden çıkmadan önce ise gitarıyla Christmas'ta gelen adam geldi, bir biz vardık koridorda, istek parçalarımızı çaldı...Nehir'in çok hoşuna gitti. Güzel bir discharge idi yani.

Şimdi saat 23.00, Mahmut ve Nehir uyuyorlar. İleride content analiz yaparsa biri, bu uyku durumuna dikkat çekmek isterim.

İyi geceler Houston! 

2 comments:

  1. Canim Zeynep'cigim, hergun yazdiklarini okuyorum. Elimden sadece bu geliyor ve inan bu beni mahvediyor. Yaninda olmayi, sen git dinlen bugun ben hastanede kalirim demeyi cok isterdim. Lutfen kendine iyi bak. Nehir herseyi atlatacak, buna gercekten inaniyorum. Sen de bir gun gelecek Nehir'i, Mahmut'u alip Istanbul'a ucacaksin ve o gun butun bu yasadiklarini unutacak ve yepyeni bir hayata baslayacaksin. Bu sanki su anda oluyormus gibi hayal et kendini. Bavullari hazirladigini, havaalanina gittigini, Ucagin Istanbul'a indigini ve havaalaninda Leyla ile kucaklastigini hayal et. Hergun bu hayali kur. dusundugunden de yakin bir zamanda gerceklesecegine de inan. Senin, Mahmut'un, Leyla'nin ve Nehir'in yeni yilini kutlarim. Butun sikintilari 2008'de birakmanizi dilerim. 2009 size cok ugurlu gelir umarim. Sevgiler.

    ReplyDelete
  2. Zevgili Zeynep, Mehmut ve Nehir,

    Size yeni yil icin dileklerimden olusan bir mesaj yazayim dedim, ama bir turlu istedigim gibi olmadi. O kadar cok sey var ki istedigim. Onun yerine, 2009 da sizleri nelerin bekledigini yazmaya karar verdim. Bakalim 2009 nelere gebe...

    Nehir'cigim, babasinin kucagina cikip, o guzel gozlerini kocaman kocaman acarak bana "sen de kim oluyorsun ki..." seklinde bakmaya devam edecek...Leylacik, kardesine, annesine ve babiskosuna kavusacak ve anlatacak o kadar cok seyi olacak ki susturmak uzun sure mumkun olmayacak...Zeynep evinin bahcesinde kizlari ile guneslenirken, evi ve isi ile ilgili kucuk dertlerine geri donecek...Mahmut, yorgunluk icinde guclukle daldigi tum uykularindan, kucuk meleginin gulucukleri ile uyanacak...ve Zeynep 40. yasini, istemeden de olsa kazandigi olgunlukla, ailesi ve tum arkadaslari ile birlikte, buyuk bir parti ile kutlayacak...

    Bizler, Nehircigimizin, hastaneden cikis gununu -bir anlamda yeniden dogus gunu olarak- ve Istanbul'a donus gununuzu, ajandamiza altin harflerle yazacagiz...

    Kısacasi, zihninizde canlandirdiginiz tum resimlerin bir bir somutlastigi, gercek hale geldigi bir yeni yil sizleri bekliyor...

    Mutlu yillar Houston.

    ReplyDelete