Thursday, December 25, 2008

A Merry Hospital Christmas


Kim derdi ki...

Evet, bugün sabah uyandığımızda, Nehir'in ayakucunda iki hediye daha. Ve bir not: "Even if you are at the Hospital this Christmas, Santa did not forget about you". 

Valla, ben de şaşırdım, hastaneye bu yatışımızdan beri ilk kez dün gece uyanmadım, hediyeleri bırakırken de görmedim Santa'yı. Ben de Hristiyan adetlerini TRde yapma fikrine en sıcak değimle ılık olduğum için, Sasha Hanım kendi inancıyla, Leyla'ya Santa, diş perisi falan derken..."Leyla'cım, bir zamanlar biri varmış, sonra da çocuklar sevinsin diye , adet olmuş" gibi şeyler anlatıp durdum.

Bu sabah ise, bundan sonra her yılbaşı çocuklara sabah bulmaları için  hediye bırakmaya karar verdim.

Bugünü Nehir tatlı ben tatsız, biraz yorgun, biraz PMS, biraz hastane sıkkını, asabiyet haliyle geçirdim. Sandra ile telefon, Hande ile Skype...derken Feride ile de rastlaştık...İşin hoşu İda (Feride'nin tatlı kızı, Nehir'den tam bir yaş küçük)  da beraberdi...Nehir bebeğe ilgi gösterirken, Christmas hediyelerinden olan minik ninni söyleyen bebeği çalıştırınca, yüzünde ışık yanıyor (I have no idea why), ve yumuşak melodilerle ninni çalıyor...İda bilgisayardan bebeği görünce, ilgilenmeye başladı, yüzü güldü. Verebilmeyi isterdim. Nehir ise "ııııh" dedi, anlaşılan o vermek istemedi!

Öğlen, üçüncü katta yemek var dediler, ve oyuncak...siblinglere de dağıtıyorlardı...indik, bir fasıl daha...

Öğle uykusundan sonra, grumpy kalktı...

İyi haber, içine protein tozu koyduğum, vanilyalı keçi yoğurdunun üçte ikisini yedi. Mutlu oldum. Önce, "dondurma" dedi, ben de "puding" dedim, yarısına gelince "yoğurt" dedi. 

Sonra, Handeciğimin mapte gördüğü Abercrombie (karşı bina) ye geçtik...yani sokağa çıktık...Abercrombie'de şimdiye kadar gördüğüm en güzel train model var...Nurgün tam sana göre...Oğuz anlatmıştır...ne detay...benim öyle tren, craft falan merakım yoktur hiç...bu beni de çok etkiledi. Nurgün trenin sana neden huzur verdiğini anladım. Her bakışımızda yeni bir detay görüyoruz, ve bir şeyler, ekleniyor sanki...bir balıkçı kasabası, büyük bir lunapark, dinazor vadisi, kayak pisti, modern bir downtown, arada gezen trenler, inşaat alanı...görmek lazım...ama belki sadece bir parmak incinmesi için uğramak daha iyi bir fikir olabilir. 

Bu kez Abercrombie nin alt katını gezdik (Texas Children Gallery) . Bir duvarda çocuk hastaların hastaneden çıkmadan önce yaptıkları seramikleri sergiliyorlar...o duvarda yer kalmayınca, başka bir koridor duvarına başlayacaklarmış...Bir başka duvarda ise 5-8 yaş arası çocukların Sibirya da bir sanat okulunda yaptığı resimler vardı... İş için oraya giden işadamları satın alıp getirmiş. Çok güzel resimler.

Bu kez lobide de zaman geçirdik...Koca koca tahtadan yapılmış, hayvanlar var, Nehir Zürafayı çok sevdi...Daha önceleri, enfeksiyon kapar diye, genelde çok kalabalık oluyor, acile gelenler bekliyor, hızlı geçiyorduk, bugün boştu. Dışarıda da Christmas süslerine baktık...

Sonra akşam yemeğinde de tavuğuna ve pilavına mushroom tozu serptik, bu kez yedi. Yemekten sonra da içinde mushroom olan çukulatayı afiyetle yedi. Doğrusu, supplementlerde bir parça ilerleme kaydedebilmek beni çok sevindirdi.Yarın veya öbür gün, Targettan bir mutfak robotu alacağım, biraz karışımlar yapabileyim diye, hastanede de kullanabiliriz hem. Tuhaf, ihtiyacımız olan şeyler karşımıza çıktı. Hediyeler arasında, alsam dediğim, banyo oyuncakları, bugün aşağıda ise şekilleri sort etme oyuncağı vardı (small motor skills için alsak iyi olur diyorduk), ve Target tan hediye çeki...

Akşam, tam yatacakken, dışarıdan gitar sesi geldi, hemşireler Christmas şarkıları söylüyorlardı, çıkıp onları dinledik...Aklıma yıllar önce, Paris'te neydi adı...Hani tepede olan kilise...Sacre Coeur...Feride ve Bilge'yle orada gitar dinleyişimiz geldi. 

Kısaca günün sonunda huzuru buldum.

Yarın sabah bone marrow aspiration var, gerginim...huzur mu bulmuştum? Hemşireler hala şarkı söylüyorlar... Christmas carols...diyelim de doğru olsun.

Rudolph the Red-Nosed Reindeer
Had a very shiny nose,
Ad if you ever saw it,
You could even say it glows...

Nehir'in kirpikleri dökülüyor...saçı değil de kirpiklerine kıyamadım...neyse geri gelecekler.

Okuduğunuz üzere, kafam, düşüncelerim, ruhum, hallerim karışık, darmadağınık, aynı anda çok şey yaşıyorum. Bırakalım böyle gitsin bir süre...


 

2 comments:

  1. Bazen ne diyecegimi bilemiyorum, bugun de oyle oldum, yazdiklarini okuyunca. Oyle guzel anlatiyorsun ki yazilarinda herseyi, olan biten olaylari, fiziksel ve ruhsal halini, mimiklerini, Nehir'in kripiklerini...Hepsi su anda gozumun onunde canli gibiler.

    Cok guc gerektiriyor bu ise dayanmak, her bakimdan...ertesi gunden/ertesi yildan endise duyarak, gunden zevk almaya calismak ve gunu gecirmek pek de alisik oldugumuz bir yasama bicimi olmadigindan, bir de kucuk little bird'un olunca soz konusu olan, cok daha da yipratici olsa gerek.

    Bana annelik sadece endise etmekmis gibi gelirdi, senin icinde bulundugun durumu dusununce, aklinin daginik olmasi degil, yerinde kalmasi bile bir mucize. Umarim bone marrow aspiration cok iyi gecer, Nehircigim agri ve aci cekmez, sonuclari da senin istedigin gibi cikar. Boylece bir step daha gecirmis, basari ile atlatilanlar hanesine bir check daha atmis olursun.

    Hem bak demek ki Santa varmis...Bu hastalik bakalim sana daha neler ogretecek...Bu senin sinavin, Nehir sadece bir piyon, oyle dusun. Ona bir sey olmayacak, cocuklar cabuk atlattiklari ve unuttuklarindan yasi kucukkken secilmis, daha iyi o acidan...

    Hadi yuregim ha gayret,
    Hele siki dur hele sabret,
    Basini egme dik tut,
    Bu bir ruyaydi farzet.

    Soz sarkilardan acilmisken, sizin Amerikaya gidisinizden beri, senin icin soyledigim sarki da bu. Her gun ama her gun soyluyorum inan...

    Nehir her seyin ustesinden gelecek, bunlar da senin kabuslarin olarak, hayatindaki yerini alacak ama, daha var canim, biraz daha gayret.

    ReplyDelete
  2. Zeynep'cim Bone Marrow Aspiration icin iyi sanslar dilemek istedim ... bu onemli bir asama okudugum kadariyla, gerci hepsi oyle tabii ama daha sonra saglikli kan hucreleri uretilmesi acisindan bu saving cok onemliymis ...
    Nehir'cigin bu asamayi da basariyla gectigini duymak icin aksamustu laptop'umun basindan ayrilmayacagim ...

    Bu arada Meric Persembe dogum yapti, 2.600 gr.lik minik bir Bati oglumuz oldu, ilk bebek tabii, cok saskinlar ... hayat ne garip gercekten ...

    Sacre Coer'e gitar resitali dinlemeye 4 cocukla hatta Feride de gelir, 5 cocukla gidip "Vay be, ne idik, ne olduk" demeye var misin seneye ? Canim benim, daha neler neler yapacagiz birlikte...

    Sizi cok opuyoruz Canim Arkadasim ...
    Bilge

    ReplyDelete