Thursday, January 1, 2009

Yeni Bir Park...Sonunda

Sabah dışarı çıktığımızda, evin önünde çok da temiz olmayan bir havayı soluduk. Hermann Park yerine biraz daha uzaktaki Memorial Park'a gidelim dedik. Ben büyük, yeşillik bir yerde temiz hava solumanın iyi olacağını ve mutlaka bir yerinde çoçuklara göre bir playground olacağını düşündüm.

Gidince bir de baktık ki, Amerika koşuyor! Köpekli, bebekli, yaşlı, yaşsız...herkes. ama görünürde park yok. Nehir arkada, "salıncaka" diyor...Bir yere parkedelim, içerilere yürüyelim, vardır derken, parkyerinde ilkokul çağının sonlarında çocukları olan iki kadın görünce, ben yakında oyun parkı var mı diye sordum...Kadınlardan biri heyecanla, "There is this coolest, new playground, just a mile away, we're driving that direction, follow us, we'll take you there" dedi.

Ben de pes, dedim...Southern Hospitality mixed with luck!

Neyse bizi götürdüler. Önce eski bir park gördük, Mahmut "Burası sanırım", dedi, güldük...Ben "Kadın o kadar da uzak değildir herhalde playground olayına" dedim, ve umdum.

Neyse, gerçekten de en sonunda yeni, çok büyük değil ama "cool" ve çocuk dolu bir park bulduk! Sanıyorum iki saate yakın kaldık. Almanca, Fransızca, Rusça, İspanyolca duydum. Bana Bebek Parkı hatırlattı.

Dönüşte, Nehir kapıda sızmıştı, öğleden sonra yine "Leyloş" diyerek uyandı. Acaba rüyasında mı görüyor, yoksa o da benim gibi, uyuyup uyanınca her şeyin eskisine dönmesini mi umut ediyor.

Yine "park" deyince, hemşire Claire'in gelmesine kadar Hermann Park'a gidebiliriz dedik. Bir iki kaydıraktan sonra...bir şey yapmak istemedi. Sanıyorum enerjisini sabah tüketmişti. Yürüyüş yaptık, ördekleri gördük, "beaver" gördük, derken turna...arabaya dönerken, Nurse Claire aradı, "geliyorum, numbing kremi sürün" dedi.

Eve geldiğimizde Nehir şarkı söylüyordu, ama kremi görünce "neşesi kaçtı"...Ben de Hermann Park'ta onun enerjisinin hala sınırlı olduğunu gördüğümden beri, sıkılmış, ama tutmuşken kendimi, onun zayıf, kırılgan, böyle durumlarda büzüşmüş hali karşısında kendimi tutamadım...

Nehir'imi çok seviyorum. Bazen çok korkuyorum. Aslında hep korkuyorum, sadece (belki de neyseki) günleri yaşarken, unutuyorum, koşturuyorum, çocuk gibi "distract" oluyorum. Bazı günler ise, çok basit bir şey beni darmadağın ediyor. Tıp ilerlemiş olsun. Nehir normal dağılımda dışa düşen bir vaka olsun. Böyle düşünmek de beni üzüyor, sanki başka çocuklar için kötü düşünüyormuşum gibi...bilmiyorum ne düşüneceğimi. Ne aklım ne duygularım yetmiyor bu işe.




3 comments:

  1. Zeynep'cim, bu yasadiklariniza ne senin ne de Mahmut'un, hatta hic kimsenin yetmesine imkan yok. Siz ancak elinizden gelenin en iyisini yapacaksiniz. Goruyorum, okuyorum ve cok iyi biliyorum ki siz yapilabileceklerin en iyisini yapiyorsunuz. Kendini caresiz hissettiginde, korktugunu dusundugunde, daha fazla ne yapabilecegini dusunemediginde ve butun bunlardan rahatsiz olup bagirmak, aglamak istediginde, gir tuvalete, kapa kapiyi ve istedigin kadar agla, birak ciksin icindekilerin hepsi. Sakin ama sakin benim aglamaya, kendimi kaybetmeye hakkim yok deme. Sadece Mahmut ve sen ayni anda kontrolu kaybetme hakkina sahip degilsiniz. Sira ile icinizdekileri disari atmak, yeniden baslamak (sistemlerinizi recharge etmek) cok iyi gelecek emin ol. Nehir'e her baktiginda aklina evini, bahceni, sezlongunu, yemyesil cimenlerini ve kizlarinin bagirislarini getir. Sakin okudugun bloglar gelmesin aklina.

    Asi icin kararinizi verdiniz ve cok dogru bir karar! Herkesin isini cok iyi yaptigi, sadece bu is icin calisan bir, belki birkac ekibin oldugu bir yerdesiniz. Var olanin en iyisi yapiliyor. Sakin korkma, tip cok ilerledi. Nehir icin herseyin en iyisi yapiliyor. Siz Nehir icin herseyin en iyisini yapiyorsunuz. Biliyorum baska bir beden, hele ki kizin, cocugun icin karar almak cok zor ama Mahmut da sen de en iyi kararlari alabilmek icin var olan tum kaynaklari kullaniyorsunuz. Sakin kendini aciz hissetme, sakin eksik oldugunu dusunme, sakin hatali oldugunu dusunme. Siz dogru olani en iyi sekilde yapiyorsunuz!!!!

    Nehir'imi kokla, sonra da kocana kocaman saril... Hepimiz beraber bu kocaman yukun altindan kalkacagiz!!!!!

    ReplyDelete
  2. Zeynep'cim, bir kac gundur internet baglantimiz yoktu evden, aklim nasil sizdeydi anlatamam ... verdiginiz mucadele ve sizden olumlu bir seyler duyma umidi hayatimizin onemli bir parcasi oldu gercekten ... park turlariniz ve o fotograf sayesinde bol bol gulumsedim ekranima, gozumde canlandirdim Nehir'in sevincini, salincak heyecanini ... canim benim, daha ne kadar guzel yillar bekliyor ailenizi; her gecen gun hayata daha cok sarilacak Nehir'cik, hic suphem yok bundan ... hep boyle kenetlenmis, sevgi dolu bir aile olun insallah ... teknik sebeplerden dolayi biraz rotarli oldu ama sana, sevgili Mahmut'a, dunya tatlisi kizlarina ve tum sevdiklerinize saglik, huzur ve sevgi dolu uzun uzun seneler diliyorum Zeynep'cim; kucakliyoruz, opuyoruz sizleri ... Bilge

    ReplyDelete
  3. Zeynepcim selam,
    Buralardan sana destek olmak hem zor, hem de yetersiz.. Ne sarılmaya benzer, ne sesini duymaya, ne de bakışlarını yakalamaya.. Bu yüzden sana, çok yakın olmasa da Amerikalı(Pittsburgh yakınlarından) bir arkadaşımı tanıtmak istiyorum.. Patti Braun.. Kendisi Cleveland Clinic'te beyin tümörü tedavisi gördü(2 yıl kadar önce).. Support grupları var ve konuşmanın önemini yaşayarak öğrenenlerden.. Hayata sımsıkı bağlı ve her dakika gülerek yaşıyor.. Sana yararı dokunacağını sanıyorum.. Sana buradan ulaşabileceğini ona söyledim. Elimden gelen başka birşey olursa, örneğin buradan Nehir'e resimli mektuplar yazabiliriz kızımla, lütfen bana söyle.. Tüm kalbimle sağlıkla dönmenizi bekliyorum ve dönünce kızlarını göreceğim günü hayalimde canlandırıyorum şimdiden.. Dualarım sizinle.. Ece

    ReplyDelete