Wednesday, September 1, 2010

Bir Geri...

Ne yazsam bilemiyorum. Aklım tüm gün düşünmekten yoruluyor. Doktorları anlamaya çalışıyorum, sonra düşünüyorum, Zeynep ile (hala) düşünüyoruz, derken Özlem'den katkı geliyor...Bu kez geri dönüp doktorlara soruyorum, yine anlamaya çalışıyorum.

Bazen de iyice anlayınca, zorluğu daha iyi idrak edince, bugünkü gibi, bu kez kahroluyorum.

Tüm gün, her doktorun önünde, her "nasılsın" diyene ağladım.

Nehir daha çok kendisinin nefes alacağı modda yapamadı. Yanlış. Doğrusu, önceki modda akciğerlere basınç yaparlarken ve suyu dışarıda tutarken, dün bunu azaltmış oldular. Ama ciğerler su ile dolmaya başladı. Öğleden sonra öksürmeye ve öksürdüğünde sıvı çıkmaya başladı. Gece ise oksijenasyonu düştü. Aslında Dr. Bishop ilk haftasonu mekanizmayı anlatmış olduğu için, ben anladım. Genç fellow'a da sordum, mod değişikliği yaptı sanırım diye. Ama sıklıkla olduğu gibi sabaha kadar idare ettiler, beni de pek doktor yerine koymadılar, doğal olarak.

Her neyse.

Sabah Dr. Pon benim söylediğimi tekrarladı, günün içinde eski moda geçebileceklerini söyledi ama bekledi. Artık akşamüzeri olduğunda, oksienasyon iyice gerileyince, değiştirdi.

Şimdi bir adım geri gittik. Aslında sanıyorum üç adım gibi. Çünkü akciğerde sıvı yokken, sıvı var. Ve bu modda yavaş yavaş 20'ye inmişken, 24'ten başladık.

Bu arada Nehir çişiyle fazla suyunu atmaya devam ediyor, creatinin 1.3'e geriledi.

Bir yandan da ama Dr. Pon bugün nasıl yanık hastalara çok fazla sıvı verdiklerini ama bu tabloyla karşılaşmadıklarını da söyledi. Şimdi yazarken düşündüm de, onların "vascular leakage" i yok ki, demeliymişim. vascular leakage varken sıvı yüklemekle aynı olmasa gerek.

Yani iş bu vascular leakage in geçmesini beklemek.

1 Ağustostan beri olanları düşünüyorum, düşünüyorum. Bir şekilde bu iş sonradan gelişti veya kötüleşti. Ve maaelesef, buna herkes hemfikir, önceki cuma günkü "travma", Nehir'i yere düşürdü. Sabah, Dr. Stone belki de yüzümden anladı ki, bunu bir kötüleşme olarak algılamayın, Nehir zaten bu durumdaydı, biz maskeliyorduk dedi.

Neyseki, Dr. Pon da gelip, zaman ayırıp, bana anlatıyor. Bu şekilde saygı görmek, olan biteni takip edebiliyor olmak bir parça iyi geliyor. Bir yandan da ama tabi başım ağrıyor. Gerçi bugün doktor ilk kez hemşire yerine bana sordu Nehir'in mod değişikliğinden sonra öksürüp öksürmediğini. Biliyor yanıbaşındayım, ve gözümün hep o monitörlerde olduğunu. Bilgi verebildiğim için, işe yaramış hissettim. Hemşireler arasında da tecrübe farkı kendini çok belli ediyor. Hem de birebir Nehir önlerinde olsa bile, esas olarak monitörden gelen alarmlarla takip ediyorlar. Ya da belli aralıklarla ilaçlarını değiştirirken, veya sıvıyı ölçerken görüyorlar diğer değişiklikleri. Onların işi, iş rutini, benim ise kızım.

Her şekilde bugün benim için zordu. Tüm gün kötü düşüncelerle boğuştum. Zeynep'in olması bana çok destek oluyor. Hesapta Nehir için istediğimiz bir şeydi, ama bana çok iyi geliyor. Yaw, Zeynep, hele akşam bilgisayardaki fotoğraflardan saçlarımın rengi konuşmasına beni sürüklemen süperdi!!! Gidi gidi, akıllı kadın, nasıl da konuyu dağıttın. Hem de kadınsı konularla!

Özlem'le konuştum günün sonunda. o da biraz rahatlattı. Sıvı yükünü küçümseyemeyeceğimizi söyledi. Ben de moralimi bozmadan önce bu sıvının gitmesini beklemem gerektiğine ikna oldum. Özlem'cim hadi senin sezgilerin doğru çıksın. Ben de ileride muayehanen olduğunda, bloga reklam alayım!!

Hadi Nehir'im, hadi bir tanem, yapabilirsin. Yapıyorsun. Güzel güzel şu suları, fazlalıkları at üzerinden!!! Seni çok seviyorum.

Bu gece tanıdığım, Nehir'i bilen bir tecrübeli bir hemşire, ve yine sevdiğim fellow var. Bu gece uyuyacağım sanırım.

LeylaNot. Bugün Leyla aradı. Kendisi ilk kez aradı. Yine sordu, "Kardeşim hala uyuyor mu" diye. Evet, dedim. "Benim gelmem yasak mı" diye sordu. "Yasak değil ama biz de bütün gün oturuyoruz" dedim. "Zaten Sloan daha güzel" dedi, "Orada kendi kendime odayı bulabiliyorum, Presbyterian o kadar güzel değil, o kadar renkli değil ve çok karışık" dedi. Sanıyorum o da bizimle olmak istiyor ama bir yandan da olmamasını kendi kendine de açıklıyor. "Orada uyumam yasak mı" dedi. "Hayır" dedim, "Ama biliyorsun ancak bir kişi uyuyabiliyor, yer yok" dedim. Biraz rahatladı sanırım. En şirini Emre'nin telefonu isteyip, Nehir'i sorup, onunla konuşmak istemesiydi. "Uyuyor" dedim, "Uyanınca, kendini iyi hissedince seninle de konuşur tabi, merak etme" dedim. Çocukları seviyorum.




20 comments:

  1. ha gayret Nehir, hele şunu da atlat!

    ReplyDelete
  2. Zeynep hanim, Nehir iyilesecek. Buna hepimiz inaniyoruz. Her gun hep beraber Nehir cok iyi diye sukredelim. Biliyorum ki bunu herkez yapiyor.

    Sizi seviyorum,

    ReplyDelete
  3. Biz de Nehir'iveBayazit'lari seviyoruz. Bilge

    ReplyDelete
  4. Zeynepcim, ailecek, her bakımdan "yoğun" gunler yasıyorsunuz. Hepimiz de yoğun'un anlamını iliklerimize kadar hissediyoruz burada. Zeynep'in orada olup sana destek olması bizim içimizi de çok rahatlatıyor, umarım gitmeden Nehir'ciğin biraz toparlamış halini görebilir. Olmazsa da artık başka bir sefere...

    Hani işin "sırrı" istemek de diyorlar ya, ama çokkk istemek de!!! Senin Nehir'in iyileşmesini ne kadar çok istediğini yazmak bile abesle iştigal olur elbet, ama, Nehir'in sabah gözlerini açmasını yada, monitördeki her şeyin düzelmesini beklemek de, şu aşamada, bir o kadar abes galiba...Kim ne derse desin, bence istemenin de bir sırası var. Diğerleri mucize oluyor ki, o da bizim koşullarımız için imkansız gibi. Hani Doktor House istiyorum demistin ya oyle bir kişi yok...varsa da tahammül edilmez olurde herhalde Zeynepcim senin için.

    Bu nedenledir ki, açıkcası, ben henüz kırlarda hayal etmeye de başlayamadım Nehir'i. Ne yaparsam yapayım o kadar ileri gidemiyorum...Ama onun yatağının yoğun bakımın kapısından normal odaya çıkarıldığı an var ya, işte o an hiç gözümün önünden gitmiyor...İşte o andaki yüzünün gülümsemesini, daha dogrusu gözlerinin sevinç gözyaşları ile dolmasını, düşününce içim mutlulukla doluyor...

    Gelecek Zeynepcim o an da gelecek ve sen o anı düşünüp şimdiden sevin bence. Bu sınavı da atlatacaksınız. Sen lutfen olabilecek en az yarayı almaya bak ki, savaşın devamında ayakta kalabil...Hem Leylanın da sana ihtiyacı var, o da endişeli. Bak sen aradığında telefona gelip hemen giden kız, kendiliğinden arar oldu (gerçi iyi olmuş galiba:)). Sen bu ailenin bel kemiğisin tatlım.

    Artık, her günün bitisinde "en kötü günleri böyle olsun, Allah bu günlerini aratmasın" diye dualar ediyorum, ve birde yoğun bakımdan çıkmanızı hayal ediyorum...

    ReplyDelete
  5. kısa zamanda acil şifalar diliyorum umarım herşey nehir için en iyi şekilde sonuçlanır sizede hem kolaylıklar hem sabırlar diliyorum herşeye rağmen bebeğinizin nehiri nizin yanında olmak çok güzel duygu bir olsa gerek... umarım tüm aileniz en yakın zamanda sağlık ve mutlulukla toplanır güzel haberlerde buluşuruz :))) sevgiler kucaklar

    ReplyDelete
  6. Zeynep Hanım merhaba,
    Blog'unuzu zaman zaman burnumun direği sızlayarak, çoğu zaman gözlerim dolarak ama her zaman gücünüze hayran kalarak okuyorum.
    Ben çocuk sahibi olacak yaşta değilim, onun için duygularınızı birebir anlayamasam da,
    burayı ziyaret eden birçok kişi gibi, benim için de Nehir ailemden biri gibi oldu.
    Yürekten inanıyorum ki, Nehir iyileşecek zaten gücünü annesinden almış, hiç pes etmiyor güzelim. Hepimiz onun için dua ediyoruz, ona pozitif enerji yoluyoruz, her aklımıza geldiğinde.
    Merak etmeyin bu zor günler geçecek; Allah yardımcınız olsun.
    Gizem

    ReplyDelete
  7. Çok sevgili Zeynep ve güzeller güzeli Nehir,

    Nerdeyse başından beri sizin yolculuğunuzu sessizce ama duamı, pozitif enerjimi hiç eksik etmeden takip edenlerden biriyim --kısmen biliyorsunuz. Bu izleyiş sadece bu kıtaya taşınma dönemimize gelen 15 ağustos döneminde küçük bir kesintiye uğradı. Ne zaman yerleştik ki ilk iş size bakayım istedim ki "küçük" sandığım kesintide ne çok şey olduğunu gördüm. Önce allak bullak oldum ve çok üzüldüm, boğazıma bir yumruk yerleşti.. Ama sonra neler yaşadık ve neler atlattık şöyle bir düşündüm. Hiç biri kolay değildi aslında ama biz hepsini atlattık. Bu da öyle olacak ve siz bu gunleri hic hatirlamadan, hayatınız özlenen monotonluğuna dönecek, evinizde Leyla ve Nehirle gülüp oynayacaksınız.

    Nehir çok ama çok özel bir çocuk (siz de öylesiniz) ve bu tıkanıklığıda sevginizden aldığı güçle atlatmayı başaracak. Nehir başından beri kendi mucizesini yarattı hep yine yaratmaya devam edecek, kalpten inanıyorum.

    Kalbimiz, aklımız ve dualarımız hep sizinle, sizi çok seviyoruz. n i l a y

    ReplyDelete
  8. Yarın daha güzel haberler vereceksiniz biliyorum.Böyle bir ileri bir geri olacaktır elbette o küçücük bedenin savaşı çok büyük..Ama o zaferi kazanacak hepimizin umudu,yüzümüzü aydınlatacak sevinç gözyaşları döktürecek bize..İnanıyorum hem de çokkk, takip eden herkes gibi..Allah yardımcınız olsun tüm iyi niyetim ve dualarımla yanınızdayım her zaman..sevgiler..

    ReplyDelete
  9. Zeynepcim,

    Roller coster dendi, bebek adımları ile dendi, yavas olacak dendi. Demek kolay ama yaşayan sizlersiniz. Duamız yavaş olsun, güç olmasın. İnişi olsa da hemen toparlansın, çıkışı daha yüksek olsun. Bebek adımları ile belki sendeleyerek, belki yalpalayarak ama hep iyiye gidilsin. Ve tüm bu süreçte Allah yanınızda ve yardımcınız olsun.

    Sevgilerimle

    ReplyDelete
  10. Nehir'i rüyamda gördüm annesi...Nasıl sarılıyordum ona sımsıkı içime sokacak gibi...Burada çaresizce onun savaşmasını izlemek zoruma gidiyor bazen ama diğer arkadaşlarında dediği gibi belki yarattığımız pozitif sinerji ulaşıyordur ona hıı kimbilir ?
    Umuyorum Nehir tüm bunları atlatacak ve siz İstanbul'a dönerseniz eğer herşeyin sonunda ben gerçekten Nehir'e sımsıkı sarılıcam...Bunu tüm kalbimle istiyorum...

    ReplyDelete
  11. Burayı okurken nehirin o gücü bana da geçiyor biliyor musun? Kendi kendini iyileştirebilecek kadar dirayetli bi çocuk o. İyileşecek, o geri attığınız adımları da üçer beşer koşacaksınız. Buna yürekten inan. Çünkü buraya yolu düşen, nehiri bilen herkes bu şekilde inanıyor. Üstelik ben senin gücüne de inanıyorum. Güçlü olmak ağlamamak değil. Güçlü olmak sizin bu süreçte başardıklarınız. Yolun azı kaldı.

    ReplyDelete
  12. Annenin evladıyla imtihanı nedir iyi bilirim Canım kardeşim..Bu imtihan iki türlüdür..Birinde onun sizi bırakıp gitme ihtimali, diğerinde sizin onu bırakıp gitme ihtimaliniz söz konusudur. Rabbim bana iki hali de yaşattı..
    3 aylıktı kızım onu doktorlara teslim ettiğimde şükür çok uzun sürmedi ve kısa sürede sağlığına kavuştu. Ameliyattan sonra yoğun bakımda sadece bir dakikalığına yanına girmeme izin verdiklerinde "Buradayım kızım,seni bırakmadım" diyebildim sadece; 3 aylık bir bebek elleri bağlı,burnundan ve kollarından uzayan hortumların arasından gözleriyle nasıl konuşur o an öğrendim ve hiç unutmadım. O bakışların içimde bir yerlerde açtığı deliği hiçbirşey dolduramayacak.
    2005 yılının Aralık ayında karnımda bir kitle olduğunu hissettim, eşimle birlikte gittiğimiz profesör ultrasonda gördüğü şeyi ifade edemedi bize;hatırladığım sakin bir ifadeyle"Siz okumuş,kültürlü insanlarsınız şimdiden kendinizi hazırlayın herşey olabilir"dediğiydi..
    İkinci şok: Hastaneye yatışım yapılırken,kaydımı yapan asistanın "Ülkü hanım,bir konuyu belirtmem gerek siz onkoloji servisinin hastasısınız" deyişiyle çöküş..
    Üçüncü şok: Tahlil sonuçlarıma göre doktorumun yorumu,"Yavrum çok gençsin biliyorum, ama hastaneden çıkmamaya kendini alıştır.Bu değerlerle ameliyattan çıksan bile, hastaneden çıkamazsın çok uzun süre kemoterapi görmen gerekir."
    Aklımda tek birşey vardı.Onları bırakamam,bensiz olmaz.Oğlum 6,kızım 3 yaşındaydı o zaman..
    Ameliyattan çıktım çok şükür,hastaneden de çıktım ve hiç kemoterapi almadım.
    Çok düşündüm sonrasında,evladımı huzura teslim etmek mi, yoksa onları tüm kötülüklerini bildiğim bir dünyada annesiz bırakıp kendimi huzura teslim etmek mi daha zor olurdu diye.. Emin ol ikincisi daha zor canım kardeşim..
    Canım kardeşim diye yazıyorum çünkü öyle hissettim yazdıklarını okuyunca..
    Doktorlar bana hiç umut bırakmamıştı,ben kendi umudumu yoktan var ettim.
    Seninse umudun var,sıkı sarıl o umuda..Ve kendine, en çok kendine iyi bak,çünkü Nehir bunları atlattığında en çok seni görmek isteyecek yanında..
    Allah kuvvetini ve sabrını daim kılsın kardeşim,eşim ve ben Nehir için,sizler için dua edeceğiz..Rabbim evlatlarını sana,seni onlara bağışlasın inşallah..

    ReplyDelete
  13. Acil şifalar diliyorum. Şu mubarek gunlerde daha cok dua ile. Umarım bu geri adımlar bundan sonra hep ileri devam eder

    ReplyDelete
  14. Zeynep Hanim, Blogunuza ilk kez yaziyorum ve sadece 2 gundur takip ediyourm ama Nehir'i taniyourm. Inanilmaz bir anne oldugunuzu soylemeliyim. Ben 35 yasindayim ve benzer bir savas veriyorum istanbul'da...Cok ama cok zor gunler geciriyoruz. Surekli agliyourm zirliyorum bir ileri bir geri, komplikasyonlar, yan etkiler, belirsizlikler.... pozitif dusun ...peki dusunuyum...dusunuyorum...niye positif gitmiyor...korkuyourm...hemde cok...ama nehir ve siz bana inanilmaz guc verdiniz..2 yasindaki dunya guzeli Nehir'in gucu benide guclendirdi (bu aglamiyourm demek degil tabiiki!)...Minik Nehir icin herseyin en iyisini diliyorum ve en kisa surede bu donemin en mutlu sekilde kapanacagina inaniyourm...Hepimiz icin...COk cok opuyourm.

    ReplyDelete
  15. Sevgili Zeynep,
    7 saat once yazdigin tweetleri simdi okudum.
    NB support grubundaki annenin sana mesaji cok iyi olmus.
    Goruceksin bu gunler gecicek.
    Nehircige bir de benim icin saril.
    Hep guzel haberlere, guzel gunlere uyanin.
    sevgiyle,
    natali

    ReplyDelete
  16. Merhaba
    En son tweetlerdeki haberlere cok sevindim.
    Ben de google'dan aradim. Nehir'in rahatsizligini geciren bir cocugun guncesinden okudum. 'Veno Occlusive Disease' yuzunden karinda su toplama sikayetleri olusmus. Haftalarca ICU da kalmis. En sonunda iyilesmis ve su an saglikliymis (http://www.joshua-appeal.org/updates.php). Insallah Nehir de benzer sekilde bunu atlatacak ve sagligina kavusacak. Dualarimiz sizlerle.

    ReplyDelete
  17. Hiçbirşey göründüğü kadar iyi olmadığı gibi, göründüğü kadarda kötü olmaz derim ben her zaman.

    Güzel olan, Nehir' in mücadeleyi elden bırakmaması :)

    Bu arada bende çocukları çok severim. Sandığımızdan daha güçlü, anlayışlı ve becerikliler aslında. Sizin çocuklarınızda bunun en güzel örneğini sergiliyorlar :)

    ReplyDelete
  18. Topla kendini canim arkadasim. Yol uzun, guclu olmamiz lazim. Bilmiyoruz, neler olacak kestiremiyoruz ama sonunu biliyoruz. Nehir BASARACAK!! Bu gunlere geldigi gibi, geecek bu zor donemden ve duzluge cikacak. Inan, emin ol, guven Nehir'e...

    Hepiniz Nehir'e cok lazimsiniz. Once kendinize sonra da birbirnize cok yi bakin.

    ReplyDelete
  19. zaman, sadece zaman herşeyi iyileştirecek ve ithaka'da yeniden doğacaksınız hepiniz, doğanın gücüyle. yoğun bakımda, nehir büyük bir savaş verirken, siz yanıbaşında saniyeleri sayarken ve monitörden gözünüzü bir an bile ayırmazken zaman nasıl zor geçiyordur, biliyorum, ama sabır, az daha sabır. an gelecek, gülen gözlerini açacak, kollarını size uzatacak ve siz onu binlerce kez öpeceksiniz. bizler için de birer kez öpün olur mu? b.

    ReplyDelete
  20. Once blog uzdu ama sonra tweetler sevindirdi. Zeynep Hanim, masallah size ki iki harika kiz yetistirmissiniz/yetistiriyorsunuz. Leyla anlayisi ve olgunluguyla, Nehir mucadelesi ve hayata tutunmasiyla mukemmel iki karakter. Sizler harika bir ana baba olarak, onlara en guzel ornegi sunuyorsunuz. Emin olun ki ileride, bu zor gunler gectiginde, bu dunyaya iki guzel insan kazandirmis olmanin verdigi ic huzuruyla hayatinizi surdureceksiniz. Bu gunlerin hepsi gececek. Allah yardimciniz olsun...

    ReplyDelete