Sunday, September 26, 2010

İnişlerim Çıkışlarım

Bugün zordu.

Sabah Nehir ve Leyla'nın RMH'de oynarlarken çekmiş olduğum kısa bir videolarına rastladım, telefonla çekmişim. Ve bu, beni darmadağın etti bir anda.

Bugünlerde okuduğum kitapla çakıştı. "Stumbling on Happiness" adlı bir kitaba başladım. Tesadüf, geçen yıl almışım, Mahmut'a. İstanbul'da iken Mahmut çıkardı, ben de okuyayım dedim. Yazar, akademisyen. Eğer nasıl mutlu olurum diye arayış içerisindeyseniz, yanlış kitap diye başlıyor...

Daha başındayım.

Ama videoyu izlerken, bir anda vurdu. Geçmiş mutluluğum. O anlar. Bir daha geri gelmeyecek oluşları çarptı. Fotoğraflar değil de, görüntü sesle birleşince dağıldım.

Geçecek.

Işıl yazmıştı, dalga halinde gelirmiş yas hissi, kayıp hissi. Bugünkü dalga devirdi.

Zaman. Zaman. Zaman. Zaman.

Leyla ağlama işine takıldı. Kendi ağlayamıyor. Beni ise takipte, ağlıyor muyum, ağlamıyor muyum. "Büyüklerin ağlaması saçma" imiş. "Sulugüzlü" imişim, "İkide bir ağlıyor"muşum.

Biraz konuştuk. Sonra biraz toparladı. Ben de.

Kütüphaneye gidip, yeni kitap aldık. Sonra sandviç yedik. Eve dönünce ise bisiklete bindik, birlikte. Leyla'ya yeni bir bisiklet aldık. Ben ise dün craiglistten ikinci el bir tane aldım. Leyla'ya eşlik edecek kadar. Bisiklete binmeyi özlemişim, Leyla da "Anne, düşündüğümden iyiymişsin" dedi. Düşündüğünün dayanağı her neyse. Halbuki, ben Leyla'ya göre farklı, sokakta ve bisikletle büyüyenlerdenim.

Sonra ise Leyla, Jo ile oynadı. Ballı kızım yan evde, 8 ve 10 yaşlarında iki kıza rastlamış durumda. Buna çok sevindim. İlk kez yaşıtı komşulara rastlamış olduk. Beni okuldan oyun arkadaşı ayarlama işinden kurtardı. Ya da en azından kolaylaştırdı. Tatlı iki kız. Ben de dün anneleriyle konuştum. Okul meseleleri falan. Anlaşılan Amerika'nın da eğitim sistemi iyiye değil, kötüye gidiyor...En son, "Eh neyseki biz gelecek yıla dönüyoruz" dedim...ha ha...yani bir Amerikan eğitim sistemini düzeltmem eksik!

Akşam kutu oyunu oynadık, hep birlikte...Biraz kendime geldim.

Nehir'cim seni çok seviyorum ve özlüyorum. Keşke sen de bizimle olsaydın. Yani biz, biz değiliz. Eksildik. Bazen sen bizsiz kaldın diye, bazen biz sensiziz diye üzülüyorum. Bazen sadece gözlerim doluyor, birkaç damla gözyaşı, bazen de bugünkü gibi koyveriyorum kendimi.

Yasımı tutuyorum.



39 comments:

  1. Sevgili Zeynep,
    Ben sizi çok iyi anlıyorum...Bu sene babamı, çok ani gelişen rahatsızlığı sebebiyle kaybettim.Önce inanması, sonra kabullenmesi, alışması...Hepsi birer aşama, hiç biri kolay değil...Zaman istiyor...Ve maalesef başka hiç bir ilacı, hiç bir kolayı yok bunun...
    Dalga dalga geliyor kayıp hissi dediğiniz gibi...Eğer hep aynı yoğunlukta olsaydı dayanmak mümkün olmazdı. Ara ara o yoklayışları düşünün, ara ara yaşanan pik yapmış o acı hissini...Sürekli o şekilde hissetse yaşayamaz insan...Katlanamaz...
    Geçecek demiyorum size sevgili Zeynep, ama alışacaksınız...Benimseyeceksiniz, kanıksayacaksınız...Bu acı da sizin bir parçanız olacak...Bu yoksunluk hissini taşımaya alışacaksınız...
    Sizi uzun zamandır takip ediyorum, güçlü bir kadınsınız...Hayata devam edebileceğinizi -bir çok zor koşul için hem de- gösterdiniz, dağılmadınız...
    Sizden "acı karşısında zamanın yapabildikleri" konusunda birkaç ay tecrübeli biri olarak şunu söyleyebilirim, çok klasik bir söz vardır ama tecrübe edince doğruluğuna inanıyor insan.Bir kayıp yaşayınca insanın içinde kırk mum yanar derler ya...Sonra her gün biri söner...Son kalan mum ise hiç sönmez...Hep yanar...İşte bunun gibi birşey...Klasik ama doğru...Zamanla dalga boyu da küçülecek yani...İnşallah....Sabır diliyorum size, eşinize, kızınıza...
    Türkiye'den selamlar...
    Sevinç

    ReplyDelete
  2. Zeynep hanım dualarım hep sizinle

    Büyüklerimiz hep derler ya zaman en iyi ilaç ...ilk başta insan bu söze sinir olabiliyor ama bakıyorsunuz ki başka yol yok.

    Melek kuzucuk eminim yukardan sizleri izliyordur o güzel gülümsemesi ile

    ReplyDelete
  3. Bunlar çok normal sevgili zeynep, hatta ağlaman iyi bile. Benim burdan gördüğğüm zeynep çoookkk güçlü. Dualarım sizinle.

    ReplyDelete
  4. Allah sabır versin..ALlah güç kuvvet versin :(

    ReplyDelete
  5. Sanırım sizin ağlamanız Leyla' yı çaresiz hissettiriyor. İnsan yanında biri üzgünken, ağlıyorken, onu rahatlatmak ve birşeyler yapmak istiyor. Ama ne yazıkki üçüncü şahısların bu acıyı dindirebilmek için yapacakları çok fazla birşey olmuyor.

    Rahat rahat ağlamak, yalnız kalmak daha iyi geliyor sanki. Belki de bu çözğm benim için geçerli :)

    Belkio an size sıkı sıkı sarılmak Leyla' ya iyi gelebilir....

    ReplyDelete
  6. aglamak bir cesit rahatlamaktir bence... icindeki hisler o kadar yüklü o kadar büyüktürki vücüdun direnemez ve hafiflemek ister... bunun sonucuda aglamak. Agladikca rahatlarsin... Nehir kizin su an melekler arasinda güvende ve seni izliyordur... belki sen agladikca üzülüyor! Allah sabir versin...

    ReplyDelete
  7. Babamı kaybettiğimde SABIR-ZAMAN sözcüklerinin en geçekleri ile tanıştım. Ama ben sabredemiyor, zamanın geçmesini sağlayamıyordum. Sabrım yoktu, çok özlüyordum ve geceleri çığlıklarla ağlıyordum. "Bir kerecik görmeliyim Allahım, çok uzun bir zaman bu özlem için" diyerek...

    Alışmak, sabretmek istemedim sonra..O ona yapılan bir ayıptı benim için. Özlemeli ve ağlamıydım, hem de yine çığlık çığlığa...

    10 ay oldu...Daha iyiyim gözleimin hala istemsizce ıslanmasına engel olmasam da, hala çoook özlesem de acıya alışmaya başladım...

    Evet o dalgaları biliyorum. Bir kısmı çok can acıtıyor ama sana iyi gelecek bu Zeynep'cim...Göreceksin!

    ReplyDelete
  8. zor çok zor hem de biz bile alışamadık nehir siz kalmaya anneciği ne yapsın:(

    ReplyDelete
  9. Zeynebim kayıplarımız hep burada kalanlar için çok zorlu. Ben her kaybımın ardından bunu düşündüm. Gidenlerin hep o ışığa, hafifliğe ve mutluluğa ulaştığını düşünüyorum. Biz burada bedenli ruhlarımızla pek çok yükün altındayız. Bizi en çok dağıtansa onlara olan özlemimiz. Ama dediğin gibi yarayı hafifleten zaman. Bu zaman zarfında yasımız ne ise yaşamalıyız ki beden bu durumu kaldırabilsin. Belki Leyla'ya bunun gerekli olduğunu, belki de bu gözyaşlarıyla ruhumuzu, yaramızı yıkadığımızı anlatabilirsin. Bu da geçecek. Yasın ağırlığı bitecek ama Nehir omuzumuzdaki en güzel melek olarak hepimize yol göstermeye devam edecek. Eğer hepimizin bir görevi varsa, Nehir'in bu günleri paylaşan bizlerin öğretici meleği olduğunu düşünüyorum. Böyle tatlı bir anneden başka ne olabilirdi ki! Zeynep, uzakta da olsak seninleyiz. Allah üçünüzü de korusun.
    Pelin-Ertun-Işık

    ReplyDelete
  10. rABBİM YARDIMCINIZ OLSUN DEMEKTEN BAŞKA BİRŞEY GELMİYOR Kİ ELİMİZDEN ! HERKESİN YASI KENDİ İÇİNDE ÇOK BAŞKA ... YAŞAYIŞLAR FARKLI ... AMA RABBİM LEYLA 'YI BAĞIŞLASIN İNŞALLAH ! NEHİR'İMİZ ARTIK YOK AMA, NEDEN BEBEK DÜŞÜNMÜYORSUNUZ? YERİNİ TUTMAZ AMA, HER EVLÂTTA, ESKİYE ÖZLEM AZALIR DER ANNEM. ( 1,5 YAŞINDAYKEN KIZAMKIK AŞISI NEDENİ İLE ABLAM ÖLMÜŞ BENİM DE.ANNEM HİÇ İSTEMEMİŞ YENİ ÇOCUK AMA BEN OLDUKTAN SONRA ÇOK DAHA HAFİFLEMİŞ ACISI ÖYLE DERDİ.)SONUÇ OLARAK MEŞGALE OLACAK BİR ŞEKİLDE.BEBEK KOKUSU / NEHİR ... BELKİ ÇOK ERKEN BUNLAR İÇİN, YA DA HİÇ AKLINIZDA YOK AMA ! İÇİMDEN BUNLAR GEÇTİ !

    ReplyDelete
  11. Canim arkadasim, zor gunler ve zor geciyorlar. Diyecek hic birsey, teselli edecek bir soz soyleyemiyorum. Bilemiyorum hangi kelimeler sana yardimci olabilir. Ama bildigim birsey var, kendini kontrol etmeye calisma, izin ver disari ciksin icindekiler. Birak "sulugoz" desin canim Leyla'cim, birak markette alisveris ederken Nehir'in sevdigi birseyleri gordugunde gozlerin dolsun, damlalar suzulsun yanaklarindan, parklarda Leyla ile oynarken aklina gelen bir "kizlarim" manzarasi gulumseme ile birlikte 2-3 damla gozyasi ile gecsin yuzunden...

    Orada olmayi ve sana kocaman sarilmayi cok isterdim. Bil ki yanindayim. I hear you...

    Birbirinize cok iyi bakin...

    ReplyDelete
  12. 'yasımı tutuyorum'...bundan doğal ne olabilir ki bu aşamada değil mi?
    ve fakat işte..Leyla...sen ağlayınca zemin kayganlaşıyor onun için,korkuyor...kendini güvende hissetmek için senin gözünün içine bakıyordur o şimdi...nasılsın,iyi misin,herşey yolunda mı?
    ahh..zeynep yasını hep tut ama ne olur ağlamak,dağılmak işini o okuldayken yapmaya çalış demek isterdim sana...bu mümkün mü?
    nehirin gidişinden beri gelip gittim de birşey yazamadım ben...hep aklımda o kara kuzu...benim bile hep aklımda...hele ayaklarımda kırmızı oje varsa...
    çok uzun oldu biliyorum bu yorum...
    sevgiler....

    ReplyDelete
  13. Suya bir taş atıldığında su karmakarışık olur. Halka halka dalgalar yayılır suyun düştüğü yerden. Önce kuvvetli, güçlü ve sık. Sonra yavaş yavaş dalgaların şiddeti azalır, iki dalga arasındaki zaman uzar ve yavaş yavaş yeniden durulur su. Eski dinginliğine kavuşur yüzeyde ama atılan taş hep oradadır. Suyun içinde, derinlerde öylece kalır.

    Zeynepçim, su durulacak, dalgalar azalacak. Nehir yüreğinde, içinde seninle sarmalanmış olarak hep kalacak. Ama sen zaten bunu en iyi bilenlerden değil misin?

    Seni çok seviyorum

    ReplyDelete
  14. Acını nasıl rahat yaşayacaksan o şekilde yaşamalısın sevgili Zeynep.. Daha o kadar sarsıcı detayla burun buruna gelip, balyoz yemiş gibi olacaksın ki..

    Ama zaman... Zaman herşeyin ilacı. Kalbinden, kalbimizden sevgili Nehir hiç çıkmayacak tabi ki, ama zaman sana/size acınızı yaşamayı, gülümsemeyi öğretecek yavaş yavaş..

    Sevgilerimle
    Berna

    ReplyDelete
  15. GEÇECEK ZEYNEP HANIM...
    GEÇECEK GÜZEL NEHİR'İN VE GÜZEL LEYLA' NIN GÜZEL ANNESİ...
    GEÇECEK GÜÇLÜ KADIN, GÜZEL SEVGİLİ ...
    GEÇECEK ACILI, NEHİR' DEN YOKSUN ANNE...

    HAYIR YALAN SÖYLÜYORUM, GEÇMEYECEK! HATTA BELKİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE, AYLARDA DAHA AĞIR OLACAK, DAHA ZOR... NEHİR' SİZLİK DAHA ÇOK, DAHA ÇOK ACITACAK CANINIZI...

    AMA ZAMAN, UZUUN ZAMAN SONRA YARALARINIZ BIRAZ KABUK BAĞLAYACAK... İYİLEŞMEYECEK EVET, NEHİR' SİZLİĞİNİZ HEP SARSACAK SİZİ EVET. AMA; HAYAT DEVAM EDECEK GÜZEL ANNE... ACILARINIZ HAFİFLEYECEK, ASLINDA HAFİFLEMEYECEK SİZ ALIŞACAKSINIZ BUNA... HAYATINIZIN BİR PARÇASI OLUNCA O KADAR COK HİSSETMEYECEKSINIZ ACIYI ...

    AMA; HAYAT DEVAM EDECEK GİDENLERE RAĞMEN... LEYLA İLE, SEVGİLİNİZ MAHMUT BEY İLE, HAYAT DEVAM EDECEK... EKSIK BİR SEKILDE OLACAK AMA YINE MUTLU OLACAKSINIZ... BU GUNKU MUTSUZLUGUNUZA INAT...

    SİZİ SEVİYORUM...
    SEVGILERIMLE
    HULYA

    ReplyDelete
  16. Nerdeyse baştan beri blogunuzu izliyorum... Bende babamı kabettim kanserden, onu kaybettinden kısa bir süre sonra çok yakın can bir dostumu kaybettim, onlar gideli 3 yıl oldu.. Yerleri dolmuyor hep boğazınızda bir düğüm olarak kalıyor, ağlıyorsunuz ağlıyorsunuz ama gene aynı... Yani ağlayın hatta bazen susmayın, çünkü bence ağladıkça ruhunuz rahatlıyor. Lütfen ağlayın kasmayın çünkü başka türlü hiçbir şekilde olmuyor bu iş ....
    Sizi seviyorum, kendinize iyi bakın
    YEŞİM GÜNAY

    ReplyDelete
  17. Siz böyle yazınca çok üzülüyorum. acınızı taa kalbimin içinden hiisediyorum. lütfen iyi olun, lütfen..

    ReplyDelete
  18. Leyla sizin ilacınız olacak. En azından hala çocuk oluşunu sizden ayrı kaldığı zamanın telafisini yapmanız için fırsat olarak görüyorum...Yanlış çağrışımlar yapmaz umarım bu lafım. Duygularınıza bu kadar hakim olmanız bile süper bir şey. Biz olsak hastaneyi yıkardık doktorların başına. Ne bileyim doktorları falan dövmeye kalkar, Türkiye ye canlı yayınla bağlanırdık. Çılgın Türkler olarak. Sizse her şeyi olması gerektiği gibi yaptınız. Olgunlukla.

    ReplyDelete
  19. Teyzemi aniden kaybedeli 12 yil oluyor, adini andigimda (su satirlari yazarken bile) gozlerim doluyor. Siz, kizinizi, caninizi birakip yola devam etmeye zorlanmissiniz. Kolay mi?!

    ReplyDelete
  20. Ben Leyla'yi da dusundum okurken bugun, o aglamiyor demissiniz, bence o da aglamali, icinde kalmamali eger ozlemi varsa, bu sekilde atmali insan. Kolay gunlerin icinde degilsiniz, insan inisli cikisli zamanlarla atlatiyor, ve gecen zaman ile hayata daha farkli bakiyor, bir sekilde aslinda aha guclu oluyor (daha mantikli yaklasiyor, hayata yeni bir pencereden bakiyor) Siz gercekten cok guclusunuz, ve eminim bundan sonra ailece baska insanlarin yaninda olacak, ve yeni olusumlara da imzalar atacaksiniz.
    Hepinize kucak dolusu sevgiler...
    Pelin

    ReplyDelete
  21. Biliyormusun bu dalgalanma olmasa ve sen direkt adapte olsan duyusuz bir kadın olurdun zaten.. öyle doğal ki bu dagalanmalar..
    ama sen öyle duygu yüklüsün ki.. her şekli ile.. hayatın özü budur.. kimi birinden birini daha baskın yaşıyor bu kesin.. Herkes zeynep olamaz.. herkes nehir de olamaz.. Nehir çok özel ve güzel bir yerde o eminim ki çok mutlu huzurlu.. Nehire karşı ailecek olan özleminiz ise hiç bitmeyecek bitmemeli de zaten. Ki sen hiç bir zaman bencil bir anne olmadın.. bunların ötesini düşünebiliyorsundur emınım de.. yazmak ıfade etmek ıstedım.. aklımda ve Dualarımdasın Zeynep.. Allah çok güzel kapılar açsın kolaylaştırsın güç versin en çok ta sana.. Maşallah

    ReplyDelete
  22. http://www.youtube.com/watch?v=luxLf94jkhE


    Belki hoşunuza gider...

    ReplyDelete
  23. canim benim, keske yaninda olabilsem. aglasak, ansak, gulsek, tekrar aglasak..cok zor ama boyle işte..paylasilan zamandan kalanlar olmasa nasil gecer bu kadar zaman? O goruntuler, resimler cok kiymetli, sevgisi,isiltisi hep kalacak, sicacik, piril piril. canim arkadasim. arzu sami

    ReplyDelete
  24. Bir keresinde, benim bir büyüğüm, bir ablamın evine gitmiştik. Annesi vefat etmişti. Kendisi özel bir hastanede doktordu. Anestezi uzmanı. İnanılmaz güzel, modern, mütevazı, güçlü. Birkaç kardeşi var, onlar da doktordu. Yapamadık, iyileştiremedik, diye ağlıyordu için için. Ona bir email yazmıştım. Herkes gittikten sonra, ev boşalınca, nasıl olacaksın, diye. Zaman geçtikçe, aklına düştüğünde gözlerin dolacak. Bir minicik anı kırıntısı çarpıverecek belki seni ve o anda kimse de olmayacak yanında. Çok duygulu bir yanıt yazmıştı, oysa hiç yazmasa bile o yanıtı hissedebiliyordum. Sizi okuyunca aynı şey oldu. Bunu her biriniz, beraber de olsanız, bir başınıza göğüsleyeceksiniz. Kaldı ki o sizin biricik bebeğiniz, bu hayatta kısacık kalabilmiş bir minnoş idi. Size de bu savaşta güç diliyorum. İnsan ne demek istese de tam diyemiyor. Ama anlıyorsunuz, biliyorum. Sizi bir kız evlat olarak, gözyaşlarınızdan öperim.

    ReplyDelete
  25. Sevgili Zeynep,

    Sana sevgiyle sarilmak isterim ve kocaman dalgalara karsi dayanma gucu dilerim.

    F.

    ReplyDelete
  26. Annemi kaybedeli 11 buçukyıl oldu. Yakalandığı kanser illeti 40 gün içinde aldı onu bizden. O kadar zordu ki bir anda onsuz kalmak. Acıya katlanamayacağımı, öleceğimi zannettim. Hatta her dalga geldiğinde çok da istedim ölmeyi, onun yanına gitmeyi. Çok zor oldu kabullenmek. Ama oldu. Her gece rüyamda görürdüm. Bazen gerçekle hayali karıştırdığım olurdu. Bir dönem anne sözcüğünden bile nefret ettim. Yanımda annesinden bahseden biri olduğunda bir bahaneyle ayrılıp, gider ağlardım bir köşede. Gidişini kabullenmek aylarımı aldı. Başlarda onu hatırlatan en ufak bir sözle, tavırla hıçkırıklara boğulan ben artık yıllardır ağlamıyorum. Acı zamanla azalıyor. Yine özlüyorum ama canım o kadar yanmıyor artık.

    Sevgili Zeynep, çok zor bir dönemdesiniz. İçinizden nasıl geliyorsa, öyle yapın. Ağlamak geliyorsa içinizden ağlayın. Yasınızı tutun. Bu acıyı yaşamanız, göğüslemeniz gerekiyor. Allahtan Leyla var, size çok büyük destek olacak Leyla. Siz de ona. Size şimdi hiç geçmiyormuş gibi gelen zaman bir şekilde geçecek. Her şey insanlar için. Mutluluk da acı da hayatın parçası. Ve zaman tüm yaraların ilacı...

    İyi olacaksınız. Nasıl ki her gecenin sonunda güneş yeniden doğuyor, siz de bu acılı dönem bittiğinde, yeniden gülümseyebilecek, mutlu olmaya çalışacaksınız Zeynep.

    Saygı ve sevgilerimle,
    Dilek

    ReplyDelete
  27. Keske soyleyebilecek, sizi teselli edecek bir seyler bulabilsem ama yine en guzelini siz soyluyorsunuz: "yasimi tutuyorum..."

    Dayanma gucu, sabir ve size iyi gelecek diger hersey umarim ihtiyaciniz oldugu surece sizinle olsun.

    ReplyDelete
  28. bugün bir çift gözde sizinle birlikte gözyaşı döktü. bu bir varlık ortaklığı bir yaşam ortaklığı olarak gelişti ve sanki geçmişte her saniye yanınızdaymışcasına samimi. ben ve benim gibi hisseden herkesin duaları sizinle...

    ReplyDelete
  29. Sevgili Zeynep,
    Bil ki her an sen, esin, guzel Leyla ve biricik Nehir hep dusunuluyorsunuz. Hem de aciyarak degil, ne sansizlar diyerek degil, vah vahla degil. Evet kederiniz cok buyuk ama vah vahla degil saygiyla dusunuyorum ben sizi. Bayazit ailesinin tum fertlerinin birer "healer" olduklarini dusunuyorum.
    Annemin vefatinin uzerinden tam 28 yil gecti. Onsuzluga hic alisamadim ama kabullendim. Yine de bazen oyle bir ozlem ve ic acisi olur ki, nereden geldigini anliyamadan goz yaslari ile resimlerine kapaklanirim. Senin acin cok taze, senin veda ettigin yavrun, inis-cikislarin sadece simdi degil daha cok uzun yillar olucak.
    Baskalarina kucaklar dolusu sundugun hosgoruyu kendine de ver lutfen . Aglaman gerekiyorsa agla, delicesine kosacaksan kos, bagiracaksan bagir, yastiklara sarilip sessizce oturacaksan otur. Sakin kendine zaman ve mekan sinirlamasi verme. Sen en kendini begenmedigin halinle bile Leyla'ya mukemmel anne, esine harika bir hayat arkadasi olursun. Ileride o video kayitlarini, sesleri ve goruntuleri gulumseyerek izleyeceksin ama henuz degil.

    Bu kelimelerle sana destek mi oluyoruz yoksa seni daha mi cok uzuyoruz onu da tam kestiremiyorum. Tek bildigim sizler icin carpan cok yurek , sizlere dogru akan cok sevgi oldugu.
    Gunleriniz aydinlik olsun.Sana kocaman sariliyorum.
    sevgiyle
    natali

    ReplyDelete
  30. Çocuksuz Geceler / Fazıl Hüsnü Dağlarca



    Bu gece beni terk ettin çocuğum
    Ki hala ellerimde bir şafak.
    Herkes ölürken son anda
    Bir gece hatırlayacak.

    Birikti serçeler saçaklara
    Davetler gibi uzaklardan.
    Ülkeler midir ki varılmaz
    Uykular içre kalan.

    Vaktin saadetiyle durmuş
    Kağıt gemilerim ve rüzgar.
    Seyretsin sonsuz hudutları,
    Harap kalelerinde krallar.

    Çocuğum tarlalar sarardı,
    Nur gibi olgun başak.
    Herkes ölürken son anda
    Bir çocuk hatırlayacak.

    Şiirler bazen ilaçtır....Hale

    ReplyDelete
  31. Sevgili Zeynep,

    Sana diyecek sozum yok, Allah bu acıyı unutturacak bir acı gostermesin demekten ote..

    Sizlere ulasmak istedim ama Amerika'ya dondugunuzu duydum. Sabır ve ic ferahlıgı diliyorum.

    Sevgiler,
    adile

    ReplyDelete
  32. Canım benim, kolay değil bu kadar derin bir yaranın kabuk tutması... Ağlamak kuvvetli ağrı kesici oluyor bazen. Acınızı içimde hissediyorum. Geçen hafta salı sizin evi toparlamaya gittim. Ablam da uğradı, annen de... İnan bizim için de kolay olmadı; kuzucuğumun dokunduğu yerlere dokunmak. Dediğim gibi, ağlamak en tesirli ilacım benim. Nehir'im 3. melek bu güne kadar zamansız yolculadığım. 30 yıl önce kardeşim. 2.5 yaşında kızamık çıkaramadı, kış gününde kasabaya doktora giderken annemin kucağında veda etti hepimize. 3 yıl önce, eşimin kuzeninin oğlu, Bodrum'da havuzda 3 yaşında veda etti sevenlerine. Üçüncü de Nehir'cim. Hepsinin sevinci ve kederi içimde. İnsanın içindeki acıyı, kalın kabuklu yaraya benzetiyorum. Zaman her şeyin ilacı deyimi de oradan geliyor diye düşünüyorum. Arada bir kopuyor kabuk... Yıllar geçse de tamamen iyileşmesi çok zor. Leyla'nın kutu oyununu merak ediyorum, biraz anlatır mısın bize?
    Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.

    Tamame

    ReplyDelete
  33. Sevgili Zeynep,

    en zor zamanlar bunlar, ama inan giderek daha dayanilir olacak. animsamalarin kafana ususen, son zamanlardan istemsiz goruntuler seklinde degil de, daha kontrollu senin cagirdigin anilar sekline donusecek. bana oyle olmustu babami kaybettigimde. birbirinize cok iyi bakin.

    meltem

    ReplyDelete
  34. Nehir iyi, mutlu şimdi. Sizsiz de değil emin olun, sizinle beraber. Siz mutluysanız o da mutlu. Ama sizin için zor, çok zor. Kelimeler ne kadar aciz böylesi durumlarda. Allah yar ve yardımcınız olsun.

    ReplyDelete
  35. Sevgili Zeynep Hanım,

    Blogunuzu bir süredir izliyorum. Sizi kısmen anlayabiliyorum. Kısmen diyorum çünkü, ben de 4 yıl önce bir bebeğimi çok ender görünen bir anomali olan CDH (Konjenital Diyafram Hernisi) sebebiyle Cennete uğurlamıştım. Daha anne karnında iken öğrendiğimizde ve yaşama şansı %50 olarak bildirildiğinde büyük ümitlerle ilk bebeğimizi beklemeye başlamıştık. Doğduğunda ise, onun yaşaması için herşeyi yapmaya hazır hissettim kendimi. Ameliyat sonrası iyiye giderken ise mutluluktan havalardaydım. Ama 3. günün gecesi aniden bizi bırakıp gitmesiyle, herşey eskisinden çok daha karanlık bir ıssızlığa dönüşmüştü. İnsan, dünyaya sığamaz oluyor, ağlamaklar bitmiyor ve hiçbirşey teselli edemiyor.
    Hastaları sayıca az diye bir hastalık, anomali konusunda araştırma yapılmaması, yatırım yapılmaması ve illa da başka ülkelerin peşinden gidildiğini görmek insanı kahrediyor. Bize de sadece şu cihaz bu cihaz var Türkiyede de demişlerdi. Ama ne doğru dürüst bir araştırma, ne doğru dürüst bir istatistik bile yoktu. Ne acıdır ki, zevk ve keyif için, gereksiz birçok şey için sınırsız paralar sarfedilirken, kafalar yorulurken, insanların başlarına gelen hastalıkların çarelerini aramak için bu kadar çaba gösterilmiyor. Acı çeken çektiği acısıyla kala kalıyor.

    Siz bizden çok daha uzun süre ve daha büyük zorluklarla mücadele ettiniz, elinizden geleni yaptınız. Ama Rabbimin takdiri buymuş ve verdiğini aldı. Elbette hepimiz öleceğiz, ama bu hayatta kaybettiklerimizin acısıyla yaşamak daha zor oluyor. Rabbim size sonsuz sabırlar versin. İdarecileri ve bilimle uğraşanları da araştırma ve yatırımlar konusunda bilinçlendirsin.
    Allaha emanet olun.

    Aytekin Akar
    http://ayem06.blogspot.com

    ReplyDelete
  36. Ne zaman dır bloğunuzu izliyor ve heycanla nehir le birlikte döneceğiniz günü bekliyordum ama olmadı işte kader!!!Bi türlü yorum yazamadım ellerim klavyeye gitmedi kelimeler hep boğazımda düğümlendi ama olmadı işte..bugünse cok üzdün beni üzüldüğünü bilmek üzdü beni gene,,zaman dediğin gibi zaman herşeyin ilacı lakin bubun değil hep icinde kanayan bir yara olacak ama yaşamaya devam edeceksin etmek zorundasın leylan icin eşin icin kendin icin yaşamaya devam etmek zorundasın..bir kez daha denesen diyorum minik bir bebek belki daha cabuk toparlanmanı sağlar ne dersin??Rabbim kimselere evlat acısı göstermesin ve seninde yardımcın olsun inşallah..Ne yazacağımı nasıl yazacağımı bilmiyorum ve seni bilmeden istemeden kırmaktan cok korkuyorum..

    ReplyDelete
  37. Kalbim hep sizinle, iyi olmanızı istiyorum, biliyorum çok acı ama siz güçlü bir kadınsınız bunu hepimiz gördük, bu zor günleri de atlatacaksınız, içinizde Nehirin eksikliği daima olacak ama yaralarınız sarılmış olacak, Nehirin yapamadıklarını Leyla'da yaşayacaksınız, o sizin acılarınızı hafifletecek... Kendinize iyi bakın, sevgiler...

    ReplyDelete
  38. Leyla çocuk ya, ona doğası büyümesini söylüyor, sen diyor etrafta ne olursa olsun, sen büyü, işin bu. O yüzden ağlamakta kendini acıya bırakmakta zorlanır, ama bir yandan çevresindekiler de ağlamasın ister, ya da onlar ağlayınca ben de ağlayayım der kötü hisseder, gider gelir. Bana böyle olmuştu. Size de ağlamak lazım tabi. Çevrede onunla daha fazla vakit geçirmeye hevesli yetişkinler olsa, annesi babası dışında, çocuklar dışında, akrabalar veya aile dostları gibi, onlarla vakit geçirmek, yani üzgünler mi ya da ağlıyor mu diye kaygılar duymadığı kişilerle takılmak iyi gelebilir diye düşündüm.

    ReplyDelete