Genellikle yazacak ve konusacak birseyler bulmakta zorlanmam, malum, ama isteksizim bu ara.
Sanirim Nehir'in yoklugu beni bu hafta vurdu. Bir şekilde TR'ye uçmak, dönmek, yeni ev, ufak tefek işler, Leyla'nin okulu derken zaman geçti...şimdi ise...durdu.
Nehir'i kaybettigimiz ilk günlerde bir yandan da uzun hastane sürecinin, hem onun için ama hem de bizim için bitmesinin verdiği bir rahatlama da vardı. Yorgunluk hali.
Şimdi bedenim dinlenince, esas kayıp hissi ortaya çıktı.
Ayaktayım, yapılması gerekenleri yapıyorum, kısa da olsa spora da devam ediyorum...Ama gözyaşlarım durmuyor. Feride iki tane video bağlantısı gönderdi. Biri eğitimle ilgili. Gülerken gülerken ağlamaya başladım. Neden ağlıyorum anlayamadım. Sonra adını koyabildim. Çocukların geleceğinden sözediyor konuşmacı, yaratcılıktan. Birden Nehir'in büyümediği, büyümesini izleyemiyor olmak fikri yakaladı beni.
Ama dediniz ya, ağlamak iyi. Bana da hep iyi gelmiştir. Biriktirmek yerine.
Biliyorum. Ne güzel de yazdınız. Zamanla kabuk bağlayacak. Kimse bekleyemez kısa bir sürede bunu geçirmeyi.
Fatih Bey aradı...Onunla Nehir nüksettiğinde, New York'a uçmadan önce konuşmuştuk. Bizim için zor zamanlarda çok önemli desteği oldu. Yine onunla konuşmak, yaşadıklarımızı paylaşmak çok iyi geldi. Hem doktor, hem hemotolog, hem Amerika'yı, hem de Türkiye'yi biliyor. Sloan'u biliyor...Anlattım. Az da olsa bunların olabilceğini söyledi, bizim için ağzımızda acı bir tat bırakmasının da zor ve üzücü olduğunu söyledi, Sloan'daki memnuniyetsizliğimizi anlatınca. Yine Nehir'in ikinci "tap"inin, ve yaşadığı komplikasyonun onu yıkmış olabilceğini belirterek. Evet. Bu doğru, zaten benim için kabullenmeyi zorlaştıran da bu kısmı. Biliyoruz, nasıl kötüye gitti. Bu beni bırakmıyor.
Çok isterdim, "Her şey en iyi şekilde yapıldı ama olmadı" demek. Bunu diyemiyor olmak, hele onca çabamıza, çabaya rağmen, bu beni çok üzüyor. Karşımıza ne çıkarsa çıksın mücadele etmeye, bir şekilde "yapmaya", "gerçekleştirmeye" programlanınca kabullenmek zorlaşıyor. Aklımla anlamaya o kadar programlanmışım ki, Nehir'in ölümünü anlayamamak, ya da aslında anlamış olmak, yoruyor.
Allah beterinden saklasın.
Bu ama çok doğru.
En azından biz elimizden geleni yaptık. Bunu söylememek en zoru olurdu, benim için. Fatih Bey de tekrarladı, Sloan sonuçta en iyi hastanelerden biri. Ama öğrendik ki mükemmel değil. Nehir'in o kocaman tümörle uçmuş olması bile bir şanstı. Bize birlikte birkaç ay daha birlikte olma fırsatı verdi.
Dr. L'nun elinden böyle bir şanssızlık yaşamış olmamız...diyecek bir şey yok sanırım. Ona hata yaptığı için kızmıyorum. Ama bir şekilde bu işte, tek bir doktorun her işlemi yapışı, çalıştığı uzun saatlerin payı var ise, bu kabul edilir değil. Bu hastane yönetiminin sorunu. Veya "floor"daki bakım yetersizliği, "anlayamadık" lafları, veya bizimle olan iletişim eksiklikleri...
Affetmiyorum.
Bir yorumcu yazdı ya...biz olsak binayı tepelerine yıkar, televizyona çıkardık....diye. Doğrusu içimden geçen binayı tepelerine yıkmak değil. Ama her biriyle konuşup, iyi yapmadıkları işleri anlatmak ve onlardan "Üzgünüz, daha iyi bakmalıydık" sözünü işitmek. İşte ama buradaki hukuk baskısı ve korkusuyla hiçbir doktor dürüst bir şekilde bizimle konuşmayacak, konuşmaz.
Yazık.
Kızgınlığımı akıtmış olayım biraz.
Öfke değil ama. Çünkü Nehir geri gelmeyecek.
Bir şekilde iyi düşüncelere odaklanmanın yolunu bulmalıyım. Bu kısırdöngüye sokuyor beni.
Peki.
Feride'nin gönderdiği videoyu izleyin. Eğitimle ilgili. İngilizce. Adamın esprilerine çok güldüm. Özellikle akademisyenlerle ilgili, saptaması, doğru.
Feride ve Melania'nın sitesi, www.damara-cocuk.com'a giriyorsunuz (anneler için çok güzel bir alan yarattılar!) ve sağda köşede, TED konuşmalarında duruyor. Robinson soyadlı konuşmacı.
cok zor bir zamandasiniz, Allah yardimciniz olsun. bir yardimi olur mu bilmiyorum ama nehir cennetlere uctugundan beri hep aklima gelen birsey var ki anlatmak istedim. Hz. Hatice bebegi oldukten sonra sutleri tasinca Efendimiz (s.a.v.)'e keski en azindan sut cagi dolana kadar yasasaydi diyince, Efendimiz (s.a.v.)ona melekler bakiyor demis. simdi nehirde onlarla sizi bekliyor. buralarda bakilandan cok daha iyi bakiliyor. yine de Cok zor bir sinav Allah sabrinizi arttirsin, en azindan siz elinizden geleni yaptiniz dediginiz gibi. Allah'a emanet olun. sevgi ve dualarimla...
ReplyDeletemelek
Sizi o kadar iyi anliyorum ki...Ben de ayni sebepten olmasa da baska bir saglik problemi nedeniyle hemen hemen ayni uzuntulerle yasama tutunmaya calisiyorum. Benim durumumun farkliligi ben saglikli bir insan iken doktor hatasi yuzunden saglik problemleri yasayan bir kisiyim. Sagligima tekrar kavusmak icin kendi sartlarimla yapilabilecek herseyi yaptim ama olmadi. Duzelmedi.Hayal kirikligi icindeyim. Buyuk bir ofke var icimde. Yasama tekrar nasil tutunacagim ,bu nasil olacak bilmiyorum, zorluyorum kendimi. Bir sekilde tamamen sona ermesede, hafifleyecek Zeynep Hanim bunu en azindan biliyorum. Kendinize cok yuklenmeyin. Acinizin yanisira baska uzuntuleri yuklemeyin ustunuze. Sorgulamak size yalnizca bol bol uzuntu getirecektik. Hastane ve doktorlar hataliydi. Bunu kabul etmek elbetteki cok zor. Ama siz daha ne yapabilirdiniz ki ? Daha nasil kontrol edebilirdiniz herseyi? Hayatimizdaki hersey maalesef bizim olmasini istedigimiz gibi olmuyor. Bu kadar olabiliyormus demek ki demek lazim bazen. Kendinize daha fazla zarar vermeyin lutfen. Bu yasanilan olumsuzlugu sicak tutmak ve surekli hatirlamak sizin tum olumlu enerjinizi alip goturecektir. Sevgili Nehir sizin de dediginiz gibi cok sansli bir cocuktu. Cok guzel bir yavruydu ve cok onemliydi. Ama siz de onemlisiniz Zeynep Hanim. Acinizi sonuna kadar yasayin. Bu sizin en buyuk hakkiniz. Ama artik lutfen kendinizi sizin disinizda gelisen olaylar icin uzmeyin. Lutfen uzmeyin. Durumunuzu biraz olsun hafifletmek size bagli. Cok mu ileri gittim bilmiyorum. Sadece su dusunceden oturu yazdim bunlari. Nehir icin cok uzuldum, hala uzuluyorum Zeynep Hanim. Ama ben sizin icin de cok uzuluyorum. Yapmayin artik bunu kendinize. Unutun hastaneyi, doktorlari. Ve biraz olsun kendinizi de dusunun. Sevgiler.
ReplyDeleteNehir'i cok kısa bi zaman önce tanıdım,hastahanede son haftasında hiç aklımdan çıkmadı.. Bi türlü yazamadım,kendimi ifade edemedim,size ne iyi gelir bilemedim.. Nehirim,kuzum şimdi melek.. siz olmadan cennete girmeyecek.. Kapısında bekleyecek.. Size şimdilik leyla ile bol bol oynamak, gülmek, gezmek, bu günleri geçirirken birazcık sabretmek düşüyor.. Dualarımdasınız.. Leylayı öpüyorum,izninizle..
ReplyDeleteNehir'in ' Nehir'imiz olduğu yerde mutlu biliyorum.Kolay değil yokluğuna alışmak,benim babamın yokluğuna alışamadğım gibi..zamana bıraktım ben,sen de öyle yap....
ReplyDeleteZor, çok zor ...
ReplyDeleteSindiremezsiniz yapılanları yada yapılmamış olanları ama zeynep hanım siz elinizden gelen ne varsa yaptınız. Umarım bu konuda şüpheniz yoktur.
Hatta şunu söyliyebilrimki sizi okurken bir terim vardır insanlar sevgisini göstermek için söylerler" dünyayıyerinde oynatırım "diye.İşte sizin yaptığınız buydu.
Öyle bir güç enerji varki sizde ve ailenizde hayranlıkla okudum sizi.Saygı duydum her anınınıza hiç bırakmadınız kendinizi ailecek ve Nehirde bırakmadı sizden babasından kardeşinden aldığı güçle.
Gelinen nokta bu hikayenin senaryosuna ve karakterlerine hiç gitmedi.
Ne desemki size sonsuz güç diliyorum,
Umaraım Allah bundan sonra size ve ailenize öyle güzel günler yaşatırki yaşanılan zor zamanlar tekrardan Nehirle bir araya gelinceye kadar canınızı acıtmaz.
Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum
Zeynep Hanım;
ReplyDeleteYazılarınızı okurken hep daha kötüsü varmıdır diye düşünüyorum....Evlat acısı.....Çok çok zor. Tarif edilemez,tahmin ediyorum...Sonra aklıma hep şu geliyor....
Torosların eteklerinde ki Antalya'da ki ata toprağım köyüme gidiyorum ara ara.Her gittiğimde canım dedemin ebedi toprağına.....İşte oraya gittiğimde hep gördüğüm ve beni düşündüren manzara; 15 tane küçük küçük mezartaşı....Hikayesi ise çok acı.Daha ana karnında ömrünü tamamlamadan biten hayatlar. Hepsi aynı ananın kuzusu.O ana ki bebeğinin canlı bedenini bile koklayamadan bir ömür bitirmiş.O artık köyümüzün yaşlılarından.
Bence kısa bir yaşanmışlık, hiç yaşanmamışlıktan daha iyidir.Eskiden bende neden biz diye isyan ederdim.Annem kansere yakalandığında daha 17 yaşındaydım.Şimdi ise yaşadığımız hergün için şükrediyorum.Onu çok seviyorum ve onun kayıp gidişini izlerken kahroluyorum, ama yinede onunla yaşadığım hergüne şükrediyorum.Daha anasını bile hatırlamayan onca insan varken, isyan etmek çok anlamsız.....
Zeynep Hanım, duygularınızı o kadar güzel ifade ediyorsunuz ki kendimi yazılarınızı takip etmekten alıkoyamıyorum. o kadar yalın bir anlatış ki, tüm doğallığınız yansıyor yazılarınıza. Kendimi bir nebze yazılarızda buluyorum.
Türkiye'de ki sağlık sistemi,tıpta ki etik bozukluklar, onkoloji hastalarının yaşadığı zorluklar.......İşte bunlar hakkında ki içimde dolup taşan duyguları keşke sizin kadar güzel yazıya dökebilsem....Bunu yapabiliyor olmanız çok güzel...
Yazacak çok şeyim var ama şimdilik gücüm yok.
Sevgiler.
Serap Ünal
Zeynep hanim, kizinisin gecirdigi komplikasyonun sebebi doktor hatasi mi? Buna nasil eminsiniz? Ben sizin eski postlarinizi okumadim, onun icin kusura bakmayin Nehir'in aldigi tedavileri bilemiyorum, kisaca bir tekrarlar misiniz-ozellikle hastanenin, doktorlarin yaptigi hatalari? Ben Amerika'nin en buyuk hastanelerinden birinde kalite kontrol uzmani olarak calisiyorum. Hastanemizin ana gayesi teknolojinin en son olanaklarini ustalikla kullanarak hastalarimiza etkili,guvenilir,kaliteli ve dogru saglik hizmeti vermektir. Sloan hastanesini iyi bilirim. Surekli klinik kalite iyilestirmeyi prensip edinen bir hastane. Eminim Nehir'e cocuk onkoloji tedavi standartlarina gore ellerinden geleni yapmislardir. Neuroblastoma'da tedavi sirasinda olan komplikasyonlar rare degil. Maalesef her hasta tedaviye ayni cevabi vermiyor. Bazi hasta tedaviye cevap verip hic bir komplikasyon gecirmiyor, bazi hasta kanserden degil tedavinin verdigi yan etkiden hayatini kaybediyor. Maalesef bu kacilmaz bir gercek. Eger Nehir bu toxic tedavileri almasaydi tumoru kontrol altinda tutmak zaten imkansizdi. Eger sizi manevi bakimdan rahatlatikca verin Sloan hastanesini mahkemeye. Bu sizin yasal hakkiniz. Eger kazanirsaniz aldiginiz parayi Nehir'in anisina bagislarsiniz.
ReplyDeleteNot: 35 senedir Amerika'da yasiyorum. Burda egitim aldim, o yuzden Turkcem pek iyi degil, kusura bakmayin.
Zeynep Hanim, bugun yegenlerime Twinkle twinkle little star'i calmayi ogrettim, Nehir yukaridaki buyuk yildizinda otururken dinlesin diye!
ReplyDeleteErdemli, dusunerek yasayan insan, boylesine agir bir kaybi ancak bunca paylasimla anlamlandirabilir. Insanoglunun olumsuzlugu tadabilmesinin mumkun olduguna orneksiniz, Nehir ve ailesi. Ortaya koydugunuz tum bu guzellikler, bu essiz paylasim, Nehir'in adini olumsuz kiliyor. Bu Nehir'i geri getirmiyor diyebilirsiniz, paylastiginiz hersey bizlere hayata ve hayatta olmaya dair oyle cok sey gosterdi ki... Nehir bu paylasimin duru, saf sebebi. Yazmaya devam edin, kelimeler geldikce hem de, ifadeler bazen yarim kalsa da olur, suyun durulmasina yardimci oluyor yazmak... Insan hayatinin ne kadar degerli oldugunu o kadar cok anlamaya ihtiyac var ki, hem de en sorumlu ve bilincli haliyle... Sevgilerimi gonderiyorum...
ReplyDeleteHÜZÜN GELDİ
ReplyDeleteTürküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş.
Bir bulut uçardı
Başı boş bedava
Yandı kül oldu.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
Ağaç büyür arkasında koşamam
Kervan yürür peşi sıra düşemem
Yıldız akar uçsam da yetişemem.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Yaranıza tuz olsun,çabuk iyileştirsin diye...HALE
En Hit 10 Şarkı
» Zeynep Beni Bekle 1515
» Gazel 1199
» Şarkı 1120
» Leyla 1084
» Vatan İçin 1039
» Bebeklerin Ulusu Yok 983
» Çekilmez Bir Adam 796
» Aşk Özeti 745
» Ten İçin Sonnet 721
» Vatan Sevgisini İçten Duyanlar 673
Zeynep Hanım,
ReplyDeleteBlogunuzu takip ettiğim günden beri yaşadıklarınızı eşimle de paylaşıyorum. Eşim pediatrik hematolog/onkolog. Ankara'da yaşıyoruz.Özellikle Ağustos ayı boyunca eşime tek sorduğum "okuduklarımı hiç beğenmiyorum, sen ne diyorsun?"a cevabı hep "Allah yardımcıları olsun" oldu. Hep şunu söyledi "çok zor bir hastalık...". Ailemizde kanser vakası çok oldu...Beyin, akciğer,karaciğer,kan kanseri.Uzun tedavi süreçleri sonunda öldüreni de biliyorum, 2 gün içinde öldüreni de.Komplikasyonlardan oldu diye düşünmeyin.Hayır, maalesef kanser işte bu.
nehir bir yıldız gibi yüreğimizde parlıyor:)
ReplyDeleteZeynepciğim,
ReplyDeleteHenüz kanser olup da kanserden ölen birini duymadım. Benim şahit olduğum her durumda ve duyduklarımda insanlar yapılan tedavi ile oluşan yan etkilerden vefat etmekteler. Kanser hastanın kendisine ve çevresine maddi, manevi ve zamana yayılmış büyük zararlar veren en kötü illetlerden birisi. Kanser bir tek hastalık adı değil. Yaşanılan bütün bu ön, yan ve ardçı durumların hepsinin adı.
Kızının hatırına bu kanseri, bu kötülükler bütününü hayatınızdan kesip atmaya çalış birtanem. Lütfen olanı olduğu gibi algılayıp yana koymaya ve Nehir için "yaşamayı, var olmayı seçmeye" çalış. Acını dilediğince yaşa ama kanseri bitir.
Onun adına o kadar çok insana örnek oldun ki zaten. Umut verdin, tecrübe, bilgi aktardın. Sevmeyi, sevilmeyi örnekledin, sevginin, ortak gönül birlikteliğinin çoğalmasını sağladın. Pek çok kendini bu illet karşısında aciz, çaresiz hisseden kişiye örnek oldun, onlara en iyi model oldun.
Sen Nehir'in adını, duygusunu, sevgisini, o küçücük yaşamını bir uzun hayatmışçasına binlerce yaşama ulaştırdın, onların kendi içlerindeki sevgiyi bir diğer insan için ortaya koyabilme ihtiyaçlarına en yararlı zemini sundun. Bizlere sevgi adına çok şey öğrettin, sevebilmemiz için, sevgiyi algılayabilmemiz için vesile oldun.
Nehir hala sevginin, akılla birleşmiş sezgisel aklın ve koskocaman aşk dolu yüreklerimizin diğer adı. Nehir hala umudun adı.
Acı çok büyük. Olanlar her aşamasıyla sadece bir bütün. Detaylar bütünü değiştiremezdi anlaşılan. O şekilde ya da bu şekilde sonuç aynı olacaktı.
Nehirin bize öğrettiklerinin, yaşamımıza kattıklarının listesini yapmak gerek. Ve eğer mümkünse o listeyi yaşamda gerçek kılmaya devam etmek gerek.
Orada başbaşa kalacağın sessizlikten oraya gideceğinizi işittiğim ilk anda korktum zaten. Ama senin kararına saygı duydum zira sizi oraya yerleştiren kişinin Nehir olduğunu ben de biliyorum. Nehir seçti sizler için bu önünüzdeki yılın yerini ve şeklini. O sebeple bunun gerekli olduğuna inanıyorum.
Zor da olsa bu sessizlikteki acı çığlık da yaşanmalıymış demek. Sonrasında bu acıdan en büyük ışığın doğacağına eminim.
Nehir artık sonsuz ve sıcacık bir gülümseme. Nehir'i ve sizi seviyorum.
sebnem
Hep boyle oluyor ne yazik ki, insan bir turlu durduramiyor kafasinda sorgulamayi, durumla hesaplasmayi. Bizler ufacik kararlarimizda bile "baska turlu davransaydim daha mi iyi olurdu?" diye dusunurken, ve siz arkamizda biraktigimiz zamanda onlarca zor karari vermek zorunda kalmisken, simdi hissttikleriniz konusunda sizi anlamamak mumkun degil.
ReplyDeleteAma cok sevdigim teyzem bana hep der ki; "baska bir yol izleseydin ne olacagini asla bilemezsin. Belki seciminin sonucu cok daha kotusu olacakti belki de seni cok daha fazla uzecek bir sey yasanacakti.Su an ne kadar sorgularsan sorgula bunu bilemezsin". O bana bunlari anlatir, ben onu dinlerim ama aslinda hic bunlari duymam ta ki durumu kabulleninceye kadar. Siz de hep soyluyorsunuz ya; zaman herseyin ilaci.
Diyeceksiniz ki bundan daha kotu bir sonuc olabilir miydi ki baska bir tercih yapmis olsaydik. Keske bilebilsek. Zaten zor olan da bilememek ama ben yurekten inaniyorum oyle ya da boyle verilen kararlar olmasi gerekenlerdi.
Ve ben hep suna inandim ve hala da inaniyorum; eger yapilabilecek en ufacik bir sey daha olsaydi hic kuskusuz Nehir onu da yapardi...
Siz kendinize iyi gelecekleri en guzel kendiniz soyluyorsunuz ve ben yine hayranlikla sizi takip ediyorum.
Sabir sizinle olsun. Kucak dolusu sevgiler
Amanin...Güzelim şiirin peşisıra dizilmiş "EN HİT 10 ŞARKI" tembellik edip kopyala yapıştır yapığım için aradan sızmış herhalde...Özür:(
ReplyDelete