Wednesday, September 22, 2010

Şans

Nehir'i uğurlarken, eskilerden beni bilen biri..."Şanssız kızım" diye sarıldı bana. Bir an şaşırdım, öyle de bir an ve yerdi ki, bir şey söyleyemedim. Aslında anlatmak istedim.

Kendimi şanssız bulmuyorum. Hiç de bulmadım.

Hayatta şanslar ve şanssızlıklar olduğu malum ama herhalde son nefeste bir tahlil doğru olur.

Bir de her olayın değişik boyutları var. Nehir'in rassal bir hücre bozukluğu ile karşılaşması şanssızlıktı tabi. Ama bakınca iki kez yaptığımız uçak yolculukları, kocaman tümörlerle, meğer şans imiş. Ch14.18'i yakalamak büyük şans idi. Gelebilmiş olmak...Derken bir şekilde döndü.

Ama hayatta her zaman şanslı veya şanssız olmuyoruz ki.

Düşünüyorum, belki hiç çocuk sahibi olmayacakken bunu iki kez tatmış olmak zaten bir şans. Nehir'in sevgisini yaşamış olmak. Blog üzerinden yaşadığımız tüm paylaşım da bir şans bizim için. Aldığımız destek, yaşadığımız eski ve yeni dostluklar, insanlık. O kadar sarmalandık ki, yazdınız ya, az kişi görür bu sevgiyi diye.

Çetere bitmez.

Gerek de yok.

İkisi birarada, hep. Yine öyle olacak.

Kendi adıma çocukken babamı kaybetmiş olduğum için, "sıramı savdım" gibi gelmişti. Sonra babamın çok yakın arkadaşı, "Hayır", demişti, "Hayat her zaman şaşırtacak". Ne diyeyim. Doğru. "Ezber bozulma" var ise, bu işte tam da o oldu. Hayat demeye çalışıyor ki, ben sürprizlerle doluyum. Bazen iyi, bazen değil. Nasıl baktığımız önemli. Ben tutunanlardan oldum hep. Yine öyleyim. Tutunmak için umut gerekli, gelecekle ilgili olumlu beklenti yaratmak. Ben yine hayal kuracağım. Mutluluk içeren. Belki bir parça buruk ama içinde mutlaka bir gülümseme bulunacak.

Eh bugünün iyi haberi: Üçüncü spor günümü tamamladım. İki yıldan sonra ilk kez. İlk gün yazmadım. İyi bir başlangıç. Lisans öğrencileri ve 70 yaş üzeri arasında benim gibi bir ben.

Leylacım: Herkese tek tek yazamıyorum, kusuruma bakmayın ama beni çok etkileyen birkaç mail aldım. Leyla'yı düşünen, "eski" Leyla'lardan. Ve "genç"lerden. Birincisi, şu önemli, Nehir'in hastalığı az olan bir şey. Yani çocuklara ve gençlere şunu söylemeli, bu size, sizin çocuğunuza veya kardeşinize veya kuzeninize olmayacak. Ve Leyla'yı düşünüyorum. İki yıldır benim ilgimden uzak kaldı, üstelik Nehir beni paylaşmayınca bile gülümseyerek. Ama şimdi onun sarılmaya, sevilmeye, ilgi görmeye ihtiyacı var. Zaten cimcime, "kutu oyunu oynayalım mı" diye peşimizi bırakmıyor. Sabahları uyandığında ve akşamları yatarken ise "anne-kız" zamanı geçiriyoruz. Nehir'in fotoğrafını çantasına koydu. Geçen gün de, aklına nereden geldi bilmiyorum, "Hani kalp kolyeler var, içine fotoğraf konuyor, onlardan alsak" dedi. Doğrusu ya benim aklıma hiç gelmemişti, çok sevdim bu düşünceyi. Eskiden vardı, bizim zamanımızda bile kalmadı herhalde.

Okul ise biraz hafif. O konuda birşeyler yapmaya çalışacağım. Ek kitaplar aldım ama yine de TR'ye alışmışız. Bir haftalık ödevi, bir saat içinde yapıyor. İngilizce destek programına katılsın diye şimdiki okulunu, üstelik bizim "bölge" de değilken seçtik. Ama İngilizcesi ileri olduğu için destek programına alınmadı, ama şimdi o sınıfta. Yani karma bir sınıf. Bu aslında iyi, tamamen Amerikalı olmasından. Kendini iyi hissediyor. Pakistanlı bir Zeynep, Kanadalı, Danimarkalı, Asyalı, Alman ve Amerikalılar var. Ama beni bir düşünce aldı, sınıfın seviyesi ile ilgili. Bakalım bu hafta müfredat toplantısı var, anlamaya çalışacağım. "Biz Türkler okumayı severiz malum" demek gerekecek lazım sanırım. Çok önemsemesem de, çok geri kalsın istemiyorum. Ve biraz "challenge" yaşasın istiyorum.

25 comments:

  1. "Düşünüyorum, belki hiç çocuk sahibi olmayacakken bunu iki kez tatmış olmak zaten bir şans. Nehir'in sevgisini yaşamış olmak."
    böylesı dusunmek herkese nasıp olmaz Zeynep..
    özleminin büyüklüğü bir yana idrakin bir yana.. bu dengeyi öyle güzel yaşıyorsun ki..maşallah..
    Nehirin şu an çok mutlu olduğuna öyle eminim ki.. seni de böyle görmek.. Allah gücüne güç katsın.. şansa inanmıyorum ben.. senin bu görüşündür bence şans..ve illa şans derlerse Anne olabilmek başlı başına şanstır senın de dedıgın gıbı.. Allah Leylaya bereketlı guzel ve dingin bir ömür versin.. çoğalsın sevginiz..

    ReplyDelete
  2. çok ümitli bir yazıydı. siz gerçekten insanlara çok şey öğretiyorsunuz. Leylaya özellikle sevgiler ve öpücükler, kalpli kolyeyi bulursunuz umarım...

    ReplyDelete
  3. Ah Zeynep,çok özel ve çok güzel bir kadınsınız.İçiniz dışınız ışıklı.Siz de kızlarınız da "tinkıl tinkıl litıl sta" sınız.Hepimizin kalbinde önceliğiniz var.Pembe kelebeğin ardında bıraktığı şeker kokusuna bakın.Sizi çok seviyorum...Hale Teyze

    ReplyDelete
  4. Bu yorum belki konu "saptiriyor" olacak (affiniza siginarak) ama Leyla'nin okulu ve odevleriyle ilgili kismi tebessum ederek okudum. Evet, burada okul, odev TR'e gore coooook "hafif." Katya bu yil 1. sinif. Gecen hafta Back to School Night'ta bu yilki mufredati anlatti ogretmeni. Yil sonu itibariyle tam olarak okuyup yazacaklar (zaten Kindergarten'da basliyorlar okumaya yazmaya, 1. sinif devam ve pekistirme niteliginde), ve toplama cikarma yapmayi ogrenmis olacaklar. O kadar:) Bir de science, social studies filan var. O kadar:) TR'de cocugu okula giden arkadaslarimla konustugumda onlar bana inanamiyor, ben onlara:)
    Bilge

    ReplyDelete
  5. Zeynep Hanim harikasiniz.

    Old Navy'den ben oyle bir kolye almistim. Icini acip resim yerlestiriliyorsunuz, isterseniz onu size yollayabilirim, seve seve :))

    Sizi seviyorum..Selamlar:)

    ReplyDelete
  6. En doğruyu o kadar iyi biliyorsun ki! Size başka şeyler söylemek imkânsız. Seviyemin çok üstündesiniz Zeynep, o yüzden; bundan sonrası haddime düşmezlik bir akıl vermecilik olacağından...
    *
    *
    *
    sizi seviyoruz.

    ReplyDelete
  7. Hayat devam ediyor yaşanan herşeye rağmen birşekilde hayata tutunmak lazım ki en önemli sebep Leyla tüm olgunluğuna rağmen oda bir çocuk neticede,Nehiri tanımış olmak benim için bile o kadar büyük bir şans ki tüm zorluklara rağmen gülümsemeyi öğretti bir çoğumuza ve hayatta üzüldüğümüz birçok şeyin aslında ne kadar boş olduğunu sen annesi olarak dünyadaki en şanslı insanlardan birisin bence,sevgiyle kucaklıyorum sizi...

    ReplyDelete
  8. Sans ile ilgili soylediklerine tum yuregimle katiliyorum.
    Donald Trump, "Everything in life is luck" demis. Ona da katiliyorum. Yasadigimiz hersey sans, daha dogrusu yasam sans!!! Yasam suresi bu sansi ne arttiriyor ne azaltiyor.

    Leyla'cigima kocaman saril, op benim icin!!! Cok da yuklenmeyin kizima :) Birak bir senesini de "az odev bol aile" ile gecirsin. Sizinle kutu oyunu oynarken ogrendiklerini de hicbir dersten ogrenemez haberiniz olsun!!

    Opuyorum... Birbirinize cok iyi bakin.

    ReplyDelete
  9. Iste, bazi insanlar sizin gibi oluyor. Onca acinin altindan kalkabiliyor, omuzluyor ve hayata sariliyor. Unutmuyor elbette. Agliyor yeri gelince ama hayati dolu dolu yasamaya devam ediyor. Takdir ediyorum sizler gibileri.

    ReplyDelete
  10. Zeynep;
    Bana bir ses versen -ek olarak-
    d.guralpQhotmail.com
    sevgiler..hem de pembe pembe...

    ReplyDelete
  11. Canım Leylacığım, ne güzel düşünmüş kalp kolyeyi. Küçücük yüreğinde kocaman fırtınalar yaşıyor çocukça gücüyle. Leyla'nın her zamankinden daha çok ihtiyacı var sımsıkı kucaklanmaya. Biz büyükler bazen ağlayarak bazen paylaşarak atıyoruz içimizdekileri. Yeni okulunu, öğretmenlerini, arkadaşlarını çok sevsin inşaallah. Şanssız kelimesine hiç katılmıyorum, aksine şanslısınız. Az şey mi; Nehir'in 3.5 yılda bu kadar insanın kalbine taht kurması? Ne yaşarsak yaşayalım umudun peşinden yürüyoruz, yarınların daha güzel olacağını hayal ederek. Böylede olmalı... Sevgiyle kucaklıyoruz hepinizi.

    Tamame

    ReplyDelete
  12. Canım Zeynepcim,
    Öyle güzel ki ışığını hissetmek:)
    Leyla'ya gelince tahmin edeceğin gibi pek memnun oldum az ödev durumuna. Ida'ya şimdiden ödevsiz okul arıyorum hatta bir de sabah kalkılmayanından bulsam :))
    Leyla'nın kıvrak zekasıyla gerektiğinde tüm araları kapayacağından hiç şüphem yok. Esas şimdi yaşadığı challenge yürek yapan cinsten. Ehh yürek de ağır gider, bol zaman ister, isabet olmuş...
    Frd

    ReplyDelete
  13. bence en güzel şans anne olabilmek kısa sürede olsa nehir le yaşamak...o hayatınıza girdi ve hep kalacak ...bu da bir şans

    tanışmamız...

    herşey çok güzel olacak başkentten kucaklar esra gürbüz

    ReplyDelete
  14. blogu ilk farkettiğimde hepsini baştan sona okudum, ilk defa tanımadığım biri için, bir bebek için ağladım, okudum, tekrar ağladım..nehir bana o kadar çok şey öğretti ki..ve siz, sizin bizlere kattığınız, öğrettikleriniz, gücünüz, sabrınız, metanetiniz..hepsini birarada sadece sizde gördüm ben. Allah bir daha size acı yaşatmasın temennim, Leyla ve eşinizle, tabiki bir de Nehir'(imiz)le birlikte, bizlere öğretmeye devam edin lütfen.sizin de aktardığınız gibi aslında nerden baktığımıza bağlı, hayatta herşey bir şans veya şanssızlık. Yasemin

    ReplyDelete
  15. Sizi teselli edeceğimize siz bizi teselli ediyorsunuz. Bugünkü yazıdan sonra içim daha da rahat. Güzel Nehir'i zaten hep mutlu, hep yükseklerde görüyorum,hissediyorum ve biliyorum ki öyle de zaten...Leyla kızınız sizin için en güzel avuntu, en güzel amaç, en büyük hediye...Hatta içimde size dair yeni yeni daha da güzel umutlar var. Şimdi söylemek için erken ama blogunuzu okudukça belki de benim sizin için hayal ettiğim o güzel umutu sizin de hayata geçireceğinizi göreceğiz.

    ReplyDelete
  16. Sevgili Zeynep Hanım,
    Ne kadar şanlıymışız ki sizi tanıdık. Bizi bırakmıyorsunuz. Sabahları blogu açtığımda ailemin bir parçası olan Bayazıt'lardan havadisler almak ne kadar iyi geliyor anlatamam. Uzun zamandır buraya birşeyler yazmak istiyorum ama hep aynı şeyleri tekrar etmekten çekindiğimden bir türlü yazamamıştım. Spora başlamanız bence çok yerinde bir karar olmuş. Leyla'nın okulunun hafifliğine gelince. Türkiye'de okullar birer malumat biriktirme deposu olarak görüyorlar çocukları. sizin kızınız kadar akıllı, duygusal ve çok değişik hayat tecrübeleri yaşamış bir çocuk bence kimseden geri kalamaz. ama yine de size şöyle bir öneride bulunacağım. Oğlum ilkokul 4. sınıfa gidiyor. Sanırım Leyla ile yaşıt. Eğer ilginizi çekerse onların okulda neler yaptığını, ünitelerini, okuma kitaplarını size bildirebilirim. Hatta bir irtibat adresiniz varsa gönderebilirim de. Bu yıl Küçük Prens'i okuma listelerine almışlar, bir de günışığı kitaplarından çıkan çocuklar için felsefe dizisini. Benim de Derin'in de hoşuna gitti şimdilik. Elbette sizin Türkiye'de görüştüğünüz arkadaşlarınız, Leyla'nın arkadaşları vardır bu konuda ama belki bir diğer görüş de hoşunuza gider diye düşündüm. Kızım Ekin bu yıl lise hazırlığa başladı. 3 yıllık sınav maratonundan çıkmış bir aile olarak ders, yardımcı kitap, konular vs de hayli bilgili olduğumuz söylenebilir. eğer bu çok blogda bu tür konulardan bahsetmeyi uygun bulmazsanız bana esinturken@gmail.com adresinden de istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz.
    Bizleri hayatınızdan çıkarmadığınız için çok teşekkür ederiz. Nehir'in adını yaşatmak için yapılabilecek her türlü organizasyonda, en büyüğünden en küçüğüne herhangi bir konumda yer alabilmeyi canı gönülden istediğimi bilmenizi isterim.
    Sevgilerimle
    Esin Türken

    ReplyDelete
  17. Yazıyorum siliyorum, yine yazıyorum yine siliyorum. Size diyecek bir şey bulamıyorum. Siz zaten en doğru, en güzel şekilde yapıyorsunuz her şeyi. Yalnız şunu bilin istedim. Nehir ve siz duruşunuzla, mücadelenizle, sonsuz sevgi ve gücünüzle bana çok şey öğrettiniz, çok şey kattınız. Eminim benim gibi bir çok kişinin hayata bakışını değiştirdiniz. Size büyük hayranlık ve saygı duyuyorum Zeynep Hanım. Acınızı tüm kalbimle paylaşıyorum. Nehir hep yüreğimde olacak, umuda ihtiyaç duyduğum zamanlarda onun pembe saçlarını okşayacağım. Leyla'yı ve sizi sevgiyle kucaklıyorum. Hayat bundan sonra sizlere hep güzel sürprizler getirsin...
    Dilek

    ReplyDelete
  18. Leyla' ya benim içinde kocaman sarılın :)

    ReplyDelete
  19. zeynep hanım,
    şunu söyliyebilirimki siz benim gördüğüm hayatta en sağlam duruşu olan insansız.Sizin gücünüz ışığınızın hep etrafımda olmasını isterdim yani garip gelebilir ama keşke sizinle yoollar bir yerlerde kesişsede sizin yazılarınızı takip ederek değilde hakkaten hayatımda bir dost sıfatıyla bulunmuş olsaydınız.İnsanın sizin gibi akıllı asil bir dostu olmaması bence ŞANSIZLIK.
    Yaşanılanlar çok zor kelime seçemiyorum şu an. Yanlış düşüncesiz yersiz birşeyler söylemekten korkarak yazıyorum daha doğrusu yazamaıyorum.

    Zeynep hanım güneş farklı yerlerde doğup batsada aynı gökyüzünün altındayız ve ben istanbulun görünmyeen yıldızları altından size ve ailenize sevgilerimi ha birde maşallahımı gönderiyorum in case bu kadar hayranlık içeren düşüncelerden sonra .

    Not:Zeynep hanım leyla için endişelenmeyin bence.Sizin bir saate bitiyor dediğiniz ödevler avrupanın en ünlü okullarındada aynı şekilde.
    Ama fark öğrenilenler emin olun daha kalıcı ve çocuklara birden bilgi yüklemesi yapmadan kontrollü ve sevdirerek işi daha emin götürüyorlar.Yani bir kaç yıl sonra kızınız türkiyede okuyan aynı yaşıt bir çocuktan bir çok şeyi daha fazla anlamış olacak.( ezbere yer yok)

    ReplyDelete
  20. anne karnında çocuğunu kaybetmiş biri olarak söyleyebilirim ki nehir le yaşanan acı daha büyük.. yaşanmışlıklar var, anılar var...ama benim sadece hissettiklerim söz konusu.. bir bilim kadını olarak dimdik duruşunuzu, acınızı yaşayışınızı, kendinizi kapıp koyvermeyeşini kısaca metanetinizi saygıyla izliyorum.
    biliyorum ki nehirimiz artık emin ellerde.. orada iyileşti ve cennet bahçelerinde koşup oynuyor..
    ıthaca ya dönmeniz çok isabetli.. ortamdan uzaklaşmak, acınız hep sizinle birlikte yaşasa bile başkalarıyla bu konuda konuşmamak en iyisi.. ben de olsam aynen öyle davranırdım.. leylacığınız sizden anne babalık bekliyor, daha çok işiniz var, sakın ola ki leyla yı okula götürürken yolları kaybetmeyin:)))))))
    geçen yıllarda yeğenimi, ablamın oğlunu 23 yaşında kalp krizinden hem de üni. kaydını yenilemeye gittiği zaman kaybettik.. dayanılası acı ve üzüntü değildi, başka çocukların da var.. yaşamaya çalışıyorsun..özlem çok büyüyor, yoldaki veya başka yerlerde karşılaştığın insanları ona benzetiyorsun, ama hepimizin gideceği yer orası.. eskilerin değimiyle "gelin girmeyen ev olurmuş da, ölüm girmeyen ev olmazmış" er veya geç hepimiz bu gerçekle karşılaşacağız.. yetemediğimiz yerde psi. yardım da alarak üstesinden gelmeye çalışacağız diğer çocuklarımız için.. s izden büyüğüm, bir kardeşim gibi sımsıcak sarıp sarmalıyorum sizi.. bloğunuzu ilk açtığınız zamanlarda, nehir i merak edip, yazılarınızı gece yatmayıp bekleyen bendim, hani demiştiniz ya yıllar önce lütfen bizim için uykusuz kalmayın diye.. dayanma gücü dileyerek size ve ailenize sağlıklı günler diliyorum..
    nevin

    ReplyDelete
  21. Zeynep Hanim,

    Size gercekten hayranim. (Once annem, babaanem, ablalarim tabii ama onlardan sonra) siz inanilmaz bir model oldunuz gozumde. Bir anne, bir kadin, bir insan olarak. Ne diyecegimi bilemiyorum, ama sizi cok seviyorum.

    Gonullu calisma konusunda: Soyle bir eylem plani dusundum. Yanima cocuk kitaplari filan alip gitmek. Zaten iki yegenim var, ve az cok biliyorum cocuklarla guzel vakit gecirmeyi. Bir devlet hastanesine gidecegim. Niyeyse ozel hastanedeki ailelerden cok daha fazla ilgi ihtiyaclari var gibi geliyor. Gerci bilemiyorum. Belki inanmazsiniz ama direnc/red ile karsilasmaktan korkuyorum.

    Iki haftadir gecmeyen oksuruk ve atesim var. O nedenle bu halde gidemiyorum. Ama iyilesir iyilesmez gidince ici daha dolu updateler verecegim size.

    Aylin

    ReplyDelete
  22. "Sans" demisken, ben de, Nehir'i bir kaç dakikaligina da olsa bizzat tanimis olmaktan dolayi, kendimi sansli hissedenlerdenim. Bir yandan da "keske dokunabilseydim" demekten kendimi alamiyorum.

    Kader aglarini oyle ilginc oruyor ki, neredeyse 30 yildir gormedigim arkadasimi, dunyanin bir ucunda, Nehircik'le beraber gorme imkani buldum. Sanki, aradan 30 yil gecmemis de, en son bir gun once gormusum duygusuyla ayrildim yanlarindan... Zeynep iste, oyle dogal ve icten...

    Zeynep'cim, nasil sen Leyla'nin kapasitesini biliyor ve onun icin challenge istiyorsun; oradaki egitim sistemi sana hafif geliyor, hayat da iste senin kapasiteni biliyor ve sana boyle zor challenge'lar sunuyor. Ama sen alninin akiyla geciyorsun tum bu sinavlari, daha da buyuyerek ve guclenerek... Hepimize de yol gostererek, isik tutarak.

    Ama ben ozellikle Leyla'nin onunde sapkami cikarmak istiyorum. Bu surecte, Leyla'nin durusuna, zaman zaman yaptigi yorumlara, saskinlikla hayran kaldim. Insallah onunla da bizzat tanisma imkanim olur da onun da bu tatli, bilge hallerini keyifle gozlemleyebilirim.

    Ithaca'da, aradiginiz huzuru bulup bir daha hic kaybetmemeniz dilegiyle...

    ReplyDelete
  23. bende vay be ne şans diye yaşarken hayatımı arada bi durup,daha kötü olabilirdi diyorum..diyorumda bazen yinede off niye ben demekten alamıyorum kendimi
    hayatın verdiği kadarıyla yetinemiyoruz
    aldıklarını kabullenemiyoruz
    leyla,,
    sende çabuk büyüyecek kızlardan olacaksın,,
    hep daha olgun,hep daha farkında
    iyimi kötümü bilemedim,,keşke daha çocuk kalabilsen..keşke hiç olmamış gibi yaşayabilsen

    ReplyDelete
  24. Zeynep Hanim,

    Hastane faturalari ne olacak? Hatirlatmak gibi olmasin. Halloldu mu acaba? Nasil kalkacaksiniz bunun altindan - sormasi ayip? Birseyler yapmak gerekiyor degil mi TR'de de?

    Aylin

    ReplyDelete