Friday, January 23, 2009

Hassle Free Coffee Time in Parenting: In the Car

Bu sabah Nehir'i parka babası götürdü. Doğrusu bu paylaşmaları daha sık veya düzenli yapmalıyız. Bir iki kez haftada...Telaşsız, evi toparlayıp, yemek yaptım. Raw değil, adzuki beans with brown rice. Oldu. Güzel oldu. Biz ikişer tabak, Nehir de güzel bir tabak yedi.

Ve bugün, turmeric ve cilantro ekti bol bol yemeğine.

İlerleme kaydettik.

Sonra Rice'a gittik, hep beraber. Ben net id almaya çalışırken, baba kız, bahçede oynadılar. Nehir merdiven inip çıkmış. Benim işim için, yine kampüs içerisinde yürüyüş yaptık. Nehir'i omzumda taşıdım. Bu ikinci oluyor. Nedense bu konuda, klişelere takılmıştım, babalar taşır diye, halbuki, fena bir yöntem değil, kucaktan daha rahat sayılabilir. Sadece, yüzünü ve mimiklerini görmemek biraz tuhaf geldi. O da beni görmeye alışmış ki, eğilip, yandan "annee" yapıyordu.

23 Ocak itibariyle, 25 derecede açık havadaydık. Bugün yine burada olmanın Nehir'in tedavi aralarında da bizi ne kadar rahatlattığını düşündüm. Hava nedeniyle içeride kalmak diye bir şey, yaşamadık. Yağmurlu günlerin çoğu da hastane günlerine denk geldi. Houston kışı geçirmek için çok güzel. Medical Center kurmak açısından iyi düşünmüşler.

Rice'tan sonra tam parka gidiyordukki, Nehir arabada uyuya kaldı. aslında böyle zamanlarda da karı koca arabaya Starbucks'tan kahve alıp, keyif yapıyoruz. En azından ben yapıyorum. Hasselfree coffee time. Akademisyenlere yazayım, banana time gibi.

Memorial Park'a vardığımızda uyanmıştı. Ama sanıyorum Rice'taki hareketten yorgundu. Aslında Nehir Hermann Park'ı daha çok seviyor sanırım. Mahmut da söyledi bugün. Orada, ördekler, uzun bir yürüyüş sonrasında kaydıraklar, hoşuna gidiyor. Ama bugünlerde white blood cell leri de ANC si de düşük, open to infection, biz çok istemedik Hermann'ı.

Akşam olup, ne yemek yiyeceğiz sorusunu, Mahmut, Whole Foods'a gittiğimizde, burada yiyelim diyerek beni kurtardı. Dining Area sı var, içeriden yiyecek alıp, yiyebiliyor insanlar. Hızlı, ve pratik oldu. Tomris'i anayım, şimdi kimbilir hangi memlekettesin, çalışkan arkadaşım.

Rahat bir gündü. Nehir akşam bize koltukta (güneş) krem sürdü, "faş" (flush) yaptı... Ne bileyim, maşallah.

2 comments:

  1. Canim benim, bak gordun mu 4 tanesi bitti ve cok iyi bitti. Simdiden sonrasi bundan daha da iyi bitecek. Nehir'cigim icin en iyisini buldunuz ve tum zorluklari (en basta Leyla'dan ayri kalmayi) goze alarak yapiyorsunuz gerekli herseyi. Ustelik size, Nehir'e nefes aldiran araliklar bile oluyor. Bundan iyisini kimse yapamaz haberiniz olsun. Ara ara nobetlesmek cok iyi bir fikir gercekten, hem sizin icin hem de Nehir icin; ben cocuklarin ebeveynlerin herbiri ile ozel vakit gecirmelerini saglikli buluyorum. Coffee break de harika olmus. Su starbucks ne harika bir magaza, insanin birden mood'unu degistiriveriyor. Keyifle yudumlayin kahvelerinizi :)

    Benim tasinma isim en peak noktada, haftaya carsamba aksami ust katta uyumayi planliyoruz. Burak tabiki seyahatte!!!! Sanirim sadece bir tasinmamizda yamindaydi. Yani butun is ellerimden opuyor. ADSL baglantimizin halledilmesi icin ugrasiyorum, umarim bir aksilik olmayacak ve carsamba gunu tasiyacaklar. Benden ses cikmazsa anla ki ADSL'ciler beceremedi organizasyonu.

    Nehir'i koklayin, sonra da kari koca birbirinize sarilin...

    ReplyDelete
  2. Handecim,

    Taşınmada kolay gelsin...üst kat müst kat, yine de eşya topla eşya aç...Zaten bütün işlerin elinden öpedildiğin için sende ya zaten : )

    zeynep

    ReplyDelete