Monday, January 12, 2009

Döndük...


Sabah planladığımız gibi, Zilker Park'a gittik...Austin'e. Bu arada tabi, komik olan göl kenarına giderken, sadece orada zaman geçirmek üzere gitmişken, Austin'e gitmemizdi iki gün.

Göl kenarı, son derece sessiz, özlediğim full sessizlikte, çok sevimli bir yerdi, ama bize soğuk geldi, ve Nehir en çok parklarda iyi zaman geçiriyor. Yani Mahmut'la başbaşa olsaydık, göl kenarından vazgeçmezdik...honeymoon havası var...

Bu Nehir de ne zaman "honeymoon" yerine gitsek bizimle oluyor yaw.

Canımın içi olduğu için olsa gerek.

Öğlen sandviç almakla yetindik Whole Foods'tan ve yola çıktık. Akşamüzeri, dörde çeyrek vardı, arabayı bıraktık car rental'a...ben Nehir'i alıp Hermann Park'a gittim, Mahmut'u dinlenmeye bıraktık...marine etmeyi unutmuşum...

Nehir Hermann Park'ta, bebeğini bir koydu arabaya, bir aldı, uyusun mu, gezdirsin mi karar veremedi. Kendi, "bu ne, bu ne" dolaştı...Ben "sence" deyince, gülerek, "yaprak" dedi, derken, bana yerdeki dalı işaret edip, "sence" dedi...serseri dedim içimden...

Sonra karaya çıkmış gördüğü ilk ördeğe, hafifçe de öne eğilip, "helloo" dedi...alem kız dedim içimden. Sonra da "köpek" diyerek, kovaladı..."köpek"ten kasıt, dün Austin'de parkta okşadığı köpek gibi okşamak istiyor oluşuydu...eeeee, artık ben leb demeden leblebiyi anlar oldum...

6 gibi, artık eve döndük. Baba yemek pişirmişti, benim sabah hafif başlayan başağrım, çok olmuştu...şimdi geçti...kızım uyudu...

Ve biz rutinimize döndük.

Yarın kan değerlerine bakmak için kliniğe gideceğiz. Ev bulma işinde ilerleme kaydetmeliyiz. 

Ve de yapacağım araştırma için çalışma planı göndermeliymişim. Kısaca, ara ara desek...Ya da iki arada bir derede...I'd rather be a sparrow than a researcher, yes I would, if I only could, I surely would...yolda Simon and Garfunkel dinledik de...Ceciliaaaa, you're breaking my heart, you're shaking my confidence latellyyy... Oh Cecilia, I'm down on my knees, I'm begging you please to come home, come on home...

2 comments:

  1. Welcome home Cecilia!

    Bende her zamanki gibi sabah kalkar kalkmaz blogumu actim, ki 1,5 saat önce bir sey yoktu, kalp kalbe karsi durumlar olmus. Ben hadi artik yazsa da neler yapiyorlar okusam derken, kizlari kaldirmadan son bir kez daha bakayim dedim ve yazini gordum.

    Nehir'in, nehir sehrindeki sapkali resmini gorunce ablama hak vermeden edemedim, bilmesem inanmazdim, dedirtecek kadar saglikli duruyor kucuk sekerim.

    Tatilinizin agiz tadiyla sonlanmis oldugunu okuyunca, rahatladim tamamen. Hani arada yazdigin su, acil bir sey olsa...kateter durumlari biliyorsunuz...vb cumleler varya,iste onlar ne de olsa biraz geriyor insani.

    Hersey iste boyle honeymoon havasinda gecer ve Houston'dan aklinizda en cok, Austin tatili yada kesfettiginiz kucuk guzel yerler kalir umarim. Saglicakla kalin...

    ReplyDelete
  2. Ben sana birsey soyleyeyim mi, kucuk kizina toplu sac cok yakisacak!!! Bayilirim soyle gergin geriye dogru toplanmis saca ve Nehir'ime cok yakisacak oyle sac!! Gozleri kocaman cikacak ortaya, o harika gulusu de yerlestirdin mi yuzune, bakmaya doyamayacaksin.... Dilimi isiriyorum, tahtaya vuruyorum ve bir daha da kimselere soylemiyorum... Masallah harika gorunuyor caninin ici!!!!

    Arkadasim sen 2 ara 1 derede neler becermis kadinsin, bir research sana viz gelir!!! Sakin kendini sikma. Ayrica bu elektronik dunyada dunyanin obur ucundan (buradan) destek almak cok kolay, onu da aklindan hic cikarma. Bir ayrica daha, orada 2 akademisyensiniz, bir elin nesi var iki elin sesi var demis atalarimiz!!!! Hic uzme tatli canini ara ara da, iki arada bir derede de olur resaerch!!!!

    Opuyorum...

    ReplyDelete