Saturday, January 17, 2009

Another Day Running Around the Corridors

Dün gece kemoterapi, medikal olarak iyi geçti. Ama sanıyorum öceki günün kurcalamasından, Nehir gece gelen hemşire ve PCA ziyaretlerinde hep uyandı, ağladı...ben uykusuz kaldım...

Bugün ise eve gittim, sabah "dressing change" in olmasını bekledim ama bir türlü gelmeyince hemşire, gitmek zorunda kaldım. Nehir'e yemek ayarlamak için. Aklımda mercimek çorbası vardı, Sandra'dan tarifi aldıktan sonra, eve gidip, anlattığı ölçüde koydum tencereye. Arada arabayı çekmem gerekti, ve mercimeğin dibi tuttu..diyelim...yandı demeyelim.

Ben, mercimekler, ev, tütsülenmiş gibi olduk.

Ve fakat ben mercimeğin tamamına yanık kokusunun sindiğini farkedemedim, ta ki hastaneye gelip, Nehir "ııh" diyene kadar.

Ben yokken dressing change olmuş...Nehir bana sticker'larını gösterdi, "prenses" dedi, sonra da "pamuk" dedi. Derken bizim hemşire ona Barney sticker'ı getirdi, o da en üste, prensesleri kapatacak şekilde yapıştırdı. Tabi bu hali benim daha çok hoşuma gitti, her ne kadar kendi, yeniden çıkarmak istemiş olsa da.

Günün kalanında babadan devralıp, koridorda dolaştık, ya da o koştu ben yetişmeye çalıştım, elimde bağlı olduğu "pole" ile. Artık kendi itiyor, ya da üzerine çıkıyor, ben itiyorum. Bir foto çekmek lazım. O üzerindeyken, ben "wheels on the pole, go round and round" u söylüyorum, çok hoşuna gidiyor. Üzerine çıkıp, "söyle" diyor, "ran en ran" diyor o da.

İşte tam böyle keyifle dolaşırken, Nehir bir anda durdu. Baktım, iki kapı ötede, maskeli bir hemşire var, içimden "demek maskeyi yadırgadı" derken, Hemşire konuşmaya başladı, meğer ben yokken "dressing change" i yapan hemşireymiş. Nehir'cim hemen kucağıma çıktı. Doğa ne tuhaf...puppy behavior...Tüm "yavru"lar tehlikeyi sezinleyebiliyorlar.

Yie böyle gezerken, ikinci kemomuzda yeni admit edilmiş, Güney Amerikalı küçük kızı gördüm, uzaktan...türünü bilmiyorum...ama biraz zor yürüyordu. Göz ucuyla baktım, içimden "bak Nehir iyi" dedim. Gerçekten de şımarıklık yapmamalıyım, mucize değil, iyileşme beklemeliyim...adım adım.

Yine bir turumuzda ise, pat diye bir kız çocuğunun yanına oturuverdi, koridordaki sallanan sandalyelerin birine. Sordum, 7 yaşındaymış. Leyla yaşlarındaki kız çocuklarına bayılıyor. Bugün ben telefon ettiğimde, babası "merhaba de" deyince, "Leyla" demeye başladı. Hastaneye geldiğimde de, "Leyla nerde?", "okulda", "uçakla gelcek"...diye anlatıyordu bana.

Az kadı.

Bakalım bu gece nasıl geçecek. Umarım uyuyabilirim.

İyi pazarlar.

2 comments:

  1. Iyi pazarlar, sizlerede.

    Sizin icin kucuk, ama Nehircigim icin dev adimlarla, kosarak, mutlu sona dogru ilerliyorsunuz, Leylanin gelecek olmasina oyle cok seviniyorum ki. Simdi, ablasi ona nasil moral verecek, kimbilir nasil eglendirecek. Gecmisten aklinda kalan, eski gunlerine onu donduren, evi ile oyuncaklari ile bag kurmasini saglayan kisi olarak.

    Ilk yazilarinda bu kemoterapinin etkileri arasinda, zihinsel olarak da bir seyler olabilecegini yazmis, konusma guclugu vb, ornekler vermistin, Simdi bakiyorumda, ne mentally nede physically Nehirimin hic bir cocuktan geri kalan tarafi yok. Nasil guzel idare ediyor her seyi sayenizde.

    Ne kadar iyi yaptiniz da oraya gittiniz diye bir kere daha, ilk gunlere donup dusunmeden edemiyorum. Oyle korkmustum ki, ya gitmezseniz diye. O aksam Fatih beyin, once beni evden arayip da, sonra sizinle konusmasi, bu kan degerleri ile bu cocuk ucamaz heyecanlari vs. vs. vs.....

    Zeynepcigim oyle cok ilerleme kaydettik ki, kaydettiniz ki, her gunun keyfini yasa. Cok zor bir is basariyorsunuz, senin gucunun onda birinin bende olabilecegini sanmiyorum. Ama bak, gunler geciyor, 4. kemo bitmek uzere. Basinizi yataga koydugunuzda, uyudugunuz her ani kazanilmis bir zaferin komutani edasiyla yasayin.

    Nehircigim, SAGLIKLI VE COK MUTLU! Annecigi ile babacigi minnosunun hep yaninda, Ablacigi da yolda!

    "Bundan otesi Samda kayisi", demisler.

    ReplyDelete
  2. Bizim pazar bitti, sizinki de sonuna yaklasiyor. Bugunun guzel haberlerini sabirsizlikla bekliyorum/z.

    Sana Mehmet'ten bir hikaye;
    Mehmet'in cocuk doktoru Jak Bey bizim apartmanda bir baska hastasini kontrole geliyor. Mehmet de o sirada bahcede oyun oynuyor (4 yaslarinda sanirim). Dr.Jak ceketli falan sanma ki beyaz onluklu... Mehmet adami gorur gormez aglamaya basliyor ve oyunu falan birakip Meryem'e (ablamiz) kosuyor. Meryem aksam geldigimde bana anlattiginda inanamamistim. Ama cok haklisin yavrularimiz tehlikeyi seziyorlar ve guvende hissettikleri tek yer anne ve babalarinin yani-bizim durumda Meryem Abla'nin :). Nehir'cigim en guvendigi kisilerin arasinda, en huzurlu oldugu yerde, en zor savasi basariyla veriyor. Kocaman sarilin ona benim icin...

    Sizi de opuyorum....

    ReplyDelete