Monday, October 18, 2010

Mumlar

Mumlar dün içindi. Nehir'in binemediği bisikleti bırakmak istemedim. Tatlım benim, Nehir'i bisikletimin arkasında, çekilen küçük arabalarda taşımayı çok istemiştim.

Bu sabah bu kez yan komşumla yürüyüş yaptık. Çok tatlı biri, ve benim kafamda biri. Böyle zamanlarda ortak değerlerin din, din ve ırktan bağımsız olduğunu, başka şeylerle, eğitimle de geldiğini görüyorum. Ve dünyaya aynı şekilde bakıyor olabilmenin güzelliğini anlıyorum.

Üstüne, bir de öğleden sonra bu evi bizden sonra kiralamayı düşünen Fransız akademisyen geldi. Dört yaşında bir kızı varmış. Onunla da anneliği, akademisyenliği, Avrupalılığı, Amerikalılığı, akademisyen olarak, konuştuk. Hissettiğimiz suçlulukları..."Bizim okula gel, sen, her gün suçluluk ölçeği üzerinden kadınlar olarak kendimizi işaretliyoruz" dedi...Anne olarak duyduğumuz, akademisyen olarak duyduğumuz, eş olarak duyduğumuz....

Ah işte, tüm dünya kadınları birleşelim demek istiyor insan!

Bisiklet için hava soğumaya başladı. Temiz hava, hareket iyi de, bir de şu var. Ya o soğuk hava yüzüme üfleye üfleye cildim, kurur, kırışırsa! Onu da hesaba katmak ve bazı zamanlar evde güzel bir çay eşliğinde cheesecake yemek lazım.

Hayatın tadları!

10 comments:

  1. Canim arkadasim, herkes gibi ben de hergun okuyorum seni :) Cok yakinda gormeyi cok istedigim evinizi, Leyla ile katettiginiz bisiklet yolunuzu gozumun onunde canlandiriyorum. Bakalim gercege ne kadar yaklasmisim, gelince soyleyecegim :)

    Pazar gunu arabami sizin evinizin onune park edip annene gittim. Donerken aldigim pembe tullere sarilmis sekerleri de Yasemin'e goturdum. "Kim gonderdi?" diye sorunca ben de hic dusunmeden "Nehir" dedim. Once kendisini ornek vererek "Anne, melek olunca senin evine gelip seni gorebilir miyim?" diye sordu Yasemin. "Bilmiyorum" dedim, sonra da "melekler bizi gorebilseler bile biz melekleri goremiyoruz" diye ekledim. Sonra Yasemin "O zaman ben bu sekerlerden birini saklayip Nehir'i ozledigim zaman cikarip bakacagim, onu gorebileyim diye..." dedi. Cocuk olmak, onlar gibi dusunebilmek isterdim. Canim Nehir'imi cok ozluyorum. Sizleri, Leyla'yi, Mahmut'u ve seni de cok ozluyorum canim arkadasim.

    Birbirinize cok iyi bakin...

    Not: Bir de biraz kiskaniyorum, komsularla yuruyusler falan.... :)

    ReplyDelete
  2. çok yazmak istedim size bugüne kadar. ama ne yazacağım nasıl yazacağım bilemediğimden başaramadım. hayata böyle sımsıkı tutunduğunuzu okuyabilmek güzel. anne olmadan anlaşılamaycak bir acı yaşıyorsunuz. keşke bu acınızı biraz olsun hafifletmek elimde olsa. ama inanın kalbim sizinle. Nehir hep aklımda. hergün bakıyorum blogunuza. İnsan bazen aklına bile getirmek istemediği şeyleri yaşamak zorunda kalabiliyor hayatta. Bazen gülümseyerek, bazen ağlayarak okuyorum yazdıklarınızı. Minicik melek Nehir... Cennetten mutlulukla izliyordur sizleri. Hastanedeki kadar acı çekmediğini düşünmek belki bir teselli olur sizin için. İstanbul' dan kucak dolusu sevgiler ve sabırlar sizlere... Tuba

    ReplyDelete
  3. guzel cay ve cheesecake mi: ) vurdunuz beni en hassas noktamdan, izmire gelirseniz sozum olsun ev yapimi idare eder cheesecake ve guzel cay benden!

    ReplyDelete
  4. Kalbimiz sizinle. Ve bunun için illa üzülmüş ya da ağlıyor olmanız şart değil. Hayatın tadları! derken bile sizinle.

    ReplyDelete
  5. Ben sizi hep izledim, okudum anlattım. İzleyiciniz değilim çünkü bir sabah blogumu açtığımda kumanda paneline düşecek yazıdan korktum. Nehir gideli 1 ayı geçti hala gizliden gizliye izliyorum hala ekleyemiyorum. Tıpkı Nehir varmış gibi. Bırakalım böyle kalsın. Ve evet biliyorumki bir yerlerde ve bir zaman Nehir o bisiklete binecek, anneciğinin sepetine...

    ReplyDelete
  6. hayata tutunuşunuzu (yapışmanızı mı desek?) örnek alıyorum sevgili zeynep

    ReplyDelete
  7. Hımmm cheesecake ve çay :) Ben de isterim :))

    ReplyDelete
  8. Belki Nehir' i bisikletinizin arkasında taşıyamıyorsunuz ama okudukça onun hep aklınızda ve gönlünüzde olduğunu hissedebiliyorum....

    Bu arada o kadar kilometre uzakta ne kadar çok kafadaş buldunuz kendinize :)

    Kalkıp oralara gelesim geldi :))

    ReplyDelete
  9. merhaba,

    bir kitap önerisi de benden. okumadım ama başlığı hoşuma gitti:
    It's All About the Bike: The Pursuit of Happiness on Two Wheels:
    http://www.amazon.com/Its-All-About-Bike-Happiness/dp/1846142628/ref=sr_1_1?ie=UTF8&qid=1287581768&sr=8-1

    Belki kitapçıda falan gözünüze çarpar.
    Sevgiler
    Neo

    ReplyDelete
  10. "I won't hesisate, no more, no more, it cannot wait...I am yours"
    daha önce bu şarkıyı hiç dinlememiştim, sizi takip etmeye çalışıyorum.
    Bugün bu şarkıyı fizy'de buldum ve dinlerken Nehir için dua ettim.O hep sizinle olacak..

    ReplyDelete