Saturday, October 16, 2010

Arka Plan

Pandalari değiştirdim. Yoğun bakım günlerini hatırlatıyordu. Nehir'e sarılmayı nasıl özlediğimi, o zaman da, şimdi de...

Dünkü yağmurlu havadan sonra, bugün hava kuru olunca, Leyla ile bisiklet turumuzu yaptık. Eh, bizim bisiklet düzeyimizde, ve benim ahmak ıslatan yağdığında bile şemsiye açma alışkanlığımda, tahmin edileceği gibi, havalar etkiliyor tabi, gezintilerimizi. İdeali Leyla'yı her havada bisikletli olmaya alıştırmam, ama artık o kadar ideal anne olmayayım. Aklıma küçücük bebeklerin yüzlerini buruştursalar da annelerinin, babalarının bisikletlerinin önündeki sepetlerde gidişleri geldi, Kopenhag'taydı. Ne yapalım bisiklet yolu vardı da biz mi binmedik, yani. Ya da dümdüz bir coğrafya.

Evde kalacağımız bir günken, Meral, çaya gelin dedi. Elimiz boş gitmeyelim diye, yolda bir pastaneye uğradık, ve "patisserie" isminden anlaşılacağı gibi, ama Ithaca'da bulmuş olmaya yine de şaşırmış şekilde, sanki Fransız bir pastanesine girmiş gibi oldum. Ekler aldık. Ama yazmamın esas nedeni, 25-30 yaşlarındaki tatlı kızın, saçlarıma, "Ne kadar güzel saçlarınız var" deyişiydi. Pembe, gönlüm sende! Şimdilerde ilk zamanki fuşya renk yerini daha açık pembeye bıraktıkça, "normalleşiyor". Hele burada! "Genç"leştim! Biraz da aykırı bir duruşa sahip oldum. O işte komik yani, pek sayılmam ya da hiç olmadım... Değişiklik oldu. "Beni kategorize etme".

Meral'e gitmek ise bugün ilginç oldu. Nehir'e aynı yıl doğmuş oğlunu, ilk kez bugün gördüm. Kasım ayında üç yaşında olacak. Nehir gibi, uykusundan ağlayarak uyandı, annesinin kucağında kaldı uzun süre...ahhh...acaipti ne bileyim. Ama bir yandan da çocuklarla konuşmayı çok seviyorum. Çay koyarken, bana çaydanlığı nasıl tutmam gerektiğini gösterip, sonra da, "Gud jaaab" derken gülümsememi tutamadım. Ya da elimden tutup, bana oyuncaklarını gösterirken. Sanki tüm çocukların ruhları bir gibi, her çocukla birlikteyken, Nehir benimle oluyor. Bazen zor gelse de, aslında mutlu oluyorum. Bugün hele, Leyla da bizimle olup, Can'la, her zamanki yumuşaklığı ile oynayınca, özlemiş olduğumu anladım. Leyla'nın nasıl sevecen bir abla olduğunu. Nehir çok şanslıydı.

Yarın Nehir'i toprağa verişimizin 40ıncı günü.

12 comments:

  1. Evet, bence de Nehir cok sansliydi, Leyla gibi bir ablaya, sizin gibi bir anne-babaya sahip oldugu icin. Siz de onun ailesi, en yakinlari oldugunuz icin cok sanslisiniz, bu en zor zamanlarda bile birbirinize kenetlenebildiginiz icin bir de. Gelecek gunlerin size hep cok guzel seyler getirmesini tum kalbimle diliyorum.
    -Hale

    ReplyDelete
  2. Dun gece hep nehiri, sizi dusundum tinkil tinkil mirildanirken...bilge

    ReplyDelete
  3. Kalbim hızlı çarparak okuyorum ben bu sayfaları...Hala tam adını koyabilmiş değilim.Her satırda sahneyi gözlerimin önüne getirmeye çalışıyorum...Ne kadar uzaktasınız ama ne kadar da yakınsınız...Pembe şekerlik Nehir'i hiç görmedim,ama kızım Kumru'ya I'm yours dinletiyorum,Nehir'i düşünüyorum...O sizin bebeğinizdi her zaman, hep de öyle kalacak(bebekler annelerinin karnında iken annesinin bebeği,dünyaya geldiklerinde ise herkesin bebeği oluyorlar biranda)...Tüm güzellikler sizinle olsun.Leyla harika bir çocuk olarak yetişecek,hissediyorum...

    Tüm sevgilerim(iz)le;

    Dilek@Kumru

    ReplyDelete
  4. Sanırım bisiklet, yalnızca bu bloğun arka plan görüntüsü olmakla kalmayıp,ailecek iyileşme sürecinizin de bir sembolü olacak...Bunu bütün kalbimle diliyorum...Hale (the dentist!)

    ReplyDelete
  5. Zeynep hanım leyanın duruşu o kadar size benziyorki... Aslında ne yalan söyleyim görünüş olarakta size benziyor.Mahmut bey kusura bakmasın,
    Dilek hanımında dediği gibi leyla harika bir birey olacak hatta şu zamanda iç huzurunu yakalamış nadir insanlardan olacak,
    Etrafındaki herkesi hayran bırakcak bir kişiliği olacak.
    Bu söylediklerim gidişattan belli.
    Maşallah leylaya
    Sevgiyle kucaklaıyorum hepinizi

    ReplyDelete
  6. yakinlik hissi kan bagiyla ve mesafeyle olmuyormus. ben de gun gun sayiyorum nehir'in yoklugunu.. yine de sizin icin hayatin bir sekilde, bir yolda ilerlemesini gormek ne huzur verici...leyla'ya kucaklar size cok sevgiler...

    ReplyDelete
  7. kisacik omrunde bir omur boyu yasayanlarin gormedigi sevgi ve ilgiyi sizlerle paylasabildigi icin cok sansliymis Nehir...
    bol bol sabirlar diliyorum yeniden.
    sevgiler

    ReplyDelete
  8. merhaba zeynep hanım bende uzun zamandır takip ediyorum bloğunuzu ve çok hüzünleniyorum okurken kendimi sizin yerinize koyuyorum hep,kendim anne olamama rağmen..eksik kalmayı bende annemi kaybettikten sonra öğrendim..allah hibir anneye evlat acısı vermesin inşallah sevgilerimle..

    ReplyDelete
  9. Zeynep'cim,

    Hergün yazamıyorum, seçtiğim kelimelerin anlamsız olduğunu hissediyorum ama yazılarını, sizleri takip ediyorum. İyi ki sen çok çok daha iyi bir yazarsın :)

    Bugün blogunu açınca mumları gördüm. Nehir için...Işıklar içinde olsun minik melek. Aslında bence kendisi ışık şimdi. Ama senden birşey rica etsem, arka planı sonra yine bisiklete çevirebilir misin? Mumlar Nehir için ama bisiklet de sizin için :)

    Sevgilerimle

    ReplyDelete
  10. 40gün 40 yıl geçecek nehir hep bizimle olacak başkentten kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum esra gürbüz:)

    ReplyDelete
  11. Nehir'cim. Bugün de aklımdasın.. Hiç çıkmıyorsun ki. Gökyüzündeki bulutlardan tut, pembe elbiseli her kız çocuğuna; her şeyde bir iz bırakmışsın. O izleri takip ediyorum gün içinde. Annenin, bir hazine değerindeki bu bloğuna göz gezdiriyorum defalarca. O profil fotoğrafı yok mu. İşte beni o bitiriyor. O gülen boncuk gözler, içimi eritiyor.
    Zeynep hanım, eminim Keşke'yle başlayan cümlelerden ziyade sadece derin, doldurulması imkansız bir boşluk vardır içinizde. Bir mücadele ancak bu kadar güzel verilebilirdi çünkü. Bir anne-baba, çocuğuna anca bu kadar sıkıca sarılabilirdi nefes aldığı süre boyunca.

    Canımı acıtan bir diğer şey de Zeynep hanım, eski post'lara bakıyorum. Onlardaki azminiz. Nehir yaşasın da nasıl olcaksa olsun tavrınız. Pamuklara sarıp sarmalanmış sevginiz ona karşı. Beklentisiz. Sıcacık. Ürkek ama umut dolu.

    Her an aklımda, kalbimde, dualarımda, 4 yaşındaki yeğenimle yaptığım park gezmelerinde, cd çalarımda, bilgisayarımda, twinkle twinkle little star'da, Mary Poppins'de... siz varsınız.

    Cennetteki 40. günün kutlu olsun, canım Nehir!..

    Esin

    ReplyDelete
  12. Merhaba
    Bisiklete bir alistiniz mi birakamayacaksiniz. 2 senedir Hollanda'da yasiyorum ve ilk bisikletime burada sahip oldum. Aradaki acigi kapatmak adina, geldigimden beri her gun, her turlu hava sartinda bisikletin tepesindeyim :)
    Nehir ara ara hep aklima geliyor ve siz, yasadiklariniz, duygularinizi acik acik paylasmaniz. Size yazdigim mailimde de anlatmistim... Hep mutlu, huzurlu ve saglikli olmanizi diliyorum.
    Duygu

    ReplyDelete