Thursday, March 5, 2009

MIBG

Sabaha karşıydı, uyandım, daha doğrusu önce Nehir uyandı ve ben tekrar dalamadım.

Şimdi dalmak üzereyim.

Aslında genelde, her yazdığmda, çoğu kez, uyku bastırmış oluyor. O nedenle de spelling, imla, hataları yapıyorum. Aydacım! Mahmut söylüyor zaten. Üstelik bu, bir kez sonradan bakılmış hali.

Sabah ben ayaktaydım, yine de saat 8.00'e on vardı, daha varmamıştık, telefon geldi. "Neredesiniz?" diye. Arayan hemşire de tanıdığım hemşire, ilk onun yanında göz yaşı dökmüştüm, "İstanbul"u da seviyor imiş..."muhabbetimiz" var. Biz de "kapıdayız, register etmeden ben Nehir'i getirsem, while my husband registers" dedik, "That would be great" dedi.

Aşağıya indiğimizde, Nehir'le, durum açıklığa kavuştu. Bu kez hastane golü doktora atmış. bizim randevuyu saat 6.30 biliyormuş. Anlaşılan hemşirelere, ve diğer görevlilere "canısıkkın" davranmış. Neyseki, kapıdaki görevli, 6.30'ta buranın kapısı bile açık olmaz dedi, "Don't worry, it's not a big deal" dedi. Mahmut da hemen geliverdi. Genelde, register işini yapan kadın çok yavaştır, şaşırdım. Meğer, hemşire aramış, kağıtları hazırlamış kadın.

Bakın, isteyince oluyor.

Saat 7.50'de oradaydık, 8.15'te uyutmuşlardı. Anestezist de daha önce Nehir'i görmüş bir kadın doktordu. Çok tatlı diye aklımda kalmış, ama hangi işlem hatırlayamadım. "Me neither" dedi, gülerek. Bilmiyorum, biri dışında, anestezistleri çok seviyorum ben, çok sempatik, anlayışlı oluyorlar. Sonuçta Nehir'in ağrı sızısını dindirdikleri için olsa gerek. Nehir yine hırkamı bırakmadı, yatarken, ve yine "Give her a kiss" dediklerinde, uyumaya başlamış oluyor artık, içim ürpererek ayrıldım yanından.

Çok duygulanmayın, hemen üzerine kahve, bagel yemeye gittik. Gerçi, normalde bekleme odasında oturuyoruz yerken, bu kez karşı binadaki kafeteryaya gittik. Biraz uzağa gitmek hoşuma gitmedi. Çabucak yiyip, döndük.

Uyandığında, mızmız ve açtı. Önce su içsin dedikleri için, ve Nehir "İstemiyorum" dediği için, biraz zaman aldı. Eve geldik ve geç bir kahvaltı etti Nehir.

Sonrasında ben yorgun, baba yorgun, hava 80 derece, evde kaldık. Geç bir öğle yemeği yedikten sonra, "uyuyan güzel" babayı evde bırakıp, parka gittik. Bu kez daha aktif oynadı, "acaip" bakışlar altında. Nehir'in kirpikleri, kaşları çok az olduğu için, saçı da yok malumunuz, 3-4 yaşındaki çocuklar "baby" diyorlar. Kategorize edemiyorlar. Saç yok, diş var, konuşuyor, ama emzik var...gibi

Bugün en tatlısı, 6, 7 yaşlarında bir kız, "She's so cute" dedi, sonra da "You guys have matching hats, cool" dedi. Evet, bugünlerde ben de şapka takıyorum korunmak ve Nehir'i yalnız bırakmamak için. Havalı olmuşuz meğer. Kanka misali!
Yine çocukların itfaiye arabasini tacizleri, Nehir'in "Benim" deyişleri arasında, birlikte kaydıraktan kaydık, ve Nehir önde, ben arkada, güzel zaman geçirdik. Artık bagajda bebek stroller i ve itfaiye arabasının olduğunu biliyor, bir birini alıyoruz, sonra da diğerini.

Döndüğümüzde baba daha da güzelleşmişti.

Peki, daha fazla spelling hatası yapmadan, ve sızmadan bugünün şakası yine Nehir'den.
Akşam baktrim zamanı geldiğinde, ki her hafta önlem olsun diye, üçer gün, ikişer doz alıyor, yine kaçıp dururken, "Nehir'cim bu ilacı sevmediğini hepimiz biliyoruz ama içmen lazım" deyince ben, fake bir ağlama tonuyla, "Hayıır, Leyla bilmiyor" dedi.

Not: MIBGden henüz haber yok, sanmayın ki merak etmiyorum, çok ediyorum ama çok üzerlerine gitmeden, bekliyoruz.
Nottan sonra: Bürokraside gelinen son nokta, efendim kaşe arabayla on dakika mesafedeymiş, üç gündür kaşelenemedi faturalar. Ödeme istediklerinde, kredi kartlarımız bavulun en dibinde alamıyoruz desek, nasıl olur acaba, ya da arabada kaldı, anahtar da göle düştü... veya Nehir tuvalete atıp, sifonu çekti... anahtar değil ama tahta bir oyuncağa yapmıştı, Sasha Hanım'ın "Yok canım tuvalete atmamıştır, bir bakim", deyip, sifonu çekip, "Aaa" demesi eşliğinde.

4 comments:

  1. Demek ki hemsireden torpilliymissiniz. Bizim gibi sabirsiz her Turk un ihtiyaci bir torpildir zaten...sevindim bu sefer islerin hizli gelistigine...insallah sonucuda boyle huzur verir.

    Anestezist cok onemli benim icin....hicbir anmeliyattan korkmam anesteziden korktugum kadar...bu konuda kendi anestezistim bile var diyecek durumdayim...baskasina teslim olmam...

    nehirin saci falan yok ama kafasinin sekli o kadar guzel-mis ki masallah demek gerekir...gecen aksam skype de annem de soyledi..bu kafa sekli zekanin belirtisidir derler. Eh Nehir de bence bunu kanitliyor.

    Hani buyuyunce punk akimindan dem vurup kafayi kazitmak isterse super yakisir...Bu arada bu akim punk ta olmayabilir demek ki ben oralarda kalmisim.

    Bu hafat sonu Leyla nin programina dahil olabildik:)) Hazir hepimiz virus-free iken birseyler yapacagiz.

    Saglikli ve mutlu Nehir'imi opun benim icin.

    Ben de sizleri cok opuyorum...

    ReplyDelete
  2. Zeynepcigim, oyle yada boyle, kim ne derse desin, bizim burada isleri hizlandirmak icin yaptigimiz her sey inan orada da ise yariyor...Hani en basitinden odemelerde pazarlik icin derler ya, onun gibi.

    Ama ben o ornegi vermeyecegim, baska bir ornek verecegim. Soyle ki; ben Pelin'in dogurdugumda Istanbul'a donmemize sanirim 1-1.5 ay daha vardi. Zaten nufus kagidinin cikmasi falanda 1 ayi buluyor hatta geciyordu. Bu 1.5 aylik surenin nedeni de cocuk buyusun, hemen ucaga ufacik bindirmeyeyim diyeydi. Mercanda once 3 ay, sonra 3 ay 6 ay kalmistik Amerikada. Fakat bu kez ne olduysa, kucucuk evde!, coluk cocuk kalmaktan o kadar bunaldim ki, -simdi dusunuyorum da postpartum blues un da etkisi olabilir-, Oguz'a ben iki hafta sonra gitmek istiyorum dedim. Oda bebek kucuk ama mama, dinlemeyince ben hemen biletleri ayarladi, fakat, daha nufus kagidi yok ortada. Oguz bu yarim is yapip gelir mi,8 gunde gitti geldi, tum evraklari elden takip etti, ve nufus kagidini cikartti!Persembe aldi, cuma da uctuk...

    Bitmedi, ayni sekilde sizinle amerika'ya gidisinde, cok istedigimiz Thomas'in trenleri, raylar gelmis ve fakat, en cok bekledigimiz Round House (buyuk bir parca)gelmemisti. Bize mail de atti, bu parca gelmedi, cok uzulmeyin diye, biz tabi sok kizlarla!!!Ama dur, Oguz bu, -bu arada biz burdan listeyi veriyoruz, amazondan postalaniyor, postada yetismedi-, sen ara tara handi postahanede oldugunu bul, adreste Oguz'un adi falan hic bir sey yok. Postaneyi bul(bunlarin hepsi ucaga binecegi gun sabahi oluyor), bin tane dil dok ve o paketin kendisine geldigine adamlari inandir ve paketi al. Ablam mahkemeye verse postaneyi simdi koseyi donerdi, Round House'um gelmedi diye:-) Biz tabi aksam onun gelmeyecegini beklerken, elindeki koca paketi gorunce kizlarin ve asil benim yuzumde beliren sevinci anlatacak kelime var midir acaba? Asil Oguz'un onu nasil aldigininin hikayesini anlatirken yuzundeki gurur ve huzur gormeye degerdi ya o da ayri...

    Diyecegim odur ki, burokrasi her yerde, ama insanlar da her yerde. Ve yine bir yerlerde, bir evraklar, ulasmasi gereken yerlerde degil...Arkadaslar, lutfen biraz hizlanin, gerekirse elden takip edin. Eminim bunun icin one surebileceginiz, bir suru bahane bulabilirsiniz. Onlarin urgent mekanizmasini isletebilirseniz, her yere o damgayi basiyorlar ve o zamanda her sey hizli oluyor...Sonucta siz 3. dunya ulkesinden geliyorsunuz ve okul bu evraklari resmen, derhal istiyor olabilir...vs vs...

    Neyse, bunlar beklemek fiilinin bana -diger-hatirlattiklari diyelim...

    Pelin'de Nehircigimin resmini ilk gordugunde bebeklik resmi mi demisti. Hala ona soylediklerimi nasil duyabildigini sorguluyor, onun katilmayacagi bir dogum gunune ne diyecek bakalim? Daha soylemedim...

    Herkesi cok cok operim...

    ReplyDelete
  3. Zeynep'cim, sunu eklemek istedim ... zamaninda sen de yasadin, biz bir sene de olsa yasadik, gorduk. Iyiler, hoslar ama Amerikalilarin kafalari robot gibi calisiyor, bir konuya programlanmis, en kucuk hatada islerin tamami karisabiliyor. Oysa biz aksiliklere programlanmisiz, her turlu sonuca gore hareket edebiliyoruz, biraz da tatli dil, torpil derken yoluna girmeyecek is yok ...

    Aman bosver oyle ya da boyle Nehir'cigimizi sagligina kavustursunlar, uzmanliklarini konustursunlar, cok canini yakmadan, onu uzmeden gorevlerini sonlandirsinlar da yavas yapsinlar, zamansiz yapsinlar cok istiyorlarsa ...

    Sonuclar iyi cikacak, biliyoruz, inaniyoruz. Nehir saglikli ve mutlu ... Gerisi bos !

    Sizi coook cok opuyoruz,
    Bilge

    ReplyDelete
  4. "Give her a kiss" sanirim tum pediatri ameliyatlarindan/mudahelelerinden once anne ve/veya babaya soylenen bir soz. Ayni cumleyi Yasemin'in anjio ve ameliyatinda Londra'da, cok benzerini de Turkiye'deki ameliyatlarinda bana soylediler. Insanin ici birseyler oluyor ama hersey onlarin iyiligi icin. Hic aklimizdan cikarmamamiz lazim!!!! Nehir saglikli ve mutlu!!!!!

    Eh Zeynep'cim top varsa, hangi kaleye girecegi belli olmaz. Benim en hosuma giden su odeme zamani "kredi karti bavulun dibinde kilitli kalmis, anahtari da Nehir tuvalete atmis" golu olacak. Kesinlikle hastanenin size attigi gollerin hepsine bedel olabilir. Simdi dusunuyorum da doktor da bayagi firca atmistir ekibe, sabahin 6.30'unda gelip kapi duvar bulunca hastaneyi. Iyi olmus ama belki hastalara yapilan zamanlama hatalarinin ne kadar tatsiz oldugunu doktor kadrosu da anlar bu sayede....

    Ana-kiz park sefaniz pek hosuma gitti with your matching hats :)
    Foto lutfen, hadi bul artik su makinayi Zeynep :(

    Hepinizi opuyorum... Kendinize iyi bakin

    ReplyDelete