Monday, March 9, 2009
MIBG Temiz: Eski Haber!
Yaw, gazetecilikte haber atlatma diyorlardı sanırım, Nurgün bugün bana haber bırakmamış!
Ne yazacağım peki ben şimdi.
Sabah, 9.45 gibi vardık Methodist'e. Biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz, belki de hatırlamıyorsunuz, radyoterapiyi TCH'e iki adım, Methodist de oluyoruz. Oğuz'dan hatırladığım bir bilgiyle, Özal'ın geldiği yer. TCH'den çok farklı. Birincisi adult, ikincisi, yerlerde görmeye alışık olmadığımız kadar halı var, giriş, büyük bir mekan, "cavcav"lı, hep bir piyanist piyano çalıyor...Ve ben hiç sevmedim.
Neden sevmediğimi anlatayım. Aslında bana çokca International Hospital'ı hatırlatıyor. Ve Oğuz'un tanımlamasıyla, "otel-hastane" görüntüsünde. Ve artık, farkında olmadan oldukça alışmış olduğumuz, sırf çocuk hasta değil de, azınlıkta olduğumuz bir mekan rahatsızlık veriyor. Radyoloji-onkolojiye indiğimizde, değişik yaştan "büyükler" var bekleme odasında, açık bir TV, NBC, sabah programları.
Bugün bir anda iyice idrak ettim, TCH'in yaratmış olduğu etki, sanki Alice Harikalar Diyarında etkisi. Çocukların hakimiyetindeki bir dünya, renkli, oyuncaklı...sürreal...ama özellikle komplike hastalıklarla uğraşan çocuklar için bence çok önemli. Şİmdiye kadar bizim mücadelemizi meğer yaratılmış olan bu "çevre" de çok kolaylaştırmış. Piyanoyu, müziği çok seven ben, girişteki piyano karşısında afallıyorum, her sefer. İki farklı dünya. Russell, gelecek yıl radyolojinin de TCH'de olacağını söylemişti. Çok iyi haber.
TCH'i kuranlara, bağışçılara, mimarlara çok teşekkür. "Harika" bir ortam yaratmışlar çocuklar için. Bir yerde yazıyordu, "Children are not small adults" diye...
Evet, işte bu Methodist'te radyolojiye indiğimizde, öğrendikki, gecikmeler var. Bizden önce bir çocuk, acil, gelmiş. Yaklaşık yarım saat sonra, ben yine Nehir'in "hurma, kayısı" larını duymazdan gelirken, içeriden gelen bir hemşire, "Anestezistin başka bir hastayla "stuck" oduğunu, beklememiz gerekeceğini, istersek, yarın gelebileceğimizi" söyledi. Ben, durumu hızlıca değerlendirmeye çalışıp, sakince "Hayır, bekleyelim, eğer Nehir çok "fussy" olursa gideriz" dedim. Biliyorsunuzu bende schedule değişikliği "buzz word" oldu. Bam telim diyelim.
Benim gördüğüm, bekleyen bir anneyi içeri çağrıdıklarıydı, tahminim uyanmakta olan bir çocuk olmalıydı...o kadar uzun sürmemesi gerektiğiydi. Bekleme odasındaki herkese 45 dakika, 1 saat "rötar"lı gideceklerini söylüyorlardı, ben bizi ekarte etme oyununa düşmeye niyetli değildim!
Bu arada Nehir, kendi stroller'ıyla oynuyordu, boyundan büyük, itmeye çalışıyordu. Derken, içeri giren üç kadın, Nehir'e ilgi gösterince aniden, Nehir kaçma teşebbüsünde bulunayım derken, düştü, kafasını tahtaya çarptı ve ağlamaya başladı. İçeriden gelen hemşire, bakmamızı ister misiniz dedi, biz, buz istedik. Bir dakika sonra "Sizi Dr. Paulino görecek", diye içeri aldılar.
Anlaşılan, gelecek sefer rötar olduğunda, bir çelme işi kurtaracak...Şaka şaka, Mahmutçuğum yapmam merak etme.
Her neyse, gerçekten de Dr. Paulino (radyolojist) geldi, kızarıklık bile olmadığını görünce, "Tamam, yok bir şey" dedi, "Russell'la konuştum, sağ bacağında birşey kalmamış, MIBG temizmiş " dedi. Ben rapor daha yok mu acaba diye içimden geçirirken, "Raporu da okudum, hiçbir yerinde yok" muş deyince, Nurgün'ün daha da heyecanlı anlattığı duygular oluştu.
Rahatlama, sevinç, mutluluk...çok şükür.
Beklediğimiz gibiydi ama ben son iki gündür, kafayı takmış...Nehir'in fotoğraflarını karşılaştırıyordum, kafa şeklinde bir değişiklik var mı diye...
Allahım, bu MIBG'lerden daha çok olacağız, lütfen hep böyle devam etsin.
Hemen sonra, ben 75 diyeceğim, yaşlarda anestezi doktoru geldi. Özlemciğim, with all due respect, bu ülkede yaş sınırı kaç kuzum. Gerçi eklemek lazımki, Nehir tonton amcayı çok sevdi. Ve çabucak uyudu. Yarım saat sonra bizi çağırdılar. TCH'e göre çok daha çabuk, ve illa su değil, canı ne isterse diye, çıkıverdik. Hemen eve geldik, Nehir mızmız değildi, sessiz ve uykuluydu. Saat 12 olmuştu. Tahin pekmez, mozzarella, stick cheese... güzel yedi.
Sonra biraz hava alsın diye, aşağıya, posta bakmaya gittik. Gonca ve Nazlı'nın göndermiş olduğu paketi aldık. Büyük keyifle açtık. Nehir'in "Aaa, Barney" diye başlayan "Aaa, bu ne" diye devam eden reaksiyonlarıyla. Çok teşekkür ederiz. Bu arada Nehir bu turu, merdivenleri de kendi çıkarak tamamladı. Elinde posta haber kağıdıyla.
Sonra anne "ilk gün" sendromuyla, baygın yattı, Nehir yanına geldi hemen ve babayı da çağırdı. Ama Nehir uyumadı. Bu arada herhalde uyumuş olmalıyım, bir şekilde içeri girmiş bir handy woman! sesi ile uyandım. Buzdolabına bakmaya gelmiş. Yaptığı, buzları temizlemek olmuş. Yani sanıyorum, eski model bir buzdolabıyla karşıkarşıyayız. "No Frost" hikaye. Bakalım nasıl olacak yaz sıcaklarında.
Kalktığımızda, saat üçe geliyordu, Nehir'e "Makarna yer misin" deyince, "Yaşasın, makarna" dedi. Baba mantarlı, ve peynirli makarna yaptı. Afiyetle yedik. İşte böylece, saat 18.00 olduğunda, baba-kız parka gittiler, anne çamaşır yıkadı (üç makine), başağrısı için ilaç aldı, AC ile bir parça serinledi, yetmedi duşa girdi.
Saat sekiz gibiydi baba-kız döndüler. Akşam da balıklı dürüm, ve yatmadan "peynir"...Bugün 10.5 çıktı sabah, ama asıl yarın bizim scale de bakacağım. Yarın ilk doz ışını alacak, bugün sadece işaretleyip, kendi scanlerini yaptılar, simulation yani. Bakalım nasıl etkilenecek. Öğleden sonra Russell ile randevumuz var. Radyoterapi, 4 gün bu hafta, haftaya 5 gün, ve üç gün sonraki hafta olacak. Bakalım Russell transplant için ne düşünüyor.
Bugün Nehir o kadar sağlıklı ve muzurdu ki...O kadar "normal"di ki, onu izlerken, Mark Dungan'ın transplant sırasında yazdıkları aklıma geldi, "We miss our Sydney" demişti. Anladım. Bu halden sonra zor olacak. Ama bir yandan da Joseph geliyor aklıma, dedesi, 21.gün dediğinde, "iyi" görünüyordu, birkaç gün sonra çıkmışlardı. Evet, sabırla o günleri de geçireceğiz.
Kıssadan hisse: İyiki Nurgün o coşkulu hali yansıtmış, çabucak, anne gel-gitlerinden kurtulamıyor.
Sahi tarihe not, Nehir soyadını öğrendi, Üstelik Amerikan Aksanıyla. Baya-zit. Hep duyuyor ya hemşirelerden, çok güldüm.
İkinci bir not: Leyla yılsonu gösterisinde Kleopatra olacakmış, kaçıracağıma çok üzülüyorum. Can Kök de Sezar. Can Kök, kim mi, bu yıl ki favorimiz. Bu durumda kıkır kıkır bir yılsonu gösterisi olacaktır. Tüh de tüh. "Komedi"ymiş zaten.
Foto: Nehir bugün bekleme odasında "gazete" okurken. Kitabını tutuşuna bakın, bu dergi veya gazete okumak oluyor. Kıvırmış.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Ne mi yazacağım??
ReplyDeleteAynen oyle, benimki ile kiyas bile goturmez...Herkes senin simdi ne yazacagini bekliyordu...
ReplyDeleteGozun aydin, her ne kadar cok takmamis bile gorunmeye calissan da hepimizin kafasinda MIBG vardi. Dun annenden sonra Zeynep sagolsun arayinca telefonda konusamadim...Kendimi o kadar kasmisim anla...
Neyse arasira kakalarin unformed olmasi disinda unformed hic bir sey olmadan, tatil bitti, sıra geldi, uzun radyoterapi haftasina...Kilo da aldiniz bence, cok iyi oldu.
Neler gecti, bu moralle buda gecer, Nehir'in gazete okuyusuna bayildim.dedim ya cok buyudu diye, her bakimdan buyudu.
Bu arada Methodist gercekten de tam anlattigin gibi, ama bendeki hisleri hicde kotu degildir. Iki kizimi da orada dogurdum, simdi Nehircigimin yeniden dogusuna da bir parca ev sahipligi yapma onuruna eristi. Bu hastahane daha ne istesin, once Ozallar, sonra bizler ve simdi Nehircik...Sansli Methodist...
Simdi gidip, yazdiklarini bir daha okuyacagim, sindire sindire...Cunku once hep heyecanla hizli okuyorum, sonra detaylara geciyorum...
Tekrar gozun aydin...
Bir şey söyleyim mi dün gece tam da yatmadan önce güzel rüyalarla mışıl mışıl uyuyacağımızı söylemiştim ya ,aynen öyle oldu. Zeynep'ciğim tam ferzan özpetek karesi; kocaman üzeri müthiş zenginlikte , güzellikte çeşit çeşit yemeğin olduğu( üzgünüm sanırım sizin o healthy bazen isimlerini bile anlamadığım yiyeceklerden değil , basbayağı yoğurtlu ekşi aşları, mercimekli köfteler,analı kızlılar vs.vs.güney mutfağı, hadi bakalım sen de bunları bil!!!)O güzelim masanın etrafında bir sürü tatlı güleryüzlü insan; çoğunu tanımıyorum ama acaba blog takipçileri mi,nedir ?Lütfen uyduruk gazetelerdeki rüya tabirleriyle karıştırmayalım çok ciddi bir meşguliyet içindeyim şu anda!! seni de rüyamda ilk defa görüyorum daha önce nehir'ciğimi görmüştüm,yanında oturuyorum sımsıkı kucaklaşıyoruz,üff öyle özlemişim ki çok iyi geldi seni görmek, sanki canlı canlı geçekten bu müthiş sofrada hep beraber buluşmuşuz sohbet yiyecek gırla..Acaba Mahmut'un annesine de şimdiden haber versek mi malum adana yemekleri falan..Diyeceğim şu ki sanırım hep beraber olacağımız yiyip içip,şölene dönüştüreceğimiz günler çok yakında.Hey blogseverler siz nasıl uyudunuz, güzel rüya var mı?
ReplyDeleteBu arada bizim fıstık ne zaman kleopatra oluyormuş, tarihini bilirsek yılsonu gösterisine biz gidip izleriz kraliçeyi, ne dersin? Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum, öpücükler nergis
Haber gercekten eski ki ben yaziyi unutup nehirimin resmine takildim... O ne guzel oturus ve koca insan gibi okumak oyle...okuduguna yada baktigina konsantrasyonuna bayildim..resmi buyutup uzun uzun yuzunu inceledim...3 ay evvel gordugum kiz degil belli ki...yuz ifadesi inanilmaz degismis buyumus...
ReplyDeletenasilda ozlemisim...
haberin eskiligi ise saka tabiki...
Sevgi teyze beni aradiginda İzmir de havaalanina dogru yoldaydim...bir fasil sevincten orada agladim...sonra havaalaninda Nurgunu aradim ikinci fasil orada agladim insanlarin merakli bakislari arasinda...
ama Nurgunun de konusamadigi dogru telefonu ciglik cigliga hemen kapatti..:))
haber super...eski falan olamaz cunku verdigi mutluluk huzur beni uzun sure idare eder...
hastaneden uzak olmak hayatinizi ne kadar da normallestirmisti...ama neyseki bu radyoterapi suresince evdesiniz...umarim hersey bugunku simulasyon kadar rahat gecer...
Hepinizi cok opuyorum...nice mutlu haberlere insallah...Nehirim saglikli ve mutlu...
Zeynep'cim,
ReplyDeleteOncelikle diyecegim ki bir de yazacak sey bulsan ne olacakti acaba ... ama boyle cok yazdigin gunleri cok seviyorum, hele sesin de pozitifse ucuyorum sevincten ... uykusuz kalma tabii ama bize cok cok okuyacak seyler gonder.
Ikincisi fotograf makinani bulduguna sevindim ama ben de Hala Zeynep gibi fotografi buyutmus hayran hayran Nehir'in oturusuna, ifadesine, sekerligine bakarken bir de ne goreyim ? Laptop bebek arabasinin sepetine atilmis, gelin alin beni diyor ... aman ha onu kaptirma, surekli telefon etmeye baslariz bizi habersiz birakirsan.
Bu kadar iyi bir haber okunma oraninizi bir hafta yuksek tutar, bayati mayati olmaz :) Ozlem'in ameliyat sonrasi senden once ulastirdigi haber nasil rahatlattiysa, Nurgun'un mujdesi de bir o kadar mutlu etti valla. Hadi insallah radyoterapi de sorunsuz gecsin !!
Nergis'cim valla isterim o eksilileri, anali kizlilari. Ya ogren yapmayi bir an once, ya kayinvalideyi Adana'dan getirtelim Zeynep'lerin donusunde yapacagimiz kooooooskocaman partiye ...
Bir dolu opuyorum ucunuzu de, iyi sanslar ! Kolay gelsin !
Bilge
Zeynep'cigim- benim de bu haberler karsisinda gozum dolu dolu oldu. Hakikaten de mucizeler silsilesinin devam edisi, transplant olayinda da devam edecek gibi geliyor bana...ve onu da tahmin ettiginizden daha kolay atlatacaksiniz..bak goreceksin..
ReplyDeleteSen tartida beliren sayilarin dusuklugunden sikayet ede dur, Nehir'in stroller'daki resmi, -ah hele o bacak back ustune atisi, bittim valla- her haliyle, yalniz fiziksel olarak degil tam anlamiyla ne kadar buyudugunun nasil da kaniti. Bir kere, ilk resimlerine nazaran , puseti tam doldurmus vucudu... Bacak bacak ustune atisi, o dergiyi kavrayisi, cevresinden gorduklerini hemen benimseyip (motor and behaviour skills!!)kendine gore adapte edisinin bir gostergesi.. Yani kizimiz is developing as she should be...
Ama en guzeli fotodaki edasi.. (Sen de bir daha bak).. CEvresine ve olanlara hakim,anlayisli ve oturakli...:O)))
Umarim, Nehir'cigim hediye acmak kadar kitap okumasini/okunmasini da seviyordur- coz one is coming her way... insallah kendisi posta kutusundan alacabilecek gucu olur bir iki gun icinde..
Bu arada, gectigimiz gunlerde istemeden delete olmus bircok blog girisinde yollamistim- Bilge, Nergis, Hande ve diger tum blog takipcisi arkadaslarima da bu vesileyle sevgilerimi ve selamlarimi yolluyorum. "keep up the good work: :O))
Sandra
Zeynepcim dogru radyoterapi biraz istahsizlik halsizlik yapar ama hic bir zaman kemoterapinin ilk gunlerindekinden veya ameliyat sonrasindaki o bir haftadan daha kotu olmaz. O kadar zorlu bir sureci cok sukur boyle bir gucle atlattiktan sonra radyoterapinin (hele ki odaga yonelik verildigi icin) yaratabilecegi etkileri Nehirin daha sikintisiz atlatacagina inaniyorum. hani hep hastalik yok hasta var derler ya nehiri simdiye kadar gosterdigi performansa bakarak kendisiyle kiyaslamak en dogrusu. Hele ki O donemde Leylasi ve Hande Teyzesinin (pardon Handecim sen ablami demistin) varligi da ona guc katacak.
ReplyDeleteBu arada Zeynepcim Amerikalilar icin "Retirement is a European concept"
Sevgiler
Ozlem
Merhaba,
ReplyDeleteBuyuk kizin super Zeynep'cim. Sifreler cozduk. Aylarin ve mevsimlerin isimlerini bulduk sifreli yazilmis harflerden. Keyfi yerinde, sana gelecegi icin cok heyecanli, benimle ucakta neler yapacagini bilmedigi icin merakli... Yani bu cephede hersey yolunda.
Harika MIBG haberlerinden sonra eminim o cephede de isler yolunda. Radyoterapi de tereyagindan kil ceker gibi bitecek. Hersey oldugu gibi bu da gol olacak!!!! Nehir'cigim harikalar yaratiyor. Kocaman bir aferin ona!!!!!!!!!!!!!!
Yarin Turkce sinavim var!!!! Hayatta hic buyuk konusmayacaksiniz. Cocuklarinin odevlerine yardim eden anneleri hep elestirirdim, simdi basima geldi. Mehmet'in yarin Turkce sinavi var ve beraber calismamizi istedi. Ben de "peki" dedim. Neden dedim bilmiyorum. Neyse umarim genel bir davranis bicimi olmaz.
Zeynep'cim, ister TCH'da ol, ister baska yerde, emin ol ki Nehir'e herseyin en iyisi yapiliyor. Onun icin en iyi olani buldunuz ve o harikalar yaratiyor!!!
Nehir saglikli ve mutlu!!!!!
Hepinizi opuyorum, kendinize iyi bakin.
Evet Ozlem, Abla'yi tercih edecegim lutfen!!!!!!!!!!!!!!!! :)
ReplyDeleteBence 'abla'yi da kaldir Hande'cim. Sadece Hande de cok guzel ve samimi...:)
ReplyDeleteZeynep'cim, haberi annenin mesajindan aldim ve acaba eski bir mesajmiydi diye hemen geri aradim. Cok guzel oldu bu gercekten herkese iyi geldi. 14 Mart boylece hepimiz icin gercekten bir parti olacak sanirim. Bu arada Demir'le konusamadim ama pabucu dama mi atilmis? Ben hala evlenecekler diye biliyordum :) Opuldunuz. Gulnur
Bir sey daha... Nursen Hanim'larda cekilen aile fotografinizda ben sizi de tutmayi istiyorum. Cok begendim gulen yuzunuzu arkadaslar!!!!
ReplyDeleteZeynep'ciğim
ReplyDeleteHaberi bir de senden dinlemek keyifliydi ama ben Nehir'in fotografına takıldım; o ne ciddi bir ifade gören "the economist"in son yorumlarını okuyor zanneder!Hele beden duruşu,bacak bacak üstüne atışı, bitirdi beni.Kızımız "adult" hastanesine gayet uyumlu bir "adult" olmuş bizim haberimiz yok:) Yakında bekleme odasındaki tv de borsa haberlerini takip etmeye başlarsa şaşırmam. Şaka bir yana, büyüyor ve hızla sağlığına kavuşuyor Nehir'cik.
Hepinizi çok öperim, sevgiler
Ayda