Saturday, March 7, 2009

Evde Bir Gün



Sabahı hatırlamakta zorluk çekiyorum. Kahvaltı ettik. Surprise!

Şaka bir yana bende PMS hali bugünlerde iyice bastırdı. Baba bana bir favourda bulundu, ve Nehir'i sabah parka götürdü. Ben de arada uyumuşum. İyi geldi. Daha da iyi gelen, bugün ben hiç dışarı çıkmadım. Bu evi sevdiğim, ve benimsediğim için, evde kalmak çok hoşuma gidiyor. Çok cozy, ev gibi bir ev oldu.

Baba, parka giderken, dün akşam arabada unuttuğumuz börekleri bulmuş, Nehir hepsini yemiş. Lale Teyze'nin getirdiği yufkalar çok bereketli oldu. Döndüklerinde uyumuştu tabi.

Uyandıktan sonra, bahçeye çıktık bu kez. Küçük su yolları ve küçücük köprüler var, havuz etrafında. Bu dediğim, gerçekten küçük ve dar bir alanda ama Nehir'in hoşuna gidiyor. Bugün, hot tub'da bir çocuk vardı yine. Nehir'in de normalleşip, kendi kendine her isteğini yapacağı günlerin gelmesini istiyorum. Biliyorum gelecek.

Biz suya yaprak attık. Yalnız Nehir, çorbaya kendi koparıp attığı ekmek parçalarından esinlenmiş olsa gerek, yaprakları bütün değil, parçalayarak attı. Buna ne demeli. Bu arada da, bir köprünün sallanan yan tahtasını iyice sallamaya başladı.

Kendi söylediği bir kelimenin ne kadar anlamlı olduğunu farkettim.

Yaramaz yerine Yamanaz diyordu ya...Yaman ve yaramazın birleşimi gibi olmuş, bence Nehir'e çok yakışıyor. Durun, yaman ve naz da olur ki bu da Nehir'e çok yakışıyor. Aynen öyle, hem çok yaman, ama bir anda nazlı da olabiliyor.

Yalnız bu bahçeye inmeler kısa sürüyor, ve kucakla sonlanıyor. Yukarı, merdivenleri çıkmak bize kalıyor. Nitekim bugün de aynen öyle oldu. Aşağıdan babaya el salladık, ve "Babaya" diye yukarı çıktık. Yukarıda bu kez balkon kapısı da açıkken, içeri dışarı girip çıkıyordu. Bir ara eline bir minik plastik ahtapot diş fırçalığı aldı, dışarı çıktı. Mahmut, "Atar mı" dedi, ben "Ben de merak ediyordum, ama hiç teşebbüste bulunmadı şimdiye kadar, aman o cümleyi kullanma, öğrenmesin" dedim ki bu esnada, minik pembe ahtapot diş fırçalık serbest düşüşe geçti. Hay fizik bilgimi seveyim. Bir de serbest olmayan düşüş vardı o neydi sahi?

Her neyse öğleden sonra evdeydik. Zaten bugün Ilgın'lar gelecekti, ve arabayı alacaklardı bizden. Hava ise bulutlu ama sıkıcıydı. pervaneler, air condition, camlar açık...

Evi biraz toparladık. Ben uzun süredir Nehir'in oyuncaklarını elden geçirmek istiyordum, yaptım. Akşam tam köfte ile makarna yapıyordum ki, Özlem aradı. Karem'e raw brokoli yaptığını söyledi. O sırada, artık iştah problemi olmayan kızıma neden raw sebze yapmadığım aklıma geldi, ve Özlem'le konuşurken, dolaptaki brokoliyi çıkardım, yıkadım, kestim, iki ele ihtiyaç duyunca telefonu kapadım. Lime, sarmısak, yoğurt ve brazil nut (az) ile process ettim. Veee, akıllı bıdık anne bu kez makarnaya sos yaptı bu karışımı. Makarna da whole wheat zaten. Nehir sevdi (ben de çok beğendim), ta ki köfteleri görünceye kadar, sonra "köfte, köfte" diyerek köfte yedi. Ama ikiyle sınırlayıp, tüm brokoliyi, ve makarnayı yemesini de sağladım (çok mühim bişi gibi yazmışım, ama hayat böyle basitleşti bizim için, bunlar başarılarımız oldu). Yedi hepsini.

Yemeğin sonunda koltuk altı iyice kaşındı ve kabarmış olduğunu farkettik. Acaba yumurtadan mı diye şüphe ettik. Geçen pazardan beri kaşınıyor, ama bugün kabardı. Bu kez daha "cool" uz, acili, nöbetçi onkoloji doktorunu aramadan, benadril verdik. Bakalım, yumurtayı keselim dedik. Yarın bakacağız.

Aslında MIBG'ye takılmama rağmen, bugün çok keyifliydi. Sakin, sıradan, huzurlu bir gündü. Nehir yemek yerken, sağlıklıyken kendimi çok iyi hissediyorum. Kilosunu yazmadım, çünkü cuma tartamadık. en son, 10.3 idi. Yani 9.9'a göre iyi. Ama şimdi bunun da üzerine çıkarsa, ancak o almış olduğu kiloyu geri almış olacak. Yani 10.7, 10.8 olmalı. Bana bugün yine gayet iyi göründü. Bir şekilde büyümüi, serpilmiş bir hali var, umarım ölçülere yansır. M A Ş A L L A H. Bakalım, salı günü klinik randevumuz var, anlarız. Pazartesi gerçi yine aç kalacak sabah, ve radyoterapi başlıyor ama görürüz. Orada da belki bir tartı vardır. Öncesinde tartarız.

Kısaca asayiş berkemal buralarda.

Size iyi pazarlar.

Foto: Hala deyince hani ev fotosu...evle ilgili en sevimli yeri, balkonu ve baktığımız, havuzun olduğu courtyardı çektim, arkada köprülerden birini de görebiliyorsunuz. Yani Boğaz Köprüsü olmadığı anlaşılmıştır herhalde. Bu evi hemen tutmamızın nedeni, bu baktığı yer oldu. Ve de birazını gördüğünüz, kahvaltı ederken bizim tamamını gördüğümüz ağaç. O da şimdi yeşillendi. Eeee, Istanbul'dan gelmişiz, "manzara"lı ev esastır ya. Ve Nehir benim şapkamı takıyor, dur bakim, fotoğraf deyince bakıyor.

3 comments:

  1. Eviniz cok guzel, cok rahatmis gibi gorunuyor. Havalar guzelken balkonun keyfini cikarsin Nehircigim, sonra insanin nefesini kesen, sicaklar baslayacak. Bir damla esmeyecek, o gunler esas insan evden cikmak istemiyor.

    Ama olsun, Nehircigimin balkonu da var, asansoru de. Onun hayati kolay, gerisi bos.

    Yarin hastaneye gidince eminim bayagi bilgiler edinmis olacaksiniz. MIBG de belli olur herhalde, kasintilarin nedeni de. Sakin sakin, sabirla beklediginiz icin seni/sizi bir kez daha tebrik ediyorum.

    Bu borekler kesin yaradi Nehir'cigime, bana cok buyumus gibi geliyor. Eminim, yarin tartida ortaya cikacak...

    Yarinda itibaren yavas yavas baslayacak, olan yeni tedavi surecinizde bol bol bol sanslar tekrar. Her sey yolunda gitsin, seni vede Nehircigimi cok uzmeden hizli hizli bitsin butun islemler...

    Cok cok sevgiler,

    ReplyDelete
  2. Nehir ne tatlı görünüyor, evinizin manzarası da öyle.İyi sonuçlar alacaksınız ve tedavi/ iyileşme süreci adım adım başarıyla tamamlanacak. Burda kutlanacak doğumgünü partisine ne yazık ki şehir dışında bir toplantıda olacağım için katılamayacağım ama kalbim sizlerle, güzellikleri de blog sayesinde okurum. Bilge'ciğim de sağolsun iletir zaten. zeynep'ciğim sağlık sıhhatle döneceğiniz ve yine mangerie'deki gibi, buluşup saatlerce kalkmak bilmediğimiz, sohbetlerimizi, buluşmalarımızı yapmayı dört gözle bekliyorum.Mekanlar önemli değil,nerde olursa olsun, ne çok özlediğimi fark ettim. Hoş senin düzenli yazıp bizleri merakta bırakmaman , karşılıklı sohbet havasında, sıcacık bir tonda yazdıkların, gönderdiğin resimler bir parça dindiriyor bu özlemi.Mahmut ortada evin babası hem sana hem nehirciğe kol kanat germiş resminiz çok hoşuma gitti, iyi ki foto shop yapmadın, silmedin kendinizi. İşte böyle birbirinize sımsıkı sarılarak, birbirinizi destakleyerek üstesinden gelemeyeceğiniz zorluk olamaz.Tabi Leylacığım da orda, yüreğinizde.NEHİR SAĞLIKLI VE MUTLU .ÖPÜCÜKLER, nergis

    ReplyDelete
  3. Nergiscim,

    Bir önceki commentini sonradan görmüştüm. Bu yıl mekandan ve zamandan bağımsız arkadaşlıklar yılı! Senin yoğunluğunu biliyorum.

    Çok öpüyorum seni!

    ReplyDelete