Bugünlerde iniş çıkışlarım sıklaştı. Belki de hep sıktı, bilemiyorum, bloglara geriye dönüp, okursam anlarım herhalde pattern i ama o kadar bilimsel olamayacağım.
Bugün Nehir'in kakası "unformed" du. Ben bir anda çöktüm. Biliyorum yediği bir şeyle ilgili olabilir. Ama olmayabilir de. Sorun şu. Şimdiye kadar kemoterapi alırken, ameliyat olmadığı için, sonuçta temiz değildi. Şimdi de gözle görülmeyen olduğunu düşünebiliriz ama neyse işte...
Hiç bu kadar gerçek bir korku yaşamadım hayatımda. Kaybetme korkusu.
Çok korkunç.
Bu korkuyla yaşamaya alışmalıyım, ama zor. Bu korkuyu uzak tutmalıyım ama zor oluyor. Çok "vulnarable" bir durumdayım.
Neyseki kızım çok daha güçlü. Bazen, bana sarılıp, "minnoş" diyor. Anlıyor sanki. Öyle zamanlarda utanıyorum. Kim kimin annesi karışıyor. Bir de benimle uğraşıyor çocuk. Bazen de sarılıp, yanaklarımdam öpüyor. O anlarda asılı kalsak.
Nehir sağlıklı ve mutlu.
Nehir sağlklı ve mutlu.
Nehir sağlıklı ve mutlu.
Nehir sağlıklı ve mutlu.
Nehir sağlıklı ve mutlu.
...
Canim, cok zor biliyorum ama giderek azalacak olan bu korkuyla yasamayi ogreneceksin. Esasinda hepimizin icinde birazcik var bu korku. Hepimiz en degerli varliklarimizi su veya bu sebepten kaybemekten korkuyoruz. Bazilarimiz malesef daha kuvvetli yasiyoruz bu korkuyu. Ama inan bana azaliyor, hafifliyor. Zamanla insan icinde bulundugu duruma ayak uyduruyor, onunla yasamayi ogreniyor. Kendime bakiyorum, daha da onemlisi Ebru'ya bakiyorum, hayatin icinde bu korku da ait oldugu yere beynimizin gerilerine gidiyor. Inan hayat sana bu korkuyu beyninin gerilerine atman icin yardim edecek, yeter ki guclu ol, kendini birakma.
ReplyDeleteHaklisin, Nehir'in bagirsak fonksiyonlari herhangi bir sebepten bozulmus olabilir. Icini rahatlatmak icin ara doktorunu, sor Russell'a, hatta bir daha ki sefer (eger ayni sekilde cikarsa) ornek al ve hastaneye gotur. Hicbirsey cikmadigi zaman rahatla, "cok sukur bosunaymis korkum" de. Sonra da rahat uyu aksam. Sakin icindeki korkunun seni yenmesine izin verme. Hic unutma, zamanla azalacak korkun, zamanla onu yeneceksin!!!!
Canim benim bir de aklindan hic cikarma KAYBETMEYECEKSINIZ! Nehir saglikli ve mutlu!!!!
Kendinize iyi bakin...
Zeynepcigim, sana ne desem bosmus gibi geliyor.Cunku bu korkuyu senin gibi dolu dolu yasamadim hic. Hayatimda Nehir kadar yakin hissettigim hicbir cocuga boyle buyuk bir "bela" musallat olmamisti!
ReplyDeleteAma, sen cok guclusun, cok guclusun, cok guclusun! Yoksa bugune gelemezdin, bunu sadece ben degil, seni daha yeni ve bu vesile ile taniyan biri olan ablam da soyluyor; "her seyi bir kenara birak, 2 yasinda bir cocukla, 24 saat gecirmek zorken, yalnizlik, hastalik, maddi endise, tasinma...vb. bircok seyi de ayni zamanda dusunmek cok zor, ama Zeynep cok kuvvetli bir kiz, eminim saglikla donecekler diye", daha dunku mailinde yazmisti. Hani biz arkadasin isek, o dis kapinin mandali idi, ama bak hemen fark etmis oda senin GUCUNU.
Tedavinin sonuna dogru gelindiginde, endiselerinin artmasi cok dogal, belki de, eksik bir seyler kalacak mi korkusu da agir basmaya basliyordur.Bilmem ki. Ama bildigim tek sey, yasadigin korku bence hep ayniydi, sadece sinirlerin daha fazla gergin olsa gerek. Yorgunluktan, yalnizliktan, Leyla'yi ozlemekten...Daha bir suru neden, saymakla bitmez. Cok haklisin, su anda suc islesen, benim gozumde ceza-i ehlyetin yok, oyle diyeyim sana:)
Ama, ne olur beynini egit, egit ki, kotu seyler dogladir ki,ilk aklina gelen olduguna gore, onlarin ilk giden olmasini saglasin. Hemen bahaneler bul, inanacagin gibi, yemektendir de, ilactandir de, ve sonuna kadar ona saril. Baska bir sey yapamazsin ki, zaten de yapma. Olacak olan olur, sen sadece kendini kuvvetli tut. Disardan bakan bizler, senden cok daha iyi goruyoruz inan, tum surecler cok iyi gidiyor, Nehir bu isi basaracak, senin ve Mahmut'un muazaam destegi ile de basaracak...
Bak Murat Fis -okuyorsa kulaklari cinlasin-, doktorasinin en en en son doneminde, karisi ikinci cocuguna hamile iken, birincisi 4.5 yasindayken, doktorlar acik kalp ameliyati olmak zorundasin, her gun risk dediklerinde hepimiz cok kotu olmustuk. Simdi ameliyat oldu, bebek 9 aylik oldu, doktorasi bitti ve ders vermeye basliyor. Ama nefes bile almak icin zorlandigi gunler geceler cok uzundu eminim. Inan seninki de boyle olacak, o zor gunleri yasayan bilir, ama, sonra tekini bile hatirlamayacaksin, yada bu siddette hatirlamayacaksin.
O kadar cok guzel hikaye varki sonunda iyilesen, Nehirim de herkes ornek olacak, biri demisti, tip literaturune gececek diye...Sen guclu ol, agla rahatla, git parkta bagir cagir, icinde tutma, bizle paylas, ama sonunda gucunu kazan, korkunu beyninin arkalarina it.
Unutma tatlim, korkularin hep vardi bence, bizim bilmedigimiz kimbilir kac tane yasadin, farkli degil, sadece fizik olarak daha yorgunsun ve buda senin kirilganligini arttiriyor. Ama dayan iki-uc hafta sonra, kizin, sevgili dostun geliyorlar. Biraz moral olucak sana, simdi git Nehirciginle bir guzel uyu. Diyetin degisikligi eminim bu farki yaratmistir. 300 gr. blki de vucudunun kaldirabileceginden fazla, Zeynep ayda 150 gr. normali dedigine gore, vucut atma ihtiyaci duygu, kendi dengesi acisindan...Ne bileyim, bende bahane coktur, pekde bir faydasi yoktur, ama olsun. Hep isime yarar.
Sen Nehirimin minnosusun. Nehir saglikli ve mutlu, sende saglikli ve cok guclusun. Muhtesem ikili, ustesinden gelemeyeceginiz problem olmayacak, hayat boyu, ana kiz daglari devireceksiniz inan bana...
cok sevgiler...
Zeynepcim,
ReplyDeleteOralardan bize bile yetişiyorsun. Bizleri bile kollamaya çalışıyorsun. Çoğumuz susuyoruz ama benim gibi pek çoğu her güne seni okuyarak başlıyor ve olur da mutlu bir an yaşarsa derhal o andaki enerjiye sizleri de dahil ediyor.
Doğa hamilelik sırasında annelere 9 aylık bir kurs verir. En baş öğretisi ise şu: sen her yönüyle kendini kolla, bebeğin senden ne alacağını ne almayacağını zaten biliyor, doğanın bilgeliğine güven.
Keşke sonraki yaşamlarınızda da sizler için bu mesaj net kalabilse. Başkasına yarayabilmek için öncelikle kendinizi sağlıklı, mutlu ve huzurlu kılmak zorunda olduğunuzu hiç ama hiç unutmasanız. Problemler sırasında “ben ona canımı veririm,” diyebilecek kadar verici yüce ruhlarınıza can bir diğer canla sittin senedir yer değiştiremediğine göre bu çözüme en yakın diğer seçeneği daha en baştan benimsetebilseniz.
Sen kızının yerine geçebilmeyi onun adına bu mücadeleyi verebilmeyi isterdin ama o bu mücadele konusunda senden onlarca kat daha güçlü. O sebeple bunu O yaşıyor, sen değil. Siz ailecek en doğru yere ve en doğru koşullarda onu ulaştırdınız. Tabii ki dikkatinizin devamı önemli ama aynı zamanda doğru ellerde olduğunuza da olabildiğince inanmak zorundasınız. O hayatta kalabilmeyi, sevildiği kucaklandığı gözetildiği dolu bir macera ruhuyla yaşıyor. Onun gözünde muhtemelen şifa kaynağı o kemo ya da diğer iğne değil. Sadece sizlerin sevgisi ve huzuru. Bunun da en mükemmelini ona aktarıyorsunuz zaten. Kendi ruhsal bedensel ve maddi bütünlüğünüzü korumaya çalışmanız onun için en yeterli ilaç. O bu ilaç bozulmadığı sürece ondan yararlanabileceği en uygun dozajları zaten biliyor.
Nerede olduğunu bilemediğin düşman sen de biliyorsun ki içeri girebilirse eğer, yeri hücrenin zerresinde. O hücre ki aslında içine oksijen alabildiği her an kendi başına zaten bu düşmanı yenebiliyor. Korkunca insan, böyle derin korku değil de bir an için korkunca ilk iş nefes kesilir.”Aah” dedikten bir an sonra nefes içeri kaçar. Ancak düzenli nefes alabilmeye başlayınca gider korku. Tersten okursan eğer korkunun da diğerinin de ilk ihtiyacı oksijen. Doğal ritim ile içeri çekilebilen oksijen.
Her şey olması gerektiği gibi gelişmekte. Düzende aksilikler olarak algılayabileceğin şeyler senin ve sevdiklerinin hayrına gelişmekte. Yaşam seni en doğru yere ve sandığının aksine en doğru vakitte yönlendirmiş. Geciktiğini sandığın ay hesabı yanlış bence. Bazen vaktinden önce harekete geçmek vaktinden sonra harekete geçmekten daha tehlikeli olabilir.
Korkunun bu derin halini yaşam sana gösterdi ama aynı zamanda da sana korkuların hepsini yenebilecek ve en derin anlamlarını kavrayabilecek kapasite vermiş. Nehir içinse yine çok özel başka bir durum söz konusu. Yükseleni aslan dediğin için tahmini çıkardığım haritaya göre hayatta kalmak onun doğuştan sahip olduğu bir kabiliyet. Yaşama hakkının bilinciyle dünyaya gelmiş. Hatta ne kadar yaşayacağına bile kendisi karar verebilirmiş gibi hisseden bir enerji ile doğmuş. Hayatta kalma mücadelesi diye adlandırdığımız durum aslında öncelikli olarak hayatın iyileştirici doğal ritmine ayak uydurup günü dopdolu yaşayabilmeyi sağlayan bir zorunlu ders programı sanki.
Bir bebek dünyaya gelirken annesine hayattaki en büyük armağanı verir: “beni düşünüyorsan önce kendini kolla annecim. Sağlıklı beslen, rahat uyu, huzurlu ve bakımlı ol. Bunları yaparsan, ben doğduğumda kalbin, bedenin, gelmişin geçmişin sana dair her ne varsa birleşir ve koskocaman bir sevgiye dönüşür. Korkuların değil, beni gördüğünde seni saran o kristal sevgi keser nefesini. İçin gider, için beni içine çeker. Bilir misin neden nefesin tutulur o beni gördüğün “bir” an? …….”
Bütün bu yazdıklarıma rağmen buraya korkunu yazabilmeni çok doğru bir hareket olduğu kanaatindeyim. Yazmasan işte o zaman korkardım. Fakat “korku ile yaşamak zorunda olmak” yerine “sevgiyi ve huzuru daima yanımda hissederim” demek ve evrenin ahengine güvenmek daha yararlı olabilir.
Sağlıcakla kalın, sevgilerimle
şebnem
Cocuklar inanilmaz guclu yaratıklar. ve antenleri ne kadar guclu.. nasıl seni anlayip gozunun icine bakip hic beklemedigin ve seni utandiran bir dokunuslari olabiliyor cok iyi biliyorum.. Ama aslinda seni utandiran bu sey iste tam o anda tam ihtiyacin olan sey.. sana bir anda toparlan diyor..
ReplyDeleteDuru'yla cok yasadim, bir anda "old soul" halleri nasil geliyor cocuklara..
Tatlım, gucunu ve direncini kaybetme. Bunun icin sen de kendine lutfen cok iyi bak. yediklerinle hormonlarini destekle.. sendin bana soyleyen su kadin beyni kitabindan sonra herseyin hormonlarla ilgili oldugunu..
bir de buradan size gonderilen pozitif enerjiyi unutma. herkesin en icten gelen duygularla umutla yuklu hislerini gonderdigini aklindan cikarma..
Sen kendini cok iyi taniyan bir insan olduguna gore kendi icini yemeden ve aklina kotu seyler getirmeden bilimsel olarak doktorla konusup nedenini sor ve rahatlat kendini.
Nehir saglikli ve mutlu..
Sebnemin yazdigi hucreler oksijen aldiginda zaten icindeki dusmani yenebilmesi ve korktugunda nefesinin kesilip oksijen alamamasi bana bir seyi acikladi sanki.
ReplyDeletekanseri yenmek aslinda moral isi diyor bazi kanser hastalari ve bazi doktorlar. Sebnemin soyledigi de bunu destekliyor sanki. Kanserli hastalarin yasadigi stres ve korku hucrenin saglikli oksijen almasini engelliyorsa, bu stresi yasamayanlarda bu dusmani yenme sansi cok daha fazla.
Nehirin bu hastaligi yenme basarisinin bir kismini da o zaman Mahmutla senin bugune kadar bu stresi ona hissettirmemeniz dir diyor ve sizi bir kez dana tebrik ediyorum. Her anne baba bunu sizin gibi handle edemezdi.
Ona yansitmasaniz da bu stresi sizin icinizde yasamaniz cok normal. Ben bile hala geceleri uyumakta zorlaniyorum. Gun icinde durup durup yutkunuyorum gozlerim doluyor ve size hayranlik duyuyorum.
Ama herseyin cok guzel sonuclanacagina inancim o kadar buyukki...
unformed kaka olayinda ise...herkesin dedigi gibi next time alin bir numune goturun teste...
ama unutmamak gerekir ki nehir bir cocuktur ve cocuklarin donem donem yedikleri o kucucuk vucutlarini bizden daha cok etkiler.
eger korkun ishal olma olayi ise bana doktorum gunde 4-6 kez sulu olmasi gerekir otherwise yediklerindendir demisti. Tabiki Nehir'in case'i cok farkli bir durum ama bunu korkularini kafandan atman icin sana bir bahane olsun diye soyluyorum yada daha dogrusu yaziyorum.
Bu arada acaba testler sirasinda aldigi ilaclarin etkisi olabilir mi...al sana baska bir bahane...
Nehirimin bunlarin hepsini atlatacagina cok inaniyorum. Allah ona ve size her turlu gucu ve sabri verecek...eh pozitif enejide bizden...
Bu arada Mina'da bana arada durup yanaklarimdan makas alip 'Fistik' diyor...Bu cocuklar harika...Allah hicbirini hayatimizdan eksik etmesin...
Son bir sey...varmi bir istek Handeyle Leylaya yetistirelim...
Nehir saglikli ve mutlu,
Nehir saglikli ve mutlu...
Hepinizi cok seviyorum...
Zeynep'cim, bugunku mesaji sana yazdigimda henuz blog'u okuyacak firsat bulamamistim, bugun Nehir'in sevecegi oyuncaklarla ugrasacak bir gununde olmadigini anladim tabii haberlerini alinca ... o kadar guzel seyler yazmis ki herkes, burdan soyleyecek cok farkli birsey bulamiyorum ve yarin sabaha iyi haberlerini bekliyorum ... Eminim onemli birsey degildir; ama doktora danistiysaniz yine de icimiz cok rahat edecek. Nehir saglikli ve mutlu !!
ReplyDeleteSevgiler,
Bilge
Canim,
ReplyDeleteBiz burada hepimiz dua ediyoruz ve inaniyoruz 'Nehir Saglikli ve Mutlu' bence Zeynep de... Super kuvvetli arkadasima enerji gonderiyorum...Ohmmm:)
Gulnur
Zeynepcim,
ReplyDeleteGösterdiğin tepki için kendini suçlama.. Hepimiz ortada ciddi bişey yokken kendimizi yıpratıyoruz da, senin bu kadarına hakkın yok mu?? Canın ağlamak istiyorsa ağla, negatif düşüncelerinden kurtulmak için sana ne iyi geliyorsa onu yap.. Yürüyüş mü, müzik mi, birilerine bağırıp rahatlamak mı.... Kendini böyle zamanlarda sakın frenleme.. Üzüntünü paylaştıkça hafifleyeceğine inanıyorsan, telefona sarıl ve terapi niyetine seni hep güldürebilen birileriyle konuş.. Yaşadıkların altından kolay kalkılacak şeyler mi sanıyorsun?? Bence sen çoktan bu zor hastalıkla başa çıkabileceğini kanıtladın.. Ama biz kadınların özellikle regl dönemi öncesinde hormonları ve duygu durumu tavan yapıp acayip değişebiliyor. Hem de 1 hafta önce ve sonrası da dahil.. Ben bunu birkaç yıl önce öğrendim. Normalde sakin karşılayacağım bir olayda zır zır ağlar oldum.. Ortada fol yok durumunda bile hem de..
Kendi gücünü küçümseme canım.. Ben senin mantıklı düşüncelerinin, duygularının önünde olduğuna inanıyorum. Aksi halde sana psikolojik tedavi uygulanıyor olurdu şimdi. O yüzden seni endişelendiren ne varsa Nehir'in doktoruna sor ve içini rahatlat. O an doktora ulaşamıyorsan da, önce kendin sakinleşmek için sana ne iyi geliyorsa onu yap.. Ben mesela manyak yüksek sesle müzik dinlerim.. (Daha da uçlara çıkmak için :))
Herşeyin iyi olacağına önce sen inan ki, kızımız da bu pozitif elektriği senden alsın. Unutma kızlar, annelerinin aynasıdır diyor doktorlar.. Sen mutlu ve huzurlu olursan bunu ona da yansıtır, ve onun savaşına katkıda bulunursun.. Her zaman seni burda dinlemeye hazır birçok dostundan biri olarak, tüm dualarım sizlerle diyorum.. Canın ne zaman dertleşmek isterse dök içini rahatla, biz ne güne duruyoruz? Bu kadar uzaktan faydamız dokunacaksa, her zaman dinlemeye, yazmaya ve de konuşmaya hazırız.. Unutma yalnız değilsiniz! Hepimiz HERGÜN haberlerinizi alıyor ve Nehirin iyileşmeye adım adım yaklaştığına inanıyoruz..
Annesi sağlıklı ve mutlu=Nehir sağlıklı ve mutlu...
Sevgilerimle,
Ece..