Monday, February 9, 2009

Bowel Movement: Yeyyy

Şu halimize bakın!

Ama ne yapalım, anne babalığın ilk göstergesi, bağırsak hareketleri takibi, bizim durumumuzda daha da önem kazanıyor.

Bu önemli haberden geriye saralım.

Sabah, nedense erken uyandım, Nehir grumpy uyanmadan rahat bir duş yaptım, sonra da maillerime baktım. Blog'un e-mail'ine de bakayım dedim. İyi ki de bakmışım. Amerika'da yaşayan Türklerden yardım etmek için e-mailler gelmiş. Şaşırdım. Hala da şaşkınım. Diyorum ya insan hayatta hiç tahmin etmediği durumlarda buluveriyor kendini. İçtenlikleri, geçmiş olsun dilekleri, yardım çabaları çok duygulandırdı beni.

Sabah da yine bizi bir arkadaşından duymuş sevgili Kadriye (Somel değil ama), geldi ziyarete. Nehir için bir oyuncak, belki de daha önemlisi koca bir tepsi börekle! Böreği o kapıdan çıkarken farkettik.

Kadriye buradayken, Leyla ile de Skype'de görüşüyorduk. Abim de gelmişti. Derken hemşireler, ve sonunda da Onkoloji doktoru geldi. Skype'de annemleri de sayarsak, şenlikli bir sabahtı. Bizi hiç tanımayan Kadriye ne düşündü bilmiyorum, bir yandan Bilgisayarda, "Hey dostum, kıymalı tostum" diye rap yapan bir Leyla, Leyla'nın arkasında bana ciddi ciddi, "Leyla için bir ayak doktoru lazım, Etiler'de olsun ve Cerrahpaşa'dan olsun" diyen çok sevgili annem, "beşinci kemoterapiye ne zaman başlamak istersiniz" diyen bir doktor, "Siz bilirsiniz ama biz Nehir'i kaybettiği beşyüz gramı alıp da gelsek" diyen ben...Nehir'cim Leyla'ya bakıp, "komik" diyordu.

Kustirica her yerde.

Sonrasında sessizlik. Abimle İstanbul'da yapamadığımız bir öğle yemeği yedik, Nehir uykuya dalınca. Benim hastaneden çıkasım yoktu, hastanenin food court'unda yedik. Eski günleri andık. Dertleştik.

Yukarı döndüğümüzde Nehir uyanmış, babasıyla Play Room'a girmişti bile. Ben gittiğimde ise, beni görür görmez, ayaktaki Nehir kucağa çıktı. Baba kahve molası aldı. Nehir bir türlü grumpy mood dan çıkamıyordu ki, child developmental specialist, Nehir'e fırça ve boya getirdi, derken masayı boyamaya başladı. Ben içimden "don't try to do this at home kids" i tekrarlarken, Nehir de şaşkın, eline aldığı bir kağıtla masayı silmeye başladı! Kadın gülerken, ben içimden "Aferin yavrucuğum" diyordum. Diyebilirdim ama neyseki demedim, ben de güldüm. Sonra Child Developmentalist masayı boyamak yerine elindeki boyaları masaya damlatmaya başladı. Nehir'cim ise o boyalarla değil hala kutudaki boyalara fırçasını sokuyordu! Tatlımın sulu boya tecrübesi var ya!

Nehir'in algılaması değişti bugün. Ben de hiç yapamayacağım bu serbestlik ile yaratıcılığa, rahatlamaya, denetimsizliğe bir kapı açtığı için o tatlı kadına teşekkür ettim. Kadının Nehir'den sadece on gün büyük bir kızı varmış. Peki şuna ne demeli, kadın single mother, kızı adopted, kızın öz annesi, 13 yaşında doğurmuş, şimdi ikinci kez hamile imiş, öz anneanne ise 29 yaşında ve onuncu çocuğuna hamile imiş. Sonucu değil, onuncu.

Kustirica her yerde, demiştim.

En sonda ise Dr. Nuchtern geldiğinde, Nehir kucağıma uzanmış, Mahmut bilgisayarda birşeyler yapıyor, biz ise müzik dinliyorduk. Nehir "Ceciliaaaaa, you're breaking my heart, you're shaking my confidence latellyy" de dansetmiş (oturduğu yerde, omuzlarını oynatarak), sonra da kucağıma gelmişti.

Dr. Nuchtern çarşamba günü kemoterapiye başlayabileceğimizi, zaman kaybetmenin iyi olmadığını, yarın Russell ile konuşacağını söyledi.

Ne diyeyim, hele Nuchtern karşısında boynumuz kıldan ince. Biliyor musunuz Nuchtern'e sarılıp teşekkür etmeyi çok istiyorum hala. Düşününce. Geldiğinde, ameliyattan çıkmış gibiydi, kafsında kep, akşamın 7isiydi. Blog'ta bir alkış efekti olsaydı buraya koyardım, karşısında saygıyla eğilelim derdim. İşini seven, işini ciddiye alan, işini iyi yapan bir adam. Bilemiyorum, sözle ifade etmek mümkün değil hissettiğim minnettarlığı.

Kıssadan hisse: Sanıyorum uzun bir kalışa dönüştü. Olsun, Nehir sağlıklı ve mutlu. Okuduğunuz üzere, ben de şen ve şakrakım.

5 comments:

  1. Arkadaşım, şen şakrak, moody, up/down her halini çok özledim :) güzel haberlerini aldıkça içimin yağı (mı) eriyo derlerdi..Hande'nin dediği gibi 8 takla zamani..Bizdeki tahin pekmez geçerli mi Nehir için, gönderelim, kilocuklari alsın???
    hepinizi öperim..
    Arzu

    ReplyDelete
  2. Iyi kiSomel degil notunu dusmussun, yoksa ben de astral seyahate cikiyorum herhalde diye dusunecektim. Keske gelen ben olsaydim bu arada. Sen sakraklik konusuna gelince de oh, oh ne guzel sana gulmek yarasir. Her gecen gun kahkahalarinin tonu artar insallah. Guzel haberlerinizi okudukca biz de burada sen sakrak dolasiyoruz. Sevgiler. Kadriye Somel Ozcanoglu

    ReplyDelete
  3. Valla Pelinde sabah uyandi ve okula gitmeden once gittigi tuvalette gordugu "bowel movement" fazla hizli oldugundan, sen bugun okula gitme deyindce oda aynen "Yeyy" dedi.

    Bugun bowel movement gunu anlasilan. Bizim ailede cumartesiden beri suregelen bir durum aslinda. Ama en cok ses getireni tabiki sizinki oldu. Nehircigimi rahatlatacak her sey cok yasasinnnn.

    Dr.Nuchtern e bende buradan cok tesekkur ediyorum, isini iyi yapmasinin yaninda, senin icini rahatlatan bir doktor oldugu ve sizde buyuk bir guven duygusu uyandirdigi icin. Nehircigimin sansina her isi rast gidiyor. Emin ellerdesiniz hissi o kadar huzur verici ki.

    Sesindeki nese, keyif ve Kustarica benzetmesi cok hosuma gitti. Her seyiniz aynı bu keyif icinde, serbestlik icinde, tatli karisikliklar icinde gecsin. Kalisiniz kısa da olsa, uzun da olsa, sonunda Nehircigimin havasi cok iyi olacak:)Kendinize cok iyi bakin...

    ReplyDelete
  4. Zeynep'cim yav elmayla, uzumle kilo mu alinir; goturun bak Istanbul lokantasina, teslim edin Ali Abi'sine, yesin afiyetle pideleri, sutlaclari, humuslari; hem mutlu olur; hem kilolari dizer :) Yok tamam, saka saka; bak bunca senelik aliskanliklarimizi degistirmis olmasak da; seninle ayni sanal ortamda yasamaktan yedigim raw olmayan, saglikli olmayan herseyden en azindan rahatsiz olur oldum ... ilk firsatta bu konuda kendimi egitmeye baslamaliyim ... Nehir'cikle geri dondugunuzde sizi neyle agirlicaz yoksa; artik apple pie ve brownie de ikram edilmez ki size :) PS: pismemis sebze ile quiche yapilmaz ki, ha tamam anladim, quiche de yok :((

    Nehir'e bir kocaman aferin ve yeyyyy de bizden ...

    Opuyorum cooook,
    Bilge

    ReplyDelete
  5. Zeynep'cim, sabah seni okudugumdan beri kafamda su 29 yasinda onuncu cocuguna hamile, 2 yasinda torunu olan kadin var. Allah akil fikir versin ne diyeyim. Su cocuk adopt etmis kadin da kardeslerinden birine bakaymis ya. Aman neyse ben de bir bizde 10-11 cocuk derdim, kendilerine bakacak halleri yok bir de cocuk doguruyorlar derdim... Baksana, guya dunyanin en gelismis ulkesinde bile oluyor.

    Neyse bowel movement harika haber. Babam, ameliyatlari sonrasinda hastane ile konustugunda ilk sorusu "gaz cikardi mi?" olurdu, ben de hep gulerdim bu soruya. (Bilmeyenler icin babam genel cerrahtir) Pek de gulunecek birsey degilmis. Hareketsizligin ne demek oldugunu sonra anladim.

    Bu sefer uzun bir hastane fasli olacak ama bosver bir cirpida hepsi bitecek, oyle dusun. Hastaneden ciktiginizda bir suru seyi geride birakmis olacaksiniz. Kocaman rahat bir nefes alabileceksiniz. Parklara doyum olmayacak. Sonra kizinin dogum gunu, Leyla'nin gelisi hepsi icin bol bol vakit kalacak. Doya doya hasret gidereceksiniz.

    Nehir'cigimi koklayin, kendinize iyi bakin...

    ReplyDelete