Cornell'in otobüsünden bildiriyorum. Ön beş sıra ve arka sıralar olmak üzere internet bağlantısı var. Ne diyeyim, teknoloji, gelişti.
Yolculuk: NY'a... Yaprak'i görmeye. Biraz yarenlik etmeye. Üç güncük.
Yaprak'ı tanıyalı çok olmadı. Hastanede bizi Nehir'le ziyaret edişini hatırlıyorum. O da kanserle mücadele ediyor. Derler ya, aslanlar gibi! Bana telefon ettiğinde, "Geleyim, size moral veririm" dediğinde, kendi kendime, "Yaw, alem biri, o mu bize moral verecek, ben ona veririm" diye düşünmüştüm. Sonra Nehir ile kaldığımız o minik odaya, biz yeni hastaneye yatmıştık, Nehir kötüye gitmeden önce, kapıdan genç bir kadın girdi. Enerji dolu. Tesadüf en yakın iki arkadaşımın çok yakın arkadaşıydı, ama ben adını duymuş olmama rağmen tanışmamıştım.
Eh... sonrası, hayat bizi umulmadık bir ortak paydada buluşturdu.
Yaprak'ı bazen Nehir yerine koyuyorum, Yaprak'ın annesini anlıyorum. Bazen Yaprak, ben oluyor, küçük kızı İstanbul'da, Zeyno'su. Zeyno, Leyla oluyor. Sonra, Zeyno ben oluyorum, Yaprak babam oluyor.
Sonra Yaprak çok tatlı bir arkadaş oluveriyor! Hatta şimdi yoldayken, "Bir fırsatım olursa, Duane Reade'e gireyim, güneşten korunma kremimi alayım" derken, bu kez işte o dışarıdan ziyaret eden arkadaş olmuşum. Belki koşu için bir ayakkabı da bulurum, yolda bir mağaza görürsem.
İşte Yaprak'a giderken, tüm bu roller içinde, otobüste, Amy Winehouse dinliyorum...
Aslında aklımda Ms. Devers'ı anlatmak vardı. Unutmayayım... Ama o ikinci yazı olsun. Bu, Yaprak'ın gülümseyen yüzünü, yumuşak sesini, müthiş mücadele gücünü anlatsın.
Ha, bir de tesadüf, otobüs şöförü, Fred...tanıdık. Mahmut'a beni kahve içmeye gönderen, hani. Bu otobbüse binmek dert yaratmıyor. Ama Presbyterian'da inmiyorum. Cornell Club'ta, yani Manhattan'in başka bir yerinde iniyorum. Anılar, anılar, anılar.
Amy Winehouse, Beady Belle olmuş..."Ghosts" çalıyor.
Yaprak'çım saat sabah 7.44. Yoldayım!
Yaprağa, sevgilerimi uçur Zeynep, "de ki, bu öpüücükler Nehir'in teyzelerinden"ltf.
ReplyDeleteAnılar, şimdi daha bir dingin sanki, birkaç ay öncesine göre ve tabi -mecburen-
Gücüne her zaman saygı duydum, önünde eğildim biliyorsun. Şimdi Yaprağa güç olmak için bir kez daha...Tanrı biliyor.
En pembesinden sevgilerimle.
Tum iyi dileklerim, dualarim Yaprak icin .
ReplyDeleteSofor de cok nazikmis :), yoksa sizi elele gorunce "Hanginiz gidiyor?" diye soran sofor mu ?
Sevgiler
HAsene