Kendi işimi yapmayı seviyorum. Ama hatırlatırım kendime, buraya ilk geldiğimizde, ilk sorumuz, "Evin araba yolunu kim temizliyor?" idi. Evsahibimiz, orta yaşı biraz geçmiş, çok zinde, tatlı Pam, "Ben kendim yapıyordum" dediğinde ise, yüzümüzdeki şaşkınlık...
Tabi denilebilir ki, işsizlik çok iken bir denge yaratıyoruz. Ama ortaya çıkardığı yaşam biçimini sevmiyorum. Ama tabi karı koca sabahtan akşama çalışıldığında, o yorgunlukla kim garajın önündeki karları temizleyecek, bir de o var. Ama bir süre sonra gereklilik yerini alışkanlığa bırakıyor olabilir mi...
Neyse bunları düşünmeli, (ama ben niye taşınırken bir de bunları düşünüyorum bir yandan, şu aklıma bir çare bulmalı, enerjisi artmaya başladı, doğru, akademik bir yönlendirme lazım, yoksa gevelemeye başlıyorum) ama Özgecan bir "link" göndermiş, spor yazısı üzerine. Onu paylaşmak istedim. Aynen bizim gibi düşünen birileri kızları futbola yönledirme çabası içine girmişler!!
Bakınız...
Oof of Zeynep, bitmiyorsun. Durmuyorsun.:)
ReplyDeleteŞu güne karar verdiğin dersleri ediyorken ezber.. Kendi çocuğumuzla, bütün çocuklarla, kendimizle ilgili akla getirdiklerini hayata geçirmeye çalışırken bir de spor çıkardın.
Doğru ve çok doğru çünkü. Baledir, pianodur planlıyorduk ama . Hiç aklımıza gelmeyebilirdi belki şimdi karı koca bunu konuşuyoruz kaç gündür. Takım sporu ne kadar önemli diye, neden kızlar eksik bu konuda, biz de tutalım aklımızda, zamanında, fırsatında futbol, basketbol, voleyboldan birine verelim mutlaka diye.
Evet ama enerjisi yükselen beynin altına bir kova koyup doldurmak lazım. Kısa zamanda o kovayı da bulman dileği ile.
Mahmut Hoca'ya dolu sevgiler..
Kolay gelsin:)
ReplyDeleteCanım kolay gelsin taşınmak zor iş hele kış gününde. İyi günlerde oturmanızı temenni edeyorum her şey gönlünüzce olsun sevgiler tamame
ReplyDeleteKendimiz yapmak zorunda olmadığımız, angarya gördüğümüz gördüğümüz işleri eskale etmenin özellikle bir yönünü sevmiyorum, çok basit bir işten kalite beklentisi oluşturuyorsun boş yere. Kendin yapsan bu kadar oldu deyip geçeceğin işi, para verdim diye çok iyi olsun istiyorsun, ama onun işi düzgün olmalı diyorsun, olmuyor, gereksiz can sıkıntısı.
ReplyDeleteBu rutin, yapsan da seni bir yere götürmeyen işleri yapmayı da sevmiyorum, onun yerine yapacak bir sürü güzel şey var, yaptırmayı da sevmiyorum, bu işlere bedel biçmeyi de sevmiyorum. O yüzden hayat şekli olabildiğince basit, çok emek istemeyenden olmalı, ayrıca bu işler olabildiğince endüstriyelleşmeli diye düşünüyorum, ütü yapmak ya da yaptırmak yerine, kurutma makinesi kullanmak ve onun düzgünlüğü ile idare etmek, daha iyisi hergün giyilen şeyler için ütü istemeyenleri tercih etmek gibi :)
Merhaba,
ReplyDeleteBen blog post'uyla tamamen ilgisiz bir konudan bahsetmek istiyorum. Nehir'den etkilenip, diğer annelerin bloglarını okumaya başladım bir süre önce. Yani, diğer anneler derken "loss" yaşamış o özel insanlar.. Bugün bir annenin yazısı, mideme yumruk yemiş kadar etkiledi beni. Kaybettiği bebeğinden mesajlar aldığından bahsediyordu çünkü. Evet, muhtemelen şu an deli diyorsunuz ama merak ediyorum. Sizin de böyle ufacık da olsa, Nehir'le ilgili bir şeyler hissettiğiniz oldu mu? Spiritüel konulara pek inanmam normalde ben ama bu yazıdan sonra, bu dünyada yeterince kalamamış çocukların aslında anne-babalarını hiç bırakmadıklarını anladım. Ya da inanmak istedim.
Yazı, şurada:
http://onceamother.blogspot.com/2011/01/letters-from-heaven.html
Sevgiler
Nasilsiniz Zeynep hanim?
ReplyDeleteA.